Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1236 E. 2020/937 K. 28.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1236
KARAR NO : 2020/937
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06.08.2020
NUMARASI : 2020/163 D.iş. 2020/163 D.iş
DAVANIN KONUSU: İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 28.09.2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : İhtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili firma ile karşı taraf arasında … A.Ş bünyesinde yapılacak olan 3. Etap A Blok Cephe Kaplama işlerinin Götürü Bedel/ Anahtar Teslim usulü ile yapılması konusunda sözleşme imzalandığını, sözleşmenin “Teminatlar ve İadesi” başlıklı 14. Maddesine göre müvekkili şirketin, karşı taraf …’ya 1.260.000,00 TL’lik teminat çeki teslim ettiğini ve çek teslim edilirken çek fotokopisi altına iş bu çekin yüklenici sözleşmesinin “Teminatlar ve İadesi” başlıklı 14. maddesi çerçevesinde teminat çeki olarak düzenlendiği, üçüncü kişilere ciro edilmeyeceği ve başka amaçlar doğrultusunda kullanılmayacağı hususunda karşılıklı mutabakata varıldığını, sözleşmenin 14. maddesi çerçevesinde müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olmasına rağmen karşı tarafın kendisine teslim edilen teminat çekini müvekkiline iade etmediğini ve yapması gereken ödemelerini yapmadığını belirterek, karşı tarafın 01/08/2020 tarihli teminat çekini tahsile koyarak müvekkili firmanın ödeme dengesini bozmasını engellemek için ihtiyati tedbir ve 1.260.000,00 TL bedelli çek üzerine öncelikle teminatsız, aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat karşılığında ödeme yasağı konulmasını talep edilmiştir.Mahkemece, incelenen dosya kapsamına ve dava dilekçesi anlatımına göre davacının talebinin ihtiyati tedbir olduğu, dosya kapsamında iddiaları destekler mahiyette somut bir delil sunulmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, borçlunun mal kaçırma hazırlığı içinde olmasına ve adres değiştirmesine ilişkin de herhangi bir delil sunulmadığı, bu haliyle yaklaşık ispat koşuluğunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde; ihtiyati tedbir talep edilen çekin davalıya teminat çeki olarak verildiğini, tarafların aralarındaki anlaşma nedeniyle teminat çekinin günü geldiğinde, çekin müvekkiline iade edilip müvekkili tarafından davalıya aynı bedelli ileri tarihli çek verileceğini, buna ilişkin yazışmaların ibraz edildiğini, bu kapsamda müvekkili tarafından karşı tarafa … seri nolu, 31/12/2020 tarihli 1.260.000,00 TL bedelli yeni bir çek verildiğini, buna ilişkin ekran görüntüsünü ibraz ettiklerini, buna karşılık karşı tarafın ihtiyati tedbir talebine konu olan çeki iade etmediğini, karşı tarafça müvekkiline iş karşılığında verilen çeklerin yazdırılması halinde karşı tarafın elinde bulunan 01/08/2020 tarihli çekin yazdırılması hususunda müvekkilinin tehdit edildiğini ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. İhtiyati tedbir talep eden taşeron, karşı taraf ise yüklenicidir. İhtiyati tedbir talep eden, davalıya verdiği teminat çekinin Sözleşmenin 14. Maddesindeki şartların oluşmasına rağmen iade edilmediğini ileri sürerek çekin ödenmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir talebinde bulunuş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararı verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir. Taraflar arasında imzalanan “… A.Ş 3. Etap A Blok Cephe Kaplama İşleri Yüklenici Sözleşmesi” ile ihtiyati tedbir talep eden yüklenici tarafından … A.Ş bünyesinde yapılacak olan 3. Etap A Blok cephe kaplama işlerinin götürü Bedel/ anahtar teslim usulü yapılması üstlenilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin “Teminatlar ve İadesi” başlıklı 14. Maddesindeyüklenici tarafından bu sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesini teminat altına almak amacıyla kesin kabulden sonra iade edilmek üzere, yüklenici tarafından iş sahibine sözleşme bedelinin % 10’u oranında kesin ve süresiz banka teminat mektubu veya işveren onayı ile teminat çeki verilmesi, bunun haricinde ara hakedişlerden nakit teminat kesintisi yapılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin aynı maddesinde teminatın iadesi için gerekli koşullar; “1-Geçici kabulde tespit edilen eksik ve kusurlar giderilmiş olmalıdır.2-Yüklenici tüm sorumluluklarını yerine getirmiş olmalıdır.3-Sözleşme ya da mevzuat gereği yüklenici yükümlülüğünde olan ve işverene ya da resmi kurumlara ödenmesi gerekli bir meblağ var ise bu meblağ yüklenici tarafından ödenmiş olmalıdır. 4-Yüklenicinin işçilerine, taşeronlarına herhangi bir borcu kalmamış olmadığı belge ile tespit edilmiş olmalıdır.5-SGK’dan alınmış “Borcu yoktur” belgesi işverene teslim edilmiş olmalı ve ayrıca yüklenicinin yapmış olduğu işin %3 (yüzde üç) asgari işçilik oranı karşılığındaki KDV hariç stopaj dahil bedelin SGK’na bildirilmiş olduğunun işverene tevsik edilmiş ve işverence onaylanmış olması gerkmektedir.6-Yüklenici geçerli defter kayıtları ve belgelerini, SGK ve ilgili idarelere yapmış olduğu bildirimlerin uygunluğunu teyit etmesi için işverene ibraz etmiş ve işverence bu hususların uygunluğu teyit edilmiş olmalıdır. 7-Yüklenici garanti ile ilgili yükümlülüklerini yerine getirmiş olmalıdır.8-Yüklenici firmanın işçilerinden, işbu sözleşme kapsamında iş kazasına uğramış olanların bulunması durumunda, iş kazasına uğramış işçi veya bu işçinin vefatı durumunda birinci derece yakınları ve yasal mirasçılarına yüklenici tarafından maddi ve manevi tazminat ödendiğine dair alınan ibranameye ile SGK’dan işçiye yapılan kurum yardım ve ödemelerinin yüklenici tarafından ödendiğine dair evrakların işverene ibraz edilmesi ve aslına uygun örneklerinin verilmesi halinde, Bölge Çalışma Müdürlüğü ve diğer kurum ve kuruluşlara dair edimlerin ifa edildiğinin belgelenmesinden sonra yükleniciye verilecektir.” şeklinde hükme bağlanmıştır. İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından ibraz edilen ve her iki tarafın imzasını taşıyan çek teslim tutanağında yüklenici tarafından karşı taraf iş sahibine …, Sultanbeyli şubesi, … seri nolu, 1.260.000,00 TL bedelli yüklenici tarafından keşide edilen çekin sözleşmenin 14. Maddesi kapsamında teminat çeki olarak davalıya teslim edildiği, çekin üçüncü kişilere ciro edilemeyeceği ve başka amaçla kullanılamayacağı belirtilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf dilekçesinin ekinde, çekin yenisi ile değiştirilmesine yönelik yapıldığını iddia ettiği yazışma görüntüsü ve karşı tarafa 01/08/2020 tarihinde aynı sözleşmenin 14. Maddesi kapsamında aynı bedelle … seri nolu, 31/12/2020 tarihli çek verildiğine dair teslim tutanağı ibraz edilmiştir. 01/08/2020 tarihli teminat çekinin yerine geçmek üzere 31/12/2020 tarihli çekin verildiğinde ilişkin iddia ve buna ilişkin deliller mahkemece karar verildiği tarihten sonra istinaf dilekçesi ile ileri sürülmüş ve ibraz edilmiş olduğundan Dairemiz’ce bu hususta değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın verildiği 06/08/2020 tarihi itibariyle yapılan değerlendirmede, ihtiyati tedbir talebine konu edilen çekin, ihtiyati tedbir talep edene iadesi şartlarının düzenlendiği Sözleşmenin 14. Maddesindeki koşulların gerçekleştiği yaklaşık olarak ispat edilemediğinden, mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararında sonuç olarak usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06.08.2020 tarih ve 2020/163 D.iş Esas, 2020/163 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Talep eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 28.09.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.