Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1667 E. 2023/940 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1667
KARAR NO: 2023/940
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2015/1020 Esas, 2020/443 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında … Projesinde 4 adet asansörün temini, montajın yapılması, çalışır durumda müvekkiline teslimi hususunda anlaştıklarını, sözleşmenin 3. maddesinde işi 7 ay içinde bitirmeyi kabul ettiklerini, sözleşmenin 2. maddesine göre malzeme bedelini, finansal kiralama şirketi tarafından yükleniciye işveren nam ve adına ödemesinin kararlaştırıldığını ve müvekkilleri adına leasing firması tarafından ödemesinin yapıldığını, davalının sözleşmedeki işlerini anlaşılan sürede bitiremediğini, işin eksiksiz teslimi için Bakırköy … Noterliği’nin 06/01/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talepte bulunulduğunu, eksik işlerin teslimi için Büyükçekmece l. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/37 D. İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, 4 adet asansörden 1 tanesinin gayri faal durumda olduğunun tespit edildiğini, ayrıca 3 nolu asansörde kabin içi buton tablosunun yerine oturmamış olduğunu, mevcut 4 adet asansörün kabin içinde bulunan sesli kat bildirme sisteminin yaptığı uyarının anlaşılmadığını, 1 nolu asansörün vuruntulu olarak çalıştığını, 2 nolu asansörün 13. katta vuruntulu şekilde durduğunu, 3 adet asansörde iniş sırasında katlarında kabinin titrediğinin tespit edildiğini, tespit raporunda ayrıca asansörlerin gözle görülebilen hatalar nedeniyle yapılan imalatın ayıplı bir imalat olduğu kanaatine varıldığını, mevcut 4 adet asansörün TSE’ye akredite bir A tipi muayene kuruluşuna kontrol ettirilerek asansörlerin asansör yönetmeliğine ve TSE standatrlarına uygunluğunun belirlenmesi gerektiğini belirterek, asansörlerin eksiklerinin giderilerek, asansörlerin tam ve kullanılır hale gelmesi için şimdilik 20.000,00 TL ile ticari itibarın zedelenmesinden mütevellit manevi zarar olarak da 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmedeki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, asansörlerin çalışır vaziyette davacılara teslim edildiğini, asansörlerin halen çalıştığını ve davacılara periyodik servis hizmeti verildiğini, gecikmelerin davacıların üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklandığını, sözleşmenin 14. maddesine göre asansör kuyularının gecikmeli olarak 2014 Haziran ve Ağustos aylarında müvekkiline teslim edildiğini, bu durumun montaj programında gecikme yarattığını, bu hususları davacıya bildiren ihtar çektiklerini, davacıların eksiklik olarak kabin içi buton tablası yerine oturmamış olması, 4 adet asansörün kabin içinde bulunan sesli kat bildirme sistemi yaptığı uyarının anlaşılmaması, 1 no.lu asansörün vuruntulu olarak çalışması, 2. no.lu asansörün 13. katta vuruntulu şekilde durması, 3 adet asansörde iniş sırasında katlarında kabin titremesi şeklinde tabir edilen hususların eksiklik değil, ayıp niteliğinde olduğunu, ancak ayıp ihbarında bulunulmadığını, açık ayıplar yönünden iş sahibinin imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içerisinde, gizli ayıplar yönünden ise ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirme zorunluluğu olduğunu (TBK 474-477 maddeleri), ayıbı bildirmemesi durumunda eseri kabul etmiş sayıldığını, tespit raporunda da ayrıca asansörlerin gözle görülebilen hatalar nedeni ile yapılan imalatın ayıplı imalat olduğunu belirterek aslında iddia edilen ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunun değerlendirildiğini, davacının gözle görülen ayıplar için 06.01.2015 tarihinde iki ay sonra ihtar çektiğini, ihtarın süresinde olmadığını, bu nedenle asansörlerin davacılar tarafından kabul edilmiş sayılması gerektiğini, halen asansör bakımının yapıldığını, bakiye alacaklarını davacının ödemediğini, davanın reddi gerektiğini, manevi tazminatın şartlarının oluşmadığını, tespit raporunu kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki 16/09/2013 tarihli 4 adet asansörün imalat ve kuruluma ilişkin eser sözleşmesi kapsamında davalının anılan asansörlerin imalatı ve kurulumu ile tescil belgelerini almayı yükümlendiği, ancak kurulumdan sonra asansörlerde kabin buton tablasının yerine oturmamış olması, asansörlerin vuruntulu durması, kabinlerin iniş sırasında titremesi, sesli kat bildirim anonsunun anlaşılamaz olması şeklinde açık ayıpların ortaya çıktığı, yine asansörlerin teslimlerinin ardından kısa bir kullanım süresinden sonra kullanım sırasında ortaya çıkan kabin kapısı ve kabin kayışı, kabin kontağı arızaları ile butonlar, diafon arızaları, fan arızalarının gizli ayıp mahiyetinde oldukları, servis kayıtları ve arıza bildirimleri dikkate alındığında gizli ayıplar için süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulünün gerektiği, asansörlerdeki açık ayıpların davalı tarafından giderildiğinin 30.03.2018 tarihli keşif sırasında bilirkişi tarafından tespit ediliği, gizli ayıpların ise halen devam ettiklerinin ve 02/04/2019 tarihli ek bilirkişi heyet raporuna göre 12.000,00 + KDV = 14.160,00 TL bedelle giderilebileceklerinin tespit edildiği, öte yandan Esenyurt Belediyesi’nin 30/01/2020 tarihli yazı cevabından asansör tescil belgelerinin alındığının anlaşıldığı, buna göre davacının giderilen açık ayıplar ile tescil masrafları için talebinin yerinde olmadığı; ancak halen giderilemeyen gizli ayıpların KDV dahil onarım bedeli olan 14.160,00 TL’yi davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 14.160,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin ticari itibar kaybını ispatlayamadığından reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, dosyadaki hükme esas alınan rapor ile önceki raporun birbiri ile çeliştiğini, hükme esas alınan raporda gizli ve açık ayıpların bulunduğunun belirtildiğini, ancak keşif tarihinde asansörlerde kusur hata ve eksikliklerin olmadığının tespit edildiğini, son raporun keşfinde ise ağır kusurun olmadığını, yönetimin şikayetinin olmadığını, yeşil etiket ve ruhsat için yönetimin başvurularının olduğunun belirtildiğini, hükme esas olan ek raporun keşif neticesinde alınmış bir rapor olmadığını, asansörlerin ruhsat belgesi verildiğinden bunun ayıpsız olduklarının açık kanıtı olduğunu, teslim tutanaklarında ihtirazi kayıt olmadığını, ayıp ihbarının zamanında yapılmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacılar iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Mahkemece, dava konusu asansörlerde açık ve gizli ayıpların olduğu, açık ayıpların keşif tarihi itibariyle giderilmiş olduğu belirtilerek, halen giderilmeyen gizli ayıp onarım bedelinin talep edilebileceği gereksiyle, 14.160,00 TL’nin davalıdan tahsiline; manevi tazminat talebinin ise ticari itibar kaybı ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. Somut olayda, dava açılmadan önce delil tespiti yapılarak alınan tespit raporunda dava konusu asansörlerde ayıpların bulunduğu tespit edilmiş; dava safahatında alınan kök raporda da benzer şekilde dava konusu asansörlerde ayıplı imalatların bulunduğu tespit edilmiştir. Keşif sonucu düzenlenen 06/05/2018 tarihli ek raporda, asansörlerin tamamının kat kapıları ile kabin iç kapılarının gizli ayıplı olduğu, butonların da açık ayıplı olduğu, asansör kullanıcılarını rahatsız edici bu iki kusurun devam etmesi ile asansörlerde ayıplı imalatın olduğuna kanaat getirildiği beyan edilmiştir. Hükme esas alınan son rapor olan 02/04/2019 tarihli ek raporda ise, fark edilebilen ve anlaşılabilen açık ayıplar olduğu, ayrıca gizli ayıpların da bulunduğu, 30/03/2018 tarihinde yapılan keşifte açık ayıp olarak belirtilen ayıpların mevcut olmadığı belirtilerek, gizli ayıpların onarımı için 14.160,00 TL gerektiği hesaplanmıştır. Delil tespiti ve dosya safahatında alınan bir kök iki ek rapor birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu 4 asansörün de ayıplı olduğu, açık ayıpların giderildiği, gizli ayıpların ise halen sürdüğü anlaşılmaktadır. Raporlar arasında bu yönde hükmün esasını etkileyecek nitelikte bir çelişki görülmemiştir. Öte yandan, yerel mahkemece hükme dayanak alınan ek raporda eksiklik, belirsizlik veya tamamlanmayı gerektirir bir durum da bulunmamaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 6.maddesinde, tüm ekipmanlar, malzeme, işçilik, montaj hatalarına karşı geçici kabulden itibaren 24 ay süre ile garanti öngörülmüştür. Sözleşmede garanti süresi öngörülmesi halinde ayıpların bu süre içerisinde yükleniciye bildirilmesi ile ayıp ihbarı yapılmış sayılacaktır. Asansörlerin geçici kabul tarihlerinin 18/01/2014, 13/10/2014, 16/12/2014 olduğu, işbu davanın açılış tarihinin ise 26/10/2015 olduğu, garanti süresi geçmeden ayıba dayalı tazminat davasının açıldığı, dolayısıyla iş sahibi tarafından yükleniciye süresinde ayıp ihbarının yapıldığı kabul edilmiştir.Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, yerel mahkemece, servis kayıtları ve arıza bildirimleri dikkate alınarak gizli ayıplar için süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kabul edilip, asansörlerdeki açık ayıpların davalı tarafından giderildiğinin 30.03.2018 tarihli keşif sırasında bilirkişi tarafından tespit ediliği, gizli ayıpların ise halen devam ettiklerinin ve 02/04/2019 tarihli ek bilirkişi heyet raporuna göre 12.000,00 + KDV = 14.160,00 TL bedelle giderilebileceklerinin tespit edildiği ve Esenyurt Belediyesi’nin 30/01/2020 tarihli yazı cevabından asansör tescil belgelerinin alındığının anlaşıldığı hususları gözetilerek, davacının giderilen açık ayıplar ile tescil masrafları için talebinin yerinde olmadığı; ancak halen giderilemeyen gizli ayıpların KDV dahil onarım bedeli olan 14.160,00 TL’yi davalıdan talep edebileceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, 14.160,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin ticari itibar kaybını ispatlayamadığından reddine karar verilmesi usul ve yasaya ve dosya kapsamına uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarih ve 2015/1020 Esas, 2020/443 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 967,26 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 241,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 725,44‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.