Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2020/101 E. 2022/2050 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/101
KARAR NO: 2022/2050
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2019
NUMARASI: 2016/211 Esas, 2019/953 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı borçlunun yüzlerce kilo ağırlıkta olabilen basınçlı fırınlar olan otoklav makinalarını imal ederek, kontrol panosunu boş olarak davacı alacaklıya gönderdiği, davacının da, kendisine boş olarak gönderilen panolar üzerinde kontrol ünitelerini takarak programladığı ve kendi iş yerinde borluya teslim ettiğini; tarafların arasında en son 12/02/2015 tarihinde hesap mutabakatı yaptığını, sonrasında ticari ilişkilerin devam ederek yeni faturalar kesildiği ve ödemeler yapıldığını; icra takip tutarında bildirilen borcun halen ödenmediğini; icra takibine konu para borcunun dayanağının fatura olduğu, akdin ifa yerinin alacaklının ikamet yeri olan Çekmeköy olduğu, sözleşmenin ifa yeri yetkisinin kabulü ile İstanbul Anadolu Mahkemelerinin özel yetkisinin kabulü gerektiğini, davalı şirketin hiçbir faturaya itirazı olmadığı gibi, hiçbir mal teslimi sonrasında da ayıplı mal bildirimi olmadığı, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine ve borca itirazın iptali ile takibin devamına, davacının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davalı şiketin ticari sicil adresinin Ortaköy olduğunu, icra takibinin ve mahkemenin yetkili olmadığını, davanın öncelikle yetki yönünden reddi gerektiğini; davalı şirketin fuarlara katılması nedeni ile üç adet küçük laboratuvar tipi otoklav imalatı yaptığı, bu makinelerin kumanda panolarını da davalı şirketin yapması için şifahi olarak anlaştığını, pano bedellerinin yarısı peşin geri kalan yarısı ise makinelerin satılması sonrası ödeneceğinin belirlendiğini, Almanya fuarında bu makinelerden bir tanesi satılınca o makine ile ilgili davalı şirkete ödenmesi gereken bakiye bedelin ödendiğini, fakat kalan iki makine ile ilgili olarak söz konusu makinelere kumanda panolarının takılarak çalıştırılmasının istenmesine rağmen davalı şirketin bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek, edimini ifa etmediğini, bu nedenle davacı şirket adına doğan bir alacak olmadığını belirterek, davanın reddine, kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, bilimsel verilere uygun ve denetlenebilir bilirkişi raporuna göre; teslim edilen iki adet otoklav makinesinden bir adetinin sorunsuz ve çalışmaya hazır olduğu, tamir edilecek herhangi bir durumun bulunmadığı ve güvenli olarak kullanılır halde bulunduğu, 10/07/2018 tarihli raporda ise; teslim edilen dava konusu otoklavın enerji hatları ve buhar boru tesisatının bağlantısının yapılmadığından dolayı kullanılmasının mümkün bulunmadığının rapor edildiği; mal teslimi ve fiyat konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalının süresinde ürünün kontrol edilerek ayıbın davacıya ulaştığına dair delil sunulmadığı ve ayıp iddiasını ispatlayamadığı, taraflar arasındaki hesap mutabakatı göz önüne alındığında, davacının dava konusu miktar için davalı hakkında icra takibi yapmakta ve iş bu davayı açmakta haklı ve hukuki yararı olduğu gerekçesi ile, itirazın iptaline konu davanın harca esas değer üzerinden kabulü ile, takip dosyasında davalının 28.014,87 TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına; alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatı tutarı 5.602,97 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; yetkili icra müdürlüğünün Silivri İcra Müdürlüğü olduğunu; Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatılan takibe karşı icra takibinin yetkisine itiraz edildiği ve yetkili icra müdürlüğünün bildirildiği; yetkili mahkemenin de İstanbul Ticaret mahkemeleri olduğu belirtildiğinden öncelikle açılan davanın usul yönünden reddi gerektiğini; davacının, davaya konu pano imalatlarını kendisinin yaptığını, imalatı bitirdiği zaman, müvekkiline ait aracın panoyu alarak müvekkiline ait fabrikaya getirdiği ve montaj ve devreye alma işlerinin müvekkiline ait şirkette yapıldığını; müvekkili şirket çalışanlarınca 17 Aralık 2015 tarihinde davacı firmaya gönderilen mail ile yapılan işlerin eksik ve ayıplı olduğuna dair ayıp ihbarı yapıldığını; 23 Aralık 2015 tarihinde davacı firmaya gönderilen mailde, bahse konu kumanda panolarının işyerinde bulunduğunu ve ödeme yapılmak isteniyorsa mevcut olan şartlar dahilinde çalıştırılarak teslim edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, davacı şirketin edimini eksiksiz ifa etmediğini; davanın safahatı boyunca sözkonusu makinelerin çalışır hale getirilmediği, bu konuda davacı yükümlülüklerini yerine getirmediği, müvekkili şirketin sözkonusu otoklav makinelerinden yararlanamadığı savunmasının bilirkişi raporları ile teyit edildiğini; müvekkili şirketin iddiaları karşısında icraya konu alacağı talep edemeyeceği belirtildiğinden itirazın haksız ve kötüniyetli olmadığını, icra-inkar tazminatına hükmedilmesinin geçerli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, TBK’nın 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile 28.014,87 TL cari hesap alacağına dayalı ilamsız takip yapıldığı; davalının süresi içinde Silivri icra müdürlüğünün yetkili olduğu belirtilerek icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve fer’ilerine itiraz ederek takibin durdurulduğu, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair TBK’nın 89. maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi veya Kanun’un 10. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davasını bu iki yer mahkemesinden birinde açabileceği gibi, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması kaydıyla HMK’nın 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile kararlaştırdıkları yerde de açabilir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması dava şartı olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde, mahkemece, dava konusu takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığının öncelikle ve re’sen belirlenmesi gerekmektedir. İcra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığının belirlenmesi durumunda geçersiz takip nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında, davacı vekili tarafından sözleşmenin ifa yerinin davacı adresi, davalı vekili tarafından da davalı adresi olduğu belirtilmiş ve mahkemece alacağın para alacağından kaynaklandığı gerekçesi ile davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında, davalı tarafından 17/12/2015 ve 23/12/2015 tarihinde davacıya gönderilen maillerden, işin davalının işyerinde tamamlanacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda, yetkili icra dairesi işin yapıldığı yer olan davalının Silivri adresi olup, davacı tarafça yetkisiz İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığı anlaşılmakla, mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davalı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/09/2019 tarih ve 2016/211 Esas, 2019/953 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3- Davanın HMK’nın 114/1 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE,
B) İLK DERECE YARGILAMASI YÖNÜNDEN1-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 478,43 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 397,73 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davalı tarafından yapılan 78,00 TL posta- tebligat gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 878,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN1-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı tarafa İADESİNE,2-Davalı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 52,10 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 173,40 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Gerek ilk derece gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 15/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.