Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1179 E. 2023/990 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1179
KARAR NO: 2023/990
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2019/527 Esas, 2020/240 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1208 Esas sayılı dosyasına verdiği 29/12/2018 tarihli dilekçesiyle, davacı müvekkili şirket tarafından 12/06/2017 tarihinde verilen fiyat teklifine istinaden davalının sahibi bulunduğu şahıs şirketi … Ticaret ile müvekkili şirket arasında …San. ve Tic. Ltd. Şti. Malzeme ve İşçilik Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre, …, … ada, … parselde kayıtlı, … Yolu, … Caddesi, … Sokak, No … da bulunan şantiyede … İnşaata ait yapılacak olan inşaatın alçı sıva, iç dış boya, dış cephe kaba sıva, şap, kartonpiyer, mantolama gibi sözleşmede belirlenen işleri malzemeli olarak davacı müvekkilinin yerine getireceğini, müvekkilinin işi sözleşmeye uygun olarak yaptığını, hatta davalının bu yerdeki daireleri satıp insanlar oturmaya başladığı halde müvekkilinin defaten yaptığı edimin yerine getirilmesi talebinden kaçındığını, davalının faturaları almaktan imtina etmesi üzerine müvekkilinin Üsküdar … Noterliği’nin 16/04/2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile davalının sözleşmede belirtilen adresine; 14/04/2018 tarih ve … seri numaralı 205.219,03 TL bedelli; 14/04/2018 tarih ve … seri numaralı 342.929,49 TL. bedelli ; 14.04.2018 tarih … seri numaralı 27.376,00 bedelli, 14/04/2018 tarih ve … seri numaralı 39.967,78 TL bedelli bir adet olmak üzere toplam 4 adet faturayı noter kanalıyla davalıya gönderdiğini, ancak davalı şirketin adreste tanınmadığı belirtilerek noter tebligatnın iade edildiğini, bunun üzerine müvekkili adına vekaleten, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile davalı borçlu şirket aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin aynı adrese gönderildiğini, tebligatın yapılamaması üzerine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden borçlu şirketin ve şirket sahibi davalı …’nin TC nosu ve adresinin öğrenildiğini, bu bilgiler ışığında borçluya tebligat gönderildiğini, davalı yanca takibe haksız olarak itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece 08/01/2019 tarih, 2019/4 Karar sayılı karar ile mahkemenin yetkisizliğine, yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğuna karar verilmiş, dosya istinafa konu kararın verildiği mahkemeye gönderilmiştir. Davalı vekili, tarafların yanlar arasında imzalanan 27/05/2017 tarihli sözleşmede davacı tarafın, işleri zamanında tam ve eksiksiz olarak tamamlamayı, müvekkili tarafından onaylanacak 1.sınıf malzeme kullanacağını ve 1.sınıf işçilik yapacağını, işçilerin ücretlerini ve sigortalarını tam ve zamanında ödeyeceğini ve sözleşmeye aykırı davrandığı takdirde işine son verileceğini ve müvekkiline cezai şart ödeyeceğini beyan ve taahhüt ettiğini, yine sözleşmede yapılacak işler ve fiyatlarının ayrıntılı olarak tanımlandığını ve açıkça sözleşme konusu işlerin tam ve eksiksiz yapılması halinde sözleşme konusu binadaki … veya … nolu dairelerinden birinin davacıya verileceği, eğer işler müvekkilinin istediği gibi teslim edilmemişse bu durumda daire satıldığında yaptığı işlerin karşılığına denk kalan kısmın davacıya ödeneceğinin hüküm altına alındığını, davacı tarafın dairelerden … nolu daireyi talep ettiğini beyan ettiğini ve hatta … nolu dairenin içinde bu istek doğrultusunda bir takım değişiklikler yapıldığını, davacının daha sonra işleri tamamlamadığını, çalıştırdığı işçilerin sigortalarını ve işçilik paralarını ödemediğini, işçilerin yemek yediği lokantalara olan borçlarını dahi kapamadığını, davacı şirket vekilinin müvekkilinden 5.000,00 TL nakit borç aldığını, geri ödemediğini ve müvekkilinin sözleşmede malzeme dahil anlaşılmasına rağmen davacıya 20.000,00 TL’lik malzeme aldığını, davacının işlerin yaptığı kısmında da sözleşmeye aykırılıklar bulunduğunu, bunun üzerine tarafların bir araya gelerek işlerin tamamlanmadığı, davacıya ek 10 gün süre verildiği, 10 günlük sürenin sonu olan 18/09/2017 tarihine kadar işlerin tamamlanmaması halinde müvekkilinin davacı tarafa cezai şart uygulayacağı ve uygulanacak cezai şartın davacı tarafça peşinen kabul edildiği konularında ihbarname düzenlendiğini, davacı tarafın bu ihbarnameye rağmen işi tamamlamadığı gibi yaptığı kısımları da sözleşmeye uygun yapmadığını, bunun üzerine inşaatın şantiye şefi … tarafından tutanak tutularak işin 18/09/2017 tarihinde teslim edilmediği, bu nedenle cezai şart uygulaması yapılarak işine son verildiği hususlarının belge altına alındığını, durumun davalı yana sözlü olarak bildirildiğini,daha sonra tarafların bir araya gelerek iki adet tutanak hazırladıklarını, tutanaklardan bir tanesinin davacının eksik bıraktığı işlere dair olup, diğer tutanağın ise ana sözleşmenin uyulmayan maddelerini belirlediğini, tarafların bu konularda mutabık olmasına rağmen davacı tarafın tutanakları imzalamaktan çekindiğini ve imzalamadığını, davacının sözleşme gereği işi tamamlamaması üzerine müvekkilinin davacıya daire verme yükümlülüğünün ortadan kalktığını, davacı sözleşme gereği kendi edimlerini yerine getirmediğinden müvekkilinin edimlerini yerine getirmediğini iddia etmesi ve edimlerin yerine getirilmesini talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, sonrasında davacı yanca kendisi tarafından kesilen faturalarla icra takibine başlandığını müvekkilinin faturalardan icra takibi ile haberdar olduğunu, hem borca hem de faturalara ve faturaların içeriklerine itiraz ettiğini, müvekkilinin itirazının haklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, 27/05/2017 günlü, …San. Tic. Ltd. Şti. Malzeme ve İşçilik Sözleşmesi’nin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, uyuşmazlığın sözleşmede kararlaştırılan edimlerin karşılıklı olarak tam ve eksiksiz olarak ifa edilip edilmediği, ifa edilmiş ise yapılan işin karşılığında bedel mi, yoksa daire tesliminin mi yapılması gerektiği hususunda olduğu,taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının davalının inşaatında yapacağı alçı sıva, iç dış boya, dış cephe kaba sıva, şap, kartonpiyer, mantolama işinin karşılığı olarak aynı taşınmazda bulunan … veya … nolu bağımsız bölüm taşınmazın birisinin davacıya verileceğinin kararlaştırıldığı,davacının bu bağımsız bölüm taşınmazlardan birisinin tapusunun iptalini ve tescilini davalıdan talep etmesi gerektiği,sözleşmeye göre davacının yapmış olduğu işin karşılığı olarak bedel talep etmesinin sözleşmeye aykırı olduğunu, davacının söz konusu dairelerin bulunduğu ana taşınmazın iskanının alınmamış olması sebebiyle dairelerin istenilmemiş olduğunu iddia etmesinin sözleşme hükümlerine göre hukuken yerinde görülmediği,incelenen tapu kaydına göre dava konusu 14 ve 16 nolu bağımsız bölüm taşınmazların bulunduğu ana taşınmazda kat mülkiyetine geçildiği, dava konusu bağımsız bölümlerin halen tapuda halen davalı adına kayıtlı bulunduğu, dava konusu ana taşınmazın iskanının alınmamış olmasının tapu iptali ve tesciline engel hukuki bir sebep olmadığını,davacının, isterse iskan ruhsatı için gereken giderleri davalıdan ayrıca talep etme hak ve yetkisine sahip olduğu, bu sebeplerle davacının sözleşmeye göre öncelikli olarak sözleşmede belirtilen taşınmazda bulunan 14 veya 16 nolu bağımsız bölüm taşınmazların tapusunun iptali ve tescili yönünde dava açması, açılacak bu davada tarafların edimlerini karşılıklı olarak tam ve eksiksiz olarak ifa edip etmediklerinin irdelenmesi suretiyle bir sonuca varılması gerektiği, davacının açıklandığı üzere doğrudan doğruya yapmış olduğu işin karşılığı olarak bedel talep etmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin hukuki niteliğinin hatalı değerlendirildiğini, dava konusu sözleşmede yer alan, iş karşılığı verilecek 14 veya 16 nolu bağımsız bölümün devrine ilişkin kısım resmi şekilde yapılmadığından geçerliliğinin bulunmadığını, dolayısıyla … veya … nolu bağımsız bölüm için tapu iptali ve tescili talep edilemeyeceğinden davalıdan haklı olarak malzeme ve işin bedelinin talep edildiğini, yargılama sırasında celp edilen tapu kaydından sözleşme konusu … nolu bağımsız bölümün 3. kişiye satıldığını, ancak bedelinin sözleşme uyarınca müvekkiline ödenmesi gerekirken ödenmediğini, mahkemece satış halinde dairelerin karşılık bedelinin ödenmesi gerektiği hususundaki sözleşme maddesinin göz ardı edildiğini, sözleşmenin taşınmaz devri yönünden geçerli olmadığını, ancak yapılacak işin bedeli olarak geçerli ve bağlayıcı olduğunu, sözleşmede iş bedelini gösteren taşınmazların değerinin 630.000,00 TL olarak belirlendiğini, mahallinde yapılan keşif sonucunda tanzim olunan 27/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda, müvekkili şirketin sözleşmede yer alan yükümlülükleri yerine getirdiğinin tespit edildiğini, buna göre bedel üzerinden hüküm kurulması gerekirken, tapu iptal ve tescil talep edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dava sözleşme ve dava tarihine göre uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine dayalı olarak açılmış alacak davasıdır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.Davacı şirket tarafından 12/06/2017 tarihinde verilen fiyat teklifine istinaden davalının sahibi bulunduğu şahıs şirketi … Ticaret ile davacı şirket arasında … San. ve Tic. Ltd. Şti. Malzeme ve İşçilik Sözleşmesi akdedilmiş olup, bu sözleşme ile davacı yüklenici sıfatıyla, davalının yapımını yüklendiği … İli, … İlçesi, … ada, … parselde kayıtlı, …, …, … caddesi, … Sokak, no … da bulunan şantiyede … İnşaata ait yapılacak olan inşaatın alçı, sıva, iç- dış boya, dış cephe kaba sıva, şap, kartonpiyer, mantolama gibi sözleşmede belirlenen işleri malzemeli olarak yapma işini üstlenmiştir. Dosyada bulunan tapu kayıtlarından, dava konusu taşınmazda kat mülkiyeti kurulduğu, alacağın dayanağını oluşturan … ve … nolu bağımsız bölümlerin davalı adına tapuda kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır.Davanın dayanağı olan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında 14/04/2018 tarih ve … nolu KDV dahil 205.219,03 TL tutarlı, 14/04/2018 tarih ve … nolu KDV dahil 342.929,49 TL tutarlı, 14/04/2018 tarih ve … nolu KDV dahil 39.967,78 TL tutarlı, 14/04/2018 ve … nolu KDV dahil 27.376 TL tutarlı 4 adet faturaya istinaden 615.492,30 TL asıl alacağın tahsili için 01/05/2018 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında imzalanan 12/06/2017 tarihli sözleşmenin 2.sayfasında ; “28 parselde bulunan taşınmazın 630.000,00 TL değerindeki 14 veya 16 nolu daireyi alacağıma iş bedeli karşılığı olarak verilecektir.” dendikten sonra devamla “dairenin satış aşamasına geldiği zaman satış gerçekleşirse satış bedelini müteahhit firma alır, eğer işleri teslim etmişsem tamamını bana verir, istenildiği gibi teslim etmemişsem hakettiğim kısmı alırım. aparsam tamamen alırım, gerçekleşirse müteahhit firma satış bedelini alır, işleri teslim etmişsem tamamını bana iade eder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.Sayfanın devamında da işin süresi belirlenmiş, dış cephenin işe başlama tarihi 30/05/2017, bitişi tarihi 20/08/2017, iç sıvanın bitiminin 20/09/2017 tarihine kadar sürebileceği kabul edilmiştir.Anılan sözleşme maddeleri kapsamında dosya kapsamı itibariyle davacı yanın taleplerinin değerlendirilmesinde; kural olarak eser sözleşmelerinin geçerli olması herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Tarafların karşılıklı olarak “icap” ve “kabul” iradelerinin oluşmasıyla eser sözleşmesi ilişkisi kurulur. Yazılı olması ancak, taraflara ispat kolaylığı sağlar. Ne var ki, taşınmaz mülkiyeti nakli borcunu doğuran sözleşmelerin, 6098 Sayılı TBK’nın 237 inci, TMK’nın 706 ıncı, Tapu Kanunu’nun 26 ıncı ve Noterlik Kanunu’nun 60 ıncı maddeleri uyarınca resmi yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu zorunluluk sözleşmenin geçerliliğine ilişkin olup, bu şekil şartına uymayan bir sözleşme geçerli olarak kabul edilemez. Ancak sözleşmenin geçersiz hükümlerine rağmen diğer hükümleri itibariyle taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu anlaşılabiliyorsa tarafların hak ve yükümlülükleri bu sözleşmeye göre belirlenmelidir. Çünkü sözleşmenin yorumunda taraf iradelerine önem verilmesi ve sözleşmenin mümkün olduğunca ayakta tutulmaya çalışılması gerekir. Bu nedenledir ki şekil koşuluna uyulmadığından geçersiz olan bir sözleşme tümüyle geçersiz sayılmayıp, şekil koşulu gerektirmeyen hükümleri, kurulduğu anlaşılan eser sözleşmesi için uygulanması gereken geçerli hükümlerdir. Özellikle bedelin devredilecek taşınmaz olarak kararlaştırıldığı eser sözleşmesi taşınmaz devri yönünden geçerli değil ise de yapılacak işin bedeli olarak geçerli ve bağlayıcıdır. (emsal Yargıtay (Kapatılan) 15.HD., 30.01.2017 tarih, 2015/6089 Esas, 2017/357 Karar sayılı kararı) Yine Yargıtay 6.HD. de benzer bir uyuşmazlıkta taşınmaz devir borcunu içeren sözleşme ile taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğunda sözleşme maddesinde iş bedeli olarak belirtilen daire bedelinin tarafları bağlayacağını kabul etmiştir. ( bkz. Yargıtay 6.HD., 01.03.2023 tarih, 2022/502 Esas, 2023/792 Karar sayılı kararı)Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin, iş bedelini göstermek bakımından taşınmazların değerini belirleyen hükmü geçerli ve tarafları bağlayıcıdır. Sözleşmede yapılacak imalâtın karşılığının bağımsız bölümler olarak verileceği kararlaştırılmış ve sözleşmede belirtilen daireler ile ilgili bedel 630.000,00 TL olarak belirlenmiş, akabinde de dairelerin satışından elde edilecek bedelin işin tam ya da eksik yapılması haline göre masraflar çıkarıldıktan sonra davacıya verileceği taahhüt edilmiştir.Bu durumda, mahkemece, davalının işin eksik ve ayıplı yapıldığı yönündeki itirazlarının da değerlendirilmesi için gerektiğinde mahallinde keşif yapmak suretiyle bilirkişilerden davacı taşeron tarafından işin sözleşme maddelerine uygun yapılıp yapılmadığının tespit ettirilmesi, akabinde yapılan iş bedelinin belirlenmesi, varsa davalının alacaklarının mahsubundan sonra sonucuna uygun karar verilmesinden ibaret iken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davacı yanın tapu iptal davası açması gerekirken alacak talebinde bulunmasının sözleşme maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2020 tarih, 2019/527 Esas, 2020/240 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.