Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1325 E. 2023/1076 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1325
KARAR NO: 2023/1076
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2016/698 Esas, 2020/84 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı yüklenicinin davalı iş sahibine havalandırma sistemi yaptığını, taraflar arasında 19.04.2012 tarihli yazılı sözleşme olduğunu, davacının işlerini eksiksiz teslim ettiğini, iş sahibinin isteği ile dava dışı işler de yaptığını, Üsküdar … Noterliğince 06/10/2015 Tarih ve … nolu ihtarname ile 19/04/2012 tarihli sözleşme hükümleri doğrultusunda yaptığı 60.000,00 USD + KDV alacağına karşılık henüz ödeme yapılmadığını, alacaklıya diğer borçlu firma (..) tarafından alacağın yarısına yakın bir kısmının ödendiğini, KDV’nin ise ödenmediğini, sözleşmeden dolayı 30.000USD, sözleşme dışı işlerden 8.850 USD olmak üzere toplam 44.250 USD alacağı olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi tebliğine rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece, taraflar arasında davalıya ait gayrimenkulün VRS sistemlerinin kurulumuna dair 19/12/2012 tarihli imzalandığı, sözleşmede davalının işveren davacının ise dava dışı … ile birlikte yüklenici olduğu, sözleşmenin 10. maddesinde işin süresinin yer tesliminden itibaren 150 gün olduğu ve geç kalınan her gün için 150 USD cezai şart ile ek sürenin tanınacağı, yine sözleşmenin 8. maddesinde ise sözleşme bedelinin 560.000,00 USD+ KDV olarak belirtildiği, tarafların imza ve kaşesini barındıran icmalde de VRS sistemi bedelinin 500.000 USD, havalandırma sisteminin ise 60.000 USD olduğunun belirtildiği, davacının delil olarak sunmuş olduğu ve davalı adına Mimar …’in imzasını taşıyan tarihsiz belgede davacının dava konusu iş kapsamında yapılan havalandırma ve menfez işlemlerini eksiksiz olarak tamamladığının yazıldığı, dosyaya sunulan diğer belgeler ile birlikte makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden alınan kök raporda bu belge doğrultusunda davacının sözleşme ile üstlendiği işi eksiksiz yerine getirdiği, incelenen ve sahibi lehinde delil vasfını haiz 2012-2016 yılları arasındaki ticari defterleri kapsamında davacının sözleşme ile üstlendiği işe karşılık olarak 60.000 USD+KDV alacağı için 60.800 USD ve diğer işler olarak 8.850 USD olmak üzere toplam 79.650 USD alacağının kaydedildiği, yapılan ödemelerle birlikte diğer yükleniciden 8.497,22 TL alacaklı olduğu, davalıdan ise 44.250 USD alacaklı olduğunun belirlendiği, davalının ticari defterlerinin incelenemediğinin belirtildiği, bilirkişi incelemesinin yapılmasına dair tebligatın davalıya tebliğ edilmemesi sebebiyle kurulan ara karar uyarınca davalı yana ait anılan yıllara dair ticari defterlerin incelenmesinde ise anılan yıllara ait ticari defter ve kayıtların sahibi lehine delil vasfını haiz olduğu, davacı adına herhangi bir kaydın açılmadığı ancak dava dışı diğer yüklenici adına toplamda 590.000 USD karşılığı 1.073.800,00 TL ödeme yapıldığı, bilirkişilerce yerinde yapılan incelemede ise VRS ve havalandırma sistemlerinin mevcut durumları itibari ile sistemin kapalı devre çalışması sebebi ile eksiklik ve teknik detayların belirlenemeyeceği, icmalde belirtilen ve başka firmalara yaptırıldığı belirtilen bir takım işlerin ise kıyaslanmasının mümkün olmadığı, davalı tarafından sunulan fatura ve belgelerde bu işlemlerin başkaca firmalara yaptırıldığının anlaşıldığı belirtilmiş, davacı tarafından sunulan imzalı belge ve web sayfası çıktısında davalı lehine yapılan haberde projede iç mimar olarak ismi geçen …’in HMK 31. Maddesi kapsamında tanık olarak dinlenilmesine karar verilmiş, söz konusu kişi vermiş olduğu ifadesinde dava konusu projede işin takip süreçlerinde davalıya destek verdiğini, attığını tam olarak hatırlamamakla birlikte belgedeki imzanın kendi imzasına benzediğini, davacı tarafından üstlenilen bazı işlerin tamamlanmadığını, bu işleri başkaca firmalara yaptırdıklarını inşaatın 31/12/2103 tarihinde tamamlandığını ancak belgenin 22/02/2014 tarihinde imza edildiğini belirtmiş olduğu, söz konusu beyan içeriği de dikkate alınarak davalının davacıya bugüne kadar sözleşme kapsamında işin tamamlanmadığını gösterir herhangi bir ihtar veya cezai şart talebi olmadığı, her ne kadar yetkili kılındığına dair somut bir delil sunulmamış ise de web sayfasındaki haber içeriği ve anlatımları kapsamında dinlenen tanığın TBK 40. maddesi kapsamında davalının yetkili temsilcisi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, 22/02/2014 tarihli belgede davacının üstlendiği işleri eksiksiz yerine getirdiğini ispat ettiği, aksini ispat yükünün davalıda olduğu, ancak ödemenin yapıldığına veya davalının eksik ifada bulunduğunu gösterir bir delil sunulmadığı, dolayısı ile davacı tarafından üstlenilen işin yerine getirildiğinin kabulü gerektiği, davalının incelenen ticari defterlerinde dava dışı diğer yükleniciye 590.000 USD ödeme yapıldığı anlaşılmış ise de sözleşme maddeleri ve sunulan icmalin TBK 19/1 maddesi kapsamında yorumlanmasına davacının havalandırma ve menfez işlemlerini üstlendiği, sözleşmede yükleniciler arasında müteselsil alacaklılığın olduğuna dair bir anlaşmanın yer almadığı, dolayısı ile diğer yükleniciye yapılan ödemenin davalıyı davacının yerine getirdiği iş bedelini ödeme yükünden de kurtarmadığı, dolayısı ile sözleşme ile belirlenen ve hali hazırda davacı defterlerinde tahsil edilmeyen iş bedeli olarak görülen iş bedelinden bakiye 35.400,00 USD bedeli davacının davalıdan talep edebileceği, ancak davacının diğer iş bedeli olarak talep ettiği ve klima drenaj borulama işini yerine getirdiğini ispat edemediği, bu hususta herhangi bir delil sunmadığı ve ek rapordaki teknik incelemede bunun tespit edilmesinin de mümkün olamayacağı yönündeki kanaatin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı yanca yapılan itirazın 35.400 USD yönünden iptaline, takibin bu miktar ile bu miktara takip tarihinden itibaren ilgili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre kamu bankalarınca USD cinsi yabancı paraya uygulanacak en yüksek faiz oranları üzerinden hesaplanacak temerrüt faizinin uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan -yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL kuru karşılığı üzerinden 21.584,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkeme kararının, dosya içerisinde mevcut delillerin takdiri, bilirkişi ek raporları ve hükme esas alınan tanık beyanı ile çelişkili olduğunu, davanın temeli olan taraflar arasındaki 19/12/2012 tarihli sözleşmenin başlangıç kısmında açıkça belirtildiği gibi sözleşmenin tarafı olan davacı ve diğer davalı … müteselsilen yüklenici olarak müvekkili davalı …’e karşı VRS ısıtma soğutma işlerinin yapımından sorumlu olduklarını, sözleşmede belirtilen işleri süresi içerisinde yapmadıklarını, hatalı ve eksik imalatları ve montajları nedeni ile eksik ve yarım kalan işlerin müvekkili tarafından başka firmalara yaptırılacağının 07/11/2013 Tarih … yevmiyeli Beyoğlu …Noterliğinin ihtarnamesi ile davacı ve diğer davalıya ihtaren bildirdiğini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında bu deliller hiç yokmuş gibi hüküm tesis ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre müştereken ve müteselsilen yüklenici sıfatını taşıyan davacı ve diğer davalı müvekkiline karşı haklı olsa bile tek taraflı olarak talep ve dava hakkına sahip olmadığını, ayrıca bahsedilen bu durumun davacı tarafın müvekkiline gönderdiği Üsküdar …Noterliğinin 06 Ekim 2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile ikrar ve kabul edilmiş olmasına rağmen davacı tarafın tek taraflı olarak davalı müvekkiline göndermediği ve ticari defter incelemesi ile sabit olan karşı tarafa tebliğ edilmemiş fatura tanzim ederek buna istinaden icra takibine başladığını, itiraz üzerine itirazın iptali davası ile tek taraflı olarak hak iddiasında bulunduğunu, yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan ek bilirkişi raporunun teknik yönden inceleme ve tespitler bölümünde ve sonuç bölümünde açıkça taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen işlere dair işin yapım süresi içerisinde başka firmalara yaptırılan işlerin olduğu ve ticari defter kayıtları ile sabit olduğu belirtilmesine rağmen bu durumun yerel mahkemenin gerekçeli kararında yok sayıldığını, ek bilirkişi raporundaki davalı müvekkili lehine tespitler sonucunda delil olarak sunulan ve davacı tarafa ait işin tam ve eksiksiz teslim aldığı şeklinde yazılı tutanak altında imzası olan tanığın mahkeme huzurunda beyanlarda bulunduğunu, bu beyanlarında tam olarak davacı ve diğer davalı tarafın sözleşme ile üstlendikleri işleri süresi içerisinde yapmadıklarını, eksik bıraktıklarını, davalı işveren tarafından başka firmalara yaptırıldığını, adı geçen belge altındaki imzanın kendi imzasına benzemediğini, davalı … tarafından kendisine temsil ve ilzam yetkisi verilmediğini ve imza yetkisi olmadığını açıkça ifade ettiğini, adı geçen tutanak altında imzası olduğu iddia edilen tanığın açıkça davalı müvekkilince iddia edilen tüm beyan ve savunmalarını destekleyen beyanlarda bulunduğunu, davacı tarafça ıslak imzalı belge aslının dosyaya sunulamadığını ve sonraki duruşmada bu durum gözardı edilerek imza incelemesi yapılmadan hatalı ve eksik incelemeye dayalı bir karar verildiğini, ek rapor ile müvekkilinin haklı olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen delillerin takdirinin hatalı olduğunu ve eksik incelemeye dayalı olarak tesis edilen kararın bozulması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dosya kapsamına göre, davacı yüklenici ve dava dışı yüklenici Dansuk Mühendislik ile davalı iş sahibi arasında davalıya ait binanın havalandırma sistemlerinin yapımı konusunda 19/04/2012 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davacı yüklenici … tarafından dava dışı yüklenici ve davalı iş sahibine karşı 44.250 USD alacak yönünden icra takibi başlatılmış, her iki borçlunun itirazı üzerine davalı iş sahibi yönünden eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkemece makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinden kök ve ek raporlar alınmış, davacı kendi payına düşen 30.000 USD + KDV = 35.400 USD ile sözleşme dışı 8.850 USD olmak üzere toplam 44.850 USD yönünden talepte bulunmuş, bilirkişi heyetince de davacının bu miktar alacaklı olduğu yönünde rapor düzenlenmiş, mahkemece 35.400 USD yönünden itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Davalı tarafça dosyaya süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış ise de, davalı, inkar kapsamındaki delillerini ileri sürüp bu kapsamdaki itiraz ve beyanlarını sunabilecektir. Davalının eksik ve ayıplı işler yapıldığı yönünde itiraz ve beyanları bulunmakta ise de, mahkemece bu konuda mahallinde keşif yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ve ticari defter incelemesi ile yetinilerek rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında, davacı şirket yetkilisi ile davalı adına mimar … tarafından düzenlenen 22/02/2014 tarihli tutanakta havalandırma konulması ve menfez işlerinin eksiksiz tamamlandığı belirtilmekte ise de, davalı bu isimde bir çalışanı ve bu kişinin şirketi temsile yetkisi bulunmadığını bildirmiştir. Buna karşın, davacı vekilince sunulan 31/12/2018 tarihli dilekçe de sanal basından alındığı belirtilen ekli haber çıktısına istinaden mimar …’in dava konusu projelere danışmanlık ve müşavirlik hizmeti verdiği ve projenin iç mimarlığını yaptığı bildirilmiş; mimar …’in 17/12/2019 tarihli duruşmada mahkemece alınan beyanında davalıya yalnızca klima tesisatı ile değil, kabadan inceye geçen kısımda mimarlık ve uygulama desteği verdiğini, belge altında imzanın kendi imzasına benzediğini, inşaatın bu ve benzeri işleri ile ilgili yetkilisinin kendisi olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, web sayfasındaki haber içeriği ve anlatımları dikkate alınarak, TBK’nın 40.maddesi gereğince, mimar …’in davalının yetkili temsilcisi olduğu kabul edilmiştir. Sanal medyada çıkan haber ve imza sahibinin beyanı dikkate alınarak mimar …’in davalı şirketi temsile yetkili olduğunun kabul edilmesi mümkün olmayıp, temsile ilişkin yazılı delil ve belgeler araştırılıp, iddia eden davacı taraftan da sorularak temini, temsil hususunun buna göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mimar …’in davalı temsil ettiğinin sübut bulması halinde 22/02/2014 tarihli tutanağa değer verilmesi; aksi takdirde adı geçen mimarın davalı tarafı bağlayacak şekilde temsile yetkili bulunmadığı kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece yapılacak araştırma sonucunda mimarın davalıyı temsile yetkisinin bulunmadığının anlaşılması halinde ise; taraflar arasındaki sözleşmede sözleşmede işin 560.000 USD + KDV iş bedeli karşılığında yapılması kararlıştırılmış olup, taraflar arasında kararlaştırılan iş bedeli götürü bedel niteliğindedir. Sözleşme götürü bedelli olduğundan, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin “orantı yöntemine” göre hesaplanması gerekir. Bu yönteme göre, sözleşmede yapımı kararlaştırılan işlerin tamamı 100 birim kabul edilerek, yüklenicinin işi bıraktığı andaki tamamlanan işlerin (eksik ve ayıplar da dikkate alınıp düşüldükten sonra) sözleşmede kararlaştırılan tüm işe oranı (% olarak) belirlenip, bulunan bu oranın sözleşme bedeline (560.000 USD + KDV) oranlanması suretiyle yüklenicinin hakettiği hakediş alacağı bulunup, iş sahibi tarafından yapıldığı kanıtlanan ödemelerin mahsubu ile yüklenicinin bakiye hakediş alacağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekir. Götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hakettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak gerçekleşen imalâtın tüm işe göre fiziki oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hakedilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekmektedir. (bkz.Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesinin 14.04.2015 tarih ve 2014/3581 esas, 2015/1922 karar sayılı kararı) Şu halde, mahkemece öncelikle temsil hususunun açıklığa kavuşturulması, mimar …’in davalı şirketi temsil ettiğinin sübut bulması halinde 22/02/2014 tarihli tutanağa değer verilmesi; aksi takdirde adı geçen mimarın davalı tarafı bağlayacak şekilde temsile yetkili bulunmadığının kabul edilmesi halinde ise, mahkemece mahallinde keşif yapılarak, yüklenici tarafından yapılan işler incelenip, eksik ve ayıplı işler düşülmek suretiyle tamamlanan işler belirlenip, yukarıda belirtildiği şekilde orantı yöntemine göre hesaplama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/01/2020 tarih, 2016/698 Esas, 2020/84 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/10/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.