Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1742 E. 2021/261 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1742
KARAR NO: 2021/261
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2018
NUMARASI : 2015/546 Esas, 2018/86 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya ait ofisin tüm renovasyon işlerinin gerekçeleştirildiğini; ayrıca bina çevresi ve binanın asfaltlama işlerininde kontrolünün yapıldığını; yapılan işler karşılığında 19/112014 tarihli 1.253,343,32 TL ve 114.693,78 TL bedelli faturaların tanzim edildiğini; davalının kısmen ödeme yaparak bakiye 418.037,10 TL yi ödemediğinden davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla başlattıkları icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan % 20 inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında yazılı bir eser sözleşmesi bulunmadığını, davalıya yaptığı işlere karşılık 950.000,00 TL ödeme yaptıklarını, davacının yapmış olduğu işlere ilişkin bu ödemenin fazlasıyla yapılan bir ödeme niteliğinde olduğunu; davacının dayandığı e-maillerin ispat kabiliyeti olmadığını, talep edilen bedelin tamamını gösterir yazışma olmadığını, davacının söz konusu hesabı, kendilerince imzalanmayan ve tek taraflı hazırlanan hak ediş taslağına dayandırdığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; bilirkişi heyetinin ek raporu hükme esas alınarak, ek raporda tespit edilen 382.536,06 TL’den maddi hesap hatası niteliğindeki asfalt serim işi için belirlenen 17.999,00 TL yerine, kök raporda tespit edilen 13.500,00 TL değer nazara alınmak suretiyle aradaki fark olan 4.499,00 TL’nin düşülerek 378.037,06 TL için itirazın iptaline, fazlaya dair talebin ve istenilen alacak iki tarafın imzasını içeren hak edişe bağlanmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; bilirkişi raporunda ayıplı işler yönünden indirim yapıldığı, ancak fahiş fiyat iddiasının dikkate alınmadığını, taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi olmadığından, imal tarihindeki piyasa rayiç bedelleri yönünden değerlendirme yapılması gerektiğini; bilirkişilerin keşif özetinin taraflar arasında onaylandığı gerekçesi ile sadece keşif anında tespit edilen ayıplı imalat metraj fazlalıklarını düştüğünü; keşif özetine müvekkili şirketin onay vermediğini; bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu; renovasyon çalışmaları sırasında davacı tarafından düzenlenmesi gereken bilgi ve belgeler hak edişe dönüştürülmesi gerekirken yapılmadığını; keşif listesindeki birim fiyatlarda pazarlık yapılmamış olduğu halde kesin hesap icmali adı altında listeleme yapılarak davalı tarafa gönderdiğini; kök raporda 13.500 TL olarak belirlenen işin ek raporda 17.999 TL eksik belirlendiğini, çelişki olduğunu; bilirkişilerin davacı tarafından sunulan çoğuna onay verilmeyen maillere dayanmasına rağmen mailler üzerinde inceleme yapılmadığını; davacı savunması ve delillerin genişletilmesine aykırı olarak bilirkişi incelemesi sırasında cd, mail ve kesin hesap listesi sunulduğu, maillere dayanılarak rapor oluşturulduğunu; muvafakati olmadığını; yeniden inceleme talebinin reddedildiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı tarafça, davalıya yapılan işler karşılığında tanzim edilen fatura bedelinin kısmen ödendiğinden bakiye için başlattıkları icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali talep edilmiş, davalı tarafça ödenen bedelin yapılan işler için yeterli olduğu savunulmuş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur.Somut olayda; taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi düzenlenmediği; davacı tarafından yapılan işler konusunda ihtilaf bulunmadığı; mahkemece mahallinde yapılan keşif ve ticari defter incelemesi sonucu alınan19/12/2016 tarihli raporda; Mart 2013 tarihli teklifin davalı tarafından kabulü ve bilahare e-posta yolu ile onay kapsamında davacı yüklenicinin Nisan 2013 te işe başladığı; üstlenmiş olduğu işleri pek çok revizyon ve ilavelere rağmen Temmuz 2013 sonunda tamamlayarak makul bir süre olarak değerlendirilen 4 ay içinde e-posta yolu ile gönderilen 01/08/2013 tarihli geçici kabul tutanağı eksikleri ile birlikte 01/08/2013 ‘te davalıya teslim edildiği; 29/07/2013-01/08/2013- 21/08/2013 tarihli e-mailler kapsamında geçici kabul tarihinin 01/08/2013 olabileceği; 19/09/2013 – 11/10/2013 tarihli e-maillere göre davalı iş verenin makul sürede kesin hesap kontrol sorumluluğunu yerine getirmediği; davacı yüklenici tarafından 19/11/2014 tarihli KDV dahil 1.253.343,32 TL ve 114.698,73 TL olmak üzere kesin hakediş kapsamında toplam 1.368.038,10 TL tutarında fatura düzenlediği; faturaların davalı muhasebe kayıtlarına yer almadığı; davacı yüklenicinin ayıplı ve fazladan hesaplanan hakedişler düşüldükten sonra inşaat dekorasyon işleri kesin hakediş tutarı 777.974,05 TL(tablo A1) + ayıplı ve fazladan hesaplanan hakedişler düşüldükten sonra mekanik işler kesin hakediş tutarı 243.069,11 TL(tablo B1) + varsa ayıplı ve fazladan hesaplanan hakedişler düşüldükten sonra elektrik işleri kesin hakediş tutarı 251.245,05 TL(tablo C1) olmak üzere davacının toplam kesin hakediş tutarının 1.272.288,21 TL KDV dahil olabileceği; davacıya 950.000,00 TL ödendiğ, davacının 322.288,21 TL kesin hesap hakediş alacağının bulunduğu belirlenmiştir.Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 08/11/2017 tarihli ek raporda ise; itirazlar değerlendirilerek Tablo A1’de asfalt serim işleri bedeli olan 17.999,00+3.239,82 TL KDV = 21.238,82 TL’nin sehven tabloya dahil edilmediğini; Tablo C3 toplamının 19.547,40 TL hesaplaması gerekirken 2.308,50 TL eksik olarak toplamına 17.238,90 TL hesaplandığını; kök rapor tablo C1 toplamına 2.308,50+415,53 KDV= 2.724,03 TL ilavesi gerektiği; kök rapor Tablo C1’de CCTV işleri bedeli 30.750,00 TL +5,35 KDV +36.285 TL’nin sehven tabloya yansıtılmadığı; tespit edilmemesi nedeniyle talep edilen 1.254,60 TL yangın panel yağ değişim bedelinin kök raporda hesaba dahil edilmediği; düzeltmeler yapıldıktan sonra, 777.974,05 TL olarak hesaplanan kök rapor (tablo A1) toplam tutarı 17.999+3.239,82 KDV ilavesi ile 21.238,82 TL ilavesi ile 799.212,87 TL olarak düzeltildiği; 2.308,50 TL eksik toplama işlemi nedeniyle 17.238,90 TL olarak hesaplanan kök rapor tablo C3 toplam tutarı 19.547,40 TL ( 2.308,50+415,53 KDV) ve buna bağlı olarak 251.245,05 TL olarak hesaplanan kök rapor tablo C1 toplam tutarının ise 290.254,08 TL ( 251.245.05 + 2.308,50 + 415,53 KDV) + CCTV bedeli 36.285,00 TL (KDV dahil) olarak düzeltildiği; davalının itirazlarının yerinde olmadığı belirtilmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda davacı tarafından yapılan işler bedelinin hesaplandığı ve piyasa rayici ile örtüştüğü, bu şekilde piyasa rayiç bedelleri yönünden yapılan hesaplama sonucu davacı alacağının belirlendiği; bilirkişi heyetinin kök raporda 13.500 TL olarak belirlenen işin ek raporda 17.999 TL olarak belirtildiği, bu maddi hatanın mahkeme tarafından düzeltilerek ek raporda tespit edilen toplam 382.536,06 TL ‘den asfalt serim işi için belirlenen 17.999,00 TL yerine, kök raporda tespit edilen 13.500,00 TL arasındaki 4.499,00 TL fark 382.536,06 TL ‘den düşülerek 378.037,06 TL üzerinden hüküm kurulduğu; bilirkişi heyeti raporunun denetime açık ve bilimsel verilere uygun olduğu anlaşılmış olup, rapor esas alınarak davanın kısmen kabulü yönünde verilen mahkeme kararı usul ve yasaya, açıklanan gerekçe ve gerektirici sebeplere uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, yerel mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/02/2018 tarih ve 2015/546 esas, 2018/86 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 25.823,71 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 6.491,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 19.331,89 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 03/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.