Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/1072 E. 2021/805 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1072
KARAR NO: 2021/805
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2018/224 Esas, 2020/166 Karar
DAVANIN KONUSU: Ticari Vedia Sözleşmesinden Kaynaklanan
KARAR TARİHİ: 13/04/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 02/05/2013 tarihli Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye numaralı belgesi ile sözleşme akdedildiğini, davacı tarafın sözleşmeye istinaden davalı tarafın Ankara ili Beypazarı ilçesi … mevkiindeki … ruhsat nolu maden işletme sahasında tüvenan cevheri çıkartmak için teknik nezaretçisi ve proje sorumlusu maden mühendisi …’in kontrolünde bütün ekipman ve personeli ile tünel açma çalışmaları yaparken, davalı tarafından davacı tarafa gönderilen Bakırköy …Noterliğinin 28/03/2014 tarih ve … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, bunun üzerine davacı tarafından yapılan işlerin tespiti için Nallıhan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/132 Esas sayılı dosyası ile delil tespiti davası açıldığını, sunulan raporda açılan toplam galeri (tünel) uzunluğunun 394,98 metre olduğunun tespit edildiğini, söz konusu galerinin 209,40 metresinin 31/12/2013 tarihine kadar, geri kalan 185,58 metresinin ise sözleşmenin davalı tarafından feshine ilişkin ihtarnamenin davacıya tebliğ edildiği 02/04/2014 tarihine kadar açılmış olduğunu, galerinin 31/12/2013 tarihine kadar açılan 209.40 metrelik kısmı için toplam 838,437,60 TL meblağlı faturanın ödenmesi amacıyla Kadıköy … Noterliği’nin 06/06/2014 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davalıya gönderildiğini, ancak davalı tarafın bu ihtarnameye karşı Bakırköy … Noterliği’nin 11/06/2014 tarih ve … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile fatura ve fatura bedelini kabul etmediğini bildirerek faturayı iade ettiğini, bunun üzerine fatura alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının bu itirazının iptali amacıyla mahkemenin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davalının daha önceki faturaya itirazı üzerine fatura edilemeyen 185,58 metre uzunluğundaki bakiye tünelin açılma bedelinin tahsili için 23.02.2018 tarihli 793.934,33 TL meblağlı faturanın tanzim edilerek Kadıköy … Noterliği’nin 23/02/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının bu faturayı Bakırköy … Noterliğinin 28/02/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde iade ettiğini, bu iade ihtarnamesindeki beyanlarının haksız olduğunu, davalı tarafça haksız olarak feshedilen sözleşmeye göre davacının yer altındaki madeni çıkarabilmek için öncelikle tünel açmak zorunda oldğuunu, bunu yapmadan maden çıkarmasının mümkün olmadığını, yapılan işin yer üstü değil yer altı madenciliği olduğunu, yer altından maden çıkarılması aşamasına gelinmişken sözleşmenin davalı tarafça feshinin kötü niyetli olduğunu, her ne kadar davalı tarafın cevabi ihtarnamesi ile galerinin kendileri tarafından sağlanan roadheader makinesi ile açılmış olduğu ileri sürülmüş ise de, bu bilginin eksik ve yanlış olduğunu, galeri açma işinin çoğunlukla ayna tabir edilen yerde patlatma yapılarak açıldığını, zaman zamanda iş makinesi kullanılarak yapıldığını, roadheaderin kendi kendine çalışan bir makine olmadığını, onu kullanan bir operatörün olduğunu ve o operatöründe davacı çalışanı olduğunu belirterek, öncelikle mahkemenin … Esas sayılı dosyası ile bu dosyanın birleştirilmesine, dava konusu fatura bedeli olan 793.934,33 TL’nin davalının cevabi ihtarnamesinin keşide tarihi olan 28/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile davalı şirket arasında 02/05/2013 tarihinde imzalanmış olan sözleşmenin davalı tarafından Bakırköy … Noterliği’nden gönderilen 28/03/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname ile feshedildiğini ve taraflar arasındaki cari ilişkinin kat edildiğini, davacının öncelikle fesihten sonra açılan maden galerilerinin bedellerinin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 838.437,60 TL’nin tahsili amacıyla haksız icra takibi başlattığını, başlatılan bu icra takibine davalı şirket tarafından itiraz edildiğini, itiraz üzerine davacı tarafından itirazın kaldırılması amacıyla mahkemenin … Esas sayılı dosya ile dava açıldığını ve bu dosyanın halen derdest olduğunu, yine davacının bu kez, açılan galerinin fatura edilmeyen kısmının tahsili amacıyla davalı şirkete 08/02/2018 tarihinde Kadıköy … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesini gönderdiğini, davalı şirketin bahsi geçen faturaya Bakırköy … Noterliği’nin 13/02/2018 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile itiraz ederek faturayı iade ettiklerini, davacının dava konusu uyuşmazlığa esas olarak sunduğu tek delilin yanlış kestikleri fatura olduğunu, bunun dışında somut olarak ortaya koyulan bir delil olmadığını, Nallıhan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/132 Esas sayılı dosyasından yapılan bilirkişi incelemesi sonucu sunulan raporda, davacının iddialarının aksine açılan galerinin kimin tarafından açıldığının tespit edilmediğini, davacının iddia ettiğinin aksine bahsi geçen galerinin tamamının davalı şirket tarafından açıldığını, davalı şirketin tesisteki işlerin ve dolayısıyla üretimin hızlanması amacıyla 24/02/2010 ve 28/10/2013 tarihlerinde iki adet iş makinesi satın aldığını, bu makinelere ek yine işin hızlanması için bir iş makinesinin operatörü ile birlikte kiralandığını, davacının demirbaş listesinde bu tüneli açabileceği hiçbir ekipman yada patlayıcısı olmadığını, buna rağmen tüneli kendisinin açtığını hiçbir delil olmaksızın iddia ettiğini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Mahkemece, Nallıhan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/132 esas sayılı dosyası ile delil tespiti davası açıldığı ve bilirkişi heyeti tarafından 293,94 mt galeri açıldığı, yardımcı galeride ise 101,04mt uzunluğunda galeri açılmış olduğunun tespit edildiği, yargılamada alınan bilirkişi raporuna göre, davalının çalışanı olarak görev yapan teknik nezaretçi mühendisin teknik nezaretçi defterine yazmış olduğu “taşeron olarak … firması çalışmaktadır …çalışan personel 36…250mt sonra ikinci galeri bağlanacaktır” ifadesinden 250 mt’ye kadar gelindiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla sözleşenin feshi tarihine kadar davacının galerinin açılması işini 250 mt’ye kadar getirdiğinin tespit edildiği, bu kapsamda 31/12/2013 tarihine kadar açılan galerinin 209,40mt olduğu dikkate alındığında, davacının 31/12/2013 tarihinden sözleşmenin fesih tarihi olan 02/04/2014 tarihine kadar 250-209,40=40,6 mt daha galeri açtığı, 20-22 metrekare kesitine sahip taş içerisinde sürülen bir galerinin delme ve patlatma maliyetinin 800$/mt olduğu, sözleşmenin feshedildiği tarih olan 02/04/2014 tarihli kur dikkate alındığında 800 x 2.130=1.704TL birim fiyat olarak hesaplanabileceği, galeri bedelinin 40,6 mt x1.704TL= 69.182,40TL olarak hesaplandığı, her ne kadar davalı tarafça söz konusu tünelin davalıya ait makina ile açıldığı davacı tarafça açılmadığı ileri sürülmüş ise de taraflar arasında akdedilen sözleşme ile tünelin davacı tarafından açılacağı ve ayrıca davalı tarafından tünel açmaya tahsis edilmek üzere tünel açma makinasının alınacağı ve davacının kullanımına hazır bulundurulacağı düzenlenmiş olduğundan ve mahkemece kabul gören bilirkişi raporuna göre açılan tünellerin bir kısmının davalı tarafından davacının kullanımına tahsis edilen makina aracılığıyla açıldığı, bir kısmının ise tahkimatlı patlatma suretiyle açıldığı bu itibarla bilirkişiler tarafından raiç bedel olarak tespit edilen 2.130,00 TL’nin makul olduğu, davacı tarafça Nallıhan Sulh Hukuk Mahkemesi’nde yaptırılan tespitte, tespit edilen galerilerin tamamının kendisi tarafından açıldığının iddia edildiği, davalı tarafından ise söz konusu galerilerin davalıya ait makine ile davalı yada davacının önceki taşeronu olup, sonradan davalı ile sözleşme imzaladığı belirtilen … tarafından açıldığının iddia edildiği, teknik nezaretçi defterinde 12/03/2014 tarihli sayfada galeride …ete Firmasının çalıştığı, çalışan personel sayısının 36 olduğu, 250 metre sonra ikinci galeri bağlanacaktır ibaresinin bulunduğu, 25/03/2014 tarihli sayfada ise önceki beyanlarda bir değişiklik olmadığı, genel işleyişin devam ettiğinin belirtildiği, 02/04/2014 tarihli sayfada ise 01 Nisan itibariyle eski taşeronun işine son verildiğinin belirtildiği, bu kapsamda davacının sözleşmenin feshedildiği Nisan ayının başına kadar davalıya ait galeride çalışmaya devam ettiği ve en son 12/03/2014 tarihinde tutulan teknik nezaretçi defterine göre gelinen galeri uzunluğunun 250 metre olarak yazıldığı, 01 Nisandan sonra da davalıya ait tünel açma makinesi ile galeride … aracılığıyla çalışmaya devam edildiği, her ne kadar davacı tarafça galeri açımında patlayıcı kullanılması için özel izin alınması gerektiğinden bahisle galerinin tamamının kendisi tarafından açıldığı ileri sürülmüş ise de, açılan galerilerin tünel açma makinesi ile açılmış olması ve davacının Nisan ayına kadar, yani sözleşmenin feshine kadar kendisi tarafından açılan galeri miktarının teknik nezaretçi defterindeki 250 metre ibaresi dışında kalan galerinin tamamının da davacı tarafça açıldığının ispatlanamamış olması nedeniyle, 250 metreye kadar olan galerinin davacı tarafça açıldığı kanaati hasıl olduğu, ilk dosyada hükmedilen 209,40 metre dışında kalan tünel mesafesi olan 40,6 metrelik tünelin davacı tarafça açıldığı, yine sözleşmenin fesih tarihinde bir galeri açma maliyetinin 800 USDxmetre olduğu, bunun sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle değerinin 69.182,40 TL olduğu, davacı tarafça ileri sürülen kur değerinin dava tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğine dair iddianın sözleşmede yabancı para cinsinden ödeme yapılacağına ilişkin bir hususun bulunmaması, sözleşmenin feshi tarihi itibariyle davacı alacağının doğmuş olması nedeniyle yerinde olmadığı gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabul – kısmen reddi ile, 69.182,40 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, mahkemece maden sahasında 02/04/2014 tarihine kadar davacının çalıştığının kabul edilmesine rağmen “en son 12/03/2014 tarihinde tutulan teknik nezaretçi defterine göre gelinen galeri uzunluğunun 250 metre olarak yazıldığı, 01 Nisandan sonra da davalıya ait tünel açma makinesi ile galeride … aracılığıyla çalışmaya devam edildiği” kanaatine ulaşmasının isabetsiz olduğunu, 12/03/2014 tarihinde tutulan teknik nezaretçi defterinde yazan “Taşeron olarak … firması çalışmaktadır…çalışan personel 36…250 mt sonra ikinci galeri bağlanacaktır” ifadesinin anlamının gelecekte 250 metre daha açılırsa ikinci galeriye bağlanılacağını ifade ettiğini, mahkemenin bu ibareden, en son akdedilen 02/05/2013 tarihli sözleşme kapsamında maden sahasında toplam 250 metre galeri açıldığı sonucuna ulaşmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin 12/03/2014 ila 02/04/2014 tarihleri arasında da maden sahasında galeri açma faaliyetlerine devam ettiğini, bunun için mühimmat sarfiyatı yaptığını, en son mühimmat sarfiyatının 31/03/2014 tarihinde yapıldığını, diğer günlerde ise makine ile tünel açıldığını, mahkemenin 01 Nisan’dan sonra davalıya ait tünel açma makinesi ile galeride … aracılığıyla çalışmaya devam edildiği gerekçesinin de ispatlanmamış bir gerekçe olduğunu, müvekkilinin maden sahasında SGK’lı çalışanı ve teknik nezaretçisi olan …’in 28/03/2014 tarihinde istifa ettiğini, istifadan ve 02/04/2014’den keşif tarihi olan 08/05/2014’e kadar …’in tünel açma faaliyetinde bulunduğunun ispatlanamadığını, mahkemenin “…teknik nezaretçi defterindeki 250 metre ibaresi dışında kalan galerinin tamamının da davacı tarafça açıldığının ispatlanamamış olması nedeniyle, 250 metreye kadar olan galerinin davacı tarafça açıldığı kanaati mahkememize hasıl olmuş” yönündeki gerekçesinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, maden sahasında açıldığı tespit davası ile ortaya konulmuş olan 394,98 mt uzunluğundaki bütün galerinin(tünelin) yüklenici davacı tarafından açılmış olduğunun karine olduğunu, bu karinenin aksini iddia eden davalının bunu ispatla mükellef olduğunu ancak aksini ispat edemediğini, mahkemenin hukuk kurallarına aykırı olarak ispat yükünün yerini (tarafını) değiştirdiğini, müvekkili şirketin maden sahasındaki teknik nezaretçisi …’in 28/03/2014 tarihinde istifa ettiğini, ondan sonraki teknik nezaretçinin 20/05/2014 tarihinde atanan Maden Maden Mühendisi … olduğunu, maden mevzuatı hükümleri gereği maden sahasına bir teknik nezaretçi atanmasının zorunlu olduğunu, teknik nezaretçinin istifası veya ölümü halinde ruhsat sahibi tarafından en geç on beş gün içerisinde yeni bir teknik nezaretçinin atanmasının zorunlu olduğunu, Teknik Nezaretçi Defterinin 17/04/2014 tarihli sayfasında ” ….hazırlık çalışmaları devam etmektedir. Patlayıcı depo izinleri henüz yoktur” ibaresinin yazılı olduğu yönündeki Bilirkişi Heyeti Tespitleri dikkate alındığında, keşif tarihinden önce maden sahasında herhangi bir çalışma olmadığının, en erken çalışmanın ikinci teknik nezaretçi …’in 20/05/2014 tarihindeki atamasından sonra yapılmış olabileceğinin net bir şekilde ortaya çıktığını, gerekçeli kararda yukarıdaki hususların aksinin de ortaya konuladığını, bu durumda Mahkemenin 31/12/2013 tarihinden sonra maden sahasında açılan 185,58 mt uzunluğundaki galerinin tamamının davacı şirket tarafından açılmış olduğunu kabul etmesi gerektiğini, galerinin açılma maliyetinin 800 $/metre olmayıp 1.000 $/metre olduğunu, aynı sözleşme kapsamında 31/12/2013 tarihine kadar açılan 209,40 metrelik tünel bedelinin davasının görüldüğü Mahkemenin 2014/234 Esas sayılı davasında bilirkişilerce birim maliyetin 1.000 $/metre olarak tespit edildiğini ve bu rakamın Mahkemece de kabul gördüğünü, aynı galerinin bakiye 185,58 metresinin bedelinin dava konusu edildiği bu davada birim fiyatın Mahkemece 800$/metre olarak kabul edilmesinin bir çelişki olduğunu, hesaplama yapılırken galeri açılmasının birim fiyatı USD’nin fatura tanzim tarihindeki kurunun esas alınması gerektiğini, Sözleşmenin 3.2 nci maddesinde çıkarılacak olan cevherin birim fiyatının 17.50 USD/ton olduğunun ve TCMB döviz alış kurunun taraflarca fatura kuru olarak kabul edildiğinin yazılı olduğunu, henüz cevher çıkarılmadan sözleşme feshedilmiş olduğundan müvekkilin cevher çıkarma imkanı olmadığını, bu nedenle açılan galerinin birim fiyatının da tıpkı cevherde kararlaştırıldığı gibi USD olarak belirlendiğinin ve fatura tanzim tarihindeki TCMB döviz alış kuru üzerinden faturan tanzim edileceğinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafında, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/234 Esas sayılı dosyasında verilen kararın bekletici mesele yapılması hususundaki taleplerinin mahkemece dikkate alınmadığını, o yargılama sonucunda verilen 2014/234 Esas ve 2018/585 sayılı kararın İstinaf Yargılamasında olduğunu, davacının ilave alacağı için açtığı bu ikinci davanın esas açısından birinci dava ile aynı olduğunu, davacının bu ilama dayanarak ilk davaya konu etmediği kısmi alacağını bu dava ile talep ettiğini, İstinaf Yargılamasının esasa yönelik vereceği kararın bu dosyadaki feshin haklı olup olmadığını ve davacının bir alacağının olup olmadığını belirleyeceğini, sözleşme’de “tünel açma” ücreti diye bir tanımlama mevcut olmadığını, davacının zaten ücretini yer üstüne çıkardığı tüvanan glauberit cevheri miktarı üzerinden tahsil ettiğini, Bakırköy … Noterliği’nin … yevmiye sayılı 28/03/2014 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, her iki dosyada verilen kararlarda “Yinede bir işlem yapmıştır ve sebepsiz Zenginleşme vardır“ mantığı ile karar oluşturulduğunu, davanın sebepsiz zenginleşme davası olmadığını, fatura alacağına ilişkin itiraz üzerine itirazın iptali davası olduğunu, eğer sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karar verilecek ise bu konuda davacının beyanın alınması gerektiğini dilekçelerinde vurguladıklarını, mahkemenin usul açısından hatalı davrandığını, davacının demirbaş Listesinde “Tünel Açmaya Yarar” hiç bir ekipmanı bulunmadığını, ekipman ve araçların müvekkilinin demirbaşında olduğunu, mahkemeye delil olarak faturalarını sundukları iki adet iş makinasının müvekkiline ait olduğunu, ayrıca yine son dönemde işin ilerlemesi için üçüncü bir iş makinasını operatörü ile birlikte müvekkili tarafından kiralandığını, ayrıca Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye sayılı ihtarnamesinde belirttikleri üzere davacının işçilerinin 2013 Aralık maaşlarını çok geç ödediğinin, Ocak ve Şubat Maaşlarını ise almadıklarının dosyada mübrez belgeler ile sabit olduğunu, davacının kendisine ait tünel açma makinası yok iken ve işçilerinin Ocak- Şubat- Mart maaşlarını dahi ödememiş iken Aralık 2013 tarihinden itibaren bu tünelleri kazamayacağını, ayrıca davacı tarafların ticari defter ve kayıtlarından görüleceği üzere sözleşme gereği yaptığı işin bedelini kendilerinden tahsil etmiş olduğunu, fatura münderecatından bir alacağının söz konusu olmadığını belirterek, açıklanan bu nedenler ve diğer dosyanın bekletici mesele yapılmaması nedeni ile kararın bozulmasını talep etmiştir. Dava, TBK’nın 470 vd. Maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan, sözleşmenin davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasıyla, fesih tarihine kadar yapıldığı belirtilen işlerin bir kısmının bedelinin tahsiline talebine ilişkindir. Davacı tarafından daha önce aynı sebebe dayalı olarak diğer bir kısım iş bedelinin tahsiline ilişkin olarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davası İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/234 Esas – 2018/585 Karar sayılı, 02/05/2018 tarihli kararı ile kısmen kabul edilmiştir. Ayrıca o dosyada davalı iş sahibi tarafından açılan, aynı sözleşme kapsamında 1/2 damga vergisinin ve kullandığı telefon hizmet bedelinin davacı-karşı davalı yükleniciden tahsiline ilişkin karşı davanın da kabulüne karar verilmiş, yine o dosyayla birleştirilen, aynı sözleşme kapsamında, davacı-karşı davalı yüklenici tarafından açılan tünellere davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından fazla su verilmesi nedeniyle davacının işlerinin 3 ay geciktiği iddiasıyla uğranılan zararın tazminine ilişkin birleşen 2014/1298 Esas sayılı davası ile aynı sözleşmenin davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından haksız feshi nedeniyle davacının uğradığı kazanç kaybı zararının tahsiline ilişkin birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/351 Esas sayılı davasının ise ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında akdedilen 02/05/2013 tarihli, Beşiktaş … Noterliği’nin 25/03/2015 tarih … yevmiye numaralı işlemle onaylanan sözleşmenin 2.7.maddesindeki düzenlemeye göre, davacı yüklenicinin bu maddede belirtilen üretim rakamlarının karşılamayı ihlal etmesi halinde, davalı iş sahibinin sözleşmenin haklı nedenle feshini talep etme hakkı doğmaktadır. Yine bu sözleşmenin 6.1., 6.2., 6.9., 6.12. maddelerindeki düzenlemelere göre, davacı yüklenici çalıştıracağı tüm elemanlarını SGK’ya kayıt ettirmek, işçilerini kanuni ödemelerini gösterir tüm belgeleri her ayın sonunda iş sahibine ibraz etmek, personelinin her türlü ücretini ödemek, iş yerinde yürürlükteki İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmelikleri, Çocuk ve Genç İşçi çalıştırılması ile ilgili tüm yasak ve kurallara uymak, İş Kanunu ve ilgili mevzuat gereğince işçilere tanınan tüm temel hakları çalışanlara tanımak, ücretlerini zamanında ve düzenli bir biçimde ödemek, yasaların zorunlu kıldığı diğer bütün sosyal hak ve tazminatlarla ilgili ödemeleri aksatmadan yapmak zorunda olup, bu hususlara ve 6.maddenin diğer bentlerinde belirtilen hususların herhangi birinin yüklenici tarafından ihlali halinde, iş sahibinin sözleşmenin haklı nedenle, tek taraflı ve tazminatsız olarak fesih hakkı bulunmaktadır. Yine sözleşmenin 15.2.c maddesine göre, yüklenicinin bu sözleşme ile yükümlendiği herhangi bir edim-taahhüdünü tüm veya zamanında yerine getirmemesi, yahut kısmen/tamamen ihlal etmesi ve bu hususta iş sahibi tarafından yapılacak ihtara rağmen (ihtarda azami 15 gün olacak şekilde belirlenen sür zarfında) sözleşmenin aynen ifa edilmemesi veya ihlalin giderilmemesi; (yahut) sözleşmenin ilgili maddelerinde bir ihlalin giderilmesi/edim-taahhüdün ifası için süre öngörülen durumlarda söz konusu ihlalin giderilmemesi/sözleşme hükmünün yerine getirilmemesi durumunda iş sahibinin herhangi bir ihbar-ihtar süresine, mehle gerek bulunmaksızın tek yanlı ve tazminatsız olarak sözleşmeyi feshetme hakkı bulunmaktadır. Davalı tarafça 28/03/2014 tarihinde çekilen ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiği görülmüştür. Bu ihtarname ile davalı taraf özetle, davacı yüklenci tarafın işçilere ait ücretleri ödemediğini, Sosyal Güvenlik Kurumu borçlarının ödenmediğini, üretimin düzenli sözleşme ve şartlara uygun gelişmediğini belirtilerek sözleşmeyi feshetmiş bulunmaktadır. Davalı taraf sözleşmenin feshinden önce 22 Ocak 2014 tarihli iadeli taahhütlü mektup ile işçi maaşları ve SGK borçlarının ödenmesi konusunda davacıya uyarı göndermiş, davacı tarafça bu konuda gerekli girişimlerin yapılmaması üzerine davalı tarafından 14/02/2014 tarihinde Bakırköy … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile aynı hususlar tekrar ihtar edilmiş, yine davalı tarafından davacıya çekilen Beşiktaş … Noterliğinin 28/02/2014 tarihli … yevmiye sayılı ihtarnamesinde Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçların 15 gün içerisinde ödenmesi gerektiği belirtilmiş, ayrıca yine Beşiktaş … Noterliğinin 12/03/2014 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek, işçi ücretlerinin ödenmesi ve SGK borçlarının ödenmesi hususu tekrar istenmiştir. Davacı tarafça davalı tarafından çekilen bu ihtarnamelere yönelik keşide edilen karşı ihtarnamelerde de SGK’ya olan borçlar ve işçilere olan maaş borçları bazen açıkça bazen ise zimmi olarak kabul edilmiştir. Buna göre, davalı iş sahibinin yazılı ve noter üzerinden çektiği ihtarnamelerle sözleşmenin ilgili maddelerine istinaden uyarı ve ihtar sorumluluğunu yerine getirmiş olduğu, davacı tarafından bunlara ilişkin olarak verilen 11/02/2014 tarihli yazılı cevap ile 24/02/2014 ve 18/03/2014 tarihli cevabi ihtarnamelerde sözleşmenin ilgili maddelerinin kendisine yüklediği sorumluluklarını yerine getirme yerine işi geçiştirdiği, davalı iş sahibinin yukarıda belirtilen sözleşme maddelerine açık bir muhalefet halinde dolayı sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğu, sözleşmenin feshine dair 28/03/2014 tarihli ihtarnamede de söz konusu sözleşme maddelerine ve bunlara ilişkin ihlallere dayanıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında akdedilen 02/05/2013 tarihli, Beşiktaş … Noterliğinin 25/03/2015 tarih … yevmiye numaralı işlemle onaylanan sözleşmenin 2.3.maddesinde; iş bedelinin yüklenici tarafından yer üstüne çıkarılacak olan …’in tonajı üzerinde hesaplanacağı, bunun yapılan çalışmanın miktarını göstereceği, … dışında çıkarılan malzemeye (panolara ulaşmak için ilk başta açılacak solan ana galeri ve yaklaşma galerilerinin yapımı sırasında yer altından boşaltılan malzeme) para ödenmeyeceği düzenlenmiş, ayrıca sözleşmenin sona ermesi halinde uygulanacak hükümler başlıklı 16.maddesinin giriş cümlesinde; sözleşmenin herhangi bir zamanda herhangi bir nedenden sona ermesi halinde aşağıda yazılı olan hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş, 16.3.maddesinde; yüklenicinin sözleşme hangi zamanda hangi nedenden ötürü sona ermiş olursa olsun iş sahibinden tazminat, kar kaybı, masraf, katılım payı vs. nam adı altında hiçbir bedel talep edemeyeceği belirtilmiş, 16.4.madesinde ise iş sahibinin 15.2.maddeye göre veya 15.3.maddeye göre sözleşmeyi erken feshetmesi halinde yüklenici tarafından tesis edilmiş olan galeriler, kuyular ve diğer tüm yer altı yapıları ile bunların tahkimatları, sondaj verileri ve karotları, cevher ve dekapaj basamakları ve yolları, atık barajları, cevher stok alanları gibi maden istihsalinde kullanılması zorunlu olan tüm yapıların bedelsiz olarak iş sahibine intikal edeceği belirtilmiştir. Tacir olan taraflar arasında imzalanan davaya konu sözleşmenin belirtilen bu madde düzenlemeleri ile yukarıda sözleşmenin iş sahibi tarafından feshinin haklı olduğuna dair yapılan değerlendirme göz önünde bulundurulduğunda, 25/08/2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da belirtildiği üzere, davacı yüklenicinin yapacağı ana ve yaklaşma galerilerine ilişkin olarak buralardan çıkacak … madeni dışında herhangi bir ücret talep etme hakkı bulunmamaktadır. Dosya kapsamına ve bilirkişi heyeti raporuna göre de, sadece bir kısım galerini açılmış olduğu, … madeninin çıkarılmadığı, sadece pasa malzemesinin çıkarılmış olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, bunun aksine bir şekilde değerlendirme ve yazılan gerekçe tacir olan tarafların sözleşmeye bağlılık ilkesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. Mahkemenin asıl davaya ilişkin olarak gerekçesinde belirtmiş olduğu, daimi edimli sözleşmelerde feshin ileriye etkili olacağı, fesih tarihine kadar ifa edilen edimlerin bedelinin feshin haklı ya da haksız olup olmadığına bakılmaksızın karşı taraftan talep edilebileceği durumu ancak bu konuda sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde uygulanması mümkündür. Oysa yukarıda belirtildiği üzere sözleşmeye, yapılacak işin mahiyeti taraflarca göz önünde bulundurularak bunun aksine açık düzenlemeler konulmuş olup, taraflar bu düzenlemelerle bağlı bulunmaktadırlar. Tacir olan davacının imzalamış olduğu sözleşmedeki açık düzenlemeler gereğince, bedelini alma hakkı olmadığı açmış olduğu tüneller sebebiyle davalı iş sahibinin davacı yükleniciye karşı sebepsiz olarak zenginleştiğinden bahsedilemeyecektir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksine bir şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2020 tarih ve 2018/224 Esas, 2020/166 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın REDDİNE,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 13.558,42 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 13.499,12 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 56.746,72 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE, 2-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 36,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 184,40 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-Davacı Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 13/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.