Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1415 E. 2023/1026 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1415
KARAR NO: 2023/1026
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/03/2020
NUMARASI: 2018/598 Esas, 2020/182 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 11/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında, 19/07/2016 tarihli “Atık Su Arıtma Projesi Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacı yüklenicinin davalı iş sahibinin iş yeri adresinde atık su arıtma plan ve projesine uygun olarak inşaa edilmesi hususunda taahhüt altına girdiğini, sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra 75 gün içinde tamamlanmasının taahhüt edildiğini, edimlerini yerine getirdiklerini, ancak davalı şirketin ödeme borcunu tam olarak yerine getirmediğini, davalı şirket adına 98.384,00 Euro bedelli 31/03/2017 tarihli fatura düzenlenerek gönderildiğini, ancak 12/04/2017 tarihi itibarı ile 34.107,95 Euronun ödenmediğini, bu nedenle Gebze … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip tarihindeki kur karşılığı 136.890,88 TL üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 20. Maddesinde yetki şartı bulunduğunu, İstanbul Mahkemelerinin ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, öncelikle yetki itirazlarının değerlendirilmesi gerektiğini, icra takibine konu alacağın 12/04/2017 tarihli faturaya dayandırıldığını, alacak miktarının ne şekilde tespit edildiğinin anlaşılamadığını, davacının işin tesliminde makul karşılanmayacak ölçüde geciktiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, davacının hakedişinin sözleşme hükümlerine uygun olarak hesap edilen cezai şart tutarı ve sözleşme bedelinin % 3’ü oranında stopaj kesilmek sureti ile kendisine ödendiğini, ayrıca davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini, yine 75 takvim gününde tamamlanması gereken işin geciktiğini, gecikilen sürelere ilişkin talep haklarını saklı tuttuklarını, işin süresinde tamamlanmaması nedeni ile davacıya Beyoğlu … Noterliğinin 30/01/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtar ile 10/02/2017 tarihine kadar işin tamamlanması bu tarihe kadar tamamlanmaması halinde sözleşmenin feshedileceğini, eksik işlerin davacı nam ve hesabına üçüncü kişilere yaptırılacağının ihtar edildiğini, ihtar ve tanınan sürede arıtma tesisi projesi tamamlanamamış olmasına rağmen projede bu süreçte kısmende olsa ilerleme kaydedilmesi üzerine müvekkilinin projenin geçici kabulünü sağlayabilmek için 07/03/2017 tarihinde tesiste ilk incelemesini yaptığını, toplam 32 adet eksiklik bulunduğunun tespit edildiğini, buna ilişkin taraflarca imzalanan 23/02/2017 tarihli Makine/Ekipman/Tesis Kabul Tutanağı ile aynı tarihli Eksiklik Listesi düzenlendiğini, bu ilk değerlendirmenin ardından 13/03/2017 tarihinde ikinci değerlendirme ve tespit yapıldığını, 12 adet eksiklik bulunduğunun tespit edildiğini ve 13/03/2017 tarihli yine Makine/Ekipman Tesis, Kesin Hakediş Eksiklik Listesi düzenlendiğini, 18/03/2017 tarihinde de geçici kabulün gerçekleştirildiğini, 21/03/2017 tarihli tutanağında zapta geçirilerek tutanağa eklendiğini, geçici kabul tarihinde düzenlenen tutanakta sözleşmenin 14. Maddesinde belirlenen süre içinde projenin tamamlanmaması nedeni ile 15. Maddede belirtilen ceza ve yaptırım hükümlerine göre hesaplanacak tutarın firma ile paylaşılacağı ve hakedişten düşüleceğinin itirazı kayıt olarak düşüldüğünü ve bu şekilde davacı tarafça da kabul edilerek imzalandığını, sözleşmede işin süresinde bitirilmemesi halinde temerrüdün devam edeceği, her gün için sözleşme bedelinin % 0,02’si tutarında gecikme cezası uygulanacağı, buna göre projenin teslimine ilişkin düzenlenen 31/03/2017 tarihli ve 98.384,00 Euro bedelli faturadan 25.972,00 Euro tutarında cezai şart bedelinin kesildiğini ve aynı tarihli … nolu proje geç teslim bedel faturasının düzenlendiğini, davacı tarafın takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/688 esas 2018/368 karar sayılı yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosya İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesine gelmiştir. Mahkemece 17/03/2020 tarihli karar ile, taraflar arasında davalı yana ait atık su arıtma tesisleri inşaası için sözleşme imzalandığı, sözleşmede 75 gün içinde işin yapılmasının kararlaştırıldığı, buna göre işin bitiş tarihinin 01/10/2016 tarihi olduğu, davalının 30/01/2017 tarihinde davacı tarafa yazılı ihtarlar göndererek 10/02/2017 tarihine kadar işin bitirilmesini talep ettiği, sözleşme bedelinin 80.000,00 Euro + KDV olarak kararlaştırıldığı, davacının işin bedeline ilişkin 31/03/2017 tarihli KDV dahil 98.384,00 Euro bedelle fatura düzenlendiği ve bakiye 34.213,31 Euro için, 23/05/2017 tarihinde davalı borçlu aleyhine Gebze … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile, icra takibi başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali davası açıldığı, sözleşmenin 75 gün içinde ifa edilmediği, bu hususta taraflar arasında çok sayıda yazışma yapıldığı ve ihtilaf olduğu, imzalanan sözleşmeye göre işin bitiş tarihi 01/10/2016 olsa da davalı firmanın 30/01/2017 tarihinde yazılı ihtarname çekip işin 10/02/2017 tarihine kadar bitirilmesini ihtar ettiğinden, ceza başlangıç tarihinin 10/02/2017 olması gerektiği, 31/03/2017 tarihindeki davacı faturası ile, davalı tarafın ceza faturası sonucu 10/02/2017 ile, 31/03/2017 tarihine kadar 49 gün gecikme yaşandığı, sözleşmeye göre davacının davalıya ödemesi gereken cezai şartın davalının hesapladığı gibi 25.972,00 Euro değil (25.972 / 170 X 49 günlük cezai şart tutarının)= 7.486,05 Euro olacağı, davacının takip tarihteki asıl alacağının 21.704,59 Euro olması gerektiğinin bilirkişi raporu ile tespit edildiği, taraflar arasındaki 19/07/2016 tarihli sözleşmeye göre sözleşme tutarının 86.000,00 Euro olduğundan davalı işveren tarafından 31.03.2017 tarihinde kesilen ceza faturası, 25.972 Euro olarak talep edilmiş ise de, sözleşmedeki işin bitiş tarihi 01/10/2016 olsa da davalının 30/01/2017 tarihinde yazılı ihtarname göndererek işin 10/02/2017 tarihine kadar bitirilmesini ihtar ettiğinden, ceza başlangıç tarihinin 10/02/2017 olması gerektiği, 31/03/2017 tarihli fatura ile, davalı ceza faturası arasında 49 gün geçtiği ve 49 günlük ceza tutarının (ihtarnamede cezai şart olarak 25.972/170X49= 7.486,05 Euro) 7.486,05 Euro olarak hesaplanması gerektiği, buna göre davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan 21.704,59 Euro alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının Gebze … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 21.704,59-Euro asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa (21.704,59-Euro) 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca 1 yıllık Euro mevduatına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranında faiz yürütülerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 17.368,44 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında imzalanan 19/07/2016 tarihli Atıksu Arıtma Projesi Sözleşmesi işinin 01/10/2016 tarihinde tamamlanması gerektiği, sözleşme tutarının 86.000,00 Euro olduğu, sözleşmenin 15/2 maddesinde ise süresinde teslim edilmemesi halinde gecikilen her gün için sözleşme bedelinin % 0,2’si oranında cezai şart tahukkuk ettirileceğinin kararlaştırıldığını, davacının süresinde işi tamamlamaması nedeni ile 30/01/2017 tarihinde ihtarname gönderilerek 10/02/2017 tarihine kadar süre verildiği, verilen bu sürenin teslim tarihinin bu tarihe çekildiği ve aradaki süre için gecikme cezası istenemeyeceği anlamına gelmeyeceğini, mahkemenin yanlış değerlendirme ve hesaplama yaptığını, işin teslim tarihi olan 01/10/2016 tarihinden itibaren temerrüdün devam ettiğini, geçici kabulün 21/03/2017 tarihinde yapıldığını, 01/10/2016- 21/03/2017 tarihleri arası her gün için sözleşme bedelinin % 0,2’si gecikme cezası hesaplanması gerektiğini, buna göre gecikilen 170 gün için 29.240,00 TL gecikme cezası ödemekle yükümlü davacının hakedişinden hakkaniyetli davranılarak 25.972,00 Euro cezai şart kesintisi yapıldığını, ihtarnamede gecikme cezası yönünden talep haklarını saklı tuttuklarını, cezai şart tutarının davacının ticari mahvına sebebiyet vermeyeceğini, alacağın likid olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, ayrıca projenin seneyi atlayarak yapılması nedeni ile sözleşme bedelinin % 3’ü oranında stopaj kesintisi yapılması gerektiğini, projenin geç teslimi nedeni ile müvekkilinin katlandığı kur farkının mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddi ile % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında 19/07/2016 tarihli Atıksu Arıtma Tesisleri İnşası sözleşmesi akdedilmiştir.Sözleşmenin 11. maddesinde işin bedeli 86.000,00 Euro+KDV olarak kararlaştırılmıştır. Davacı tarafça davalı taraf adına 86.000,00 Euro +KDV = 98.384,00 Euro bedelli 31/03/2023 tarihli fatura düzenlenmiştir. Sözleşmenin 5. Maddesine göre, işin süresi sözleşme tarihinden itibaren 75 takvim günüdür. Buna göre işin bitiş tarihi 03/10/2016 tarihidir. Davalı taraf, yükleniciye 30/01/2017 tarihli ihtarnameyi göndererek sözleşmeye göre 01/10/2016 tarihinde işin teslim edilmesi gerektiğini, halen teslim edilmediğini, 10/02/2017 tarihine kadar sözleşmeye uygun şekilde teslim edilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceğini bildirmiştir. Davalının gönderdiği bu ihtar ile işin yapım süresinin 10/02/2017 tarihine kadar uzatıldığı anlaşılmaktadır. 18/03/2017 tarihli Makina/Ekipman/Tesis kesin hakediş tutanağının taraflarca imzalandığı, tutanağa “Atıksu Arıtma Projesi madde 14 de belirtilen süre içinde projenin tamamlanmaması nedeni ile madde 15 de belirtilen ceza ve yaptırımlar hükümlerine göre hesaplanacak tutarın yüklenici firma ile paylaşılacak ve hakedişten düşülecektir” şerhinin düşüldüğü, buna göre tutanak tarihi itibariyle henüz işin tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmede düzenlenen cezai şart ifaya ekli ceza niteliğinde olduğundan en geç işin teslimi anında cezai şartı isteme hakkının saklı tutulduğunun itirazi kayıt şeklinde karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Aksi halde cezai şartı isteme hakkı düşer. Somut olayda, 23/02/2017 tarihinde geçici kabul yapılmış ve herhangi bir ihtirazi kayıt düşülmemiştir. Dolayısı ile davalının cezai şart talebi hükümsüz kalmıştır. İtirazi kayıt olmadan geçici kabul tutanağını imzalayan davalı iş sahibi cezai şart talep edemez. Öte yandan, dosya kapsamına göre, davacının bakiye alacağı 29.190,64 Euro ise de mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının 21.704,59 Euro alacağına hükmedilmiş, ancak davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmamıştır.Davalı iş sahibi davacıya gönderdiği ihtarname ile 10/02/2017 tarihine kadar işin bitirilmesini istediğini, ancak davacıya ek süre vermediğini iddia etmiş ise de, 23/02/2017 tarihli tutanak ile geçici kabulün yapıldığı, geçici kabul tutanağına cezai şarta ilişkin herhangi bir şerh düşülmediği anlaşılmakla davacının bakiye alacağından cezai şart adı altında kesinti yapması mümkün olmadığından istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2020 tarih ve 2018/598 Esas, 2020/182 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.932,19 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.030,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.901,55 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.