Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1351 E. 2023/1170 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1351
KARAR NO: 2023/1170
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2020
NUMARASI: 2016/701 Esas, 2020/125 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 31/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen 08.07.2013 tarihli sözleşme ve 2014 yılında yapılan ek sözleşme ile davalı firmaya ait İstanbul-Kurtköy … pafta, … ada, … parselde yapılacak olan … projesinin, mermer denizlik, döşeme ve merdiven kaplaması ve muhtelif mermer işlerinin davacı şirket tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, iş bedelinin 245.000,00-TL olarak belirlendiğini, iş bedeli karşılığı olarak … Sitesi … Blok … Nolu daireyi 174.000,00-TL karşılığında, … Sitesi … Blok … nolu daireyi 181.000,00-TL karşılığında, … Sitesi … Blok … nolu daireyi 125.000,00-TL karşılığında, … Sitesi … Blok … Nolu Daireyi 121.000.00-TL karşılığında,… Sitesi … Blok … nolu daireyi davacı şirkete veya davacı şirketin istediği şahsa tapu devrini yapmak suretiyle ve ayrıca kalan iş bedelin ise; nakit olarak ödenmesi hususunda anlaştıklarını, davalı tarafın, davacı şirket tarafından yapılan işler karşılığında toplam bedeli 546.979,10 TL olan kısmi çekler vermek suretiyle ödediğini, muhtelif 55.335,00 TL tutarındaki diğer ödemeleri yaparak toplamda 1.203.314,70 TL ödeme yaptığını, geride ödenmeyen 313.000,00 TL tutarında alacağının kaldığını, bu alacağın 245.000,00-TL karşılığında … Sitesi … Blok … Nolu dairenin devri borcundan, ve kalan 68.055,13 TL. nakit olarak ödenmesi gereken bakiye alacağından oluştuğunu belirterek; 313.000,00 TL eksik iş bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 08.07.2013 tarihli Mermer İşleri Sözleşmesi imzandığını, sözleşmeye göre davacı şirketin, davalı şirketin yapımını taahhüt ettiği İstanbul, Kurtköy, … pafta, … ada, … parselde yapılacak olan … projesinin mermer denizlik, döşeme ve merdiven basamağı kaplaması ve muhtelif mermer işlerinin yapımını üstlendiğini, karşılığında davalı şirket tarafından davacıya sözleşmenin 6. maddesinde belirlendiği gibi ödeme yapılacağını, ancak davacının sözleşmeye ve özen davranışlarına aykırılığı neticesinde; davalı şirket tarafından sözleşmenin Üsküdar … Noterliğinin 23.01.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ise feshedildiğini, işbu fesih bildiriminin 26.01.2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, davacının özen yükümüne ve sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle işteki aksaklıklar ve eksiklikler hakkında davalı şirket yetkilisi, şantiye şefi ve işçi temsilcisi tarafından tutanak tutulduğunu, tutanak ile davacı tarafın süresini aştığı halde gerekli malzemeyi temin edemediği ve çalıştırdığı işçilere ücretlerini ödenememesi sebebiyle işin devam edilemeyecek hale geldiğini, sözleşmede, işin 240 takvim günü sonunda teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, işe başlama tarihinin 08/07/2013 olup davalı şirket tarafından sözleşmenin feshedildiği tarih olan 23/01/2015 tarihine kadar 563 takvim günü geçmiş olmasına rağmen işin tamamlanmadığını, davacının edimini süresinde yerine getirmemiş olmasından dolayı davalı şirket tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, TBK’nun md. 97 hükmünde, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekeceğini, somut olayda davacı tarafın edimini tam ve layıkıyla yerine getirmediğinden sözleşmeye konu … Sitesi … Blok … no.lu bağımsız bölümün adına tescilini ya da bu bağımsız bölümün bedelini hak etmediğini, davacı şirketin sözleşme ile üstlendiği edimi yerine getirmeksizin iş sahasını terk ettiğinden kalan işlerin tamamlanması için davacı şirketin işçilerine davalı şirket tarafından ödemeler yapıldığı ve ayrıca yapılmayan işleri başka kişi ve firmalara yaptırmak zorunda kaldıklarını, davacının işi süresinde tamamlamadığından sözleşme uyarınca cezai şart ödemek zornuda kaldığını, davacı şirketin davalı şirkete cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, tüm bu nedenlerle kendilerinin davacı yükleniciden 461.389,21 TL alacaklı olduklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve taraf beyanları doğrultusunda; davalı iş sahibinin makul bir süre içerisinde davacı yükleniciye ayıplı yapılan işler konusunda yasanın aradığı anlamda ayıp ihbarında bulunduğuna dair bir delil ve belge sunmadığı görüldüğünden ayıplı işler nedeniyle davacı alacağından takas mahsup talebinin kabul edilmediği, davalının, davacı alacağından takas mahsubunu talep ettiği cezai şart alacağının da, sözleşmenin 19. maddesinde düzenlenen cezai şartın ifaya bağlı cezai şart olduğu ve hakedişlerde davalı işsahibinin imzaları mevcut olmakla, eserin teslimi anında ihtirazi kayıt konulmadığı için cezai şart talep edemeyeceğinden bu konuda da mahsup talebine hakkı olmadığı, bilirkişi raporunda davacının ıslah ile talep edilen 328.000,00 TL tutarında talep hakkı olduğu belirtilmiş ise de; 30/04/2015 tarihli hakedişin sözleşmenin feshi tarihinden sonrasına ait olup, bu konudaki faturanın davalı tarafça kabul edilmediğinden bu fatura çıkartılarak davacı yüklenicinin imal ettiği iş bedeli, davalı defter kayıtlarında olduğu üzere 1.453.497,82 TL baz alınarak, vaki ödemelerin ve sözleşme uyarınca devri taahhüt edilip devredilen taşınmazların bedelleri ödeme olarak hesaplanıp, ödenmeyen alacağın esasını … Sitesi … Blok … Nolu daire ve geride kalan bakiye nakti ödeme kısmı olduğu görüldüğünden bilirkişinin mütalaasından ayrılındığı, yapılan tüm bu değerlendirmeler sonucu, taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca davacı yüklenicinin iş bedeline ilişkin davada davacının talep edebileceği 265.183,12 TL’nin, ihtarnamedeki talep itibariyle, davalıya ihtarname tebliğinden 10 gün sonrası davalı temerrüde düştüğünden, 24/04/2016 tarihinden itibaren işleyen faiziyle davalıdan tahsili, bilirkişi raporunda davacının ıslah ile talep edilen 328.000,00 TL tutarında talep hakkının davacının 260.000,00 TL davacıya verilmeyen … blok … nolu bağımsız bölüm bedeli ve eksik ödenen 5.183,12 TL nakit bedel olmak üzere toplam 265.183,12 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 265.183,12 TL alacağın 24.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında; davacı şirketin sözleşme gereğince toplam 1.516.369,83-TL’lik imalat yaparak davalı firmaya teslim ettiğini, sözleşmede iş bedeli olarak … Sitesi … Blok … Nolu Daireyi 174.000,00-TL, 22.04.2015 tarihinde … Sitesi … Blok … Nolu Daireyi 181.000,00-TL, 15.09.2015 tarihinde … Sitesi … Blok … Nolu Daireyi 125.000,00-TL, 15.09.2015 tarihinde … Sitesi .. Blok … Nolu Daireyi 121.000,00-TL, daireleri teslim ettiğini, toplam bedeli 546.979,10-TL, olan kısmı çekler vermek suretiyle ödediğini, toplam 1.203.314,70-TL ödeme yapıldığını, ancak bakiye 313.055,13-TL alacakların ödenmediğini, bakiye iş bedelinin 245.000,00-TL’nin sözleşmede kararlaştırıldığı üzere … Sitesi … Blok … Nolu dairenin tapusunun davacı firmaya verilmesi ve nakit ödenecek bedelden bakiye kalan 68.055,13-TL nin ödenmemesi olduğunu, davalı tarafından edimin teslim sonrasında ayıp ve eksik ihbarında bulunulmadığını, davalı firmanın yapılan imalat karşılığı davacı firmaya vermeyi kararlaştırdığı dava konusu daireyi üçüncü bir kişiye satmak suretiyle bedelini aldığını, bilirkişi raporu ile davacının toplam 1.516.369,83-TL hakedişi olduğunu, davalının 1.203.314,70-TL ödeme yaptığını, davacının 313.055,13-TL alacağı bulunduğunu, dosyada mevcut 30.04.2015 tarihindeki son hakediş tarihinden sonra davalının ifaya etkili cezai şartla ilgili herhangi bir itirazi kaydı bulunmadığından cezai şart tazminatı talep edemeyeceğini, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda; 260.000,00-TL daire bedeli ile birlikte hakedişlerden kalan alacağı olan 68.000,00-TL ile toplam 328.000,00-TLnin davalıdan talep edilebileceğine dair 04.07.2019 tarihli raporun dosyaya sunulduğunu, mahkemece verilen kararın sözleşmenin feshine ilişkin tarih ve sözleşmenin niteliği bakımından hukuka uygun olmadığını, öncelikle davalı firmanın yapılan imalat nedeniyle davacı firmaya olan borç ile yapılan imalat miktarına bir itirazının olmadığını, sözleşmenin feshine ilişkin ihtarname göndermişse de bu ihtarnamenin davacı firmaya teslim edilmeden önce bütün imalatları itirazi kayıt koymadan teslim aldığını, davalı firma tarafından sözleşmenin feshine ilişkin Üsküdar … Noterliğinden keşide edilen 23.1.2015 tarih ve … numaralı ihtarnamenin davacı firmaya 26.01.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarname keşide tarihinden sonra yapılan 30.04.2015 tarih ve 60.696,24-TL bedelli imalatların herhangi bir itirazı kayıt koymadan kabul ettiklerini, feshin hukuken geçerli bir fesih olmadığını, sözleşmenin fesih tarihinin ihtarnamenin keşide tarihi değil davacı firmaya tebliğ tarihi olduğunu, mahkemece sözleşmenin feshinden sora imal ve teslim edildiği gerekçesiyle reddedilen 60.696,24-TL bedelli imalatın 30.04.2015 tarihinden önce gerçekleştirilerek hazırlanan hakediş belgeleriyle davalı firmaya teslim edildiğini, mahkemece hesaplama yapılırken de hata yapıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak, daire bedeli karşılığı 260.000,00 + kalan 68.000,00-TL nakit olarak ödenmesi gereken toplam 328.000,00-TL bakiye alacağın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Taraflar arasında 07.08.2013 tarihli sözleşme ile davalı iş sahibine ait inşaatta mermer işlerinin yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı, sözleşme gereğince iş bedeli olarak 5 adet bağımsız bölümün davacıya verilmesi ve ayrıca bir kısım iş bedelinin nakit olarak verilmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf, davalının 4 adet bağımsız bölümün tapularını iş bedeli olarak davacıya devir etmesine rağmen sözleşme gereğince değeri 245.000,00 TL olduğu kararlaştırılan … nolu bağımsız bölümün tapu devrinin yapılmaması ve ayrıca iş bedeli için ödenmesi kararlaştırılan 68.000,00 TL’nin ödenmemesi sebebiyle bakiye 313.000,00 TL iş bedelinin tahsilini talep etmiş; mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda … nolu bağımsız bölümün satılmış olması sebebiyle bedelinin 260.000,00 TL olarak kabul edilmesi suretiyle ve ayrıca bakiye nakit alacağının 5.183,12 TL olduğu kabul edilerek davanın 265.183,12 TL yönünden kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 08.07.2013 tarihli sözleşme ve 2014 tarihli ek sözleşmenin 23.01.2015 tarihli ihtarname ile feshedildiği, ancak fesih ihtarnamesinin 26.01.2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece dosya üzerinden taraf ticari defterleri kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda taraflar arasında 30.04.2015 tarihli 60.696,24 TL fatura dışında tüm faturaların tarafların ticari defterlerine kayıtlı olduğu belirlenmiştir. 30.04.2015 tarihli 60.696,24 TL bedelli faturanın fesihten sonra düzenlendiğinden bahisle davalı ticari defterlerine işlenmemiş olduğu beyan edilmiş ise de; davalı tarafından gönderilen 23.01.2015 tarihli fesih ihtarının davacı tarafa 26.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Bilindiği gibi, karşılıklı hak ve borç doğuran sözleşmelerde bir tarafın fesih iradesinin karşı tarafa ulaşması ile fesih işlemi sonuç doğurmaktadır. Sözleşmenin feshi halinde, taraflar aldıklarını birbirlerine geri vermekle yükümlüdürler. Ancak fesih anına kadar yüklenici tarafından yapılan işlerden iş sahibi uhdesinde kalan ve iş sahibinin işine yarayan kısmın bedelinin yüklenici tarafından iş sahibine ödenmesi gerekmektedir. Somut olayda, yüklenici tarafından bir kısım işlerin yapıldığı, yine bir kısım ödemelerin yapıldığı, ancak bakiye hakediş bedelinin ödenmediği ileri sürülmektedir. Bu durumda, mahkemece mahallinde keşif yapılmak suretiyle, yüklenici tarafından yapılan işlerin, bu kapsamda davacı tarafından düzenlenen ancak davalı defterlerinde kayıtlı bulunmayan 30.04.2015 tarihli faturada yapıldığı belirtilen işlerin sözleşme fiyatlarıyla bedellerinin belirlenmesi; yine varsa sözleşme dışı yapılan işlerin de işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçleri üzerinden hesaplanması; bu şekilde yüklenici tarafından fesih tarihine kadar yapılan işlerin toplam bedelinin bulunması; bulunan iş bedelinden iş sahibi tarafından ödendiği kanıtlanan ödemelerin düşülerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı ekilinin kısmen istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2020 tarih, 2016/701 Esas, 2020/125 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.