Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1478 E. 2020/1036 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1478
KARAR NO: 2020/1036
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2020/77 D.iş, 2020/150 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ : 12/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda değişik işler esası üzerinden verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Talep, taraflar arasında imzalanan 25/04/2018 tarihli yazılı eser sözleşmesi gereğince iş bedelinin tahsilinin güvence altına alınması için mahkemece konulan ihtiyati haczin kaldırılmasına itiraza ilişkin olup, mahkemece talep eden vekilinin itirazının reddine dair verilen ara karara karşı talep eden tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Talep eden vekili, müvekkilinin taraflar arasında aktedilen sözleşme gereğince katı atık aktarma istasyonu elektrik tesisatı yapımı işini üstlendiğini, müvekkili ile borçlu şirket arasında gerçekleşen ticari ilişki dolayısıyla borçlu şirketin müvekkili şirkete 538.382,15 TL borcu bulunduğunu, 18.01.2019 ve 22.01.2019 tarihli faturalara konu menkullerin borçlu şirkete teslim edildiğini, dayanak faturaların borçlu şirket yetkilisi … tarafından teslim alındığını, borcun muaccel hale geldiğini, borçlu şirketin borçlarını ödememek için mal kaçırma girişiminde olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 133.000,00 TL alacak yönünden borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 10.09.2019 tarihli karar ile, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Karşı taraf vekili, 04.10.2019 tarihli dilekçesi ile, mahkeme kararına itiraz etmiş, mahkemece, duruşma açılarak verilen 21.10.2019 tarihli ek karar ile, davacının sunduğu faturalarda teslim alan kısmında teslime ilişkin imza bulunduğu, bu haliyle ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı, ihtiyati haciz talebinin yasal koşullarının bulunduğu gerekçesiyle, karşı taraf vekilinin ihtiyati haczin kaldırılmasına yönelik itirazının reddine karar verilmiştir. Karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde, davacı firmanın sözleşme gereğince yapması gereken işleri eksik yaptığını, belirlenen süre içerisinde işlerin teslim edilmediğini, İİK’nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, müvekkili şirketin mal kaçırma ihtimalinin de bulunmadığını savunarak, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dairemizin 05.02.2020 tarihli kararı ile, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince ihtiyati haciz talep eden taşeron şirketin iş bedeli alacağının muaccel olduğunun belirlenmediği, İİK’nın 257. maddesi gereğince ancak, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş muaccel alacaklar için ihtiyati haciz kararı verilebilceği, faturalarda teslim alan imzasının bulunmasının, tek başına alacağın muaccel olduğunu kabule yeterli olmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz konulacak derecede yaklaşık ispatın bulunduğundan söz edilemeyeceği gibi, karşı tarafın İİK’nın 257/2. maddesindeki şartları taşıdığı da iddia ve ispat edilmediği, bu nedenle mahkemece itirazın kabulü ile, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle karşı taraf vekilinin istinaf başvurusun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılarak, Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılıp, yaklaşık ispat koşulu da değerlendirilerek talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebi hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece duruşma açılarak verilen 25.06.2020 tarihli karar ile, Dairemiz kararı doğrultusunda olayda yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği ve karşı tarafın İİK’nın 257/2. maddesindeki şartları taşıdığı da iddia ve ispat edilmediği gerekçesiyle, borçlunun 2019/423 D.iş dosyasından verilen ihtiyati hacze yapmış olduğu itirazın kabulü ile mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı doğrultusunda, taraflarınca borçlu şirket aleyhinde 11.09.2019 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket tarafından hukuka aykırı şekilde 19.09.2019 tarihinde icra takibine itiraz edildiğini, borçlu şirketin, 19.09.2019 tarihi itibariyle ihtiyati haciz kararından haberdar olmasına rağmen, 04.10.2019 tarihinde, ihtiyati haciz kararını öğrendikten iki hafta sonra dava açtığını, 7 günlük dava açma süresini kaçırdığını, borçlu şirketin sözleşme konusu işin gereklerini yerine getirmediğinin müvekkili şirket tarafından çekilen ihtarname ile sabit olduğunu, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebeplerinin sınırlı olarak sayıldığını, borçlu şirketin müvekkili şirketin yapması gereken işleri eksik yaptığı ve süresi içerisinde teslim etmediğine dair iddiasının İİK’nın 265.maddesinde sayılan sınırlı sebeplerden olmadığını, borçlu şirketin dayandığı sebeplerin ancak açılacak bir davada yargılamaya konu edilebilecek sebepler olduğunu, ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden ve şirket yetkilisinin imzasını taşıyan faturaya borçlu şirket yetkilisi tarafından itiraz edilmediğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Talep eden taşeron, karşı taraf yüklenicidir. Taraflar arasında 25/04/2018 tarihli yazılı eser sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme gereğince talep eden şirket, karşı taraf şirketin üstlendiği Katı Atık Aktarma İstasyonu Yapımı İşi’nde elektrik tesisatı yapımını üstlenmiştir. Talep eden vekili, sözleşme gereğince müvekkilinin edimini yerine getirmesine rağmen iş bedeline istinaden düzenlenen fatura bedellerinin karşı tarafça ödenmediğini ve karşı taraf şirketin mal kaçırma yoluna gittiğini ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, mahkemece talebin kabulüne dair verilen karar Dairemizin kararı ile kaldırılmış, daha sonra mahkemece Dairemiz kararı doğrultusunda ihtiyati haczin kaldırılmasına ve talep eden vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. İhtiyati haczi düzenleyen İ.İ.K.’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan menkuller ve gayri menkul mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa veya borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, borcun vadesi gelmemiş olsa bile ihtiyati haciz istenebilir. İhtiyati haciz talep eden, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimali de gözetilmelidir. Bu nedenle, ihtiyati hacize karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati haciz kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati hacize karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati haczin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Her somut olayda ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir. İhtiyati haczin şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmelidir. Somut olayda, dosya kapsamına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince ihtiyati haciz talep eden taşeron şirketin iş bedeli alacağının muaccel olduğu belirlenmiş değildir. İİK’nın 257. Maddesi gereğince ancak, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş muaccel alacaklar için ihtiyati haciz kararı verilebilir. Faturalarda teslim alan imzasının bulunması, tek başına alacağın muaccel olduğunu kabule yeterli değildir. Bu nedenle ihtiyati haciz konulacak derecede yaklaşık ispatın bulunduğundan söz edilemez. Yine karşı tarafın İİK’nın 257/2. Maddesindeki şartları taşıdığı da iddia ve ispat edilmiş değildir. Mahkemece, bu gerekçelerle ve Dairemiz kararına uygun şekilde, talep eden vekilinin ihtiyati haczin kaldırılması kararına ilişkin itirazının reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarih ve 2020/77 D.iş, 2020/150 Karar sayılı D.iş kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Talep eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.