Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1497 E. 2023/1251 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1497
KARAR NO: 2023/1251
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2020
NUMARASI: 2019/63 Esas, 2020/161 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca Kastamonu 400 Yataklı Hastane yapım işinde birim fiyat esaslı yapım sözleşmesi ile tezgahlar, WC bölmeleri, soyunma odası, dolap kapakları işlerinin yapıldığını ve teslim edildiğini, ancak davalının sözleşme kapsamında aldığı 220.000,00 TL bedelli senedi iade etmediği gibi bir kısım alacaklarını da ödemediğini, alacaklar ile ilgili İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip yaptıklarını, davalının itirazı üzerine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1112 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, böylece davacının davalıdan alacaklı olmasına rağmen davalının söz konusu teminat senedinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu ettiğini ve İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/962 D.iş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını, davalının takibe konu ettiği senedin teminat senedi olup bir borçlarının bulunmadığını belirterek, takibin iptaline ve borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Davalı vekili duruşmadaki beyanında, davaya konu bononun anılan sözleşmeden kaynaklanmadığını, nakit borç karşılığı alındığını, sözleşmede bonodan bahsedilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen birim fiyat esaslı 2015 tarihli sözleşme uyarınca davacının işleri yaptığı ve davalıdan alacaklı olduğunun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1112 Esas sayılı dosyası ile tespit edildiği, takibe konu senedin arkasında”Teminat Senedi” yazılı olduğu, davalının bu yazının altına kaşesini basıp imzaladığı, ancak neyin teminatı olduğunun açık olmadığı, senedin 220.000,00 TL bedelli olduğu, taraflar arasındaki sözleşme bedelinin de 220.000,00 TL olduğu, sözleşme uyarınca sözleşme bedeli kadar çekin teminat olarak verilmesi kararlaştırılmış ise de, böyle bir çekin verilmediği ve bunun yerine davaya konu senedin verildiği, hem miktar olarak uyuşması, hem de düzenleme tarihi ve arkasında “Teminat karşılığı alınmıştır” yazısının olması karşısında işbu bono ile sözleşmede bahsedilen teminat senedinin aynı olduğu, çek yerine bono verilmiş olduğu, zaten davacının davalıdan alacaklı olduğu, davalı tarafça senedin başka bir nakit borç karşılığı alındığı belirtilmiş ise de, sunulan sözleşme ve senet üzerindeki yazı uyarınca bu savunmaya itibar edilemeyeceği, tarafların ticari defter ve kayıtlarının İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında incelendiği ve bu senede konu herhangi bir alacak kaydının da bulunmadığı, bu durumda senedin sözleşme uyarınca teminat amaçlı verildiğinin sabit olduğu, sözleşmenin 7.2. maddesinde teminat senedinin iadesi için işin %100 bitirilmesi gerektiği yazılı olup, işin sözleşme uyarınca tamamen yapılmadığına dair herhangi bir tespit bulunmadığı, davacıdan kaynaklı bir kusur tespit edilemediğinden bu senedin bedelinin gelir olarak cezai şart şeklinde davalı tarafça tahsilinde haklı bir gerekçe olmadığı, bu çerçevede yapılan incelemede takibin haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçeleriyle, davanın kabulü ile, davacı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı tarafça başlatılan takip dosyasına konu 220.000,00 TL bedelli senet ile ilgili davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, davalı takibinde haksız ve kötü niyetli olduğundan takdiren %20 üzerinden hesaplanan 44.000,00 TL icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, senedin arkasında teminattır yazdığını, neyin teminatı olduğunun belli olmadığını, mahkemece verilen kararın hiç bir hukuki delili ve dayanağı olmadığını, dosya ile ilgili bilirkişi incelemesine bile lüzum görülmediğini, “taraflar arasında akdedilen ve İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davaya konu olan sözleşme 220.000,00 TL bedellidir ve bu senette 220.000,00 TL’lik tir. O zaman bu senet bu işin teminatıdır. ” diye yorum yaptığını, oysa tüm dava boyunca nakit karşılığı alınan senet olduğunun davalı tarafından ısrarla vurgulandığını, mahkeme “işbu bono ile sözleşmede bahsedilen teminat senedinin aynı olduğu, çek yerine bono verilmiş olduğu,” şeklinde hüküm kurulduğunu, yine burada mahkemenin olmayan birşeyi yorumlayarak sonuç çıkarmaya çalıştığını ve sözleşmede çek verileceği yazılmış ise de çek yerine bono verilmiş olduğu gibi bir yorumda bulunduğunu, ayrıca sözleşmede müvekkili tarafından verilen iki adet 110.000,00 TL’lik çekin toplam 220.000,00 TL olduğunu, bu çeklerinde davada dikkate alınmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına, ispat edilememiş olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık , 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 8/1-f. maddesinde, sözleşme bedeli 220.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 7.1. Maddesinde teminat olarak sözleşme tutarı kadar banka teminat çekinin yüklenici tarafından sözleşmenin imzalanması sırasında işverene verileceğinin belirtilmiş ve sözleşmeye aykırılık halinde bunun cezai şart olarak gelir kaydedileceği, bu teminatın işin %100 oranında yerine getirilmesi halinde iade edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmeye konu işin eksik ve ayıplı yapıldığına dair dosyada iddia ve delil mevcut değildir. Her ne kadar taraflar arasında aktedilen sözleşmede, sözleşme bedeli kadar çekin teminat olarak verileceği belirtilmiş ise de, böyle bir teminat çekinin alınmadığı, çek yerine dava konusu senedin teminat olarak verildiği anlaşılmaktadır. Bu husus, icra dosyasındaki senet fotokopisine nazaran davacı tarafından sunulan aynı senedin tarihsiz ve boş hali ile de doğrulamaktadır. Davalı taraf senedin borç olarak verildiğini ileri sürmüş ise de bu husus yasal delillerle kanıtlanabilmiş değildir. Bu nedenlerle, yerel mahkemece teminat çeki yerine teminat senedi verildiği, teminat senedinin gelir kaydedilmesini gerektirir bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne ve kötüniyet tazminatına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere 1-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih ve 2019/63 Esas, 2020/161 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 21.787,01 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 5.444,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 16.342,11 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 09/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.