Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1207 E. 2020/817 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1207
KARAR NO : 2020/817
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2019/632 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 15/09/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu … Adi Ortaklığı arasında akdedilen 02.01.2018 tarihli eser sözleşmesi gereği, müvekkili şirketin, … A.Ş. idaresi altındaki “… Projesi Ahşap İşleri (…-…-… Blok Banyo Dolabı, Daire İçi Kapı, Vestiyer Dolabı Süpürgelik) İmalat ve Montaj İşleri”ni yapmayı yüklendiğini, sözleşme gereği yükleniminde bulunan işi eksiksiz ifa ederek davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığa teslim etmiş olmasına rağmen bakiye 169.282,03 TL cari hesap alacağının müvekkili şirkete ödemediğini, arabuluculuk görüşmesi sonucunda taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını belirterek, bakiye 169.000,00 TL cari hesap alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmenin “Kesin Teminat” başlıklı 25. Maddesine göre, davacı tarafın sözleşme bedelinin %10’u tutarında kesin teminatı müvekkili şirketlere vermek zorunda olduğunu, sözleşme bedelinin 2.715.300,00 TL + KDV olup, davacı tarafından müvekkili şirkete verilmesi gereken teminat tutarının 271.530,00 TL olduğunu, sözleşmenin imzalanmasından işbu tarihe kadar geçen süre zarfı içerisinde davacının müvekkili şirket nezdinde bulunan teminat tutarının 135.734,34 TL olup, müvekkili şirkete bakiye 135.795,66 TL tutarında teminat borcu bulunduğunu, davacı tarafın, müvekkili şirketten cari hesap kaynaklı olarak 169.000,00 TL tutarında alacağı olduğunu iddia ettiğini, cari hesap incelendiğinde davacı tarafın 39.986,00 TL tutarında alacağı bulunduğunun görüldüğünü, Beyoğlu … Noterliği aracılığı ile keşide etmiş oldukları 28 Ekim 2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile bakiye teminat tutarının davacı tarafından tamamlanması talep edilmiş olmasına rağmen, davacıya tanınan süre içerisinde işbu teminat tutarının tamamlanmadığını, bu ihtarnamede (57.505,00 TL tutarında teminat mektubu bulunduğunun sehven yazıldığını, bu nedenle de sözleşmenin ilgili maddelerine istinaden davacının müvekkili şirket nezdinde bulunan hakediş alacaklarına bloke konulduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 04/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile; davalıların müvekkili şirketin 39.986,00 TL muaccel alacağının bulunduğunu ayrıca kabul ve ikrar ettiklerini belirterek, İİK’nın 257/1 maddesi uyarınca davalı şirketlerin, kendi yedlerinde veya üçüncü şahıslarda olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer hakları üzerine uygun teminat karşılığında öncelikle cari hesap alacağının tamamı olan 169.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz konulmasına, aksi halde davalıların cevap dilekçelerinde açıkça kabul ettikleri ve taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan 39.986,00 TL üzerinden ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemenin 11/12/2019 tarihli ara kararı ile, dosya kapsamına göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, davacı vekilinin talebinin kabulü ile İİK.’ nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince davalıların 39.986,00-TL değerinde taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, ihtiyati haciz isteyen davacı tarafın İİK. 259, HMK.87 maddesi uyarınca belirlenen ve alacak miktarının % 15’sine tekabül eden 5.998,00-TL’nin mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının ihtiyati haciz isteyene verilmesine karar verilmiştir. Davalılar vekili süresi içinde itiraz dilekçesi sunmuş, mahkemenin 17/07/2020 tarihli ara kararı ile, davalılar vekilinin ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmiş, bu ret kararına karşı davalılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; sözleşme gereği davacının 135.795,66 TL kesin teminat borcu bulunduğunu, davacı şirketin bu yükümlülüğünü yerine getirmesi için ihtar gönderildiğini, yerine getirilmediğinden davacının cari hesap ilişkisinden kaynaklı 39.986,00 TL alacağına bloke konularak teminat hesabına dahil edildiğini, davacının bakiye 95.809,66 TL teminat borcu kaldığını, buna rağmen müvekkili şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece 39.986,00 TL tutarındaki cari hesap alacağının teminat borcuna karşılık bloke edildiğinin anlaşılamadığını, beyanlarının ödemezlik defi niteliğinde olduğunu, bu uyuşmazlığın bire bir aynısı olan, müvekkili … A.Ş. ile davacı … şirketinin yine davalı ve davacı olarak taraf oldukları İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1216 E. Numaralı dosyasının (davalısı müvekkil … A.Ş. haricinde) konusu ve taraflarının aynı olduğunu, davacı tarafın o dosyada talep ettiği ihtiyati haczin, mevcut belgeler ve ticari kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi gerekmesi sebebiyle reddedildiğini, istinaf başvurusunun da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi tarafından reddedildiğini belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz yönünden de talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Davadaki asıl talebin eser sözleşmesine dayalı bakiye bedel alacağının tahsili istemine ilişkin olduğu, cevap dilekçesinde davalı iş sahibinin öncelikli edime yönelik olarak, sözleşme kapsamında yapılacak işlerin teminatı olarak kendilerine verilmesi kararlaştırılan teminat mektubunun 135.795,66 TL’lik kısmının hâlâ verilmediğine, bu nedenle cari hesapta görülen 39.986,00 TL’lik borcun ödenmediğine dair savunmada bulunulduğu, buna göre dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak delillerin tam olarak toplanmadığı, yaklaşık ispat koşulunun henüz gerçekleşmediği, dosyada toplanacak delillere göre talep halinde her zaman ihtiyati haciz talebi hususunda yeni bir değerlendirme yapılabileceği anlaşıldığından, bu aşamada davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11.12.2019 tarih ve 2019/632 Esas sayılı sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 15/09/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.