Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1339 E. 2023/1179 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1339
KARAR NO: 2023/1179
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2020
NUMARASI: 2014/277 Esas, 2020/131 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
Birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/185 E. 2015/155 K.sy. dosyasında;
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 31/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, birleşen dava ise itirazın iptali istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davalarda davaların kısmen kabulüne dair verilen karara karşı asıl davada davacı birleşen davada davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Asıl davada davacı vekili, davalı tarafından müvekkili hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalı yüklenici ile müvekkilinin taşınmazının iç dekorasyonu için sözlü 53.864,00 TL tutar üzerinden anlaştıklarını, malzemenin büyük bir kısmını müvekkilinin temin ettiğini, alçıpan ve boya malzemelerinin ise davalı tarafından temin edilerek işin yapıldığını, sözleşme bedeli tüm ödemelerin yapıldığını, davalının ayıplı imalat yaptığını, bu durumun ihtar edilmesine rağmen davalının düzeltme veya onarımı kabul etmediğini ve icra yoluyla para talep edildiğini, davalıya toplam 63.559,92 TL ödeme yapıldığını, ancak davalının ödenen tutardan daha az bedeli hak ettiğini belirterek, icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında 04/09/2013 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında davacıya ait sosyal tesisin proje ve peyzaj işlerinin yapıldığını, projenin sonuçlanması sonrasında taraflar arasında şifahi olarak yapılan sözleşme ile ofis binasının restorasyon işlerinin yapıldığını, bu işlerin bir kısmında kullanılacak malzemelerin davacı tarafından müvekkili adına alındığını, ödemelerinin müvekkili tarafından yapıldığını, yapılan işlerin toplam tutarı 145.757,86 TL olup davacı tarafından 114.954,26 TL ödeme yapıldığını, aradaki farkın 30.803,60 TL olup cari hesap ilişkisi nedeniyle bu tutarda alacaklı olduğunu, alacaklarının tahsili amacıyla iki ayrı takip başlatıldığını, taraflarca düzenlenen mutabakat belgelerine göre fatura kapsamı tutarı kadar alacak – borç ilişkisinin taraflarca kabul edildiğini, mutabakat sağlananı tutarın 17.921,44 TL olduğunu, işlerin eksik ve ayıplı olduğu iddiasının yerinde olmadığını, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek, davanın reddi ile %40 oranında tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında 04/09/2013 tarihli sözleşme ile davalının peyzaj işlerinin müvekkili tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, bu sözleşmenin konusu işlerin zamanında yapılması nedeniyle davalı şirketle yazılı sözleşme olmaksızın, işyeri ofisinin bir kısım tadilat işlerinin yapımı konusunda anlaşıldığını, müvekkili tarafından yapılan her iki iş için malzeme alımları ve işçilik olarak davalı tarafından toplam 114.954,26 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan harcama tutarı 145.757,86 TL olup davalının 30.803,60 TL borcunun bulunduğunu, tüm işlerin zamanında eksiksiz olarak teslim edildiğini, davalı tarafından eksik veya ayıplı iş konusunda bir ihtarda bulunulmadığını, alacağının ödenmemesi üzerine sözlü anlaşma konusu yapılan ofis tadilatı işleriyle ilgili 14.818,59 TL için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, ancak bu takibin iş bu davanın konusu olmadığını, müvekkilinin toplam alacağından ofis tadilat işleri çıkarıldıktan sonra bakiye 16.385,01 TL için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, karşı tarafça önceki takip için menfi tespit davası açıldığını, işbu davanın konusunun ise ilk davanın konusu olmayan 16.385,01 TL alacak olduğunu, davalının menfi tespit davasına konu edilmeyen bu tutarı zımnen kabul ettiğini, taraflarca borç alacak hususunda mutabakat mektubu imzalandığını belirterek, davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı vekili, müvekkili tarafından sözleşme konusu bedelin eksiksiz olarak ödendiğini, bu nedenle müvekkilinin birleşen davada davacıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, asıl davanın menfi tespit davası olduğu, asıl dava bakımından dava konusu tutarın sözlü olarak yapılan ofis tadilatı iş bedeline ilişkin olduğu, bu kapsamda davalı tarafça Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, takibin kesinleşmiş olduğu, bu iş nedeniyle yüklenici …’nın bakiye 11.837,00 TL iş bedeli alacağı kaldığı, yüklenici tarafından yapılan bir takım işlerin ayıplı olduğu, bu kapsamda ayıplı olduğu tespit edilen asma tavan, elektrik tesisatı ve havalandırma işlerine ilişkin olarak tespit edilen ayıp giderim bedellerinin toplam 2.266,00 TL olup bu tutarın yüklenicinin bakiye iş bedelinden düşülmesi gerektiği, söz konusu işlerdeki ayıbın gizli ayıp olduğu tespit edilmekle ayıp ihbarının süresinde olduğu, ayıplı işler bedelinin düşülmesi sonucunda yüklenici …nın bakiye alacağının 9.571,00 TL olduğu, bu tutarın takibe konu tutardan düşülmesi sonucunda iş sahibi …nin 4.847,59 TL yönünden yüklenici …ya borçlu olmadığı, alacak likit olmayıp miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiği gibi kabul edilen kısım yönünden alacaklının takipte kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı gibi reddedilen kısım yönünden ise ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasına rağmen teminat yatırılmadığından infaz edilmemiş olduğu anlaşılmakla koşulları oluşmadığından her iki tarafın tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerektiği; birleşen davanın ise itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye dayalı peyzaj işlerine ilişkin olarak yüklenici … tarafından iş sahibi …hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, yüklenici …’nın 12.226,68 TL bakiye iş bedeli alacağının bulunduğu, sözleşme kapsamında yapılan işlere ilişkin eksik veya ayıplı iş bulunduğu iddiasının iş sahibi …tarafından kanıtlanamadığı, bu nedenle iş bedelinden indirilebilecek bir tutar bulunmadığı, alacak likit olmayıp miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden tarafların tazminat istemlerinin reddi gerektiği gerekçeleriyle; asıl davanın kısmen kabulüne, davacı …’nin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu alacağın 4.847,59 TL kısmı yönünden davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından tarafların tazminat istemlerinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine; birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen Dosya davalısı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 12.226,68 TL asıl alacak üzerinden ve bu tutara takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, koşulları oluşmadığından tarafların tazminat istemlerinin reddine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesiyle, asıl dosya bakımından dosyada alınan bilirkişi raporunda % 55 işçilik bedelinin 466,00 TL olacağının öngörüldüğünü, ancak bu ayıpların düzeltilmesi ve yeni malzeme kullanılması bakımından ödenmesi gereken bedelin bilirkişi tarafından tespit edilmediğini, ayıp giderimi ve bunun için gereken malzeme değişiminin hesaba katılmadığını, bilirkişilerce eksik inceleme yapıldığını, birleşen dava yönünden ise davalı tarafın ayıplı şekilde ifada bulunduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı-birleşen davada davalı iş sahibi; asıl davada davalı- birleşen davada davacı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 04/09/2013 tarihli “Demirciler sanayi sitesinin peyzaj işlerine” ilişkin yazılı sözleşme ile akabinde tarafların kabulünde olan davacı iş sahibinin ofisinin tadilat işlerine ilişkin sözlü sözleşme akdedilmiştir. Davalı yüklenici iş sahibi aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile 14.418,59 TL alacak için icra takibi başlatmış; davacı iş sahibi ise asıl davada bu dosyadaki alacaktan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı yüklenici Küçükçekmece … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında ise proje bedeli adı altında düzenlendiği 16.385,01 TL’lik alacağın tahsili için icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı üzerine birleşen dosyada itirazın iptali davası açmıştır. Asıl davanın konusu taraflar arasındaki peyzaj işlerine ilişkin sözleşmeden kalan bakiye alacak, birleşen davanın konusu ise ofis restorasyon ve renevasyon işlerine ilişkin bakiye alacağa ilişkindir. Davacı yazılı sözleşme ve sözlü sözleşme kapsamında davalıya 114.954,26 TL ödemede bulunmuş; davalı ise toplam alacağının 145.757,86 TL olduğunu, iş sahibinden 30.803,60 TL daha alacaklı olduğunu beyan ederek icra takibi başlatmıştır. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış olup, tarafların 31/12/2013 tarihi itibarı ile 6.938,34 TL alacak yönünden mutabık oldukları, 07/05/2014 tarihli ve 16.385,01 TL tutarlı faturanın iş sahibi şirketin defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirket ticari defterlerine göre davalının davacıdan 30.803,60 TL alacaklı olduğu, asıl davada davacı iş sahibi şirketin davalı şirkete 11.837,03 TL borçlu olduğu, uyuşmazlığın söz konusu faturadan kaynaklandığı, ofis binasında sözlü sözleşme yapılıp iş yerinin yapılmış olduğu, yapılan işlerde gizli ayıp niteliğinde ve basit onarım ile giderilebilecek ayıplar bulunduğu, birleşen davada ise sulama tesisi hakedişinin raporda belirtilen 3.024,00 TL bedelden daha az olduğu, birleşen davada davacının alacağının 12.226,68 TL olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir. Dosya kapsamı göz önüne alındığında, mahkemece yerinde yapılan incelemede ve tarafların ticari defterlerine göre, davalı yüklenicinin davacıdan 11.837,00 TL iş bedeli alacağı bulunduğu, bunlardan eksik ve ayıplı işler bedeli düşüldükten sonra davacının talep edilen bu alacağın 4.847,59 TL’si yönünden davalıya borçlu olmadığı, birleşen davada ise yazılı sözleşmeye istinaden peyzaj işlerinin yapıldığı, bu işlerden kaynaklanan bakiye alacağın talep edildiği, sözleşme kapsamında eksik ve ayıplı işler bedeli mahsup edildikten sonra davacı yüklenicinin 12.226,68 TL takip tarihi itibarı ile alacaklı olduğu, her iki davadaki alacak miktarının likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddi gerektiği anlaşılmakla mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarih ve 2014/277 Esas, 2020/131 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl davada alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45 TL istinaf karar harcının asıl dava davacısından alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3- Birleşen davada alınması gereken 269,85 L istinaf karar harcından peşin alınan 60,00 TL nin mahsubu ile bakiye 209,85 TL istinaf karar harcının birleşen dava davalısından alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.