Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1134 E. 2020/1625 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1134
KARAR NO: 2020/1625
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:BAKIRKÖY 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (tefrik edilen)
TARİHİ: 05/02/2018
NUMARASI: 2016/504 Esas, 2018/106 Karar
DAVA: Tapu iptali ve tescil, Tazminat
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2015/819 ESAS SAYILI DOSYASINDA;
DAVA: Sözleşmenin feshi, Tapu iptali ve tescil
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/392 ESAS SAYILI DOSYASINDA:
DAVA: İpoteğin kaldırılması
KARAR TARİHİ: 30/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından açılan ve Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2015/366 esas 2015/349 karar sayılı karar ile göreve dayalı dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine görevli Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/504 Esas sayısına kaydedilen dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalılar arasında İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak Bakırköy … Noterliği’nin 21/02/2006 tarih ve … yevmiye numarasında kayıtlı kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve Bakırköy … Noterliğinin 30/04/2009 tarih ve … yevmiye nolu ek sözleşmesinin düzenlendiğini; 21/02/2006 tarihli sözleşmede, … Bankası AŞ tarafından TOKİ’ye devredilen … ada … parseldeki … m²’lik ve … ada … parseldeki … m² lik arsaların müteahhit davalılar tarafından TOKİ’den satın alınacağı; 30/04/2009 tarihli ek sözleşmede ise ödeme yapılmak suretiyle davalılar tarafından alınan bu kısmın bedelinin belli bir tarihe kadar ödenmesi halinde müvekkiline devredileceğine dair hükümler mevcut olduğunu; o tarihlerde dava dışı … şirketi ile aradaki ihtilaflar nedeniyle müvekkilinin zor durumda olduğunu; davalıların taşınmazların dava ile TOKİ’den geri alınmasının uzun süreceği, ihale ile TOKİ’den aldıkları kısmı davacı adına aldıkları, kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki payların geçerli olacağını belirterek müvekkilinin zorda kalmasını kullanarak hile ile taşınmaza sahip olduklarını; davalılar ile yapılan kök ve ek sözleşmeler gereğince bugüne değin arsa üzerinde hiçbir imalat yapılmadığını, hatta ruhsat dahi alınamadığını; Beyoğlu … Noterliğinin 21/09/1988 tarih … yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile … AŞ’ye arsanın 1/2’sinin tapuda devredildiğini ve toplam arsanın %25’lik kısmının kat irtifakı kurulmuş olması nedeni ile 39 adet bağımsız bölümün karşılığı olarak … AŞ tarafından … Bankası AŞ’ye 40.523.088,00 TL karşılığında devrine muvafakat ederek bu bağımsız bölümlere denk gelen arsa payının tapuda … Bankası adına devir ve ferağ verildiğini, … AŞ’nin inşaatı tamamlayamayacağının anlaşılması üzerine taraflar arasındaki sözleşmelerin feshedildiğini ve müvekkili tarafından açılan Zeytinburnu 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1992/108-240 E-K sayılı dosyasında yapılan yargılamada … AŞ üzerinde kalan %25’lik hissenin müvekkili adına hükmen tesciline karar verildiğini; … Bankası üzerinde bulunup sonrasında TOKİ’ye geçen kısmın iadesine ilişkin olarak taraflar arasında verilen mahkeme kararlarının kesinleşmesi ile dava konusu taşınmazın müvekkiline iade edilmesi hakkının doğduğunu belirterek, davalılar adlarına kayıtlı İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … Caddesi, …/… pafta, … ada, … parseldeki … m²’lik ve … ada … parseldeki … m² lik kısımların yolsuz tescil nedeniyle iptaline, müvekkili adına tesciline, dava konusu gayrimenkulün uzun süredir haksız ve hukuksuz olarak müvekkilinin elinde olmamasından dolayı bilirkişi incelemesinden sonra belirlenecek rakam kadar arttırmak ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile HMK’nun 107.maddesi gereğince şimdilik 100.000,00 TL’nin avans faizi ile tazminaten taraflarına ödetilmesine ve ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yüklenici şirketler vekili, harcın eksik yatırıldığını; taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile toprak sahibi davacı adına sahip …/… hissenin yapılacak olan inşaata karşılık davacı yüklenicilere devredildiğini, ek sözleşme ile kararlaştırılan şartlarda taşınmazlar dava dışı TOKİ adına kayıtlı olan … nolu parselin … m2’sine tekabül eden hisse ile …/… hissesi ile aynı yerde bulunan … m2 miktarlı … nolu parselde TOKİ adına kayıtlı …/… paya tekabül eden … m2 ile birlikte toplam … m2’nin davalı yükleniciler tarafından TOKİ’den ihale ile satın alındığını, satım bedeli olarak 17.000.000,00 TL ödeme yapıldığını; 21/02/2006 tarihli sözleşmenin bır kısım maddelerinin satın alma bedelinin ödenmesi halinde geçerli olacağının ve bu bedelin Euro karşılığı 11.250.000 Euro olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, davacı tarafından yalnızca 6.780.000 Eurosunun ödendiğini, bakiye kalan 4.470.000 euro ödenmesi gereken 31/12/2009 tarihine kadar ödenmediğinden ödenen kısmın davacıya iade edildiğini; dolayısıyla TOKİ’den satın alınan taşınmaz hisselerinin davalılara ait olduğunu, sözleşme gereği davacının taşınmazdaki hisseleri üzerinde bulunan takyidatları kaldırması gerektiği halde kaldırmadığını, hem bu nedenle hem de imar durumundaki sorunlardan dolayı imar durumunun çıkartılıp inşaata başlanılamadığını, davacının kusurlu olduğundan inşaata başlanılması ile ilgili ihtarname çekip 3 ay süre vermesinin doğru olmadığını, ruhsat alınmasında davacının arsa payı üzerinde bulunan takyidatları ve dava dışı idarenin imar uygulamalarından kaynaklanan nedenlerle inşaat ruhsatına müracaat etmesine rağmen ruhsat alım sürecinin devam ettiğini, davalılara atfedilecek kusur ve ihmal olmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı TOKİ vekili, Bakırköy Ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, davacı ile dava dışı … AŞ ve … Bankası arasındaki sözleşmelerden kaynaklanan davacı taleplerinin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, davaya konu taşınmaz üzerindeki 39 bağımsız bölümün … / … arsa payına isabet eden kat irtifakı hissesinin, Bakanlar Kurulu kararı ile … Bankası ile müvekkili arasında imzalanan 14.12.2001 tarihli protokol ile bilanço değeri üzerinden bedeli ödenerek 25.2.2005 tarihinde müvekkili idare mülkiyetine geçtiğini, bilahare müvekkili idarenin, … nolu parseldeki 39 adet bağımsız bölümle ilgili arsa payını ve 54 nolu parseldeki hissesini diğer davalılara satarak 5.6.2007 tarihinde devrettiğini, müvekkilinden … Bankası AŞ’den devredilen varlıklar ve akitlerden doğan yükümlülükler nedeniyle 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nun ek 14 maddesine göre talepte bulunulamayacağını belirterek, davanın reddini istemiştir. Birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/819 Esas sayılı dosyasında davacı vekili; yasal olarak tamamının mülkiyeti davacıya ait taşınmaza ilişkin taraflar arasında Bakırköy … Noterliğinden düzenlenen 21/02/2006 gün ve … yevmiye nolu düzenleme şeklindeki satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile bu sözleşmeye ilişkin Bakırköy … Noterliğinden düzenlenen 30/04/2009 gün ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine ek sözleşme yapıldığını, bu sözleşmelerle belirtilen şartlarla TOKİ adına kayıtlı ancak yasal olarak davacıya ait olan hisselerin bedelinin bilahare davacı tarafından davalılara ödenmesi şartıyla TOKİ’den davalı yükleniciler tarafından satın alınacağının öngörüldüğünü, satın alınacak hisselerde davacıya ait olduğundan toplamda …/… paya bölenen taşınmazın …/… hissesinin arsada yapılacak inşaata karşılık davalılara devredileceğinin diğer …/… hissesinin ise davacı toprak sahibine ait olacağının kararlaştırıldığını ve davacının tapuda kendi adına kayıtlı olan hisselerin bir kısmının ferağını verdiğini, davalı yüklenicilerin sözleşme konusu … ve … nolu parsellerde TOKİ adına olan hisseleri 11.250.000 Euro’ya satın aldıklarını, davacı toprak sahibinin söz konusu bedelin 6.780.000,00 Euro’sunu 2009 yılında davalılara ödediği, bakiyenin taşınmazdaki hisse üzerine … Bankası lehine 10.000.000 Euro’luk ipotek terkin edildikten sonra ödeneceğinin davalı tarafa bildirdiğini, davalıların ipoteği terkin ettirmediği gibi ödenen bedeli İstanbul 18. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/74 D.İş dosyasında alınan tevdi mahalline yatırdığını, önceki yüklenicinin edimini yerine getirmemesi nedeniyle söz konusu hisselerin mülkiyetini davalı tarafın ya da bir üçüncü kişinin kazanması söz konusu olamayacağından hisselerin tamamının davacıya ait olduğunu, sözleşme gereği davacının kaldırmakla yükümlü olduğu takyidatın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 2014/278 esas 2015/22 karar sayı ile 04/02/2015 tarihi itibariyle kaldırıldığını, davalı yüklenicilerin sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren inşaatı yapmadıklarını, Bakırköy … Noterliğinin 18/05/2015 tarihli ihtarla verilen 3 aylık sürede de ruhsat alınmadığını, bu durumda taraflar arasındaki sözleşme ve ek sözleşme kapsamında davalılar adına olan hisselerin karşılıksız kaldığını, inşaata başlanılamamasının sebebinin davalı tarafça … Bankası lehine tesis olunan ipotek olduğunu, bu durumda toprak sahibi davacının sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmesine rağmen, davalının yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek; taraflar arasında düzenlenen 21.2.2006 tarihli sözleşme ile 21.4.2009 tarihli ek sözleşmenin davalı yüklenicilerin temerrüdü sebebiyle geriye etkili olarak feshine; sözleşme gereği davalı yüklenicilere devredilen Zeytinburnu … ada … parseldeki her bir davalı için 4.502,79 m2 olarak toplam 13.508,37 m2 ve aynı ada … parseldeki … m2ye isabet eden hissenin davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile her iki taşınmazdaki davalılara geçen payların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına takyidatsız tescilini, sözleşmeden dönme sebebiyle uğranılan zararlarının ve cezai şart talep etme haklarının saklı tutulmasını talep etmiştir. Davalı yükleniciler vekili, harcın eksik yatırıldığını; davanın hukuki dayanağı bulunmadığını, davaya konu arsa payının müvekkillerince TOKİ’den satın alındığını ve … ada … parseldeki …/… paya tekabül eden 10.351,04 m2 ve aynı yerde … ada … parseldeki … m2 alandaki … m2 taşınmaz için TOKİ açık arttırmasında 17.000.000 TL ödediklerini, davacı tarafın satıştan haberi olmasına rağmen itiraz etmediğini, satın almanın davacının rızası ile yapıldığını, davacının kusurlu eylemleri ile inşaatın başlamaması sebebiyle uğradıkları zararlarla ilgili talep hakkı saklı kalmak üzere davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/392 Esas sayılı dosyasında; müvekkili ile yükleniciler arasında Bakırköy …Noterliğinin 21/02/2006 gün ve … yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tapu kaydının iptali ve tescili için Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/819 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, davalı yükleniciler tarafından kendi adlarına tescil edilen paylar üzerine davalı banka lehine 27/06/2007 tarihli işlemle 10.000.000 Euro ve 20/02/2015 tarih ve 2163 yevmiye nolu işlemlede 20.000.000 Euro bedelli ipotek tesis edildiğini, yüklenicinin kendisine devredilen paylar üzerinde hak sahibi olabilmesi için edimini yerine getirmesi gerektiğini, söz konusu paylar üzerinde 3.kişilerin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğini belirterek, dava dosyasının Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/819 esas sayılı dosyası ile birleştirilerek, ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Bankası vekili, tapu kayıtlarına göre ipotek konulduğunu; kredi ilişkisinin devam ettiğini, halen bankaya 22.921.409,82 euro riski bulunduğunu, kötü niyetli olduğuna dair delil bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/392 esas 2016/365 karar sayılı kararı ile dosyanın Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/819 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Ayrıca Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/819 Esas 2016/491 Karar sayılı kararı ile dosyanın ve birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/392 Esas sayılı dosyasının Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/504 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/504 Esas, 2018/106 Karar sayılı dosyası ile esas ve birleşen dosyalar hakkında yapılan yargılama sonucu yerel mahkemece; “Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/504 esas sayılı asıl dosyasında; 2016/504 esas sayılı dosyanın bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, dosyadaki tüm dilekçelerin ve belgelerin tasdiklenerek yeni bir dosya oluşturulmasına; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin birleşen 2015/819 Esas sayılı dosyasında; Davanın kabulüne; taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tespitine; davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında davalıdan almış olduğu ve sebepsiz zenginleşme teşkil eden 6.500.000 USD’yi yüklenicilere geri vermesine, davacı tarafından tevdi mahalline depo edilmesine, davalı yüklenicilerin 2006 ve 2009 tarihli sözleşme nedeniyle davacı arsa sahibinin kendilerine devrettiği İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … ada, … ve … Parsel sayılı taşınmaz arsa paylarının sebepsiz zenginleşme teşkil etmesi sebebiyle İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … Ada, … nolu Parseldeki toplam 13.508,37 m2’ye isabet eden hissenin ve … Ada, … nolu Parseldeki 152,00 m2’lik kısma isabet eden taşınmaz hissesinin davalı yükleniciler adlarına olan kaydın iptali ile davacı adına tesciline; davalı yükleniciler tarafından TOKİ’den satın alınan kısım yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil etmesi nedeniyle, davalı tarafça ödenen 11.250.000 Euro’nun davalılara verilmek üzere davacı tarafından tevdii mahalline depo edilmesine; davacı tarafça 3 ve 4 nolu ara karar kapsamında tevdii edilmesi gereken 6.500.000 USD ile 11.250.000 Euro’nun Bakırköy/… Adliye Şubesinde davacı tarafça açılacak hesaba karar kesinleştiğinde davalıya ödenmek üzere davacı tarafından depo edilmesine, hesap cüzdanının mahkeme veznesine sunulmasına; davacının sözleşmeden dönme nedeniyle uğranılan zararları ve cezai şart talep haklarının saklı tutulmasına; Birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/392 Esas sayılı dosyasında; Davacının, İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olmayan her bir dava dışı yüklenici için 81.650.872/660.000.000 pay üzerinde davalı … Bankası A.Ş. lehine 27.06.2007 tarih ve … yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş 10.000.000 Euro bedelli ipotekler; İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olmayan her bir dava dışı Yüklenici için …/… pay üzerinde davalı … Bankası A.Ş. lehine 27.06.2007 tarih ve … yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş 10.000.000 Euro bedelli ipotekler; İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın müvekkiline ait olmayan her bir dava dışı Yüklenici için …/… pay üzerinde davalı … Bankası A.Ş. lehine 20.02.2015 tarih ve … yevmiye numaralı işlem ile tesis edilmiş 20.000.000 Euro bedelli ipoteklerin fekki talebinin kabulüne, davaya konu taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin fekkine” oy çokluğu ile karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 11.250.000 Euro’nun ödenmesi ya da ödenmemesinin ancak 2016/504 Esas sayılı dosyada söz konusu olabilecek iken 2016/891 Esas sayılı dosyada hüküm kurulduğundan bu hususun düzeltilerek kararın onanmasına; 2016/392 Esas sayılı dosyada taşınmazın 11.250.000 Euro bedeli ödeyerek devralma hakkını, 11.250.000 Euro ve ipotek yükümlülük bedeli kabullenme mecburiyeti ile sonuçlanması nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan hakkını kullanmasını bilerek ve engel olarak gerek davalılara ve gerekse bankaya dava açma hakkını saklı tuttuklarını; 2015/819 Esas sayılı dosyada davanın konusu olan kat karşılığı inşaat sözleşmesi geçersiz kılındığında sözleşme kapsamında müvekkilinin ayrıca aldığı 6.500.000 USD’nin davalılara ödenmesine karar verilmesi ile iktifa edilmesi gerektiğini, 2006 yılında yapılan sözleşmede davalı tarafın müvekkiline ödediği ilave edimin sadece bu miktar olduğunu; 11.250.000 Euro ise 2009 yılında yapılan ilave protokolde TOKİ’den yüklenicilerce satın alınan arazi parçasının karşılığında belirlenen ve müvekkilince davalılara ödenecek yegane tutar olduğunu belirterek, kararın 2016/504 Esas sayılı davanın konusunu oluşturan 11.250.000 Euro’nun müvekkiline tahmiline ilişkin kısmının bozularak ve bu kısmın bozulması yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili cevap ve katılma yolu ile istinaf dilekçesi ile; davalıların istinaf taleplerinin yerinde olmadığını; birleşen 2015/819 Esas sayılı dosyada davacının davalılara devrettiği pay için ve TOKİ’den satın alınan hisseler için sözleşme gereği birleşen 2016/504 Esas sayılı dosyada TOKİ’den satın alınan hisseler için dava açıldığını; derdestlik itirazının yerinde olmadığını; geçerli bir feragat bulunmadığını; sözleşmenin feshi koşullarının oluştuğunu; mahkemece imkansızlığın geçici ifa imkansızlığı olduğunun düşünülmesi halinde ise, 2015/819 Esas sayılı dosyada davalılar adına kayıtlı tüm payların yükleniciler adına olan tapu kaydının iptali ile takyidattan ari olarak adına tesciline; 2016/392 Esas sayılı dosyada her iki parsel üzerine konan ipoteklerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı yükleniciler vekili istinaf dilekçesi ile; birleşen 2015/819 Esas ve 2016/392 Esas sayılı davanın derdestlik nedeniyle reddinin gerektiğini; birleşen 10 Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında davacıların davadan feragat ettiğini; bu dosyadan feragatin TOKİ’den alınan taşınmazlar üzerinde haklarının mevcut olmadığını mahkemeye bildirmeleri, birleşen 2016/392 ve 2015/819 Esas sayılı davaların sonucunu etkilediğinden bu davaların da feragat nedeniyle reddini gerektirdiğini; ana dosyanın tefrik edilmesinin kavram kargaşasına neden olduğunu; sözleşmenin baştan beri geçersiz olduğunu ya da geriye etkili fesih halinde tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki malvarlığına getirilmeleri gerektiğini; 21/02/2006 tarihli sözleşmenin 4.maddesi uyarınca davacının davalılara 8.138.184/220.000.000 pay devrettiğini; mahkemenin yanılgı ile müvekkillerinin TOKİ’den satın aldığı hisseyi de ifa edilmiş edim olarak değerlendirdiğini; taraflar arasında düzenlenen 21.02.2006 tarihli sözleşme ile 30.04.2009 tarihli ek sözleşmeyi yapıldığı andan itibaren geçersiz saydığı hem de geçersiz saydığı ek sözleşme uyarınca müvekkilleri tarafından TOKİ’den satın alınan ve ek sözleşme uyarınca kat karşılığı inşaat sözlemesine dahil edilen hisselerin sözleşmeyi ayakta tutarak davacıya geçirilmesine hükmettiğini; sözleşme geçersiz ise tamamı için geçersiz sayılmasını, davacı lehine olan kısmının ayakta tutulması, davacı aleyhine olan kısmının geçersiz sayılmasının hukuki ve vicdani olmadığını; sözleşmeyi baştan itibaren geçersiz sayılmasına rağmen davacının sözleşmeden dönme nedeniyle uğranılan zararları ve cezai şart talep hakkının saklı tutulmasının hukuka aykırı olduğunu; kabul anlamına gelmemek kaydı ile TOKİ’den satın alınan hisseler için 30.04.2009 tarihli ek sözleşme gereği 11.250.000 Euro’nun 31/12/20209 tarihine kadar müteahitlere ödenmemesi halinde 21/02/2006 tarihli sözleşmenin geçeri olacağının kararlaştırıldığını ve yapılan kısmi ödemenin iade edildiği, bu nedenle fesih ihtimalinde dahi maddenin uygulanmayacağını ve hisselerin müteahitte kalacağını; sözleşmenin 7/1 maddesindeki ipotek vs takyidat konulamıyacağı hükmünün sadece arsa sahibi tarafından devredilen hisseler için düzenlendiğini; davacının 30.04.2009 tarihli ek sözleşme yapılırken düzenlenen maddelerde ipotekten bahsedildiğinden, kredi nedeniyle konulan ipoteğin davacının rızası ve bilgisi dahilinde olduğunu gösterdiğini; davacının davalılara devrettiği pay için davacıya 6.500.000 USD ödendiğini; mahkemenin TOKİ’den satın alınan hisseler ve davacının davalılara devrettiği hisseler için bütün halinde karar verdiğini; mahkemenin sadece davacının devrettiği hisseler üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmetmesi gerekirken yükleniciler üzerindeki tüm hisseler için hesaplama yaptığını; sözleşmenin feshi koşullarının oluşmadığını belirterek birleşen 2015/819 Esas yönünden kararın kaldırılarak davanın derdestlik ve esas yönünden reddine karar verilmesini, harçlar tamamlanmadan karar verildiğinden kararın kaldırılmasını; aksi takdirde davacının davalılara devrettiği 24.414.552/660.000.000 x 3 hissenin tapusunun iptaline, karşılığında 6.500.000 USD’nin davacıdan tahsiline; ek sözleşme kapsamında davacının ödediği 6.780.000 Euro’nun davacıya iade edildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına; müvekkillerinin TOKİ’den satın alınan hisseler yönünden davanın reddine; hisse değerleri üzerinden harç ve vekalet ücreti takdirine; 2015/819 Esas sayılı dosyada taşınmazın ipotekten ari olarak tescili talep edilmesinden sonra müvekkilleri hakkında aynı konuda 2016/392 Esas sayılı dava açıldığından müvekkili hakkındaki kısmın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi talep etmiştir.Davalı … Bankası vekili istinaf dilekçesi ile; Müvekkili banka ile birleşen dosya davalıları arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden ortaklığın TOKİ’den satın alacağı hisselerin finansmanı olarak kullandığı kredilerin teminatı olarak davalıların hisselerine isabet eden paylar üzerine müvekkili banka lehine ipotek tesis edildiğini; taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili banka yönünden bir bağlayıcılığı olamayacağını; kabul anlamına gelmemek kaydıyla 21.02.2006 tarihli ve 30.04.2008 tarihli sözleşme gereği ipoteğin bulunduğu taşınmazda davacının hiçbir hakkı olmadığı açık iken müvekkili bankanın basiretli davranmadığını söylemenin hakkaniyete aykırı olduğunu; davaya konu ipotekler yönünden arsa sahibinin muvafakatinin alınmasını gerektirir bir durum bulunmamakla birlikte yerel mahkemece yasak olarak belirtilen hüküm taraflar arasındaki sözleşmenin 7.I maddesinde düzenlendiğini ve yasağın sözleşme ile arsa sahibinden devralınan 1.464.873/22.000.000 pay yönünden geçerli olduğunu; ipotek tesis edilen hisselerin sözleşmenin bu kısmı ile hiçbir bağlantısı bulunmadığını; kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili bankanın taraflar arasındaki sözleşmeden haberdar olduğu düşünülse dahi yerel mahkemenin düşüncesinin aksine müvekkili banka basiretli bir tacir gibi davranarak ve takyidat bulunmayan tapu kayıtlarını esas alarak diğer davalı hisseleri üzerine ipotek tesis ettiğini; davacının TOKİ hisseleri üzerinde hak sahibi olmadığından bu hisseler üzerinde bulunan ipoteklerin fekkini talep edemeyeceğini; davacının hukuki menfaati olup olmadığının yerel mahkemece incelenmediğini; kabul anlamına gelmemek kaydıyla bedelsiz olarak fek kararı verilmiş olmasının hatalı olduğunu; TMK’nın 1023.maddesi gereğince davacı yanın müvekkili bankanın ipotek tesisinde iyiniyetli olmadığını ispatlaması gerektiğini; yerel mahkemece usule aykırı olarak davacıların feragat beyanı atiye terk olarak yorumlandığını; davacı yanın feragati nedeniyle TOKİ hisseleri yönünden açmış olduğu yerel mahkemenin 2016/504 Esas sayılı davasının feragat nedeniyle reddi gerektiğini, bu durumda da müvekkili banka ipotekleri TOKİ hisseleri üzerinde bulunduğundan müvekkili banka aleyhine açılan davanın da reddi gerektiğini; mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu belirterek, ipoteklerin fekkine dair verilen kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı TOKİ vekili istinaf dilekçesi ile; asıl davanın tefrik edilerek, birleşen davalar hakkında karar verilmesinin usule aykırı olduğunu; asıl davada davacı tarafın talebini atiye bıraktığı ve müvekkil idarece de aynı celsede atiye bırakma/geri alma talebi kabul edilmiş olduğundan, davanın geri alma nedeniyle sonuçlandırılması gerekirken tefrik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu; davacının aynı taşınmaza ilişkin iki farklı nedene dayanan tescil talebinin bu davada birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğini, müvekkili idareye husumet düşmediğini, davacının, davalılar ile sözleşme ilişkilerinde yaşadığı sorunlar üzerine 25 yıl önceki sözleşme ilişkilerine dönerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iddiada bulunduğunu; davanın her halükarda zamanaşımına uğradığını belirterek, mahkemenin tefrik kararının kaldırılarak müvekkili idare yönünden davanın geri alındığı gözetilerek karar verilmesini, asıl davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İhbar olunan tasfiye halinde … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile; Tefrik edilen davada da istinaf konusu olan ilamda hükme bağlanmış iddia ve talepler yer aldığını; hüküm ve tefrik kararının, tefrik edilen davada pek çok karmaşayı yaratacağını, gerek usul ekonomisi gerekse esas yönünden hukuka aykırı olduğunu; davacının, davalı TOKİ’ye yönelik yolsuz tescil iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, mahkemenin tefrike ilişkin kararının kaldırılarak, duruşma tutanaklarına geçen feragat ve kabul beyanı doğrultusunda asıl davanın reddine karar verilmesini; aksi takdirde tefrik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce 2019/225 esas 2020/628 karar sayılı karar ile “tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/504 esas sayılı dosyasının yeni esas numarasının tespiti ile incelenmek üzere dosya arasına konulması; birleşen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/819 esas ve 2016/491 karar sayılı dosyası yönünden istinaf talebinde bulunan davalılar … A.Ş., … A.Ş. ve … AŞ vekili tarafından istinaf nisbi karar harcının eksik yatırıldığı anlaşıldığından, sözleşme değeri olan 9.580.000,00 TL üzerinden hesaplanan ve eksik yatırılan 163.602,45 TL nispi 1/4 istinaf karar harcının tamamlanması için” dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 166. maddesi uyarınca kural olarak aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve birinci davanın açıldığı mahkeme talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren bununla bağlıdır. HMK’nın 167. madesinde de mahkemece yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına karar verilebileceği hükmü getirilmiştir. Davacı vekili tarafından açılan davanın Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 2015/366 esas 2015/349 karar sayı ile göreve dayalı dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine görevli Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine 2016/504 Esas sayısı ile kaydedildiği; davacı tarafça Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/819 Esas sayılı dosyası ile açılan dava dosyası ile Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/392 sayılı dosyanın birleştirildiği ve birleşen bu dosyaların ilk açılan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/504 Esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, ilk açılan 2016/504 esas sayılı dava dosyasının dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2018/141 Esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça Bakırköy 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/366 Esas sayılı dosyası ile yüklenicilere ve TOKİ’ye karşı açtığı ilk davada, davalı yükleniciler tarafından TOKİ’den satın alınan taşınmaz hisselerinin yolsuz tescil nedeniyle tapularının iptali ve davacı adına tescili ile taşınmazın uzun süredir haksız ve hukuksuz olarak müvekkilinin elinde olmamasından dolayı tazminat talep edilmiş; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/819 Esas sayılı dosyası ile yüklenicilere karşı açılan davada, sözleşmelerin feshi, davalı yükleniciler tarafından TOKİ’den satın alınan hisseler ile birlikte taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicilere devredilen hisselerin tapusunun iptali talep edilmiş; daha sonra ipotek alacaklısı bankaya karşı açılan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/392 Esas sayılı dosyada ise taşınmaz kaydına konulan ipoteklerin kaldırılması talep edilmiştir. Taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşme hükümleri göz önüne alındığında, sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil, tazminat ve ipoteklerin kaldırılmasına ilişkin taleplerle açılan davalarda verilecek hükümlerin birbirleriyle yakından ilgili ve birbirlerini etkileyecek mahiyette olduğundan taraflar arasındaki ilişkiler kapsamında davaların tümünün birlikte incelenmesi zorunlu olup, bu durum usul ekonomisinin de bir gereğidir. Davalardan birinin tefrik edilip ayrı olarak incelenmesi, birbirleriyle çelişkili kararlar verilmesine sebep olabileceği gibi, hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil etmesi açısından, mahkemece 2016/504 esas sayılı asıl dosyanın tefrikine kararı verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece dosyadan tefrik edilerek, mahkemenin 2018/141 Esas sırasına kaydedilen dava dosyasının yeniden birleştirilerek her üç davanın birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın asıl davanın tefrikine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, arsa sahibinin arsanın muayyen bir payının bedel olarak devri veya devir taahhüdü karşılığında, yüklenicinin bir bina yapımını taahhüt ettiği, geçerliliği resmi şekle bağlı, kural olarak ani edimli, tam iki tarafa borç yükleyen, ivazlı, çift tipli bir karma sözleşmedir. Bu sözleşmede yüklenici bina yapım işini üstlenmekte, yüklenicinin finansını karşılayarak yapacağı binaya karşılık arsa sahibi de ona arsa payı mülkiyetini geçirmektedir. Görüldüğü gibi, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahibi, belirli arsa paylarının mülkiyetini yükleniciye devir borcu altına girmektedir. Burada, arsa paylarının mülkiyetinin devri, yüklenici tarafından inşa edilecek binadaki belirlenen bağımsız bölümlerin arsa sahibine tesliminin karşılığını ve sebebini teşkil etmektedir. Konusu paradan başka bir şey (mal veya hak) olan davalarda karar ve ilam harcı o şeyin değeri üzerinden hesaplanır. Vekâlet ücreti yönünden de, dava konusu bir malvarlığı hakkı ise, para ile değerlendirilmesi mümkün bir şey olduğundan dava konusunun değeri üzerinden nisbi vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekir. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahibince devri taahhüt edilen arsa payının para ile değerlendirilmesi mümkün bir malvarlığı hakkı niteliğinde olduğu da belirgindir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte bulunduğundan mahkemelerce ve Yargıtay’ca re’sen nazara alınır. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarih ve 2018/1677 esas, 2018/5207 karar sayılı kararı) Somut olayda, arsa sahibi tarafından açılan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/392 Esas sayılı dosyasında ipotek bedelinin dava tarihindeki TL karşılığı üzerinden harç alınması doğru olmuştur. Ancak tefrik edilen asıl dava ile birleşen davalar yönünden sözleşmenin feshine yönelik talepler bakımından sözleşmede belirtilen sözleşme bedelleri toplamı ile, tapu iptali ve tescil talepleri yönünden ise her bir davada iptali istenen tapu paylarının dava tarihindeki rayiç değerleri üzerinden yargı harçlarının hesaplanarak tahsil edilmesi gerekmektedir. Mahkemece yargılama sırasında bu hususlar üzerinde durulmaksızın ve Harçlar Kanunu’nun 32. Maddesi dikkate alınmadan yargılamaya devamla karar verilmiş olması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin esasa yönelik istinaf talepleri incelenmeksizin, istinaf başvurularının usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde harç eksiği tamamlanıp, inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2018 tarih, 2016/504 esas, 2018/106 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine iadesine, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.