Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1473 E. 2023/935 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1473
KARAR NO: 2023/935
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2020
NUMARASI: 2019/643 Esas, 2020/196 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 20/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin yapmış olduğu işlerin bedeli olarak 16/01/2019 tarihinde 74.297,54 TL bedelli faturanın müvekkili tarafından davalı şirket adına düzenlendiğini, davalı şirketin söz konusu faturaya karşılık herhangi bir ödeme yapmadığını, bu bağlamda alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, düzenlenen faturalarda yapılan işin belirtildiğini, fatura karşılığının müvekkili tarafından banka kanalıyla ödendiğini belirterek, davanın reddine, kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacı tarafın faturaya dayalı cari hesap ilişkisini icra takibine konu ettiği, davalının ise faturaya noter vasıtası ile itiraz ettiği, faturayı kabul etmediği, tüm borcun ödendiği, davacıya borçlarının olmadığını söyleyerek itiraz ettiği, davaya verilen cevapta da fatura karşılığı borcun banka vasıtası ile ödendiğini söylediğinden taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde bakiye alacağın olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi raporunda mimarlık hizmetleri sözleşmesi gereğince tarafların defter kayıtlarının yasal tutulduğu belirtilerek dava konusu sözleşmeler toplamının 129.964,00 TL olup 70.000,00 TL ödeme bulunduğu, bakiye alacağın 59.964,00 TL olduğu, 2011-2015 yılları arasında kısmi ödemelerden kalan hakedişlerin 2019 yılında tahakkuk ettirilerek icra takibine konu edildiği, sözleşmelerden kaynaklı olarak alınan ödemeler arasındaki fark matrahının 59.964,00 TL olduğunun belirtildiği, taraflar arasında sözleşmelerden kaynaklanan ticari ilişki uyarınca hakedişlerin bulunduğu, bu hakedişlerin ödemeleri toplamının 70.000,00 TL olduğu ve bakiye hakediş alacağının 59,964,00 TL olduğu, davanın cari hesaba dayandırıldığı, bakiye alacağın da 59.964,00 TL olarak saptandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafın 59.964,00 TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına, 59.964,00 TL’ye takipten itibaren (temerrüde düşürüldüğüne dair delil olmamakla) ticari avans faizi uygulanmasına, 59.964,00 TL’ye %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yıllar sonra fatura düzenlenerek eski işleme can verildiğini, sözleşmelerin ve faturaların ayrı ayrı davalıya ulaştırılıp temerrüte düşürülmediğini, zamanında faturalandırılmadığını, sundukları dekontların tartışılmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında proje yapımına ilişkin eser sözleşmesi bulunmaktadır. Dosya kapsamına göre, sözleşmelere konu eserin yerine getirilmediğine ilişkin herhangi bir iddia ve delil bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunun 1.4. bendinde, davalı tarafça davacı şirket hesabına 02/08/2016 tarihinde 5.000,00 TL, 22/11/2016 tarihinde 10.000,00 TL gönderildiği, ancak ticari defter kayıtlarına yansıtılmadığı belirtildiğinden; buna ilişkin delillerin davalı taraftan temini ile bilirkişiden bu ödemelerin taraflar arasındaki ticari ilişki sebebiyle yapılıp yapılmadığı, buna göre davacı alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya bu ödemelerin dahil edilip edilmediği hususlarında ek rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/03/2020 tarih, 2019/643 Esas, 2020/196 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.