Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1109
KARAR NO: 2023/1019
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2020
NUMARASI: 2018/1153 Esas, 2020/143 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 03/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan eksik ifa nedeniyle tazminat ve cezai şart talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur.Davacı vekili, iş sahibi müvekkilleri ile yüklenici davalı arasında 08/05/2018 tarihli “Yüklenici Sözleşmesi” akdedildiğini, müvekkilinin yaptığı … … Mahallesi … ada … parselde yapılan … Projesindeki 1-2. Etap Çelik Kapı İmalat ve Montaj İşlerinin malzeme artı işçilik olarak yapılması işini üstlenen davalının sözleşmenin 9/1. maddesine göre sözleşmenin imzalanmasından itibaren 30/10/2018 tarihine kadar tamamlaması gerektiğini, iş sahibinin konutları bu tarihte alıcılara teslim edeceğini, 1. Etabın iş bitirme tarihi 30/07/2018, 2. Etabın iş bitirme tarihi 30/10/2018 tarihi olup birinci etap bitirilip ikinci etaba 30/07/2018 tarihinde başlaması gerekirken hiç başlamadığını, davalının 2. etaba ilişkin edimlerini ifa etmemesi nedeniyle müvekkilinin Beyoğlu … Noterliği’nin 17/10/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarını göndererek derhal imalata başlanması ve sözleşmedeki edimlerin eksiksiz ifa edilmesini, fiyat farkı ödenmeyeceğini, aksi halde sözleşmenin tek taraflı feshedileceği ve 2. etap işlerin 3. firmaya yaptırılacağı, tüm zararlardan sorumlu olacaklarını ihtar ettiklerini, davalının da Beyoğlu … Noterliği’nin 30/10/2018 … yevmiye nolu ihtarıyla imalat ve ölçü alınacak inşaat alanında inşaat çalışmalarının tamamlanmamasından dolayı ölçülerin belirlenemediğini, ödemelerin geç yapılması nedeniyle döviz kuru artışı sebepli edimler arasında denge bozulduğu ve sözleşmenin uyarlanması gerektiğini müvekkiline bildirdiğini, bunun üzerine 30/10/2018 tarihinde davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye nolu fesih ihtarı gönderilerek sözleşmenin 25. Maddesine göre tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiklerini ve sözleşmenin 18. Maddesine göre 10/10/2018 tarihinde başlayarak sözleşmenin feshedildiğini, 30/10/2018 tarihine kadar günlük 1.000,00 TL’den 21.000,00 TL ceza bedeli faturası kesildiğini, söz konusu faturanın 17.000,00 TL’lik kısmının teminat bedelinden mahsup edildiğini, bakiye 4.000,00 TL’nin ödenmesine ilişkin 30/10/2018 tarihli fatura ile işlerin üçüncü kişiye yaptırılacağının davalıya ihtar edildiğini, yapılan muhasebe kayıtlarından ise 30/10/2018 tarihi itibariyle halen davalının 13.290,67 TL tutarında teminatının kendilerinde bulunduğunu belirterek, davalının temerrütü sebebiyle haklı nedenle feshedilen sözleşmeden dolayı davalıdan şimdilik cezai şart bedeli için 4.000,00 TL, eksik ifası sebebiyle uğradığı maddi zarara karşılık şimdilik 4.000,00 TL’nin, sözleşmenin fesih tarihi olan 30/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmeye göre 2. etap imalatların 15/12/2018 tarihine kadar tamamlanması gerektiğini, bunun için de 12/10/2018 tarihi itibariyle imalatlar için ölçü kontrolünün başlanması hususunda davacı tarafından gönderilen 10/10/2018 tarihli e-posta sonrası kendilerinin aynı tarihli e-posta ile cevap verdiklerini, sözleşmedeki ödemeler maddesinin davacı şirket tarafından ihlal edildiğini, 201.659,57 TL alacaklarının tamamının 3 iş günü içinde ödenmesini aksi takdirde yeni imalata başlanmayacağını bildirdiklerini, ayrıca 10/10/2018 tarihi itibariyle davacı şirket şantiyesinin henüz ölçü almaya da müsait olmadığını, bu nedenle de imalatlara başlayamadıklarını, 05/10/2018 tarihli sözleşmenin 12.maddesine göre “kapı ölçüleri uygulama yerinde alınarak, ölçüye göre üretim yapılacaktır.” maddesinin bulunduğunu, yine eki şartnamede de bu şekilde bir düzenleme olduğunu, projede belirtilen ölçülere göre imalat yapmanın sıkıntılı olacağını, davacı şirketin müvekkilinin edimini ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlıkları yapmadığını, davacı şirketin temerrüdü olduğunu, sözleşmenin fesih tarihi itibariyle temerrüte düşmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 12/02/2020 tarihli karar ile, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca 30/10/2018 tarihinde tüm işlerin davalı yüklenici tarafından tamamlanması gerektiği, yapılan işlerin peyder pey teslim edileceğine dair belirli bir vade söz konusu olmadığı, davacıların sözleşmeyi süresinden evvel feshederek sözleşme süresi dolmaksızın cezai şart talebinde bulunulduğu, vadeden evvel davacılar tarafından sözleşme feshedildiğinden ve ayrıca cezai şart sözleşmenin 18/1. maddesine göre vade geçtikten sonra işin gecikmesine bağlı olarak ifaya ekli cezai şart türünde kararlaştırıldığından bu kaleme ilişkin isteğin reddi gerektiği, davalı tarafın inşaat alanına ilişkin fotoğraflar göstererek davaya konu kapı imalatları ile ilgili ölçü işlemlerinin inşaatın hazır olmaması nedeniyle gerçekleştirilemediğinin savunulduğu, sözleşmenin ekindeki şartnamenin 1.13 maddesinde kapı imalatına ilişkin olarak belirli ve tereddüt oluşturmayacak şekilde ölçüler kararlaştırıldığı, inşaatın bitiminden sonra ölçülerin alınacağına ilişkin herhangi bir sözleşme hükmünün mevcut olmadığı, davalının edimini ifa etmesinde herhangi bir engel bulunmadığı, birinci etabın inşaattan sonra davalı tarafından ölçüleri alınarak yapıldığı savunulmuş ise de, asıl olan sözleşmeye bağlılık olup davacıların ikinci etap için inşaatın bitimine müteakiben ölçülerin alınacağı yönünde yazılı bir beyanı ya da tevilli ikrarı iddia ve ispat edilemediği, davalı yanın sözleşmenin feshine kendi kusuru ile sebebiyet verdiği, dolayısıyla davacıların müspet zararından sorumlu olduğu, davada sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle eksik kalan kısımların 3. şahıs firmaya daha yüksek maliyetle yaptırılmış olmasına bağlı olarak aradaki fark zararının istendiği, taraflar arasındaki sözleşmede, sözleşmenin ihlalinde zararın ne şekilde kararlaştırılacağına dair hüküm bulunmadığı, 3. şahsa yaptırılan kapı imalat bedellerinin orta seviye piyasa rayiç bedellerine göre kadri maruf olduğu, fiyat farkı toplamı 25.200,00 TL + KDV bedel talebinin makul olduğu teknik bilirkişi mütaalası ile tespit edilmiş olup, davalı tarafından keşide edilen 01/11/2018 günlü cevabi ihtarnamenin 2. bendindeki beyanı uyarınca ikinci etap için sözleşmedeki ölçülere göre ifaya başlanmayacağını kesin ölçü için inşaatın tamamlanması gerektiğinin de bildirildiği, TBK’nın 124. maddesinin 1. bendi gereğince sözleşmenin feshi ve müspet zararın tazminine ilişkin seçimlik hakkın kullanılabilmesi için ayrıca mehil verilmesine gerek bulunmadığı, davalının cevabi ihtarnamesinden davalıya verilecek sürenin ve ihtarın sonuçsuz kalacağının belirgin olduğu, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, davacının müspet zarar talebinde haklı olduğu, fiyat farkının piyasa rayiçlerine uygun olduğu, cezai şart isteminin ise sözleşmenin süresinden evvel feshedilmesi nedeniyle yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile müsbet zarar kalemlerinden olan fiyat farkı alacağı KDV dahil 29.736,00 TL’nin temerrüt tarihi 01/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, cezai şart isteminin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince müvekkili tarafından üstlenilen işin gecikmesine davacı şirketin kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, mahkemenin sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiğine ilişkin kabulunün hatalı olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme konusu ikinci etap kapı imalatı işini yerine getirebilmesi için öncelikle davacı şirketin inşaat alanında ölçü alım işlemini gerçekleştirmesine hazır hale getirmesi gerektiğini ayyıca davacı şirketin ödemeleri düzenli ve zamanında yapmadığını, davacı şirketten alacaklı olduklarını, kendi edimini ifa etmeyen davacı şirketin müvekkili şirketten edimini ifa etmesini beklemesinin söz konusu olamayacağını, mahkeme tarafından fiyat farkının piyasa rayiçlerine uygun olduğu belirtilerek hüküm kurulduğunu, davacının temerrütünün söz konusu olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi davalı ise ise yüklenicidir. Taraflar arasında 08/05/2018 tarihli yüklenici sözleşmesi akdedilmiştir.Sözleşmenin 9.maddesinde, işin süresinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren başlayıp 30/10/2018 tarihinde bitirileceği hükme bağlanmıştır. Davacı iş sahibi, işin süresinde ifa edilmediğini belirterek, Beyoğlu … Noterliği’nin 17/10/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarını göndererek ikinci etap imalatlara başlanması ve süresinde bitirilmesi, aksi halde sözleşmenin feshedileceği ve üçüncü şahsa yaptırılacağı, tüm yasal ve cezai sorumluluğun davalıya ait olduğunu bildirmiştir.Davacı taraf bilahare Beyoğlu … Noterliği’nin 30/10/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin 25.maddesi uyarınca taraflar arasındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirmiştir. Davalı taraf ise, aynı tarihli Kadıköy …. Noterliğinin 30/10/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, davacı tarafça gönderilen ihtarnameyi kabul etmediklerini, ödemelerin geç yapıldığını, ölçü alınması işinin inşaat alanındaki çalışmaların tamamlanmaması nedeniyle yapılamadığını, fesih haksız olduğundan kabul etmediklerini davacıya bildirmiştir.Davacı 30/10/2018 tarihli 21.000,00 TL bedelli ceza faturasını davalıya göndermiş olup, davalı 01/11/2018 tarihli ihtar ile, faturayı kabul etmeyerek iade etmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, sözleşme bedelinin 434.200,00 TL + KDV olduğu, sözleşmede işin “değişmez birim fiyat” hesabına göre kararlaştırıldığı, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 30/10/2018 tarihine kadar işin tamamlanması gerektiği, süresinde ifa edilmemesi halinde her hangi bir ihtar ve ihbara gerek olmaksızın temerrüt nedeniyle sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı, 18.maddede, gecikme ve diğer cezaların düzenlendiği, gecikilen her gün için 1.000,00 TL gecikme cezası kararlaştırıldığı, teknik şartnamenin genel şartlar bölümünde sözleşmenin imzalanmasından itibaren 7 gün içinde yüklenicinin detaylı imalat çizimlerini işverene onaylatacağı düzenlemesinin bulunduğu, sözleşmenin 6 ve 7.maddeleri ile eki şartnamede, sözleşme bedellerinde her hangi bir fiyat farkı ödenmeyeceğinin açıkça düzenlendiği, davalının ölçü için inşaat alanının hazır olmadığından ölçü alamadığını iddia ettiği, proje üzerinden önceden belirlenmiş olan ölçülere göre imalata başlanmasında her hangi bir engel olmadığı, ayrıca davacının Beyoğlu … Noterliği’nin 17/10/2018 tarih, … yevmiye nolu ihtarından sonra derhal işe başlaması gerektiği halde işe başlamadığı, davacı şirketin eksiklikleri dava dışı … A.Ş.’ye yapıldığı ve yapılan işe istinaden davacı ticari defterlerinde 25/12/2018 tarihli hakediş bedeli açıklamalı 95.580,00 TL 25/01/2019 tarihli 137.706,00 TL tutarlı 2 adet toplam 233.286,00 TL’lik fatura kesildiği, bu faturaların karşılığı 150.000,00 TL ödemede bulunulduğu, davacı şirketin ticari defterlerinde dava tarihi itibariyle davalıdan 7.709,33 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin de dava tarihi itibariyle davacıdan 13.290,67 TL alacaklı olduğu, davacının davalıya 21.000,00 TL bedelli ceza faturası kestiği, teknik incelemede ise, ikinci etaptaki 63 adet kapı için işin gecikmesi ve üçüncü şirkete yaptırılması nedeniyle piyasa rayiçlerine göre oluşan fiyat farkının toplam 25.200,00 TL + KDV olduğu, davacının bu miktar kadar zarara uğradığı belirtilmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile, 4.000,00 TL cezai şart alacağını ve eksik ifa nedeniyle uğradığı zarara ilişkin KDV dahil 29.736,00 TL tazminat talep ettiğini belirtmiştir.Mahkemece, sözleşmenin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği, davalının süresinde ifa yükümlülüğünü yerine getirmediği, sözleşmenin süresinden önce feshedildiği, bu nedenle davacının cezai şart talebinde bulunamayacağı, davalının ifa yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle üçüncü şahsa yaptırılan 2. Etapa ilişkin 63 adet kapı nedeniyle üçüncü şahsın verdiği fiyat ve oluşan fiyat farkının piyasa rayiçlerine uygun olduğu, davacının oluşan fiyat farkı kadar zarara uğradığı kabul edilerek 2.etaptaki 63 adet kapı için oluşan fiyat farkı toplam bedeli 25.200,00 TL + KDV olmak üzere toplam 29.736,00 TL üzerinden davanın kabulüne, cezai şart talebinin ise reddine dair verdiği karar dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2020 tarih ve 2018/1153 Esas, 2020/143 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.031,26 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 507,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.523,46 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.