Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/954 E. 2022/494 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/954
KARAR NO: 2022/494
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2017/292 Esas, 2019/196 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirketlerin oluşturduğu … İnşaat Adi Ortaklığı İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mahallesindeki … pafta, … ada, … parsel üzerinde gerçekleştirilecek Konut Alışveriş Merkezi Projesi kapsamında pirinç imalatı ve işçilik işinin müvekkili şirket tarafından yapılması konusunda anlaştıklarını, müvekkili şirketin edimlerini yerine getirdiğini ve adi ortaklığa teslim ettiğini, yapılan iş doğrultusunda faturaların kesildiğini, müvekkili şirketin davalılardan alacağını alamadığını, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketlerin icra takibine itiraz ederek takibi durduklarını belirterek, davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davalılar aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevabında, davacı şirket tarafından … projesinde pirinç imalat ve işçilik işlerinin yapıldığını ve bu işler için davacı şirkete ödeme yapıldığını, ancak davacının yaptığı işlerde gizli ayıplar ortaya çıktığını ve davacıya bildirilmesine rağmen ayıpların giderilmediğini, yapılan araştırmalara göre gizli ayıpların düzeltilmesinin 120.000,00-TL civarında olduğunu, davacı vekilince yapılan icra takibinde müvekkillerinden 86.430,00-TL talep edildiğini, bu bedelin gizli ayıpların giderilme bedelinin altında olduğunu belirterek, davacının davasının reddine, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 11/06/2018 tarihli bilirkişi raporu uyarınca; davacı tarafından imal edilen “… Pirinç İşleri Malzeme+İşçilikli Sözleşmesi” işinin tamamının veya bir kısmının veya işçiliğin ayıplı olmadığı, bu nedenle davalının ayıp iddiasının yerinde görülmediği, davacının sözleşme kapsamında üstlendiği işleri eksiksiz yerine getirdiği, davacının kesmiş olduğu faturalara herhangi bir itirazın olmadığı, bakiye bedel olan 86.430,80-TL’nin davalı tarafın kabulünde olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 86.430,00-TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Davalı … İnş. Ltd. Şti. vekili istinafında, cevap dilekçelerinde yemin deliline dayanmalarına rağmen yemin teklif etme haklarının hatırlatılmadığını, özellikle ayıp ihbarının yapıldığı iddialarının ispatı zımnında yemin teklif etme haklarının bulunduğunun hatırlatılması ve ortaya çıkacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerektiğini, Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/1633 E., 2017/1013 K. Sayılı kararının da bu yönde olduğunu, ayrıca bu hususta delil listelerinde gösterilen tanıkların da mahkemece dinlenmediğini, davacının yaptığı işlerde açık ve gizli ayıplar oluştuğunu, açık ayıpların uyarıları üzerine düzeltildiğini, gizli ayıpların ise gerekli sözlü ihtarlarına rağmen düzeltilmediğini, müvekkili tarafından faturalara itiraz edilmemesinin yapılan işteki ayıp ve eksikliklerin incelenip sonuca bağlanmasına engel olmayacağını, mahkemece bu husus irdelenmeden hatalı ve eksik bilirkişi raporu uyarınca hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde de belirttikleri üzere, gizli ayıp çıktığını ileri sürdükleri tüm işlerde, gerekli tüm malzemelerin davacı tarafından temin edildiğini ve montajlarının da bizzat davacı tarafından yapıldığını, ancak bilirkişilerce işlerin yapıldığı sırada montaj için müvekkili tarafından adi yapıştırıcı verildiği şeklinde akla mantığa sığmayan ve bilirkişilerce bilinmesi mümkün olmayan bir varsayım yapılarak bu husus gerçek bir tespitmiş gibi rapora yazıldığını, bu beyanın doğru olmadığını, ancak bu gizli ayıpların bazıları Site yönetimi tarafından giderildiği için keşif sırasında görülemediğini, ayrıca borçlu itirazında tamamen haksız değil ise icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı gözetilmeli iken mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar iş sahibidir. Dava, taraflar arasındaki 18/11/2013 tarihli eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında bakiye iş bedeli alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı tarafça, yapılan işlerde sonradan gizli ayıplar meydana çıktığı, bunların giderilme bedelinin bakiye alacak miktarından daha yüksek olduğunu belirtilerek, davanın reddi talep edilmiştir. Davalı tarafça sunulan cevap ve istinaf dilekçeleri göz önünde bulundurulduğunda, sözleşme ilişkisinin mevcudiyeti, takipte belirtilen miktar kadar bakiye iş bedeli alacağı bulunduğu ve sözleşmeye konu işin yapılıp teslim edildiği hususlarında taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır.Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı tarafından yapılıp davalılara teslim edilen işte gizli ayıp bulunup bulunmadığı, eğer var ise bunların giderilme bedelinin ne kadar olduğu, bu kapsamda davacının davalıdan bakiye iş bedelini talep edip edemeyeceği hususuna ilişkindir. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, mahkemece makine mühendisi, elektrik mühendisi ve mali müşavir bilirkişiler eşliğinde mahallinde yapılan keşif neticesinde dosyaya sunulan 11/06/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davalı tarafça ileri sürülen her bir ayıp iddiası ayrı ayrı ve ayrıntılı olarak değerlendirilip netice olarak, davacı tarafından imal edilen “… Pirinç İşleri Malzeme + İşçilik Sözleşmesi” işinin tamamının eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde gerçekleştirildiği tespit ve kanaatine varıldığı, buna göre davalının ayıp savunmasının yerinde bulunmadığı, davacının sözleşme kapsamında üstlendiği işleri eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde yerine getirmiş olmakla davalı tarafça da miktarına karşı çıkılmayan davaya konu takipte talep edilen 86.430,00 TL iş bedelini davalılardan talep edebileceği, ayrıca davalı tarafça faturalara itiraz edilmeyip, bakiye iş bedeli miktarına karşı çıkılmayarak sadece gizli ayıp savunmasında bulunulması, bu savunmanın da tamamen haksız olduğunu yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi karşısında takibe konu alacağın likit olduğu kabul edilmesi gerektiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu, mahkemece de bu doğrultuda yapılan değerlendirmeler neticesinde verilen kabul kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2019 tarih ve 2017/292 Esas, 2019/196 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 5.904,03 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 1.477,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.427,03 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.