Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/175 E. 2022/2033 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/175
KARAR NO: 2022/2033
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2017/275 Esas, 2019/964 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 14/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı yüklenici arasında 02/09/2014 tarihli eser sözleşmesi uyarınca maliki bulunduğu Gebze Organize Sanayi bölgesi (GOSB) … Caddesi …Sokak No: … adresinde kain fabrikanın cephe kaplama işlerinin yapılması hususunda anlaştıklarını, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmediğini, işlerini teknik olarak yerine getirmediğini, cephe kompozit kaplaması yapılırken cephe çelik elemanların 50 cm uzatıldığını, cephe ile taşıyıcı çelik kolonlar arasına 160’lık NPU ilave yapıldığını, cephede bulunan 200’lük NPU’ların ise 160’lık NPU’ların ucuna bastırılmış olduğunu, ayrıca yatay 200’lük NPU’ların cephe kompozitleri yapılırken yerlerinin değiştirildiğini, bu işlemler yapılırken imalatta ilave yapılan 160’lık NPU’lara göğüşleme yapılması gerekirken bu imalatın da yapılmadığını, bu sebeple iki çelik taşıyıcı kolon arası 8,50 m açıklığında olduğundan cephede kullanılan 200’lük NPU’ların sehim yaptığını, bunların dışında cepheden depo alanına su girdiğini, cephede yatay olarak uygulanan 200’lük NPU’ların sehim yapmaması için bunların çatı makası gibi imalatlarının yapılıyor olması gerektiğini, davalı yüklenicinin hiçbir şekilde gerekli özen ve dikkati göstermediğini, eserdeki ayıpların ve bedelinin Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/9 Değişik iş dosyası ile yapılan tespitte alınan bilirkişi raporu ile tespit ettirildiğini belirterek, 33.831,80 TL eksik ve ayıplı iş bedelinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında yapılan 24/04/2014 tarihli eser sözleşmesine göre davacıya ait Gebze Organize Sanayi Bölgesi … Caddesi …. Sokak No: … adresindeki fabrika binasının sözleşmede yapımı kararlaştırılan işlerinin eksiksiz olarak ikmal edilerek işverene teslim edildiğini, davaya konu edilen çelik konstrüksiyon binan (B blok) proje, hesaplar ve tüm çelik işleri, imalatının bir başkası tarafından yapıldığını, çeliğin sehim yapmasının yük ve geçtiği açıklık ve formuyla ilgili parametlerden çıktığını, firmasının bu üç var olan parametreyi değiştirmediğini, arka ve yan cephede imalatı var olan bir malzemeyi söküp sadece pencerelere göre hizasını değiştirerek tekrar taktığını, ön cephede ise bitişik ve betonarme imal edilen A blok ile B blokun aynı hizada olmasını teminen çelik konstrüksiyon dikmelere taşıtılan ön cephedeki mevcut çelik konstrüksiyonlarının 50 cm ötelenmesi işini yaptığını, bu işlerin yapımı esnasında davacı işverene sehimlerin önlenmesi vs hususlarındaki önerilerinin çizimlerle gösterildiğini, ancak davacı işverenin maliyet artışı kaygısıyla bu önerilerini dikkate almadığını, tüm statik konulara işverenin karar verdiğini, dolayısıyla çelik profillerin sehim yapmasından kendilerinin sorumlu tutulamayacağını, yüklenici firma olarak davacıya ait binanın cehpe kaplama işini üstlendiklerini, davacının cephe panellerinin yanlış montajı dolayısıyla cephelerden su girdiğini iddia ettiğini, ancak yüklenici şirketin montajını üstlendiği panellerin montajında bir hata olmadığını, söz konusu su girişinin ancak pencere kapı birleşim aksesuarlarından kaynaklı olabileceğini, bu imalat ve detayların yapımının sözleşme dışında kaldığını davalıya bu hususta yüklenilecek bir kusur bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 24/04/2014 tarihli sözleşme ile 52.800,00 TL + KDV bedel ile anlaşıldığı, Gebze 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/9 değişik iş dosyası ile yapılan tespitte ayıplı imalatın 33.831,80 TL olarak belirlendiği, mahkemece alınan raporlara göre işin yapımında yüklenici davalının işi özen ve hassasiyetle yerine getirmediği ve ayıplı ifanın giderilme bedelinin 33.831,80 TL olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davalı her ne kadar davacının uyarıldığını ve davacının ekonomik sebeplerle davacı işverenin eksiklikleri giderilmesine karşı çıkmış olduğunu iddia etmiş ise de, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yapılması kararlaştırılan iş belirli olup davalı tarafından işbu sözleşmeden dönülmediği, davacı tarafça ekonomik sebeplerde davalı uyarıları dikkate alınmamış ise davalının sözleşmeden dönebileceği gibi işi durdurması ve davacıdan onay alarak işi eksiksiz devam etmesinin de mümkün olduğu, davacının işi eksik ve ayıplı yaptığı, ayıp nedeniyle davalının uğramış olduğu bilirkişi raporlarıyla tespit edilen 33.831,80 TL bedelden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; 33.831,80 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemenin eksik ve hatalı değerlendirmelere dayanan kök ve ek rapora göre davanın kabulüne karar vermesinin hukuka uygun olmadığını, sözleşme ile “cephe aşık profillerinin, kutu profillerinin cephe projelerine göre yeniden dizayn edilmesi, gerekli takviyelerin yapılması” işinin mevcut cephe projelerine göre yapılması olarak kararlaştırıldığını, davacıya ait çelik konstrüksiyon binanın proje, hesaplar ve tüm çelik işleri imalatının başka bir firma tarafından yapıldığını, çeliğin sehim yapmasının, yük, geçtiği açıklık ve çeliğin form parametrelerinden kaynaklanmakta olup, yüklenici şirketin bu parametrelere herhangi bir müdahalesinin olmadığını, parametreleri değiştirmediğini, imal edilmiş olan malzemeyi söküp sadece pencerelere göre hizasını değiştirerek tekrar takma işini üstlendiğini, bu nedenle yüklenicinin sözleşme ile belirlenmeyen yeni bir proje hazırlatması ve davacıya sunması gibi bir yükümlülüğü olmadığını, böyle bir yükümlülüğü olmadığı halde ve taraflar arasındaki yazışmalardan da anlaşılacağı üzere davacıyı bilgilendirmiş ve uyarmış olmasına rağmen davacı işverenin mevcut cephe ve projeleri üzerinden işin yapılması hususunda ısrarcı olması ve yüklenici firmanında sözleşmeye uyarak üstlendiği, işi cephe projelerine göre eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamladığını, mevcut cephe projelerinin hatalı olması sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklardan yüklenici firmanın sorumlu tutulamayacağını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 02/09/2014 tarihli sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmenin konusu davacıya ait fabrika binasının sandwich panel kaplama ve çelik konstrüksiyon işlerinin yapım işi olup, işin bedeli keşif özetinde verilen yüklenicinin belirlediği metraj ve birim fiyatlara göre anahtar teslimi 628.000,00 TL+ KDV olarak kararlaştırılmıştır. Mahkemece alınan 09/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda, sözleşmenin ikinci sayfasındaki işin birim fiyat ve tahmini ön keşif görünümünde yapılacak iş ve bedelinin; cephedeki yatay ve düşey konstrüksiyonların, cephe aşık profillerinin, kutu profillerinin cephe profillerine göre yeniden dizayn edilmesi, gerekli takviyelerin yapılması işleri için toplam 52.800,00 TL + KDV şeklinde düzenlendiği, yüklenicinin sözleşmenin hükmü gereğince profil demirlerinin aynı kot ve hizada olacak şekilde yeniden söküp montajını yaptığı, ancak profillerdeki sehimleri gidermeye yönelik herhangi bir takviye yapmadığı gibi ön cephede ötelemesi yapılan NPU 200 profillerini 50 cm uzunluğunda konsol olarak çalıştırılarak fen ve sanat kaidelerine uygun bayrak teşkili yapılmadan mesnetsiz basit kaynak işleriyle yapmasının hatalı olduğu, bu şekilde montajı yapılmış cephe çelik konstrüksiyonunun yatay yükleri (deprem ve rüzgar gibi) karşılama kabiliyetininin bulunmadığı, sistemin basit kaynak yerlerinde kopma ihtimalinin yüksek olduğu kanaatine varıldığı, her ne kadar dava dosyasında sözü edilen cephe aşık profillerinin, kutu profillerinin cephe projelerine göre yeniden dizayn edilmesi, gerekli takviyelerin yapılmasına ilişkin bir proje bulunmasa da yüklenicinin sözkonusu projeyi uzmanına hazırlatıp işverene sunması ve imalat ve takviyesinin buna göre yapılmasının işin gereği olduğu, yüklenicinin yüklendiği işi gerekli özen ve hassasiyetle yerine getirmediği, tarafların ticari defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, davacının uğradığı zararın 33.831,80 TL olarak tespit edildiği belirtilmiştir. Bilirkişilerce düzenlenen 06/05/2019 tarihli ek raporda, teknik bilgi ve sorumluluğu olan taraf yüklenici olup, işverenin eksik ve ayıplı işe maddi sebeplerle devam etmesini istemesi halinde dahi davalı yüklenicinin bir ihtarname ile işi durdurması, onay alarak işe eksiksiz devam etmesi gerekirken bu şekilde davranmadığı, bu durumda davalı yüklenicinin yüklendiği işi gerekli özen ve hassasiyetle yapmadığı ve sorumluluğunu yerine getirmediği, yüklenicinin ayıplı ifasının mevcut olduğu, bu ayıplı imalatın neticelerinin zamanla görünür olması sebebiyle gizli ayıp niteliğinde olduğu, eksik ve gizli ayıplı ifa sebebiyle davacının 33.831,80 TL bedeli davalıdan talep edebileceği belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafça fabrika binasının dış cephesinin kaplama işlerinin yapımı konusunda davalı ile anlaştıklarını ancak işin ayıplı yapıldığını, bu hususta tespit yaptırdıklarını belirterek, ayıplı işler bedelinin tahsili istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamında alınan tespit raporu ve bilirkişi kök ve ek raporlarına göre, davalı yüklenicinin sözleşme hükmü gereği profil demirlerinin aynı kot ve hizada olacak şekilde yeniden söküp montajını yaptığı, ancak profillerdeki sehimleri gidermeye yönelik herhangi bir takviye yapmadığı gibi ön cephede ötelemesi yapılan NPU 200 profillerini 50 cm uzunluğunda konsol olarak çalıştırılarak fen ve sanat kaidelerine uygun bayrak teşkili yapılmadan mesnetsiz basit kaynak işleriyle yapmasının hatalı olduğu, bu şekilde montajı yapılmış cephe çelik konstrüksiyonunun yatay yükleri (deprem ve rüzgar gibi) karşılama kabiliyetininin bulunmadığı, sistemin basit kaynak yerlerinde kopma ihtimalinin yüksek olduğu, yüklenicinin yüklendiği işi gerekli özen ve hassasiyetle yerine getirmediği, teknik bilgi ve sorumluluğu olan taraf yüklenici olup, işverenin eksik ve ayıplı işe maddi sebeplerle devam etmesini istemesi halinde dahi davalı yüklenicinin bir ihtarname ile işi durdurması, onay alarak işe eksiksiz devam etmesi gerekirken bu şekilde davranmadığı, bu durumda davalı yüklenicinin yüklendiği işi gerekli özen ve hassasiyetle yapmadığı ve sorumluluğunu yerine getirmediği, yüklenicinin ifasının gizli ayıplı olduğu, gizli ayıplı ifa sebebiyle davacının 33.831,80 TL bedeli davalıdan talep edebileceği belirtilmiştir. Eser sözleşmelerinde, yüklenici işin uzmanı ve basiretli bir tacir olarak, sözleşmeye konu edilen ve iş sahibince yapılması istenen işin, iş sahibinin isteği doğrultusunda yapılması halinde eser fen ve sanat kurallarına, sözleşmenin amacına uygun olmayacak ise, genel ihbar ve özen yükümlülüğü çerçevesinde bu durumu iş sahibine bildirerek onu uyarması ve aydınlatması; iş sahibinin ısrar etmesi halinde sorumluluğu iş sahibine ait olmak üzere, onayını alarak işi yerine getirmesi gerekmektedir. Somut olayda, davalı yüklenici taraf, sözleşmeye göre, mevcut çelik konstrüksiyon binanın proje, hesaplar ve tüm çelik işleri imalatının başka bir firma tarafından yapıldığını, hataların çeliğin sehim yapması, yük, geçtiği açıklık ve çeliğin formu parametrelerinden kaynaklandığını, yüklenici şirketin bu parametrelere herhangi bir müdahalesi olmadığını, bunları değiştirmediklerini, imal etmediklerini, sadece malzemeyi sökerek yerini değiştirdiklerini ve yeniden taktıklarını, statik konulara, kolonlara ne şekilde bağlanacağına davacının karar verdiğini, oluşan zarardan sorumlu olmadıklarını iddia etmiş ve bu hususlarda davacı işsahibini uyardıklarını beyan etmiş ise de; az yukarıda belirtildiği üzere, davacı iş sahibinin işin teknik detaylarını, eksik imalatın olası sonuçlarını bilemeyeceği, işin ehli olan yüklenicinin yapacağı işin sonuçlarını öngörmek ve davacı tarafı uyarmak zorunda olduğu yüklenicinin özen ve genel ihbar yükümlülüğünün doğal sonucudur. Her ne kadar, bu konuda yüklenicinin davacı iş sahibini uyardığı ve davacının uyarıları dikkate almayarak işin devamını talep ettiği beyan edilmiş ise de bu husus davalı tarafça ispatlanamamıştır. Şu halde, davalı yüklenici, eserde meydana gelen ayıplı imalatlardan sorumlu tutulacaktır. Bilirkişi raporuna göre, yüklenici tarafından imal edilen eserde meydana çıkan ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu, bu durumda, gizli ayıplı ifa nedeniyle işsahibinin uğradığı zararı davalı yüklenicinin karşılamak durumunda olduğu, gizli ve ayıplı iş bedelinin 33.831,80TL olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne dair verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2019 tarih ve 2017/275 Esas, 2019/964 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.311,05 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 577,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.733,28 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.