Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1291
KARAR NO: 2023/1030
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2020
NUMARASI: 2017/253 Esas, 2020/68 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 11/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkilinin davalı tarafın yapımını üstlendiği “… Otel Projesi” işinde asansörlerin yapımına ilişkin davalı tarafa 03/11/2014 tarihinde teklif verdiğini, 02/01/2015 tarihinde de ek protokol düzenlendiğini, sözleşme kapsamında müvekkili şirketin davalı tarafın aldığı projede 5 adet asansörün temini, montajı ve çalışır halde teslimi işlerini 148.000,00 USD bedel karşılığında üstlendiğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamındaki tüm sorumluluklarını yerine getirmesine ve asansörleri çalışır halde teslim etmesine rağmen davalının sözleşme bedelinin tamamını ödemediğini, bunun üzerine davalı tarafa Beyoğlu … Noterliğinin 28/01/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarını göndererek sözleşmeye göre çalışır vaziyette teslim ettikleri asansörlere ilişkin 03-04/06/2016 tarihinde hazırlanan tutanaklar bulunduğunu, sözleşme bedeli alacağın muaccel hale geldiğini, bu nedenle bakiye 41.715,00 USD nin ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarın davalıya tebliğ edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 USD’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 10/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 29.747,22 USD arttırarak toplamda 39.747,22 USD ye yükseltmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkili şirket aleyhine bu dava açılmadan önce İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibe itiraz ettiklerini, itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davacının sözleşmeye uygun proje hazırlayarak müvekkiline sunmadığını, projenin sözleşmeye uygun hazırlanmadığını, kabullerinin mümkün olmadığını, asansörlerin kullanım alanları sözleşmede açıkça belirtilmiş olmasına rağmen buna uygun imalat yapılmadığını, söz konusu asansörlerin kullanılmadığını, ayıplı ve eksik ifa söz konusu olup süresinde de imalat ve montajın gerçekleştirilmediğini, bu nedenle davacıya Manavgat … Noterliğinin 04/05/2015 tarih … yevmiye nolu ihtarını göndererek işlerin sözleşmede belirtilen süre içinde tamamlanmadığının ihtar edildiğini, akabinde Manavgat … Noterliğinin 04/02/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarı gönderilerek sözleşmeden kaynaklanan eksik ve ayıplı imalatların düzeltilmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen eksik ve ayıpların giderilmediğini, sözleşmedeki edimlerini ifa etmeyen davacının sözleşmeden kaynaklı alacağı bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 23/01/2020 tarihli karar ile, talimat aracılığıyla yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu dahilinde; 02/12/2014 tarihinde imzalanan ve taraf yetkililerince imza altına alınan projedeki uyuşmazlığa konu mutfak asansörünün teknik özelliklerinin ve boyutlarının keşif esnasında yapılan ölçümlerle bire bir uyuştuğu, davalının imalat öncesi projeyi görüp onaylamış olması ve herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmemiş olması nedeniyle TBK 477 maddesince ayıplı ifa iddiasının sübuta ermiş sayılamayacağı, mali inceleme kapsamında da itiraza konu edilen alacağa ilişkin davacı tarafça davalı adına kesilen faturalara da süresinde itiraz edilmediği, davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında dava ve ıslah dilekçesindeki alacağa ilişkin açtığı davada haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 39.747,22-USD alacağın 10.000-USD’lik kısmına 01/02/2016, 29.747,22-USD’lik kısmına 10/04/2019 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre devlet bankalarının yabancı parayla açılmış 1 yıl vadeli USD cinsi mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacı şirket … Tic. A.Ş’nin müvekkilinden herhangi bir alacağı bulunmadığını, müvekkilinin davacı taraf ile aralarında imzaladıkları sözleşmeden doğan borcuna ilişkin erken tarihli çekler verdiğini, bütün ödemelerini gününde yaptığını, sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeyen ve eksik ve ayıplı ifada bulunan, sözleşmeye uygun projeyi hazırlayarak sunmayan, sözleşmedeki kullanım amacına göre davacı tarafça alınan ölçülere uygun imalat yapmayan ve daha küçük ve kullanıma elverişsiz asansörleri imal ve montaj eden özellikle mutfak asansörlerinde servis arabalarının asansöre sığmaması nedeni ile eksik ve ayıplı ifada bulunan ve süresinde işi tamamlamayan davacının alacağına ilişkin açtığı davayı kabul etmediklerini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Taraflar arasında 03/11/2014 tarihli teklif ile, 02/01/2015 tarihli ek protokol akdedilmiştir.03/11/2014 tarihli teklif ile davacı şirketin davalıya yapılacak işe ilişkin fiyatlandırma ile asansörlerin tüm özellikleri ve boyutlarını bildirdiği teklifin davalı tarafça kabul görmesi üzerine taraflar arasında 02/01/2015 tarihli ek sözleşme imzalanmıştır. Davacı taraf sözleşmeye göre edimlerini yerine getirdiğini belirtmiş, taraflar arasında ürün teslimine ilişkin “ürün teslim tutanağı” düzenlenmiş olup, 03/06/2015-03/06/2015, 04/06/2015- 04/06/2015 tarihli tutanakların taraflarca imzalandığı, sözleşmeye uygun ürün montajlarının yapıldığı konusunda mutabık kalındığına ilişkin açıklama yer aldığı, herhangi bir itirazı kayıt da bulunmadığı, her ne kadar davalı taraf süresinde ifanın yapılmaması ve eksik ve ayıplı ifa nedeni ile ihtarlar gönderildiğini iddia etmiş ise de, ihtar tarihlerinden sonra teslime ilişkin düzenlenen tutanaklar ile davacının yaptığı işlerin davalı tarafça kabul edildiği, sözleşme bedelinin davalı tarafından eksik ödendiği, mahkemece yapılan işe ilişkin yapılan incelemede, yapılan asansörlerin davacının verdiği teklifdeki ve sözleşmelerdeki teklife ve standartlara uygun olduğu tespit edilmiş olup, mali müşavir bilirkişinin tarafların defterleri üzerinde yaptığı incelemeye göre de davacının düzenlediği faturaların, davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının sözleşmeden kaynaklanan alacağının ödenmediği tespit edildiğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/01/2020 tarih ve 2017/253 Esas, 2020/68 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 10.123,61 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.530,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.592,71 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.