Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1559 E. 2021/214 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1559
KARAR NO : 2021/214
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2014/742 Esas, 2020/33 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 02/02/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Mahkemece ödemeye ilişkin tediye makbuzlarındaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, davalı tarafça tediye makbuzlarındaki imzanın davacının oğluna ait olduğuna yönelik savunmasının ise, davacının oğlunun davacının çalışanı olmadığı gibi tahsile yetkili temsilcisi olduğu da iddia ve ispat edilemediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacı tarafından sadece 4 adet tediye makbuzundaki imzaya itiraz edildiği halde mahkemece 11 adet makbuzdaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı değerlendirilerek sonuca varıldığını, davacının çoğu zaman oğluyla birlikte çalıştığını ve bazen davacının talimatıyla ödemelerin oğluna yapıldığını, davacının da bunu inkar etmediğini bu nedenle davacının oğlunun davacının ticari temsilcisi olduğunu, davacı tarafından imzası ve içeriği inkar edilmeyen 7 adet makbuza ilişkin ödemelerin başka işler için alınan para olduğuna ilişkin iddiasının ispatlanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.Taraflar arasında betonarme kalıp imalatı ve demir işçilikleri yapım işi nedeniyle sözlü eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı yüklenici, davalının muhtelif yerlerdeki tesislerinde bir kısım inşaat işleri yaptığını belirterek davaya konu takip dayanağı faturalara dayanarak alacak talebinde bulunmuş; davalı borçlu ise, borca itiraz dilekçesinde 100.000,00 TL’lik borcu kabul ederek akabinde bu miktarı icra dosyasına ödemiş kalan kısım yönünden borçlu olmadığını savunmuştur. İş bu dava kalan alacak miktarı olan 80.000,00 TL üzerinden açılmıştır. Uyuşmazlık, bakiye 80.000,00 TL’nin ödenip ödenmediği noktasındadır. Davalı taraf bu bedelin ödendiğini belirterek muhtelif tediye makbuzlarını delil olarak göstermiştir. Davacı, bu makbuzlardan bazılarındaki imzayı inkar etmiş, yapılan imza incelemesi sonucu 11.06.2012, 16.08.2012, 28.09.2012 ve 30.09.2012 tarihli tediye makbuzlarındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. Davacı diğer makbuzların ise başka işlere karşılık verildiğini iddia etmiştir. Davalı taraf imzası inkar edilen makbuzlardaki imzanın davayla birlikte çalışan oğluna ait olduğunu, oğlunun davacı adına tahsilat yaptığını belirtmiştir. Takip dayanağı faturalar her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup davacının takip tarihi itibariyle davalıya 96.040,84 TL borcu olduğu bilirkişi raporuyla belirlenmiştir.İmzası inkar edilmeyen taplam 50.000,00 TL bedelli 7 adet tediye makbuzlarının başka işler karşılığı verildiğini ileri süren davacı bu iddiasıyla isbat yükünü üzerine almış olup bu savunmasını yazılı delillerle isbat edemediği gibi dava dilekçesi ve delil listesinde de açıkça yemin deliline dayanmadığı anlaşılmaktadır. O halde; açıklanan nedenlerle, mahkemece davanın 30.000,00 TL üzerinden kısmen kabulü yerine yazılı şekilde tümden tahsiline dair verilen karar hatalı olduğundan kararın kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarih ve 2014/742 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KISMEN KABULÜ ile; İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 30.000,00 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,4-Hükmedilen asıl alacak üzerinden %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 2.049,30 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 466,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.583,10 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yatırılan 466,20 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,3-Davacı tarafından yapılan 262,45 TL tebligat ve posta gideri, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.362,45 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre takdiren 897,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL tebligat ve posta gideri olan yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 31,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,7-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine, C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davalı tarafından yatırılan 1.366,20 TL istinaf karar harcının istek halinde ve karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,2-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 54,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 203,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 02/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.