Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1496 E. 2022/295 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1496
KARAR NO: 2022/295
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2020
NUMARASI: 2018/445 Esas, 2020/72 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşme bedeli alacağı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, İstanbul … İcra Müd. … E. sayılı dosyadan davalı – borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının gerekçesiz haksız ve hukuka aykırı olarak sırf alacağın tahsilini geciktirmek maksadıyla itiraz ettiğini, icra takibine konu olan dayanak belge olan faturanın taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu düzenlendiğini, müvekkilin karşı tarafla çocuk parkı ve diğer işler yapma konusunda anlaşmış olup müvekkili üzerine düşen edimi ifa etmesine rağmen ödemesini alamadığını, müvekkil bu işten dolayı alacağı için davalı şirkete usulüne uygun fatura gönderdiğini, ancak davalının ödemeden imtina ettiğini ve bugüne değin müvekkilini oyaladığını ileri sürerek itirazın iptaline, davalının %20 ‘ den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile müvekkili arasında Yüklenici İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait “Avrupa Yakası İlçe ve Alt Kademe (Eyüp-G.O.Paşa-Sarıyer) Belediyelerinde Semt Parkı Yapım İşi” kapsamında müvekkili adına alt yüklenici olarak G.O.Paşa ilçesinde … Köyünde 1 Adet, Bolluca Beldesinde 1 Adet Park Yapıldığını, yapılan işler ile ilgili hakkediş sonrası düzenli olarak görüşülerek alt yüklenici hak edişleri düzenlenerek fatura karşılığı alacaklarının davacı tarafa Avans, Çek ve Hesaba EFT Yolu ile ödenerek hesaplarının kapatıldığını ve davacıya hiçbir borçlarının kalmadığını beyan ederek davanın reddi ile davacı tarafın haksız icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 05/08/2016 tarihinde fatura ve cari hesaptan kaynaklanan 1.675,66 TL cari hesap, 1.872,84 TL işlemiş faiz, 42.737,22 TL fatura ve 47.011,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 93.296,97 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı davalı borçlu cevap dilekçesinde ödemede bulunduğunu ileri sürdüğünden ispat yükü yer değiştirerek davalıya geçtiği, davacının davalı aleyhine başlatmış olduğu ilamsız takipte 20.09.2008 tarih, … seri numara, 42.737,22 TL tutarlı fatura alacağının tahsilini talep ettiği, yapılan incelemede davacının 2008 yılı ticari defterlerini ibraz etmediği, davacının ibraz ettiği 2009 yılı ticari defterlerin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteline haiz olmadığı yine dava konusu yaptığı 42.737,22 TL tutarlı alacağının da yer aldığı 01.01.2009 yılı açılış fişinde davalıdan 2008 yılından gelen 238.804,75 TL alacağını, 10.01.2009 tarihinde tahsil ettiğini ve 10.01.2009 tarihi ile ticari defterlerinde davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığını ticari defterlerine kayıt ettiğinden hiçbir tüccarın kendi ticari defterine, kendi aleyhine herhangi bir kayıt düşürmesine aklen ve mantıken olanak bulunmadığına dayanılarak bir tüccarın ticari defteri ister onaylı olsun ister olmasın, ister yasaya uygun olarak tutulsun ister tutulmasın her zaman defter sahibi veya yasal ardılları aleyhine kanıt olarak kullanılabileceği yüksek mahkeme tarafından benimsenmiş olduğundan davacının davalıdan herhangi bir alacağının olamayacağı, davalı açısından davalı tarafın incelenen 2008-2009-2010 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliği taşıdığı, dava konusu yapılan faturanın ticari defterlerde kayıtlı olduğu ve davacıya olan en son borç ödemesinin 30.05.2010 tarihinde alacağın temliki yolu ile yapıldığının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan dava konusu fatura nedeniyle davacıya borcuna rastlanmadığı ,dosyaya sunulan belgeler içerisinde dava konusu alacağı doğuran taşeron işleri ile ilgili taraflar arasında imza altına alınmış olan sözleşme, yapılan işlere ait proje, ataşman, tutanak, metraj, yeşil defter, hakediş gibi teknik döküman bulunmadığı, mali incelemede, davacı tarafın davalıya kesmiş olduğu tüm hakediş faturalarının davalı kayıtlarında yer aldığı tespit davalıya kesilen tüm faturalar da ticari defterlerde kayıtlı olduğundan ve somut dava itirazın iptali davası olduğundan tarafların cari hesap itilafında yapılan mali incelemelerde davacının, davalıdan alacağının olmadığı, dava konusu yapılan faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacıya olan en son borç ödemesinin 30.05.2010 tarihinde alacağın temliki yolu ile ödendiğinin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dava konusu fatura nedeniyle davalının davacıya borcuna rastlanmadığı anlaşılmış, davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin ispat yükümlülüğü yerine getirilmiş olduğu gerekçesiyle, davanın reddine, asıl alacağın (42.737,22 TL +1.675,66 TL=44.412,88 TL) % 20 si oranına icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, ticari defterlerin hatalı incelendiğini, davacının talep edilenden fazla cari hesap alacağı bulunduğunu, gerekçe gösterilmeden icra inkar tazminatına hükmedildiğini, davacının alacaklı olduğunu, icra inkar ancak borçlunun aleyhine verildiğini, kötüniyetli olmadığından kötüniyet tazminat talebine de hükmedilemeyeceğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı alt yüklenici davalı ise yüklenicidir. Davacı taraf alt yüklenici sıfatıyla davalı ile arasındaki sözleşmeye göre edimini yerine getirdiğini fakat iş bedelinin ödenmemesi sebebiyle takip başlatarak itirazın iptalini talep etmiş, davalı taraf davacıya iş bedelini ödediğini alacağı kalmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiş, mahkemece davalı tarafından ödeme yapıldığı ispatlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacının istinaf dilekçesi ve dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya konu takip tutarının ödenip ödenmediği noktasındadır. Hükme alınan bilirkişi raporuna göre takibe konu faturanın her iki ticari defter ve kayıtlarına göre davalı tarafından davacıya ödendiği anlaşılmakla, faturaya yönelik olarak mahkemece verilen ret kararı doğrudur. Ancak, davacı icra takibinde fatura alacağıyla birlikte ayrıca 1.675,66 TL cari hesap alacağını da talep etmiş ve bilirkişi raporunda da davacının takipteki talep tutarını da aşacak şekilde cari hesap alacağı bulunduğu belirtilmiş olmakla ,davalının ödeme iddiaları “yemin”deliline de dayandırdığı gözetilerek ,mahkemece davalı yanın davacıya yemin teklif hakkı hatırlatılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. O halde, mahkemece yapılacak iş, davalı yana davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, bu hakkın kullanılıp kullanılmadığına göre değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Davacı vekilinin davanın esasına yönelik istinaf sebebi yerinde görülerek istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, icra inkar tazminatı yönünden yapılan istinaf başvurusu ise , kaldırma gerekçesine göre bu aşamada incelenmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2020 tarih, 2018/445 Esas, 2020/72 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.