Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1073 E. 2023/956 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1073
KARAR NO: 2023/956
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2014/1333 Esas, 2019/1188 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin davasının kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 25/06/2014 tarihli “İstanbul Bayrampaşa, … Mahallesi. … pafta. … ada. … sayılı parselde bulunan … Projesi Yapısal ve Bitkisel Peyzaj İşlerinin müvekkili firma tarafından yapılmasının kararlaştırıldığını, işin başlangıç tarihi 01.05.2014 ve iş bitim tarihinin 30.07.2014 olduğunu, birim fiyat esaslı anlaşılan sözleşmede yaklaşık toplam keşif bedelinin KDV hariç 1.520.002,01 TL olduğunu, yer tesliminin akabinde 3 takvim günü içinde mobilizasyon işlemlerine başlanacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin mobilizasyon organizasyonunu tamamladığını ve yer teslimi sonrasında 13.05.2014 tarihi itibariyle SGK açılışının yapıldığını, imalatlara başlamak adına teknik ve saha ekiplerinin şantiye alanına sevk edildiğini, yine kullanılacak olan malzemelere ilişkin malzeme onaylarının birçoğu ile iş programının davalı tarafa yazı ile sunulduğunu, sözleşme gereği avans ve kesin teminat mektuplarının hazırlanıp 15.05.2014 tarihinde davalı tarafa teslim edildiğini, müvekkili firmanın taahhüdü altında bulunan işlere başlanabilmesi için tüm edimlerin eksiksiz olarak yerine getirdiğini, SGK işyeri açılışını müteakip sözleşmeye göre hafif dolgu yapılması ve bims duvar örülmesi imalatlarına başladığını, imalat alacağının tutanaklarla kabul edildiğini ancak ihtara rağmen ödenmediğini, 21.05.2014 tarihinde müvekkili firmanın Kavacık’da bulunan fidanlığında ve 02-04 Haziran 2014 tarihleri arasında İtalya’da bitki seçimi yapıldığını, ve bitki listesinin davalı tarafa iletildiğini, sözleşmesel tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesine rağmen 25.06.2014 tarihinde müvekkiline bir gerekçe bildirmeden sözleşmenin feshedildiğini sözlü olarak bildirerek yapılan masrafların ödeneceğinin beyan edildiğini, 01.07.2014 tarihinde başka bir peyzaj firmasının ekipmanları ve şantiye araçlarının müvekkili firmanın çalışılmakta olduğu şantiye sahasına yığılması suretiyle sözleşmenin ifasının yapılmasının fiilen imkansız hale getirilip engellendiğini, sözleşme gereği teslim edilmiş teminat mektuplarının müvekkili şirkete iade edildiğini, bu durumun müvekkilinin maddi ve manevi zararına ve ticari itibar kaybına yol açtığını belirterek, haksız fesih nedeni ile uğradıkları ve mahrum kaldıkları tüm zararlar için şimdilik 40.000,00 TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin merkezinin Başakşehir-İstanbul olması sebebiyle yetkili mahkemelerin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, … projesinin gerçekleştirildiği alandaki peyzaj işlerinin davacı tarafından yapılması konusunda ön mutabakata varılmış ise de peyzaj alanında kullanılan malzemelerin, bitkilerin, fidanların yaşı, boyu, gövde çevresi, menşei gibi bir takım seçimler tamamlanmadığı için sözleşmenin imza aşamasına gelemediğini, bu nedenle taraflar arasında sözleşme kurulmadığını, davacının kârını arttırmaya yönelik hileli davranışları nedeniyle işin yapılmasının geciktiğini ve fiyatın belirlenmesinin imkansız hale geldiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete gönderilen ihtarnamede 258.811,81 TL talepte bulunduğunu, gönderilen listede iş yapılmış gibi kalem ve masraflara yer verildiğini, 18/07/2014 tarihinde müvekkili şirket tarafından İstanbul 16. Sulh Hukuk mahkemesinin 2014/81 D.iş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda davacının yaptığı imalatın 178,49 m2 duvar yapımı ile 145,23 m3 ponza serimi olduğunun tespit edildiğini, bu işlerin karşılığı 29.384,52 TL’nin ödenmesine yönelik davacıya yaptıkları teklifin kabul edilmediğini belirterek, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 17/12/2019 tarihli karar ile, davacı şirket tarafından tanzim ve imza edilen, ancak davalı şirketçe imzalanmadığı anlaşılan ve 30.06.2014 tanzim tarihli dava konusu işe ait 1 no’lu hakediş raporunda toplam hak ediş miktarının 219.332,04 TL, %8 KDV 39.479,77 TL ,alt yükleniciye ödenecek net miktarın ise 258.811,81 TL olarak belirlendiği, taraflar arasındaki yazılı sözleşme taslağının imzalanmamış olmasının taraflar arasında eser sözleşmesinin kurulmadığı anlamına gelmediği, davacı tarafa davalı iş sahibi tarafından yer teslimi yapılması, SSK’ya başvurulması ve davacı yüklenici tarafından davalıya teminat mektupları verilmesi ve sonrasında bunların iade edilmesi, tarafların birlikte İtalya seyahati yapmaları, davacının 47 gün sonra sahaya yeni ve başka bir firma göndererek, davalı tarafın – sahayı terke zorlaması- olgularından, taraflar arasında yazılı olmayan bir eser sözleşmesinin kurulduğu, yaklaşık 1,5 aylık bir süre devam eden sözleşme ilişkisi süresinde davacı yüklenicinin edimlerini kısmen yerine getirdiği ve bir kısım harcamalarda bulunduğu, ancak davalıdan kaynaklanan nedenlerle sözleşme ilişkisinin fiilen son bulduğu anlaşılmakta olup, bu sonucun meydana gelmesinde ve sözleşme ilişkisinin sona ermesinde kusur, daha fazla davalı iş sahibinde olduğu anlaşıldığından davacı tarafın yaptığı masrafların tazminini isteyebileceği, ibraz edilen ve hükme esas alınan 2. Bilirkişi raporundaki teknik bilirkişi değerlendirmesi ile işin başlaması ve durması arasındaki 47 güne , ön çalışma için düşünülen 13 günün ilavesiyle toplam 60 gün sürenin makul süre olarak kabul edildiği, bu çerçevede teklif hazırlığı , idari-teknik yazışmalar ve ofis yönetim giderleri olarak 8.000.00 TL, resmi evrak giderleri olarak 940,90 TL, İtalya gezisi masrafları olarak 11.884,94 TL., şantiye giderleri olarak 33.620,11 TL, işçi giderleri olarak 25.775,00TL, iş makinası kira gideri olarak 13.500,00 TL, inşai malzeme giderleri olarak 19.490.00TL olmak üzere toplam 118.010,94 TL. (KDV Hariç ) bedelin davacının sözleşmeye güvenerek yaptığı masrafların ve uğradığı zararların tazminini davalıdan isteyebileceği, davacı tarafça taraflar arasındaki imalat tespit tutanağına göre yapılan işler ve malzeme bedeli olarak davacı tarafın 29.381,51 TL alacaklı olduğu, buna göre118.010,94 + 29.381,51 = 147.392,45 TL alacaklı olduğu ileri sürülmüş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda malzeme bedeli 29.381,51 TL inşai malzeme giderleri başlığı altında ise imalatta kullanılan ve sahada kalan malzemeler ayrı olarak belirtilerek yapılan maktuen hesaba dahil edildiği hususu ek bilirkişi raporu ile ortaya konulduğundan bu hususa itibar edilmeyerek davanın davacının ibraz ettiği 21.06.2019 tarihli ıslah dilekçesi olarak nitelendirdiği talebinin esasen belirsiz alacak davası olarak açılan davada değer artırım talebi olduğu ve temerrüt tarihi her ne kadar davacı tarafça fesih tarihi olan 30.06.2014 tarihi olarak talep edilmiş ise de temerrüt tarihinin dava tarihi olan 17.10.2014 tarihi olup 118.010,94 TL. (KDV Hariç ) bedelin 17.10.2014 tarihinden itibaren işleyen reoskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 118.010,94 TL (+KDV) alacağın dava tarihi olan 17/10/2014 tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, dava dışı … A.Ş ile … projesinde anahtar teslimi anlaştıklarını bu kapsamda peyzaja ilişkin altyapı ve peyzaj bitkilerinin yerleştirilmesi için açtıkları ihalede davacının verdiği tekliflerin makul görüldüğünü, İtalya’daki beğenilen fidanlar yerine yerli fidanlar teklif edildiğini, istenilen standartların temin edilmemiş olması nedeni ile işe başlanamadığını, sözlü görüşmelerin tamamlanamadığını, buna rağmen işin fazla gecikmemesi için altyapı iş ve işlemlerinin davacı tarafından yapılmasına müsade edildiğini, ancak davacının yaptığı iş ve işlemlerin güvenlerini sarstığını, yapılan işe karşılık tespit dosyasında belirlenen 29.384,52 TL’nin teklif edildiğini, davacının kabul etmediğini, mahkemenin belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kısmi alacak davası gibi ıslah ile arttırılamayacağını, 22/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişinin yetkisini aşarak tek taraflı kusur incelemesi yaptığını, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadığını, yetki itirazının reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, öncelikle yetki yönünden davanın usulden reddine, esasa ilişkin ise davacının ancak menfi zararını isteyebileceğini, müspet zararını talep edemeyeceğini, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın kaldırılması gerektiğini, mahkemenin dava dilekçesinde faiz talebinde bulunulmuş olmasına rağmen yasal faiz yerine reeskont faizine karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili katılma yolu ile sunduğu istinaf dilekçesiyle; davacının peyzaj işi yaptığını, yapılan sözleşmesinin 3. maddesinde; bitkilendirme, toprak sulama, çim, sert zemin işlerinin yapılacağının davalı tarafça imzalanmamış olmasına rağmen sözlü eser sözleşmesinin kurulduğunu, teklif verdiklerini, davalı tarafça kabul edildiğini, işe dair teminat mektubunun teslim alındığını, fiilen işe başlandığını, yetki itirazının yerinde olmadığını, sözleşme ifa yeri mahkemenin yetkili olduğunu, ıslaha karşı itirazlarında ise beyan dilekçesinin içeriğinin ara kararının yerine getirilmesi olduğunu, ıslah olmadığını, 04/07/2018 tarihli ara kararına istinaden 17/07/2018 tarihli beyan dilekçesi sunduklarını, dava dilekçesinde reeskont faizi talep ettiklerini, 17/10/2014 tarihli dava dilekçesinde sözleşmenin ifası için davacı tarafından yapılmış tüm masraflar-yoksun kalınan- teminat mektup masrafları- işçilik ve sigorta ile vergi giderleri-malzeme/nakliye/işçilik/teknik gezi/mobilizasyon/genel gider ve imalat bedellerini talep ettiklerini, bilirkişi raporunda sadece 118.010,94 TL alacaklı olduklarının tespit edildiğini, taraflar arasında imzalı imalat alacağı tutanağı bulunduğunu, bunların değerlendirilmediğini, davanın kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek 29.381,51 TL tespit tutarındaki yapılan işler bedeline de hükmedilmesini ıslah talebine göre 147.392,45 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen sözlü eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında sözlü olarak peyzaj işleri yapım sözleşmesi akdedilmiştir.Davacı taraf sözleşme ilişkisinin kurulduğunu, sözleşmenin ifası için gerekli tüm hazırlıkların yapıldığını, iş sahasına fiilen girildiğini, avans ve teminat mektuplarının davalıya teslim edildiğini, işe devam edilirken davalı tarafın sözlü olarak 25/06/2014 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini ve iş sahasına üçüncü bir firmanın iş ve ekipmanlarının girdiğini, sözleşmenin ifasının imkansız hale davalı tarafından getirildiğini beyan ederek, yaptığı tüm masraflar ile imalat bedelleri ve yoksun kaldığı her türlü zararının fesih tarihinden itibaren işlemiş reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; davalı ise taraflar arasında yapılacak peyzaj işine ilişkin davacı tarafından verilen teklifin kabul gördüğünü, ancak davacının taahhüd ettiği peyzaj işine ilişkin imalatlarda değişiklik yaptığını, bitki türünü değiştirdiğini, yaptığı iş ve eylemler nedeni ile güvenlerinin sarsıldığını, işin fazla gecikmemesi için bir kısım altyapı işlerinin yapılmasına müsade ettiklerini, yapılan işlerin karşılığını yaptırdıkları tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre 29.384,52 TL ödeme teklifinde bulunarak ifa etmek istediklerini, davacı tarafın kabul etmediğini, ayrıca mahkemenin de yetkisiz olduğunu belirterek davanın yetki yönünden usulden reddine, esasa ilişkin olarak da ıslah dilekçesi ile arttırılamayacak olan davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf, mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, istinaf dilekçesinde de yetki itirazında bulunmuş ise de, sözleşmenin ifa yeri göz önüne alındığında yerel mahkeme davaya bakmakta yetkili olduğundan davalı tarafın mahkemenin yetkisine yaptığı itiraz yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına gör,e taraflar arasında yazılı olmayan eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, davacının sözleşmenin ifası için tüm hazırlıklarını yaptığı, fiilen iş sahasında çalışmaya başladığı, davalı tarafından da sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın yapılan işin bedeline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının yaptığı imalatların bedeline ilişkin tüm belge ve deliller toplanarak, TBK’nın 481. maddesi gereğince fesih tarihine kadar yüklenici tarafından yapılan imalatın bedelinin işin yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayicine göre belirlenmesi gerekir. Öte yandan, davada sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı menfi zararlar da talep edilmekte olup, bu zararlara ilişkin belgelerin davacı yükleniciden istenerek, belgeli zarar talepleri yönünden sözleşmenin kurulması için zorunlu giderler olup olmadığı tespit edilip, zorunlu giderlerden olması halinde tespit edilecek zarar miktarına menfi zarar olarak hükmedilmesi gerekir. Ayrıca dava 40.000,00 TL üzerinden açılan kısmi dava olup, ıslah ile arttırılabilecektir. Davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesi ile dava değeri 107.392,45 TL+ KDV olarak arttırılmıştır. Dava değeri 147.392,45 TL+KDV olduğundan Harçlar Kanunu gereğince 1/4 peşin harç eksiğinin davacı tarafa tamamlattırılması gerekir. Kabule göre de mahkemece 118.010,94 TL+KDV alacağa hükmedilmesine rağmen KDV miktarı eklenmeksizin harç ve yargılama giderlerinin eksik hesaplanması da hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2019 tarih, 2014/1333 Esas, 2019/1188 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde İADESİNE, 5- Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 26/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.