Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1366 E. 2022/184 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1366
KARAR NO: 2022/184
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2020
NUMARASI: 2014/1618 Esas, 2020/46 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 01/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özede, müvekkiline ait fabrikasında bulunan jeneratör sisteminin yenilemesi için davalıdan fiyat teklifi talep edildiğini, davalı firmanın vermiş olduğu teklifte yeni bir sistem kurmanın gereksiz ve maliyetli olduğunu, bunun yerine mevcut sistem üzerinde revizyonun daha uygun olacağını teklif ettiğini, daha sonra revizyon işlemlerinin 16.11.2012 tarihinde tamamlandığını ve jeneratörün devreye girdiğini, müvekkilinin 16.11.2012 tarihinde 35.400,00 TL ödemede bulunduğunu, revize edilen jeneratörün 05.07.2014 tarihinde arızalandığını, davalının talebi üzerine söz konusu jeneratörün davalı firmaya gönderildiğini, davalının 23.07.2014 tarihli bildirim formunda jeneratöre ait 2 adet pistonun arızasından ibaret olduğunu belirttiğini, ancak Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/82 D.İş dosyası ile yapılan tespitte makinenin tamamının kullanılmaz hale geldiğinin belirlendiğini, jeneratör sistemi yalnızca elektrik kesintilerinde devreye girmekte olan bir sistem olduğunu fiili çalışma süresinin 60 saati aşmadığını, gizli ayıbın 60 saat gibi kısa bir süreli bir çalışma neticesinde ortaya çıktığını, davalının yapılan görüşmelerde yakıttan kaynaklı kullanıcı hatasından bahsettiğini, ancak TÜBİTAK’a gönderilen yakıt numunesinde herhangi bir bulguya rastlanmadığının tespit edildiğini, jeneratörün arızalanması nedeniyle yeni bir jeneratör kiralamak zorunda kaldıklarını, belirterek, davalıya ödenen 35.400,00 TL’nin ayıbın ortaya çıktığı tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile, değişik iş dosyasından yapılan 2.173,45 TL yargılama giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ve zarar miktarı tespit edildiğinde arttırılmak üzere kira bedeli ve jeneratörün rayiç bedeli olarak şimdilik 4.000,00 TL’nin zarar tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilince 22/11/2019 tarihinde sunulan ıslah dilekçesi ile toplam dava değeri ayıp nedeniyle uğranılan zarar 60.000,00 TL, sözleşmeden dönme nedeniyle sözleşme bedeli 35.400,00 TL, kiralama bedeli 11.564,00 TL ve delil tespiti dosyasından yapılan masraflar 2.173,45 TL olmak üzere toplamda 109.137,45 TL’ye çıkarılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 23.07.2014 tarihinde davacıya jeneratördeki arızanın kaynağının bildirildiğini, yapılan incelemede mevcut arızanın davacı tarafından aşırı kirli ve uygun olmayan yakıt kullanımı nedeni ile meydana geldiğinin tespit edildiğini, tüm bu anlatımların üzerinden neredeyse 2 ay geçtikten sonra mahkeme tespitinde arızanın yakıt kaynaklı olmadığı, pompa enjektör grubunun ayarsız olmasından kaynaklandığı yönünde teknik açıdan imkansız değerlendirilmeler içeren raporun alındığını, arızanın yakıt kaynaklı olmadığı yönündeki iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, mahkemece tespit esnasında kullanılan yakıtla arızaya neden olan yakıtın aynı olmasının mümkün olamayacağını, tespit konusu jeneratör yakıtının numunesinin halen müvekkili şirkette mevcut olduğunu, yakıt sistemi ayarından kaynaklanan tüm iddiaların gerçeğe aykırı olduğunu, iddia edildiği gibi yakıt pompa ve enjektör sistemi ayarsız jeneratörün 60 saat çalışmasının olanaksız olduğunu, müvekkili tarafından verilen garanti süresinin dolduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; taraflar arasında revize işlemine yönelik sözleşmenin kurulduğu ve bedelinin ödendiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın jeneratörde meydana gelen hasarın revize işleminin ayıplı olmasından mı yoksa kullanımdan mı kaynaklanığı noktalarında toplandığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin niteliği itibari ile TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi olduğu, uyuşmazlığın genel hükümler kapsamında belirlenmesi gerektiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ile dava konusu jeneratörde meydana gelen hasarda özellikle iki adet pistonun üzerinde yanma ve erimelerin meydana geldiği, bu durumun enjektör grubunun ayarsızlığı veya kötü montajı nedeniyle olabileceği, sorunun yakıttan kaynaklanması halinde diğer pistonlarda da benzeri hasarların meydana gelmesi gerektiği, ancak diğer pistonlardaki hasar miktarının çok daha az olduğunun tespit edildiği, bu hali ile meydana gelen hasardan yüklenici konumunda olan davalının sorumlu olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının söz konusu ayıbı makul süre içerisinde davalı yana bildirdiği, jeneratörde meydana gelen hasarın giderilmesinin ekonomik olmadığı, pert sayılmasının gerektiği, söz konusu jeneratörün hasar tarihi itibari ile değerinin 110.000,00 TL olduğu, sovtaj değerinin 50.000,00 TL olduğu, yapılan işlem nedeniyle uğranılan zararın 60.000,00 TL olduğu, revize işlemi bedeli olarak ödenen 35.400,00 TL’nin yerinde olduğu, davacının jeneratörü kullandığı dikkate alınarak %20 amortisman bedeli düşüldüğünde 28.320,00 TL’nin iadesinin gerektiği, yeni bir jeneratör alınması için iki aylık sürenin makul olduğu, bu süre için 11.564,00 TL kira bedelinin kadri maruf bulunduğu, tarafların tacir olduğu, davadan önce davalı yanın temerrüde düşürülmediği, bu nedenle talep edilen alacak kalemlerine dava tarihinden itibaren avans faizi işletilebileceği, delil tespiti dosyasında yapılan masrafların yargılama giderleri arasında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile; Davanın KISMEN KABULÜ ile, 60.000,00.-TL ayıp nedeniyle uğranılan zarar, 28.320,00.-TL sözleşme bedeli, 11.564,00.-TL kira bedeli olmak üzere toplam 99.884,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacının, jeneratör setinin arızalandığını müvekkili şirkete bildirdiğini ve müvekkili tarafından jeneratör seti üzerinde gerekli arıza kontrol işlemleri yapılarak, 23.07.2014 tarihli “Müşteri Bilgilendirme Formu” ile arızanın kaynağının davacıya bildirildiğini, müvekkili tarafından yapılması gerekli tüm işlemler gerçekleştirilmiş ve neticesinde jeneratör setinde mevcut arızanın, kullanıcı davalı tarafından aşırı kirli ve uygun olmayan yakıt kullanımı nedeni ile meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu işlemlerden 2 ay sonra davacının delil tespiti talep ederek, delil tespiti dosyasından aldığı bilirkişi raporunu dayanak göstererek işbu davayı açtığını, davacı tarafından, Çorlu Sulh Hukuk Mahkemesi raporuna dayanılarak, bilirkişi raporu ile jeneratörde kullanılan yakıttan numune alındığını ve TÜBİTAK’ta yapılan testler neticesinde yakıtın sağlıklı olduğun tespit edildiğini ve bu nedenle arızanın yakıttan kaynaklanamayacağı ileri sürmüşse de, bu iddiaların kabulüne olanak bulunmadığını, davacı şirket mahallinde yapılan incelemenin, arızanın müvekkili şirkete bildirimi tarihinden 2 ay sonra yapılmış olup, tespit esnasında jeneratörde bulunan yakıtın aylar evvelki arıza esnasında kullanılan yakıt ile aynı olduğunun kabulüne olanak bulunmadığını, müvekkili şirket servisinde tüm jeneratörlerden 1 yıl süre ile muhafaza edilmek üzere yakıt numunesi alınmakta olup, tespit konusu jeneratör yakıtının numunesinin de halen müvekkilinde bulunduğunu, numune alımına ilişkin tutanak tutulmuş olup bu tutanak da tespit raporuna itiraz dilekçesi ekinde sunulduğunu, ayrıca, jeneratör arıza nedeni ile müvekkili şirkete gönderildiği esnada kullanımda olan yakıtı gösterir fotoğrafların da tespit dosyasına sunulmuş olup, kullanılan yakıtın uygun olmadığının fotoğraflardan dahi anlaşılabildiğini, bu durumun yargılamanın her aşamasında ileri sürülmüş olmasına rağmen bilirkişi raporlarında değerlendirmeye alınmadığını, bu sebeple hüküm kurmaya elverişli bir rapor elde edilmediğini, jeneratör arızasından aylar sonra gerçekleştirilen ve jeneratöre ait olup olmadığı belirli olmayan ya da yakıt sistemi temizlenerek yeni yakıt konulup konulmadığı da bilinmeyen malzeme üzerinde tüm bu hususlar göz önünde bulundurulmaksızın yapılan incelemelerin ve yakıta ilişkin yapılan tespitin kabulüne olanak bulunmadığı gibi bu tespit dayanak alınarak açılan davanın da reddi gerektiğini, tespit raporu ile bahsedildiği üzere yakıt pompa ve enjektör grubunun ayarsız olması halinde, dizel jeneratör setinin çalışma esnasında sürekli ve aşırı miktarda olmak üzere beyaz bir duman çıkartacağını, bunun aksinin teknik olarak mümkün olmadığını, bu durum jeneratör çalışmaya başladığı anda fark edilebileceğinden ne müvekkili tarafından böyle bir durumdaki jeneratörün müşterilerine teslimi ne de müşterinin bu durumu fark etmemesinin teknik olarak mümkün olmadığını, tespit raporunda böyle bir durumdan bahsedilmemesinin yakıt pompa sisteminin arızalı olmadığının açık göstergesi olduğunu, bunun yanı sıra, iddia edildiği gibi yakıt pompa ve enjektör sistemi ayarsız jeneratörün 60 saat çalışmasının teknik olarak imkansız olduğunu, tespit raporu ile bahsedilen şekilde arızası bulunan ve tespite konu olan jeneratör gibi saatte 1500d/dk çalışan bir jeneratör setinin ancak maksimum bir veya iki saat çalışabileceğini, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı inceleme neticesinde düzenlenmiş olması, yargılama kapsamında alınan tüm bilirkişi raporlarının bu rapor doğrultusunda oluşturulması ve 05.2019 tarihli bilirkişi raporunda ihtimalli değerlendirme yapılmış olmasına rağmen bu ihtimalleri ortadan kaldıracak nitelikte bir rapor alınmamış olmasının doğru karar verilebilmesini engellediğini, davacı tarafından, taraflar arasında yapılmış olan sözleşmenin feshi, atıl duruma geldiği iddia edilen jeneratörün piyasa rayiç bedeli, kiralanan jeneratörün kira bedelleri söküm ve nakliye giderleri, tespit masrafları ile yeni sistem için gerekecek kurulum bedellerinin tahsili istenmişse de bu taleplerin hiçbirinin kabulüne olanak bulunmadığını, müvekkili tarafından sözleşmeye hiçbir aykırılıkta bulunulmadığını ve jeneratör revize edilerek çalışır sağlam durumda davacıya teslim edildiğini, kaldı ki, müvekkili tarafından verilen garanti süresinin de dolduğunu, bu durumda jeneratörde meydana gelecek herhangi bir arıza nedeni ile müvekkiline başvurulmasının mümkün olmadığını, tüm bunların yanı sıra davacı tarafından tespit masrafları da talep edilmiş olup bunun hukuken kabulüne olanak bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, taraflar arasında yapılan jeneratör revizyonu işinin ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi, zararın tazmini istemine ilişkin olup, Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında davacıya ait jeneratörün revizyonu konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, söz konusu jeneratörün davalı tarafça revize edilerek 16/11/2012 tarihinde teslim edildiği, aynı tarihli davalı faturasının ödendiği, söz konusu jeneratörün 05/07/2014 tarihinde arızalandığı, durumun davalıya bildirildiği, davalı tarafça yapılan incelemede arızanın jeneratörde kirli yakıt kullanılmasından kaynaklandığının belirtilerek, onarımının mümkün olmadığının belirtildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık revize edilen jeneratörde meydana gelen arızanın neden kaynaklandığından çıkmaktadır. Davalı her ne kadar kullanılan yakıtın kirli olmasından arızanın kaynaklandığını ileri sürmüş ise de dosyada alınan tüm bilirkişi raporlarında mevcut arızanın akaryakıt kaynaklı olmadığı, motora yakıt getiren dizel pompa enjektör grubunun ayarsız olmasından kaynaklandığı belirtildiğinden ve bu husus teknik konu olup dosyada konusunda uzman bilirkişilerden alınan birden fazla raporda mevcut arızanın akaryakıt kaynaklı olmayacağı, dizel pompa enjektör grubunun ayarsız olmasından kaynaklandığı belirtildiğinden ve davalının bu yöne ilişkin itirazları ayrıntılı ve gerekçeli bir biçimde karşılandığından, davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Ayıbın gizli ayıp olduğu, kullanım nedeniyle zamanla ortaya çıktığı, davacı iş sahibinin süresinde ayıbı davalıya bildirdiği anlaşılmakla, garanti süresinin dolduğu yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. TBK’nın 475. maddesinde ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun bulunduğu hallerde iş sahibinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, davacı da 1. bentte belirtilen sözleşmeden dönme hakkını kullanmış olup, bilirkişi raporlarına göre davaya konu jeneratörün tamiri ve bundan sonra kullanılması mümkün olmadığından sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği, buna göre davacı iş sahibinin ödediği bedeli talep edebileceği gibi bu nedenle uğradığı zararının tazmini isteyebileceği anlaşılmakla davalının istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2020 tarih ve 2014/1618 Esas, 2020/46 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 6.823,08 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.705,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.117,30. TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.