Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1111 E. 2023/989 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1111
KARAR NO: 2023/989
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2015/425 Esas, 2020/107 Karar
DAVANIN KONU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin feshi ile iş bedelinin iadesi talebine ilişkin olup; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkili şirketin, 1984 yılından bu yana faaliyet gösteren ve kağıt ürünleri konusunda sektörün en önde gelen kuruluşlarından olup, “Promosyon”, “Kırtasiye” ve “Ambalaj” olmak üzere üç ana sektörde faaliyetlerine devam ettiğini, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi uyarınca “yeni marka araştırması, logo tasarımı, marka hikayesi ve metin yazarlığı, kurumsal kimlik tasarımı/tüm matbuu evraklar, kuyum kutusu koleksiyonu/ürün tasarımları ve konsept oluşturmak, malzeme araştırmaları, arge süreçleri yönetimi, katalog çekimi, katalog tasarımı, online katalog, web sitesi ve fuar standı” işlerinin davalı şirket adına keşide edilen çeklerle 38.000,00 TL ödenmesi karşılığında yapılması hususlarında anlaşmaya varıldığını, anılan sözleşmeye istinaden; müvekkili şirket tarafından davalı şirket adına keşide edilen 10/01/2014 keşide tarihli 8.000,00 TL bedelli, 10/02/2014 keşide tarihli 10.000,00 TL meblağlı, 11/03/2014 keşide tarihli 10.000,00 TL meblağlı ve 11/04/2014 keşide tarihli 10.000,00 TL meblağlı çekler ile sözleşme bedeli olan 38.000,00 TL’nin davalı şirkete ödendiğini, müvekkili şirket tarafından, akdedilen sözleşme uyarınca, sözleşme bedelini davalı şirkete ödeyerek üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin sözleşme gereği kararlaştırılan işleri süresinde ve sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirmediğini ve sözleşme konusu işi müvekkili şirkete teslim etmemesine rağmen fatura düzenleyerek müvekkili şirkete gönderildiğini,her hangi bir hizmet teslimi olmaksızın davalı şirket tarafından fatura düzenlenmesi üzerine; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete Bakırköy … Noterliği’nden keşide edilen 02/10/2014 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile; ekinde anılan faturaların iade edilmesi üzerine, davalı şirket tarafından Bakirköy … Noterliği’nden davacıya gönderilen 14/10/2014 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereği üzerine düşen borcu ifa etmiş olmasına karşın, davalı şirket borcunu gereği gibi ifa etmediğinden TBK’nun amir hükümleri gereğince sözleşmeden dönme hakkını kullanma zarururetinin hasıl olduğunu ileri sürerek sözleşmeden dönmenin geriye etkili olması ve müvekkili şirketin daha önce kendi borcu olan 38.000,00 TL sözleşme bedelini davalı yana ödemiş olması sebebi ile dava dilekçesi ekinde yer alan banka hesap özetinden de açıkça anlaşılacağı üzere davalı şirket adına keşide edilen çeklerden; 8.000,00 TL’nin ödendiği tarih olan 10/01/2014’ten 10.000,00 TL’nin ödendiği tarih olan 10/02/2014′ ten, 10.000,00 TL’nin ödendiği tarih olan 11/03/2014’ten ve 10.000,00 TL’nin ödendiği tarih olan 11/04/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, tarafların 2013 yılı sonunda, 3 aylık sürede bitirilmesi konusunda mutabık kaldıkları bir reklam ve proje anlaşması imzaladıklarını, bu anlaşmanın gereği olan ve sözleşmede maddeler halinde yapılacak işleri gösteren bütün işlerin yapıldığını ve davacıya 2014 yılının ilk aylarında teslim edildiğini, davalının yapığı bütün işlerin, davacın internet sitesi olan “… ambalaj” da mevcut olduğunu, ayrıca bu internet sitesini de davalının yaptığını, davalı tarafından yapıldığına dair sitenin alt sağ köşesinde bilgi bulunduğunu, ayrıca davalının yaptığı ve bitirdiği projeleri yayımladığı “…” sitesinde davalıya yapılan web sitesi ve içeriğindeki tasarımların yer aldığını, ayrıca davalıya yapılan fuar standı tasarımı, davacı tarafına katıldığı fuarlarda kullandığını, ayrıca davalının tasarladığı katalog ve koleksiyon davacı tarafından kullanıldığını ve dijital halinin web sitesinde yer aldığını, kuyumculuk, pastane ve kırtasiye tasarımları da yapıldığını ve davacının web sayfasında ve katalogunda teşhire sunulduğunu, bu şekilde davalının bütün edimlerini süresi içerisinde ve tamamen yerine getirmiş olduğunu,taraflar arasındaki esas sorunun KDV alacağına ilişkin olduğunu, sözleşme bedelinin 45.000,00 TL + KDV olarak davalı tarafça belirtildiğini, ancak davacı tarafın bunun 38.000,00 TL + KDV olarak el yazısı ile çizerek kabul edildiğini, bu rakamı davalı tarafın da kabul ettiğini, ancak davacı tarafın, davalıya 38.000,00 TL muhtelif tarihli çeklerle ödeme yaptığını, KDV’yi ödemediğini, KDV alacağını talep eden davalıya olumsuz cevap verildiğini, neden olarak da 38.000,00 TL’ye KDV dâhil olduğunun davacı tarafça iddia edildiğini, oysa 38.000,00 TL + KDV olduğunun sözleşmede yazılı olduğunu, davacı tarafın bu duruma kızarak sözleşmenin feshi ve verilen bedelin iadesini dava ettiğini, gerçekte ise sözleşmenin feshini gerektirecek bir durum bulunmadığını, ekte sunulan CD’de davalının yaptığı işlerin bulunduğunu, ayrıca davacının web sitesi incelendiğinde bu site dâhil olmak üzere içindeki bütün tasarımların davalı tarafça yapıldığının anlaşılacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosyada alınan 1.bilirkişi heyet raporunda, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmede belirtilen işlerin davalı yüklenici tarafından tam ve eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği hususunda sözleşmede belirtilen 13 adet iş kalemleri bilirkişi heyetince irdelendiği, bilirkişi heyetinin davalı yüklenicinin sözleşmede belirtilen kutu tasarım işini yapmadığını, bunun da bedelinin 2.000,00 TL olduğunu, davalının sözleşmedeki diğer işleri yaptığını açıkladığı, rapora itiraz üzerine dosyada 2.bilirkişi heyetinden rapor alındığı, bilirkişi heyeti davalı yüklenicinin sözleşme gereği yapmadığı işlerin toplam bedelinin 22.315,50 TL olduğunu bildirdiği,dolayısıyla raporlar arasında çelişki bulunduğundan dosya çelişkinin giderilmesi için 3.kez seçilen yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti taraflar arasında sözleşmede belirtilen işlerin davalı yüklenici tarafından yapıldığı, ancak sözleşmede belirtilen kuyum ve pastane kutu işinin eksik yapıldığı, bu nedenle davacının davalıdan talep edebileceği iş bedelinin 2.500,00 TL olduğu, davalının sorumlu olduğu diğer işleri zamanında ve eksiksiz yaptığının tespit edildiği, bu bilirkişi heyeti raporunun denetime ve hükme elverişli bulunduğundan mahkemece hükme esas alındığı gerekçesiyle davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının kısmen kabulü ile, 2.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi vermeyen, dolayısı ile delillerini de bildirmeyen davalı yanın sonradan delil sunmasına ve sunmuş olduğu delillerin bilirkişi raporlarında değerlendirmeye tabi tutulmasına muvafakatleri bulunmamasına karşın; yerel mahkemece bu hukuka aykırı belgeler ışığında inceleme yapılmasına izin verildiğini ve bu doğrultuda düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, dosya kapsamında tanıklarının dinletilmesine karşın; hüküm gerekçesinde dahi tanık beyanlarına yer verilmediğini, dosya kapsamında birden fazla rapor alındığını, aslında mübayenet giderilmesi için oluşturulan son bilirkişi raporunun daha çok mübayenet oluşturmasına karşın; itirazları doğrultusunda ek rapor dahi aldırılmaksızın, dosyanın karara çıktığını ve son bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, davalının müvekkili şirkete, daha önceki bilirkişi raporunda da hiçbir şekilde tespit edilemediği, yapılmış olan marka çalışmasının önerilmediği dolayısıyla müvekkili açısından sözleşmeden beklenilen amaca davalı şirketçe hizmet edilmediğini, davalı şirket tarafından sözleşmeye uyulmayarak yalnızca zaten hali hazırda bulunan ve tanınır mahiyetteki “…” markasının yazı karakterini ve marka olamayacak nitelikte ingilizce cins isimleri bir araya getirip birleştirip yazı karakterini değiştirerek kullanılması ticari mahiyette mümkün olmayan bir bütün haline getirmeye çalışılmış olmasına rağmen bunun müvekkili şirketçe kabul edilebilir mahiyette olmadığını, en başından itibaren tarafımızca “bazı işlerin yapılmadığı, bazı işlerin ise hiç bir ticari teamüle uymayacak şekilde eksik, hatalı veya kötü yapıldığı” ifade edilmekte olup; bilirkişilerin “sözleşmedeki “Yeni Marka Araştırması, Kurumsal Kimlik Tasarımı, Tüm Matbu Evraklar” kalemi için herhangi bir çalışma yapılmadığı” tespiti iddiamızı destekler mahiyette olduğunu ancak yapılmamasının bilirkişiler tarafından davalı vekilinin dahi ileri sürmediği şekilde gerekçelendirilmesi ve bu doğrultuda “karşılıklı anlaşarak ‘Yeni Marka Araştırması’ ihtiyacının ortadan kalktığı kanaatine varıldığı” görüşünü de kabul etmenin mümkün olmadığını, bu sebeple, davalı şirketçe sözleşme kapsamına dahil edilmesi nedeni ile ücreti alınmasına rağmen bu işin yapılmadığı ortada olması hasebi ile ifa edilmediği ortadan olan iş nedeni ile davalı şirketçe müvekkili şirketten tahsil edilen bedelin müvekkili şirkete iadesi gerektiği açık olduğundan ilgili görüşlere katılmalarının mümkün olmadığını, kesinlikle bilirkişilerin görüşünü kabul anlamına gelmemek kaydı ile; sözleşme gereği davalı şirkete 4 adet çek sözleşmenin imzalandığı an teslim edildiğini, aslında ödemelerin sözleşme anında yapıldığının kabulü gerektiğini, zira, davalıda bulunan çekleri, davalı yan sözleşmeden bir gün sonra dahi ödeme vasıtası olarak kullanmış olabileceğinin aşikar olduğunu, yerel mahkemece bir şüphe var ise davalı şirkete verilen …, …, … ve … seri no.lu çeklerin kimlere ödeme yapıldığı hususunda … Bankası’na müzekkere yazılabileceğini, davalı şirketin yükümlülüğünde bulunmasına rağmen herhangi bir marka çalışmasının taraflarına iletilmediğini, bilirkişi heyetinin diğer varsayımsal çıkarımlarını kabul etmemekle birlikte, somut uyuşmazlığın çözümü adına bilinmesi gereken şeyin tescile konu edilecek bir markanın davalı yanca yaratılmamış olmasının olduğunu, bununla birlikte de marka tescil işlemlerinin kim veya kimler tarafından yapıldığının müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme uyarınca davalı şirketçe marka tescil işleminin yapılacağı basiretli bir tacir olarak yüklenildiğinden herhangi bir önem taşımadığını, bu nedenle ilgili görüşlere katılmadıklarını, dava konusu ”kuyum kutusu koleksiyonu/ürün tasarımları ve konsept oluşturmak’ iş kalemine dair istinaf gerekçelerinde ise, davalı tarafından sonradan sunulan hiç bir bilgi, belgeyi kabul etmemekle birlikte, bu halde dahi, davalı şirketçe pastane ve kuyum kutusuna dair herhangi bir tasarım yapmadığının açık olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme uyarınca işinin uzmanı sıfatı olarak ticari ilişkiye girişilmiş olan davalı şirketten müvekkili şirketin beklediğinin kendisi adına özel mahiyette yalnızca müvekkili şirket ad ve hesabına çalışmış bir konsept olduğu dikkate alındığında, bilirkişi raporunda ifade edildiğinin aksine kırtasiye kutularının da herkes tarafından indirilebileceği gibi müvekkili şirket tarafından da indirilebilecek bir siteden indirildiğini, özellikli bir konsept yaratılmadığını, dolayısıyla davalı tarafından sözleşme uygun hareket edilmediği açık olduğundan ilgili görüşlere katılmalarının mümkün olmadığını, dava konusu ”malzeme araştırması ve arge süreçleri yönetimi” iş kalemlerine dair istinaf gerekçelerinde; internet ortamından bir takım ürünlerin alınması sureti ile arge ve malzeme araştırması yapılmış olarak kabul edilemeyeceğini, bilirkişi heyetine teslim edilen cd’lerin içinde bulunan görüntülerin müvekkili şirkete hiçbir biçimde teslim edilmediği gibi teslim edilmemesi nedeni ile de müvekkili şirketçe hiçbir katalogda kullanılmadığı açık olduğundan, ayrıca davalılar tarafından bilirkişilere yeni cd’ler sunarak ve sunulan cd’lere yeni görüntüler ekleyerek, -oluşturulma tarihi davanın açılmasından 3 yıl sonraya isabet gelen yeni belgeler ekleyerek- ibraz etmesi de göz önüne alınarak, bilirkişinin ilgili görüşlerine katılmalarının mümkün olmadığını, hukukumuzda delil yaratılmasının da yasak olduğunu, dava konusu ”’fuar standı” iş kalemine dair istinaf gerekçelerinde;davalı tarafından taahhüt edilen işler istenilen şekilde ya da hiç yapılmayarak, fuara yetiştirilmemediğinden bu işe başka bir firmaya verilmek zorunda kalındığını, dosyada bulunan diğer görsellerde herhangi bir özel tasarımın yerine getirilmediğini, davalı şirketçe çekilen mevcut çekilen katalog görsellerinin kullanılmış olduğunu, kaldı ki logo olarak dahi davalı şirket tarafından kendilerince üretildiği iddia edilen logonun değil müvekkili şirketin bünyesinden ayrıldığı … A.Ş. firmasının logosunu kullandığı ayrıca bilirkişiler tarafından ifanın usulüne uygun olarak yapıldığı iddia ediliyorsa da sözleşmede fuar stand tasarımı ibaresinin geçiyor olduğu dikkate alındığında standın içerisinde duvara asmak için davalı şirketçe 3 adet dijital çıktının verilmesinin usulüne uygun mahiyette bir ifa olmadığı dikkate alındığında ilgili görüşlere katılmadıklarını, dava konusu ”web sitesi ve online katalog” olarak belirtilen 2 adet iş kalemine dair istinaf gerekçelerinde; davalı şirketin “www…com” sitesinin sadece domain hakkını adına almış olması nedeni ile müvekkili.. şirket adına kurulmuş olan ve müvekkili şirketin kontrolünde olmayan bir internet sitesinin kullanım hakkını müvekkili şirkete verilmemiş olması halinin borçlunun temerrüdü manasında olduğunu ve bu temerrüt dolayısıyla davalı şirketten bu minvalde müvekkili şirketten herhangi bir talepte bulunamayacağını ayrıca, davalı şirket tarafından ilgili sitenin şifresinin müvekkili şirkete teslim edilmemiş olması nedeniyle anılan sitenin müvekkili şirketçe kullanılamıyor olduğundan mecburen başka bir site yaptırılmak zorunda kalındığını, dolayısıyla sözleşme kapsamında davalı şirket tarafından anılan internet sitesinin müvekkili şirkete teslimi şeklinde bir ifa gerçekleşmemiş olduğundan davalı şirketin bu konuda haklılık ve alacak hakkı bulunmuyor olması nedeni ile ilgili görüşlere katılmadıklarını, dava konusu “katalog çekimi ve katalog tasarımı” olarak belirtilen 2 adet iş kalemine dair istinaf gerekçelerinde; bilirkişi raporundaki matbaa basımı haricindeki tüm bu işlemlerinin akdedilen sözleşme gereği davalı şirketçe yapılmasının beklenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin fotoğraf çekimi veya koyu olarak fotoğraflarının renklerinin açılması veyahutta fotoğrafları kullanılır hale getirmek gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, bu işlemlerin tamamıyla ilgili dönemde düzenlenecek fuara tüm bu donelerin yetiştirilmesi için yapılmak zorunda kalındığını, dolayısıyla davalı şirketin kusurunun müvekkili şirkete atfedilmesinin mümkün olmadığından ilgili görüşlere katılmadıklarını, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki “yapılmayan işlerden dolayı ücret tespiti başlığına dair istinaf gerekçelerinde;bilirkişi raporunda “ücret tespiti ile alakalı 10/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda iki kutunun tasarımı için tespit edilen 2.000,00 TL fiyatına katıldıklarını, davalının ödeyeceği ücretin güncel haliyle 2.500,00TL olabileceği” görüşlerine yer verilmiş ise de, taraflar arasında yapılan sözleşme kapsamında 50 sayfalık bir katalog planlandığını, bu tür bir kataloğun en az 25 adet yeni model kutusu beklentisi getirdiği dikkate alındığında 25 adet yeni model kutusu tasarımının bedelinin 2.500,00 TL’nin çok üzerinde bir bedele tekabül ettiği dikkate alındığında ilgili bedele itiraz ettiklerini, gerçek mahiyetteki eksik iş bedelinin tekrardan araştırılması gerektiğini, faiz başlangıcına dair istinaf gerekçelerinde ise; taraflarınca, alacakların temerrüt tarihlerinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkili şirkete ödenmesi talep edilmesine karşın, yerel mahkemece ‘dava tarihinden itibaren faiz’ ödenmesine karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira dava dilekçesinde dava öncesinde ihtarname keşide edildiği gözetildiğinde, en kötü ihtimal ile davalının temerrüde düştüğü tarihin esas alınması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.Yanlar arasında davalı yüklenici yanca davacı iş sahibi adına yeni marka araştırması, logo tasarımı, marka hikayesi ve metin yazarlığı, kurumsal kimlik tasarımı/tüm matbuu evraklar, kuyum kutusu koleksiyonu/ürün tasarımları ve konsept oluşturmak, malzeme araştırmaları, arge süreçleri yönetimi, katalog çekimi, katalog tasarımı, online katalog, web sitesi ve fuar standı işlerinin 38.000,00 TL bedeli le yapılması konusunda anlaşma yapıldığı tarafların kabulündedir.Eldeki davada uyuşmazlık teslim edilen ürünlerin eksik ve ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan reklamcı …, reklamcılık ve halkla ilişkiler bilirkişisi … , pazarlama ve reklamcı bilirkişi …, grafiker reklamcı … ve endüstriyel tasarımcı … tarafından hazırlanan 20/12/2019 tarihli bilirkişi kurul raporunda; ‘’Logo Tasarımı” kalemi için Logo tasarımının davacının iddia ettiği gibi ’yeni bir marka oluşturulmadığı için yeni bir logo tasarımı yapılmamıştır ’ ifadesiyle alakalı olmadığı, dosyada bulunan CD’ler ve diğer deliller üzerinde yapılan incelemede, ürün kutuları ve katalogdaki ürün kutuları üzerindeki logolarda “…” logosunun görüldüğü, bu logonun …’nın her zaman kullandığı logosundan farklı olduğu, ürün kutuları için davalı tarafından yeni bir logo çalışması yapıldığı ve bu çalışmanın sözleşmede belirtilen tarihler arasında tamamlandığı, Yeni Marka Araştırması, Kurumsal Kimlik Tasarımı, Tüm Matbu Evraklar,” kalemi için, 3 aylık tasarım süreci içinde davacının yeni marka araştırmasının yapılmadığına ilişkin bir itirazının olmadığı, ürünün … ismiyle basılmasını istediği, Web sitesinin www…..com olarak alınması ve hazırlanmasına müsaade ettiği ve çalışma devam ederken hazırlanan ve 4 aya yayılan ödeme takvimindeki ödemelerin yapıldığı, davacının bu süreçte ” …” markasını kullandığı ve kullanmaya devam ettiği, bu hususta davalının çalışmayı yapmayışının davalıdan kaynaklanan bir sorun olmadığı ve karşılıklı anlaşılarak “Yeni Marka Araştırması” ihtiyacının ortadan kalktığı kanaatine varıldığı, “Marka Tescili” kalemi için yapılan incelemede, yeni bir marka tesciline rastlanmadığı, yeni marka ihtiyacı kalmadığı, davalının marka tescilini yapmaya yetkili olmadığı, davacıya marka tescili için vereceği dokümanların başvurusu yapılacak markanın logo, amblem, yazı karakteri, etiketi veya ambalaj örneği olabileceği, marka tescilinin markanın sahibi olan davalı tarafından Marka & Patent firmalarına adi vekalet vererek yaptırabileceği, bundan dolayı davalının marka tescili yaptırmak gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, “Marka Hikayesi ve Metin Yazarlığı” kalemi için yapılan incelemede davacı tarafından verilen 21/03/2016 tarihli dilekçede de ‘”2014 yılı için müvekkil şirkete hazırlanan ” …” kuyum katalogunun “Hakkımızda” kısmı koleksiyonda bahsedilen başlangıç sayfaları davalı şirket tarafından hazırlanmıştır. ” şeklinde belirtildiği gibi, marka hikayesi ve metin yazarlığı işinin basılan katalogun ” Hakkımızda” sayfasında yer aldığı ve davalı tarafından metin yazarlığı ve marka hikayesi işinin sözleşme tarihinde yapıldığının tespit edildiği, “Kuyum Kutusu Koleksiyonu/Ürün Tasarımları ve Konsept Oluşturmak” kalemi için yapılan incelemede, dosyada CD içerisinde vektörler ve görseller bulunduğu, bu vektörler ve görsellerden kutu haline getirilmiş çalışmaların tasarım veya numunesinin olmadığı, davalı yanca verilen 26/01/2019 dilekçede ‘ ’kuyumculuk, pastane, ve kırtasiye tasarımları da yapılmış ve davacının web sayfasında ve kataloğunda teşhire sunulmuştur.” ifadesinin yer aldığı, katalogta veya web sitesindeki kuyumculuk, pastane, ve kırtasiye kutusu tasarımların hangisinin davalı tarafından yapıldığının tespit edilemediği, sadece 10/11/2017 tarihli 2. bilirkişi kurul raporunda 3 adet görselin kutu şekline getirilmiş halinin paylaşıldığı ve “…bu kutuların kırtasiye kutusu olduğu, kutuların davacı tarafça basılarak arkalarına ürün barkodları yapıştırılarak satıldığı ve davacı tarafça kullanıldığı anlaşıldığından sözleşmede belirtilen “Kırtasiye” kutu tasarımı iş kaleminin davalı tarafça ifa edildiği ancak pastane ve kuyum kutusuna dair herhangi bir tasarımın var olmadığı tespit edilmiştir.” ifadesi karşısında kırtasiye kutusunun yapıldığı ancak kuyumculuk ve pastane kutusu tasanmıyla ilgili bir numune veya tasanm işinin yapılmadığı, dosya içinde bulunan CD’lerin incelenmesinde, sözleşmede kararlaştırılan iş kalemlerinden “Malzeme Araştırması ve Arge Süreçleri Yönetimi” iş kaleminin davalı tarafından yerine getirildiğinin belirlendiği, fuar stand yapımının projelendirilmesi ve teknik çizimlerinin mimarlık firmaları veya fuarcılık firmaları tarafından yapılacağı, fuar standı hazırlayan reklam ajanslarının genel itibariyle hazırlanan bu standların duvarlarında ve stand alanından kullanılacak görsellerin veya afişlerin tasarımlarını hazırlamakla yükümlü oldukları, davacı yanca ibraz edilen 21/03/2016 tarihli dilekçedeki “Fuar Standı” başlığında ” …davalı şirket tarafından herhangi bir fuar standı hazırlanmamıştır. Müvekkili şirket 3 yıldır sektöre ilişkin fuarlara katılmakta olup, fuar standı … tarafından hazırlanmaktadır.” ifadesiyle fuar standının hazırlanma işinin fuarcılık firması tarafından yapıldığını ifade ettiği, kaldı ki bu işle ilgili olarak 26/03/2014 tarihli 15.340,00 TL KDV dahil faturanın dosya kapsamında bulunduğu, davalının dosyaya sunduğu dijital belgelerden “…” isimli klasörün içindeki stand posterleri klasörünün içinde 4 adet 11/03/2014 değiştirilme tarihli PSD dosyası yer aldığı, dosya açıldığında aşağıda ekran görüntülerinin yer aldığı fuarda standta kullanılmak üzere yapılan çözünürlüğü yüksek çalışmalar bulunduğu, bu nedenle davalının fuar standının teknik çizimleriyle alakalı herhangi bir sorumluluğunun olmadığı, gerekli olan çalışmaların davalı yanca yapıldığı,“Web Sitesi ve Online Katalog” kalemi için yapılan incelemede www…com sitesinin kapalı olduğunun görüldüğü, web sitesinin; 15/05/2018 tarihli 3. bilirkişi raporunda ”Davacı ve Davalı tarafından verilen web sitesi adresi kontrol edilmiştir ve Türkçe, www…com adı altında bir web sitesi hazırlandığı ve yayınlandığı tespit edilmiştir. ” ifadesiyle 15/05/2018 tarihi itibariyle sitenin açık olduğu ve web sitesinin yapıldığı, 10/11/2017 tarihli 2. bilirkişi raporunda ” davalının yaptığı web sitesine ait veritabanı (…) incelendiğinde, sitedeki sayfaların ve sitenin 17- 18 Mart 2014 tarihinde sözleşme süresi içinde yapıldığı teknik olarak tespit edildiği” nin ifade edildiği, ayrıca davalının 21/03/2016 tarihli dilekçesinde “Web Sitesi” başlığında ” davalı şirket tarafından www…com isimli web sitesi hazırlanmış ise de” ifadesiyle web sitesinin hazırlandığını beyan ettiği, CD’lerde web sitesiyle ilgili görsellerin olduğu , web sitesinin İngilizcesinin yapılmamış olmasının sözleşmede bununla ilgili bir madde veya açıklama olmaması nedeniyle sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceği, www…com web sitesi kapalı olduğu için sözleşmede belirtilen Online Katalog işinin yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği,ancak daha önceki bilirkişi raporlarındaki tespitler ve dosyadaki CD’ler üzerinden yapılan incelemede, 10/11/2017 tarihli 2. bilirkişi raporunda hítpi/…com/ sitesinde ana sayfasında footer (alt) bölümünde “Online Katalog” butonu olduğu ve bu butona tıklandığında kataloğun online olarak açıldığı tespit edildiğinden online katalog işinin davalı tarafça yapıldığı” ifade edildiği, ekran görüntüsünün paylaşıldığı, 15/05/2018 tarihli 3. bilirkişi raporunda ’ davacı ve davalı tarafından verilen web adresleri kontrol edilmiş olup; Online Katalog adı altında bir PDF dosyasının yüklendiği görüdü, web sitesine yüklenen kataloğun sonundaki basım tarihinin 15/03/2013 olduğu ve teknomat matbaacılık yazısı olduğu, fakat kataloglardaki tarihin 20/03/2014 olduğu” nun belirtildiği, bu tarihlerin ve Kosgeb logosunun konulmasının Kosgeb’in firmalara yönelik matbu işlerle ilgili desteğini almak için olduğu, bunun için arka sayfasında basım tarihi ve tedarikçi işletmenin adının bulunması gerektiği, bu görüşler çerçevesinde online katalogla alakalı yapılan incelemede, kataloğun davacı tarafından hazırlanıp baskı çizgileri silinmeden davalıya teslim edildiği ve web sitesinin şifrelerinin güncelleme ve diğer değişikliklerin yapılması için davalıda olduğundan davalı tarafından web sitesine yüklendiği kanaatine varıldığı, reklam ve matbaa sektöründe bir katalog ortaya çıkarken öncelikli olarak kataloğun tasarımının kataloğun içeriğine göre kapak sayfaları, başlangıçtaki sabit sayfaların tasarımı ve karşılıklı 2. sayfa veya daha fazlası şablon sayfa olarak grafiker tarafından hazırlanacağı, şablon olarak hazırlanan bu sayfaların uygulamacı grafikere verileceği, uygulamacı grafıkerin çekilen fotoğrafların önce ışık ve renk ayarlamalarını, baskıya uygun şekilde ölçülerinin ayarlanmasını ve diğer rötuşlan yapar bu işlemlerden sonra elden geçirilen bu fotoğrafların uygulamacı grafiker tarafından kataloğun sayfa sayısına göre çoğaltılan şablon sayfaların hazırlanarak baskı aşamasına getirileceği, baskı aşamasına getirilen katalogun matbaaya gönderileceği, matbaadaki grafıker tarafından ctp kalıplan veya film alınmadan önce renk değerleri ve ölçülerin tekrar kontrol edileceği, kontrollerde fotoğraflarda sorun varsa firmadaki uygulamacı grafıkere haber verilip fotoğrafların değiştirilmesi veya düzeltilmesinin isteneceği, bu aşamadan sonra matbaa tarafından film kalıpları alınan kataloğun sayfalarının baskıya alınacağı, ilk etapta baskı makinasmdan kontrol amaçlı 50- 100 adet baskı yapılacağı, bu baskılarda renk ayarları grafıker tarafından baskı makinasındaki ekrana da yollanan tasarımlarla karşılaştırılacağı, renklerin ayarlanacağı, kontrol edileceği, bu aşamada fotoğraflarda sorun varsa matbaa ustası tarafından baskının durdurulup matbaa sorumlusuna iletileceği, matbaa sorumlusunun matbaanın grafıkerine gerekirse uygulamacı grafıkere durumu iletip fotoğrafların tekrar kontrol edilmesini isteyeceği, fotoğrafların düzeltilip veya değiştirilip o sayfalar için tekrar Ctp kalıbı alınıp baskıya tekrar başlanacağı, bu aşamaya kadar 3 kişinin kontrolünden geçen kataloğun baskısında yaşanacak problemlerin uygulamacı grafıker ve matbaadaki sorumlulardan kaynaklanacağı, ayrıca dosyadaki 10/11/2017 tarihli 2. bilirkişi raporunda koyu çekilen fotoğrafların photoshop programı vasıtasıyla renginin açılarak düzeltilebildiği ve ürünün net olarak ortaya çıktığı, bu tip grafik programlarıyla tasarım yapılabildiği gibi fotoğraflar üzerinde düzeltmelerin yapılması içinde kullanıldığı, dosyadaki uyuşmazlığın da, “Katalog Çekimi ve Katalog Tasarımı” kalemi için dosya ve CD’ lerde yapılan incelemede ürün fotoğraf çekimlerinin davacı tarafından yapıldığı, bazı fotoğrafların görüntülerinin koyu çıktığı, koyu çekilen fotoğrafların katalog baskısında da diğer fotoğraflara nazaran koyu çıktığı, katalog tasarımıyla alakalı yapılan incelemede CD içerisinde ‘’iç sayfalar ” isimli klasörün içinde 128 sayfalık katalogun ilk 16 sayfasıyla beraber kapak ve yan kağıdının tasarımlarının ve karşılıklı 2 sayfadan oluşan örnek sayfa tasarımının süresinde yapıldığının tespit edildiği, kataloğun tamamının uygulaması ise davacının 21/03/2016 tarihli dava dilekçesinde; “davalı şirket söz konusu katalog için sadece kapak çalışması, sağ sol sayfa örnek çalışması ve fotoğrafların ham hallerini müvekkili şirkete sunmuştur. Sayfalara ürün yerleştirilmesi, teks yazıların yazılması, stil life çekimlerinin fotoshop ile renk ayarlarının yapılması gibi işlemler müvekkil şirket bünyesinde grafiker olarak görev yapan ve bu hususta dinletmek istediğimiz … tarafından gerçekleştirilmiştir.’’ ifadeleriyle katalogun örnek sayfaları baz alınarak davacı tarafından hazırlandığının anlaşıldığı, bundan dolayı kataloglarda ham olarak verilen fotoğraflann koyu çıkmasının kataloğun davacının grafik tasarım işlerini yapan uygulamacı grafikerle renk ayarlannı yapmayan ve matbaada baskı aşamasında davacıyı uyarmayan matbaaya ait olduğu, katalogdaki fotoğraflann koyu çıkmasının davalının sorumluluğunda olmadığı kataloğun örnek tasanmının davalı tarafından yapıldığı, kataloğun uygulamasının davacı tarafından yapıldığı ve davalının sorumluluğunda olmadığı, davalının katalog tasanmı ve fotoğraf çekimiyle alakalı yapması gerekenleri eksiksiz ve süresinde yaptığı, bu itibarla – davalının sözleşme ile yapımını üstlendiği işlerden sadece “Kuyum Kutusu Koleksiyonu/Ürün Tasanmları ve Konsept Oluşturmak” iş kalemlerinden kuyum ve pastane kutusu işini eksik yaptığı, diğer işleri süresinde ve eksiksiz yaptığı, bu nedenle davalının iki kutunun tasarımını eksik yapması nedeniyle davacının davalıdan 2.500,00 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir.Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olayda, mahkemece denetime elverişli 20/12/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle davalı yüklenicinin yanlar arasında akdedilen ve ihtilaf konusu olmayan sözleşme uyarınca “yeni marka araştırması, logo tasarımı, marka hikayesi ve metin yazarlığı, kurumsal kimlik tasarımı/tüm matbuu evraklar, kuyum kutusu koleksiyonu/ürün tasarımları ve konsept oluşturmak, malzeme araştırmaları, arge süreçleri yönetimi, katalog çekimi, katalog tasarımı, online katalog, web sitesi ve fuar standı” iş kalemlerinden sadece kuyum ve pastane kutusu işini eksik yaptığı, diğer işleri süresinde ve eksiksiz yaptığı, davalının iki kutunun tasarımını eksik yapması nedeniyle davacının davalıdan 2.500,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun olmuştur.Sözleşmeden doğan davalarda bir alacağa temerrüt faizi yürütülebilmesi için TBK’nın 117.maddesine göre, alacağın kararlaştırılan kesin vadede ödenmemiş ya da alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmüş olması gerekmektedir. Her ne kadar, davacı tarafça, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, hükmedilen 2.500,00 TL’ye temerrüt tarihi olan ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğinden bahisle istinaf talebinde bulunulmuş ise de; davacı yanca davalıya gönderilen 02/10/2014 ihtarnamenin davalıyı temerrüde düşürecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöndeki itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2020 tarih ve 2015/425 Esas, 2020/107 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 215,45‬ TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.