Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1652 E. 2021/1060 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1652
KARAR NO : 2021/1060
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2016/546 Esas, 2019/1080 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 31/05/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalının … Restaurant’a sponsor olduğunu ve taraflar arasında restaurant çalışanlarının üniformalarının üretilmesi konusunda sözlü anlaşma sağlandığını, ilk mal teslimi ile 12/09/2013 tarihinde cari hesap ilişkisi kurulduğunu, faturaların da üniformalar ile birlikte restauranta tebliğ edildiğini, bu faturaların davalıya ulaştırılması sonucu davalının ödeme yaptığını, müvekkilinin bu şekilde üniforma üretmeye devam ettiğini ve 02/06/2014 tarihşnde kadar ürettiği üniformaları restauranta gönderdiğini ve 02/06/2014 tarihli 9.027,18 TL bedelli faturayı tebliğ ettiğini, ancak davalının kendisi adına düzenlenen bu faturayı ödemekten imtina ettiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait … 2013 ve 2014 yıllarında sponsor olmakla birlikte her sene sponsorluk şartlarının farklı uygulandığını, 2014 yılında sözlü anlaşma uyarınca kıyafet bedellerinin müvekkilince ödenmekte olduğunu, bu doğrultuda restaurant tarafından davacıdan alınan ürünlerin bedelinin davacı tarafından müvekkili adına düzenlenen 4 fatura karşılığında 12.900,00 TL olarak ödendiğini, ancak müvekkil ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan 13/06/2014 tarihli Sponsorluk Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin 01/06/2014-31/05/2015 arası dönem için sponsorluk bedelini taksitle veya tek seferde 31.967,49 TL+KDV olarak ödeyeceğini, bunun dışında müvekkilinden bir bedel talep edilemeyeceğini, kararlaştırılan bedelin 13/06/2014 tarihinde 37.721,64 TL olarak … Ltd. Şti.’ne ödendiğini, dolayısıyla müvekkilinin dava konusu davacı alacağına ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu faturayı hiçbir zaman teslim almadığını, kaldı ki dava dilekçesinde ekli e-posta yazışmalarında da görüleceği üzere gerek müvekkili şirket yetkililerinin gerekse … yetkililerinin davacıya fatura bedelinden müvekkilinin sorumlu olmadığını bildirdiklerini, ayrıca tarafların cari hesap kayıtlarının da farklılık arzettiğini, zira davacı cari hesap ekstresine görülen 25/10/2013 tarihli 570,24 TL bedelli ve 12/11/2013 tarihli 938,52 TL bedelli faturaların müvekkiline iletilmediğini, bu faturaları da kabul etmediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu 02/06/2014 tarihli fatura konusu malların dava dışı firmaya teslim edildiğine dair kargo teslim fişinin dosyaya sunulduğu, uyuşmazlık konusu olan diğer faturalara ilişkin teslim belgesi sunulmadığı, dolayısıyla sadece 02/06/2014 tarihli 9.027,18 TL bedelli olan fatura yönünden davacının alacağını talep edebileceği, davacı ile dava dışı şirket arasında herhangi bir hukuki ve ticari ilişki bulunmadığı, davacının ifa ettiği edimler 3. kişi yararına olsa da sözleşmesel ilişki kurduğu tarafın davalı şirket olduğu, davalı şirket tarafından dava dışı firma ile yapılan sponsorluk sözleşmesinin şartlarının değişmesine binaen davacı şirkete değişen sözleşme şartları hususunda herhangi bir bilgi verilmediği ve davacı şirket tarafından bu hususta bilgi sahibi olunmaması nedeniyle davalı şirket ile aralarında kurulan anlaşmaya binaen edimleri ifa edilmeye devam edildiği, her ne kadar davalı şirketin değişen şartlar nedeni ile sponsorluk bedelini tek seferde banka kanalı ile ödediğini ve bunun haricinde hiç bir maddi külfet ile sorumlu olmadığı belirtilmişse de bu yöndeki iddiaların ancak şartları değişen sözleşmenin taraflarını bağlamakta olduğu, davacı şirketin değişen sponsorluk anlaşması şartlarında bir taraf sıfatı olmaması nedeni ile bu sözleşmenin hüküm ve sonuçlarının davacıyı etkilemeyeceği, işlemiş faiz talebinin ise haksız olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne,davalının 9.027,18 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden aynen devamına, alacağın likit niteliği gözetilerek asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunmadığını, davacı ile akdi ilişki içinde olan tarafın dava dışı …Ltd. Şti. olduğunu, davacıyı kendisinin seçtiğini ve talimatları kendisinin verdiğini, davacı faturalarının da dava dışı bu şirkete tebliğ edilmekte olduğunu, müvekkilinin daha önce fatura bedellerini davacıya dava dışı şirket adına ödemekte olduğunu, e-posta yazışmaları incelendiğinde de davacının fatura bedellerinin dava dışı şirket tarafından ödenmesi gerektiği hususunda bilgisi olduğunun anlaşılacağını, icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.Dava konusu icra dosyası incelendiğinde, davacının davalı hakkında 09/03/2016 tarihinde cari hesaba dayalı olarak 10.535,94 TL asıl alacak ve 1.828,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.364,21 TL üzerinden icra takibi başlattığı, yasal sürede borca itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde sadece asıl alacak tutarının harçlandırılmış olması nedeniyle, davacının iş bu davadaki talebinin sadece asıl alacağa yönelik itirazın iptaline ilişkin olduğu kabul edilmiştir. Tarafların ticari defter kayıtlarının incelenmesinde, davacının kendi kayıtlarına göre 10.535,94 TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarına göre ise alacağının bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı adına düzenlenen 02/06/2014 tarihli 9.027,18 TL bedelli … nolu son fatura ile 25/10/2013 tarihli 570,24 TL bedelli … nolu ve 12/11/2013 tarihli 938,52 TL bedelli … nolu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı, uyuşmazlık konusu olmayan 4 adet faturayı dava dışı ….Ltd. Şti. ile şifahen yaptıkları Sponsorluk Sözleşmesi gereğince dava dışı şirket adına ödediğini, ancak 13/06/2014 tarihinde yazılı bir sözleşme yapıldığını ve buna göre 01/06/2014-31/05/2015 tarihleri arasındaki dönem için kendisinin dava dışı şirkete gerekli ödemeyi yaptığını, buna göre uyuşmazlık konusu 02/06/2014 tarihli 9.027,18 TL bedelli … nolu faturadan kendisinin sorumlu olmadığını, dava dışı şirketin sorumlu olduğunu, uyuşmazlık konusu diğer iki faturanın ise kendisine tebliğ edilmemiş olması ve fatura konusu alacağın ispat edilememiş olması nedeniyle sorumlu olmadığını savunmuştur. Mahkemece, 25/10/2013 tarihli 570,24 TL bedelli … nolu ve 12/11/2013 tarihli 938,52 TL bedelli … nolu faturalara ilişkin alacağın ispat edilemediği kabul edilerek bu iki faturaya ilişkin dava reddedilmiş ve hüküm bu faturalar yönünden istinaf edilmemiş olmakla, hükmün bu iki faturaya ilişkin kısmı kesinleşmiştir. Asıl uyuşmazlık konusu 02/06/2014 tarihli 9.027,18 TL bedelli … nolu faturaya gelince, bu noktada davacının akdi ilişkisini kiminle tesis ettiği önem taşımaktadır. Salt önceki faturaların da davalı adına düzenlenmiş olması ve davalı tarafça ödeme yapılmış olması akdi ilişkinin tarafının davalı olduğunu ispata yeterli değildir. Kaldı ki davacı da açıkça davalı ile akdi ilişkisi olduğu yönünde bir iddia ileri sürmemiş, sadece faturaların davalı tarafından ödenmesi hususunda ticari teamül oluştuğunu iddia etmiştir. Zaten dava dilekçesine ekli davacı, davalı ve dava dışı ….Ltd. Şti. adına yapıldığı anlaşılan e-posta yazışmaları incelendiğinde, eser sözleşmesine ilişkin akdi ilişkinin dava dışı .. ..Ltd. Şti. ile davacı arasında kurulduğu, dava dışı şirketin talimatı nedeniyle faturaların davalı adına düzenlendiği, davacının ödemeler konusunda sorumlunun dava dışı şirket olduğunu bildiği anlaşılmaktadır. Faturaların davalıya değil dava dışı şirkete ait restauranta tebliğ edilmesi de bu hususu desteklemektedir. Salt daha önce düzenlenen fatura bedellerinin sponsor olan davalı tarafça ödenmiş olması, bundan sonra düzenlenecek tüm faturaların da davalı tarafından ödenmesini gerektirir bir ticari teamül oluşturduğu kabul edilemez.O halde mahkemece, 02/06/2014 tarihli 9.027,18 TL bedelli … nolu faturaya konu alacak yönünden davalıya husumet yöneltilemeyeceği kabul edilerek davanın tümden reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarih ve 2016/546 Esas, 2019/1080 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın REDDİNE,B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 179,93 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 120,63 TL harcın istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa İADESİNE,2-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 89,10 TL Tehir-i icra karar harcı ile 48,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 286,20 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 31/05/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.