Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1257 E. 2023/928 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1257
KARAR NO: 2023/928
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2020
NUMARASI: 2016/1233 Esas, 2020/23 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 20/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin 2015 yılı Ağustos ayında, Fenertepe Mevkiinde yapımına başlanan 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında atık su ve içme suyu hattının yapımı için; hafriyat, boru döşeme ve bağlantı işlerinin yapımı işini üstlendiğini, alt yapı işlerinin yapılması (hafriyat-yükleme taşıma vb.) konusunda da davalı şirket ile anlaştığını, yanlar arasında belirtilen işlerin yapımı konusunda götürü usulde anlaşmaya varıldığını, müvekkilinin, yaptığı işler karşılığında davalı şirkete 4 ay içinde 5 adet fatura kestiğini, davalı şirketin, müvekkiline toplam bedeli 136.880,00 TL tutan bu faturalar için yalnızca 77.000,00 TL ödeme yaptığını, davalı şirketin müvekkiline bakiye 59.880,00 TL borcunun bulunduğunu, maddi olarak büyük sıkıntıya düşen müvekkilinin davalı şirket hakkında icra takibi yapmak zorunda kaldığını ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ nün .. Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına, 59.880,00 TL’nin takip tarihi olan 18/06/2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle birlikte borçludan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya ait bir kısım hafriyat ve nakliye işlerini yaptığını, davacının işyerindeki hafriyat işlerini yaparken kullandığı bütün mazotu müvekkilinden aldığını, müvekkilinin tankerleri ile davacıya ait makinelere mazot verildiğini, söz konusu olan bu verilen mazot bedellerinin yapılacak hesaptan düşülmesi gerektiğini, davacının müvekkiline vermiş bulunduğu zararların bedelinin de düşülmeden hesaplama yapıldığını, hafriyat sırasında kopardığı kablolar olduğunu, bunların cezasını ödemediğini, yine davacı taraf peroneline yemek verildiğini, davacı hakkındaki diğer kesintilerin de düşülmediğini, davacıya verilen diğer menfaatlerin de düşülmesinin gerekli olduğunu,taraflar arasında yapılacak kesin hesabın, ana işveren … Adi Ortaklığı ile davalı şirket arasında yapılacak kesin hesap ile ortaya çıkacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tarafların sözlü olarak harfiyat işinde anlaştıkları, davacının edimini yerine getirdiği, buna ilişkin toplamda 5 adet fatura düzenlendiği, alacağın nasıl hesaplandığı, nasıl hesaplanacağı, mazot giderlerine kimin katlanacağı, davalının mazotu kendisinin verip sonra bunun iş bedelinden düşülüp düşülmeyeceğine ilişkin yazılı bir belge düzenlenmediği, arada yazılı bir sözleşme olmadığına göre davalının mazot paralarının hak edişten düşülmesi gerektiğine ilişkin iddialarını ispatlaması gerektiği, davalının, davacının işi yaparken kabloları kopardığı, ayıplı ifada bulunduğu gibi iddialarına ilişkin sunulmuş bir yazılı ayıp ihbarı, ihtar vb bir belge sunulmadığı davacının fatura bedeli olan alacağa hak kazandığı, davalı fatura bedelinden mazot bedelinin düşmesi gerektiği hususunu ispat edemediğinden ve cevap dilekçesinde bu hususta açıkça yemin deliline dayandığından; 15/10/2019 tarihli celsede yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı hususunda davalı yana süre verilerek yemin hakkının hatırlatıldığı fakat davalı tarafça yemin teklifinin hazırlanmadığı, bilirkişi raporunda davacı taraf defterlerinin HMK 222. Maddesinde belirtilen usulde olduğunun tespit edildiği, davacının delil listesinde ticari kayıtlara dayandığı, usulüne uygun ihtarata rağmen davalı taraf defterlerinin ibraz edilmediği, davacı tarafça davalı adına icra takibine konu fatura kesildiği, defter incelemesi neticesinde aralarında başkaca bir ticari ilişki olmayıp, kesilen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğunun belirlendiği, davalı yanca ticari defterlerin sunulmadığı, bu itibarla bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğu ve sonucun varlığını kabul etmiş sayıldığı, davacının ticari defterlerinde faturanın kayıtlı olduğu ve davalı yanca 5 adet faturanın BA bildiriminin yapıldığı, faturaya konu malların tesliminin davacı tarafça ispatlandığı, davalı tarafça fatura konusu bedeli ödediği ve mazot bedelinin fatura bedelinden mahsup edilmesi gerektiği iddiasının ispat edilemediği, bu itibarla davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunun anlaşıldığı ve faturadan kaynaklanan alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki alacak miktarına ilişkin davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 59.880,00 TL’si için İİK 67 maddesi gereğince iptaline, takibin takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faiz üzerinden devamına, faturadan kaynaklanan alacak likit olmakla; 59.880,00 TL alacağın %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacının, iş yerindeki hafriyat işlerini yaparken kullandığı bütün mazotu davacıdan aldığını, davalının tankerleri ile davacıya ait makinelere mazot verildiğini, mazot bedellerinin yapılacak hesaptan düşülmesi gerektiğini, gerek işin niteliği ve gerekse mahalli örf ve adetin bu yönde olduğunu, bilirkişilerin de bu yönde rapor sunduklarını, davacıya verilen mazot miktarlarının bir kısmının belgesinin bizzat davacı ve davacının yetkili elemanları tarafından imzalandığını, diğer alınan mazotun belgesi ve listesinin ana işveren yetkililerince liste halinde tutulduğunu ve bu listenin taraflarınca dosyaya sunulduğunu, davacının dava dilekçesine eklediği faturaların gerçeğe aykırı olarak kesildiğini, kesin hesap dosyasının taraflarınca dava dosyasına sunulduğunu, buradan da anlaşılacağı gibi davalının borcunun bulunmadığını, hatta alacaklı olduğunu, taraflar arasında yapılacak kesin hesabın, ana iş sahibi… Ortaklığı ile davalı şirket arasında yapılacak kesin hesap ile ortaya çıkacağını, davacı ile varılan anlaşma gereği olarak, kendisine davalı tarafından verilen mazot bedelinin yapılan işin bedelinden düşülmesi konusunda anlaşma yapıldığını, bu durumun davacının yazılı ve imzalı belgesi ile de sabit olduğunu, “Borç Dekontu” başlıklı yazılı belgede davacının kaşe ve imzasının bulunduğunu, buna göre Eylül ayında … namına verilen mazot miktarının 2.295 litre olduğunu, yine Ekim ayında … namına verilen mazot miktarının 404 litre olduğunu, bu konuda yazılı belgeye imza atıldığını, bu belge de göstermiştir ki alınan mazotun davacının kendi namına alındığını, bunun dışında da mazot fişlerinin de bulunduğunu, bu belgelerin bu işlerde kullanılacak mazotun davalı şirket tarafından karşılanacağı iddiasını çürüttüğünü, kullanılan mazotun davacı …’a ait olduğunu ve hesabından düşülmesi gerektiğini, yine asıl iş sahibi … tarafından kesilen cezaların davacı yanca ödenmesi gerektiğini, davacının iş makinesinin kazı sırasında elektrik kablosunu patlattığını, tüm bunların ” kesin hesap” ta toparlanacağını, ” … – … kesin hesabı” nın 2017 yılında yapıldığını, taraflarına sunulmasından sonra yapılabilen “… – … Kesin hesabı ” nın da dava dosyasına 16/10/2017 tarihinde sunulduğunu,davacı tarafın dosyaya sunduğu faturalar toplamının 116.000 + KDV, kesin hesap hakedişi sonucu kesilmesi gereken fatura toplamının 47.735,28 + KDV, böylece taraflarının davacıya keseceği iade faturasının = 68.264,72 + KDV olacağını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davalı yüklenici ile dava dışı asıl iş sahibi … Adi Ortaklığı arasında 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında atık su ve içme suyu hattının yapımı için hafriyat, boru döşeme ve bağlantı işlerinin yapımı işine ilişkin sözleşme imzalandığı, yanlar arasında da alt yapı işlerinin davalı yanca yapılması konusunda anlaşma yapıldığı anlaşılmaktadır.Davacı iş bedelinin 136.880,00 TL olduğunu, 59.880,00 TL dışındaki iş bedelinin ödendiğini, ödenmeyen 59.880,00 TL’nin tahsili için icra takibi yapıldığını, davalının itirazında haksız olduğunu ileri sürmüş, davalı ise davacı yana mazot verdiğini, asıl iş sahibi tarafından kesilen cezaların ve personel yemekleri gibi giderlerin davacı yanca ödenmesi gerektiğini savunmuştur. Davacı taşeron tarafından davalı yüklenici hakkında 30/09/2015 tarihli 26.500,00 TL bedelli, 25/10/2015 tarihli 23.600,00 TL bedelli, 24/11/2015 tarihli 47.200,00 TL bedelli, 01/01/2016 tarihli 28.320,00 TL bedelli, 28/08/2015 tarihli 14.160,00 TL bedelli 5 adet faturaya istinaden Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından 59.880,00 TL alacağın tahsili için 20/06/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının yetki itirazında bulunması üzerine dosyanın İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından devam edildiği, davalının borca ve takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dosyasında bulunan ve inşaat mühendisi … ile mali müşavir … tarafından hazırlanan 28/02/2019 tarihli bilirkişi kök raporunda; dosyada mevcut akaryakıt fişlerine göre; davalı şirket tarafından davacı şirket araçlarına verilen mazot miktarına göre davacının alacağından kesilmesi gereken tutarın 28.621,40 TL olduğu, talep edilen alacak tutarı olan 59.880,00 TL’den hesaplanan mazot bedeli olan 28.621,40 TL mahsup edildiğinde davacının alacağının 31.258,60 TL olduğu, dosyada mevcut listeye göre; 59.880,00 TL’den hesaplanan mazot bedeli olan 41.002,10 TL mahsup edildiğinde 18.877,90 TL üzerinden itirazın iptali gerektiği belirtilmiş, aynı bilirkişiler tarafından hazırlanan 10/05/2019 tarihli ek raporda; bilirkişi kök raporunun 5. Sayfasına göre davacı şirket ticari kayıtlarına göre davacının alacak miktarının 136.880,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Kök raporun 6. Sayfasında belirtildiği üzere davalı yanca yapıldığı tespit edilen 77.000,00 TL ödeme mahsup edildikten sonra; bakiyenin dava konusu bedel olan 59.880,00 TL olduğu belirtilmiştir. Eldeki davada yanlar arasında akdedilen sözleşmeye, sözleşme içeriğine ve iş bedeline yönelik bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; davalı yüklenici yanca davacı taşeronun hakedişinden yapılan kesintilerin haklı olup olmadığı noktasında toplanmakta olup, bilirkişi kurulunca da davalı yanın iddialarında haklı olduğunun kabulü hali yönünden seçenekli hesaplama yapılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddeleri uyarınca taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Yine, gerek doktrinde gerekse Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere; ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kişiye düşer. Bu kabul, adi karine niteliğindedir ( bkz. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2022 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 Karar sayılı kararı). Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay (Kapatılan) 15 HD., 25/09/2018 tarih, 2018/3698 E. 2018/3394 K. sayılı kararı) Somut olayda, davalı yan, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca mazot giderleri ile personel yemek giderlerinin ve davacı yanca işin yapılması sırasında verilen zarar bedelinin kendisi tarafından davacı nam ve hesabına ödendiğini, bu nedenle kesinti yapmakta haklı olduğunu ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davalı taraftadır. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde düzenlenen “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. ” hükmü gereğincen davalı taraf, bu iddiasını senetle ispat etmek zorundadır. Bu kapsamda, davalının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davalı tarafça dosyaya bu iddialarını ispatlayacak yazılı bir belge sunulamadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge de dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davalı yanın cevap dilekçesinde açıkça “yemin” deliline dayandığı görülmekle, 15/10/2019 tarihli duruşmada yemin teklifinde bulunup bulunmayacağı yemin metninin hazırlanarak dosyaya sunulması hususunda davalı vekiline kesin süre verildiği, ancak verilen kesin süre içinde davalı yanca bu edimin yerine getirilmediği dosyada bulunan tutanaklardan anlaşılmaktadır. O halde yapılan bu açıklamalar ışığında mahkemece; davalı yanca aradaki sözlü eser sözleşmesinin varlığına, içeriğine ve işin yapılmadığına dair bir itirazda bulunulmadığı, yanlar arasında yazılı bir sözleşme düzenlenmediğinden davalı yanın iddiaları doğrultusunda mazot, yemek ve zarar giderlerine kimin katlanacağı hususunda ispat külfetinin davalı yanda olduğu, ancak davalının bu iddilarını ispatlayamadığı, bu nedenle davacının fatura bedeli olan alacağa hak kazandığı, davalı yüklenicinin davacı taşeronun hakedişinden kesinti yapmasının sözleşme hükümlerine aykırı olduğu, davalının icra takip dosyasındaki itirazının hukuki dayanaktan yoksun olup, davacının bakiye hakediş bedelinin tahsili için yaptığı takipte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/01/2020 tarih ve 2016/1233 Esas, 2020/23 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 4.090,40 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.022,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.067,80 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.