Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1513 E. 2023/1107 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1513
KARAR NO: 2023/1107
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2018/360 Esas, 2019/1198 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 18/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacılar vekili, kimya sanayicileri organize sanayi bölgesinde bulunan davalı … San. ve Tic. AŞ’nin işyerinde 16/07/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu …’un 20/05/2014 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın yakınları ile davalı işveren arasında 20/05/2014 tarihli uzlaşma tutanağı düzenlendiğini, bu tutanağa göre işverenin ödediği tazminatın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile aleyhlerine icra takibi başlattığını, kendilerinin …ile müteveffa yakınları arasında yapılan uzlaşma tutanağının tarafı olmadıklarını belirterek, icra takibine konu alacaktan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve davalıların kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı gerçek kişiler vekili, davalılar ile davalı …arasında 20/05/2014 tarihli uzlaşma tutanağı düzenlendiğini, tutanakta davacıların yer almadığını, kendileri tarafından davacılara karşı yapılmış bir icra takibi bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın hukuki yararı olmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile reddine, dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …vekili, açılan davanın uzlaşma tutanağının iptaline yönelik bir dava olduğunu, böyle bir dava türünün bulunmadığını, davacıların İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/257 esas sayılı dosyasının konusunun bu olduğunu, bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davaya konu 20/05/2014 tarihli uzlaşma tutanağına dayalı olarak davalı …tarafından davacılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 380.000,00 TL rücu alacağının tahsili talepli icra takibi başlatıldığı, borçluların … ve … Makina San. Tic. Ltd. Şti, … ve … olarak gösterildiği, takibe itiraz üzerine davacı …tarafından borçlulardan … ve … Ltd. Şti. aleyhine İstanbul Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/257 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, görevsizlik kararı üzerine bu dosyanın İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 esas sayılı dosyasında yargılamasına devam edildiği, sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereğince davacıların tarafı bulunmadığı bir sözleşmeye dayalı olarak davacılara bir sorumluluk yüklenemeyeceği, davacıların takibe konu tutanak nedeni ile sorumluluklarının bulunup bulunmadığına dair ticaret mahkemesinde yargılama yapıldığı, tutanağın bu mahkemece incelenip değerlendirileceği, bu nedenle açılan davada davacıların hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemenin İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 esas sayılı itirazın iptali davasına atıfta bulunarak davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verdiğini, ancak icra takibine davacılardan … ve …’in süresinde itirazı bulunmadığını, itirazın iptali davasında verilecek kararın bu davacılar yönünden herhangi bir hüküm ifade etmeyeceğini, bu nedenle iş bu menfi tespit davasını açtıklarını, uzlaşma tutanağının işveren şirket ile müteveffanın ailesi arasında düzenlendiğini, davacılar açısından herhangi bir hukuki sonucunun olamayacağını, … nin asansör ve montaj işlemlerini yaptığını 16/07/2012 tarihinde davacı şirkette rutin kontrollerini yaparak gün sonunda asansör alanındaki elektrik kablolarını çıkartıp asansörü kapatarak mesaisini tamamladığını, kabinde davacı şirketin bilgisi ve mesai saati dışında davacı şirketin mahalde olmadığı 17:45 sularında tamamlanmayan 2.500 kg kapasitesi yük asansörüne harici elektrik çekilerek ve kapasitenin üstünde 3060 kg olan forklift ile birlikte davalı şirket çalışanı müteveffa …’da binerek asansörün çalıştırıldığını, henüz tamamlanmayan asansörün fazla yük bindirilmek sureti ile kullanılması neticesinde meydana gelen kazada müteveffanın yaşamını yitirdiğini, bunun akabinde işveren ile mirasçılar arasında tutanak düzenlendiğini, taraf olmadıkları bu tutanaktan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verildiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı …vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemenin yaptığı yargılama da davanın esasına girildiğini, ilgili icra dosyası ile mahkeme dosyalarının getirtilerek incelendiğini taraflar arasındaki ilişkilerin değerlendirildiğini, davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verildiğini, dava değeri 380.000,00 TL olup bu miktar üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini, ayrıca davacının istinafının süresinde olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, davalılardan …ile diğer davalılar arasında düzenlenen 20/05/2014 tarihli uzlaşma tutanağı kapsamında işveren tarafından ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsiline ilişkin açılmış icra takibine karşı davacıların uzlaşma tutanağının tarafı olmadıkları gerekçesiyle açılmış menfi tespit davasına ilişkindir. Davalı iş veren …nin iş yerinde meydana gelen asansör kazası neticesinde diğer davalıların murisi … vefat etmiştir. Bu nedenle işveren ile bu davalılar arasında maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin 20/05/2014 tarihli uzlaşma tutanağı düzenlenmiştir. Bu tutanağa istinaden işveren 380.000,00 TL ödemede bulunulmuştur. Davalı işveren … San Tic AŞ ile davacı …arasında asansör montaj sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı şirket, 380.000 TL lik tazminat ödemesinden dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile bu tutanağa dayanarak icra takibi başlatmıştır. Takip borçluları ise icra takibine itirazda bulunmuş olup, bunun üzerine İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 esas sayılı dosyasında açılan itirazın iptali davasının devam etmekte olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacıların icra takibine konu edilen 20/05/2014 tarihli uzlaşma tutanağının taraf olmadıklarını, davaya konu taleplerinin ve uzlaşma tutanağını İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/315 esas sayılı dosyasında değerlendirileceği gerekçesiyle, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davalı …dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de dava hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden red edildiğinden davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmuştur. Davalı vekili davacıların istinaf dilekçesinin süresinde olmadığını ileri sürmüştür. Dosya kapsamına göre davacılar vekiline gerekçeli kararın 22/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği buna göre, 27/06/2020 tarihinde okunmuş sayılması gerektiği, davacılar vekilinin 14/07/2020 tarihinde istinaf dilekçesini sunduğu, istinaf harcını da 10/08/2020 tarihinde yatırdığı, buna göre istinaf dilekçesinin iki haftalık süre içerisinde sunulmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine, davalı vekilinin istinaf taleplerinin ise HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2019 tarih ve 2018/360 Esas, 2019/1198 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 346.maddesi gereğince SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE, 3-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından davacı peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından davalı peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 18/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.