Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1451 E. 2020/1035 K. 12.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1451
KARAR NO: 2020/1035
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2019
NUMARASI: 2019/676 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 12/10/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ve İİK’nın 72/2.maddesi kapsamında takip öncesi menfi tespit talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin dava konusu 3 adet senedin icra tabine konulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı yüklenici … arasında müvekkilinin maliki olduğu İstanbul ili, Arnavutköy İlçesi’nde bulunan taşınmazı üzerine bina yapılması konusunda Bakırköy … Noterliği’nin 04/06/2017 tarih, … yevmiye numaralı sözleşmesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalının, dava dışı yüklenici …’ten alacaklı olduğu gerekçesi ile yüklenici aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 231.000,00 TL’nin tahsili için icra takibi başlattığını, icra dosyasından müvekkiline İİK’nın 89.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderilerek müvekkilinin sözleşme gereğince dava dışı yükleniciye teslim etmesi gereken daireler ile ücretlerin kendisine teslim edilmesinin talep edildiğini, icra takibinin dayanağı olan 01/01/2017 düzenleme tarihli senet bedelinin dava dışı yüklenici … ile … tarafından davalıya banka aracılığı ile ödenmesine rağmen senedin davalı tarafından iade edilmeyerek senedin 2017 düzenleme tarihindeki 7 rakamının 9 rakamına çevrilemesi suretiyle yeni bir senetmiş gibi icraya konulduğunu, dava dışı yüklenicinin yapımını üstlendiği inşaattaki edimlerini ifada acze düşmesi üzerine davalının müvekkilini tehdit ederek ve inşaatın kalan kısımını kendisinin tamamlayacağını söyleyerek zorla 04/10/2019 tarihli sözleşmeyi imzalattığını, ayrıca müvekkilinden 80.000,00 TL nakit para ile üzerinde vade ve düzenlenme tarihi yazılı olmayan sadece müvekkili ve kefil …’in imzası olan her biri 50.000,00 TL’lik 3 adet senet aldığını, müvekkili ile davalı arasında hiçbir alacak ve borç ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinden zorla alınan 3 adet senet yönünden davalıya borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu 3 adet senet yönünden davalı veya davalının alacaklıları tarafından yapılacak icra takiplerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 07.07.2019 tarihli ara karar ile, davacının borçlu olmadığına dair iddiasını yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlayacak şekilde HMK 390. maddesi kapsamında delil sunamadığı belirtilerek İİK 72/3. maddesi ile HMK 389 vd. ve 390. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir şartlarının bu aşamada oluşmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davalının dayandığı 04.10.2019 tarihli sözleşmenin, başlığı ve içeriği itibari ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi niteliğinde olup bu sözleşmenin noterlikçe düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, dolayısı ile davalının hukuken senet alacağını dayandırdığı sözleşmenin kanuni şekil şartı yokluğundan geçersiz olup yok hükmünde olduğunu, sözleşmenin müvekkiline zorla ve hile yoluyla imzalattırıldığını, dolayısıyla dava konusu senetlerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu senetlerin davalı tarafından müvekkilinden tehdit ve hile yolu ile alındığı yönünde yaptıkları şikayet üzerine davalı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/216616 Soruşturma sayılı dosyasından soruşturma açıldığını, dosyanın halen derdest olduğunu, dava konusu senetlerde kefil durumunda bulunan müvekkili ile diğer borçlu … üzerinde ağır haciz baskısı mevcut olup her ikisinin de taşınır ve taşınmaz mallarının haczedildiğini, talepleri gibi icra dosyasına %115 oranında teminat depo edilmesi halinde alacaklının dosya alacağıyla menfi tespit davasının lehine sonuçlanması durumunda alacağını geç almış bulunmaktan doğacak zararının garanti altına alınmış olacağını, ancak ihtiyati tedbir kararı verilmeyerek menfi tespit davalarının lehlerine sonuçlanması durumunda alacaklının haciz yolu ile müvekkilinden tahsil edeceği bedelin davalıdan geri alınmasının imkansız olacağını, zira davalı üzerine kayıtlı taşınır ve taşınmaz mal kaydının bulunmadığının ve banka kayıtlarında da herhangi bir hak ve alacağının mevcut olmadığının Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamlı icra takibi sonrası yapılan genel sorgulamada tespit edildiğini, bu nedenle müvekkilinin çok ağır ve ölçüsüz zarara uğratılacağını, İİK’nın 72/2.maddesi gereği %15 veya İİK’nın 72/3. maddesi gereği %115 teminatı yatırmaya hazır olduklarının bildirmelerine rağmen ihtiyati tedbir taleplerinin reddinin ölçülülük ilkesine, İİK’nın genel mantığına ve İİK’nın 85/son maddesi maddesi hükmüne ve temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık, TBK’nın 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı arsa sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı ile dava dışı yüklenici … arasında, davacının maliki olduğu İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … Ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerine 5 katlı bir bina yapılması konusunda Bakırköy … Noterliği’nin 04/06/2017 tarih, … yevmiye numaralı sözleşmesi ile düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. İstinafa konu eldeki davanın tarafları arasında da 04/06/2017 tarihli sözleşme gereğince kaba inşaatı yüklenici … tarafından bitirilen binanın geri kalan işlerinin davalı yüklenici tarafından yapılması konusunda 04.10.2019 tarihli el yazılı adi şekilde düzenlenmiş kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Dosyada bulanan belgelerden, davacı tarafça dava ve tedbir konusu edilen 3 adet senedin davalı tarafından tehdit yolu ile zorla alındığından bahisle yapılan şikayet üzerine, davalı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/216616 sayılı dosyasından soruşturma açıldığı ve soruşturma dosyasının halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı Kanun’un 390/3 maddesinde, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde  dayandıgı ihtiyati tedbir sebebini  ve türünü açıkca belirtmek ve  davanın esası yönünden  kendisinin haklılıgını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, yaklaşık ispat koşulu henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin senetlerin icra takibine konu yapılmaması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre H.M.K.’nun 389. maddesi koşulu ile yaklaşık ispat kriterleri sağlanamadığından, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair mahkeme kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2020 tarih ve 2019/676 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.