Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/948 E. 2022/492 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/948
KARAR NO: 2022/492
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2015/797 Esas, 2018/809 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkilinden 90×210 cm ebatlı yangın kapıları için fiyat istenildiğini, davacı firmanın da fiyat teklifine cevap vermesi üzerine taraflar arasında montaj, işçilik ücreti ve kapılarla ilgili olarak fiyatta anlaşıldığını, ancak keşfe gidildiğinde kapıların 85×210 cm olduğunun tespit edildiğini, davalı firmanın sürekli olarak kapıların şeklini yahut modelini değiştirdiğini, davalının standart kapılar yerine özel üretim kapılar istemesi üzerine 12/01/2015 tarihinde buna dair sorumluluğun kendilerine ait olduğunun bildirildiğini, kapıların takılması esnasında duvar kalınlıklarında ve duvarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle kapıların köpük yardımıyla sabitlenildiğini, kapıların takılmasından sonra davalının gönderdiği 06/03/2015 tarihli noter ihtarnamesi ile kendi çalışanları tarafından tutulan tutanağa istinaden aynen ifadan vazgeçtiklerinin ve işin başka bir firmaya yaptırılacağının bildirildiğini, müvekkili tarafından gönderilen 23/03/2015 tarihli cevabi ihtarname ile bu talebin reddedildiğini, kapıları takan ve parasını tahsil edemeyen müvekkilinin davalıya 21/03/2015 tarihinde 56.828,81 TL bedelli faturayı gönderdiğini, ancak bu faturalarının da 27/03/2015 tarihli ihtarname ile iade olduğunu, bunun üzerine müvekkilinin alacağını tahsil etmek amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E.Sayılı dosyası ile takibe başladığını ancak davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını, TBK’nın 124. Maddesinin bu olayda uygulanamayacağını, TBK’nın 123. Maddesi gereğince müvekkiline süre verilmesi gerekirken bu sürenin verilmediğini, ayıp mevcut olması halinde davacının ancak TBK’nın 475. Maddesindeki seçimlik haklarından birini kullanabileceğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile arsa malikleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaatı en geç 2015 yılı Şubat ayında tamamlanmasının kararlaştırıldığını, davalıya ait şantiyede otopark bariyer kurulması, garaj giriş otomatik kepengi, bodrum kat ve zemin kat daire içi yangın çıkış kapılarının imalatının davacı tarafça yapılması konusunda anlaşıldığını, buna göre davacının edimlerini en geç 2015 yılı Ocak ayı sonu itibariyle tamamlaması gerektiğini, ancak davacının eksik ve kötü ifasının söz konusu olduğunu, davacıya ek süre verildiğini ancak davacının işini yarım bıraktığını, bu nedenle bu durumun şantiye ekibince tutanak altına alındığını ve davacı tarafça üstlenilen işin aynen ifası talebinden vazgeçtiklerinin, işin başka firmaya tamamlatılacağının bildirildiğini, eksikliklerin tespitine yönelik İstanbul Anadolu 9. Sulh hukuk mahkemesine başvurulduğunu ancak usulü gerekçe ile tespit işleminin reddine karar verildiğini, kapıların bizzat üreticisi olan dava dışı … Şirketine ulaşıldığını ve eksikliklerin bu firmaca masrafı davacıya ait olmak üzere 20.001,00 TL bedelle giderilmesinin sağlandığını, yapılan işlerin dökümü ve firmanın 16/03/2015 tarihli faturasının da sunulduğunu, davacının apartmanın imalatına verdiği zararlarının dava dışı … inşaat… Firmasına tamir ettirildiğini, bunun maliyetinin 2.271,85 TL olduğunu, aynı zamanda kırılan rezarvuar yerine yenisinin takıldığını, maliyetinin 190,05 TL olduğunu, muhatap nezdinde 7.183,22 TL iş avansının bulunduğunu, davacının yüklendiği işi davalıya teslim etmediğini, dolayısıyla eksik ve kusurlu işler bedeli olduğu belirtilen 20.001,00 TL, 2.271,85 TL ve 190,05 TL ile davacı nezdindeki 7.183,22 TL’nin hesaptan düşülmesi gerektiğini, bu itibarla davacının muaccel bir alacağı bulunmamakla birlikte, her halükarda yukarıda belirtilen tutarların taks ve mahsubunu talep ettiklerini belirterek, davanın reddini ve davacının takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep edilmiştir. Mahkemece, davacı tarafça davaya konu, yangın kapısı ve montaj işçiliği gibi kalemlerin bulunduğu, 21/03/2015 tarihli fatura 56.828,81 TL meblağlı olarak kesilmiş ise de, davalı tarafça mail olarak ayıp ihbarında bulunulması ve hükme esas alınan bilirkişi raporu karşısında %20 oranında nesafet kesinsitisin yapılması gerektiği, bu faturanın KDV hariç meblağı olan 48.160,01 TL’nin %20’sinin 9.632,00 TL olduğu, ayrıca davacı tarafça dava dosyasına eklenen 2.271,85 TL değerindeki imalat hak edişi, 152,50 TL (KDV Hariç) değerindeki gömme rezarvuar bedeli ve 7.183,22 TL yangın kapısı avansı toplamı 9.635,02 TL’nin de davacı alacağından düşülmesi gerektiği, buna göre yapılması gereken toplam düşümün 19.240,00 TL olduğu, bu miktar 48.160,01 TL (KDV Hariç) fatura bedelinden düşülüp, kalan meblağa %18 KDV eklendiğinde davacı tarafa ödenmesi gereken tutarın 34.125,61 TL olduğu, mali müşavir bilirkişi raporuna göre bu miktara takip tarihine kadar 687,19 TL işlemiş faiz talep edilebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabul kısmen reddine, İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin… sayılı icra dosyasında 34.125,61 TL asıl alacak ve 3095 sayılı yasanın 2/ 2 maddesi kapsamında %10,50 iskonto avans faiz oranına göre hesaplanan 687,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 34.812,80 TL alacağa ilişkin davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, yasal koşullar oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine, dava dilekçesinde belirtilen diğer taleplerin reddine, davalının yasal koşullar oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinafında, dava dilekçesindeki anlatımlarını tekrar etmiş, davanın her aşamasında davaya ön inceleme duruşmasından sonra dahil edilen delillere muvafakat etmediklerini bildirmelerine rağmen bu delillerin dosyaya dahil edildiğini ve %20 nesafet indirimi yapıldığını, davalının, 29.11.2016 tarihinde uyap sistemine kaydı olmayan yazışmaları sunduğunu, davalının ne cevap dilekçesinde ve delil listesinde nede cevaba cevap dilekçesinde e posta yazışmaları ile ilgili beyanda bulunmadığını, iddia ve savunma yasağının başlamasından sonra dosya henüz bilirkişide iken dosyaya mail yazışmaları adı altında evraklar sunulup bunların bilirkişi tarafından değerlendirilmesinin yasak nedeniyle mümkün olmadığını,15.07.2016 tarihinde yapılan keşifte davalının iddia ettiği eksikliklerin tamirat ile giderdiklerini bildirdiğini ve keşif sırasında herhangi bir eksiliklik bulunamadığını, ancak 14.02.2017 tarihli bilirkişi raporunun 9. sayfasında da açıkça “… dosyaya sonradan sunulan e posta ve ekindeki fotoğraf ile verilen zararın ispatlandığı ….” beyan edilerek nesafet indirimi yapıldığını, bu duruma HMK’ nın 141. Maddesi açıkça ihlal edildiği gibi sonradan sunulan deliller taraflarına tebliğ edilmediğini, bu delillerin gerçekliği değerlendirilmediği gibi delillere karşı itiraz haklarının da ellerinden alındığını, müvekkiline önceden ödenen paranın avans ödemesi sebebiyle değil yapılan bir başka iş için olduğu beyan edilmesine rağmen bu ödemenin avans ödemesi olarak sayıldığını ve borç bakiyesinden düşüldüğünü, bu hususun davalıya 23 Mart 2015 tarihinde gönderilen ihtarnamesinin 5. Maddesinde “iş avansı olarak belirtilen bedel müvekkil firmanın yaptığı otopark bariyeri ve garaj giriş otomatik kepengine istinaden müvekkil firmaya verilmiş olduğundan dolayı iadesi mümkün değildir” açıkça belirtildiğini, müvekkilinin o tarihlerde otopark bariyeri ve otomatik kapı kepengine istinaden kesmiş olduğu faturaların ekte dosyaya sunulmuş olup 12.01.2015 tarihinde … fatura no ile motorlu kepenk ve montaj işçiliği açıklaması ile davalıya 4.986,11 TL ile 13.02.2015 tarihinde … fatura no ile davalıya bariyer ve montaj işçiliği açıklaması ile iki adet fatura kesildiğini, bu faturaların davalıya tebliğ edildiğini ve itiraza uğramadıklarını belirterek, kararın bozulmasına, aksi taktirde düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilince gerekçeli karar tebliğinden önce süre tutum mahiyetinde bir istinaf dilekçesi sunulmuş ve maktu istinaf karar ve başvuru harçları yatırılmış ise de, mahkemece çıkartılan harç tamamlama muhtırası tebliğine rağmen yatırılması gereken eksik nispi istinaf karar harcı yatırılmadığından, mahkemece 09/11/2018 tarihli ek kararla davalı vekilinin istinafının yapılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu kararın davalı vekiline tebliğine rağmen ek karara karşı bir istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Dava, davalının inşaatını yapmakta olduğu binanın bodrum ve zemin kat daire içi yangın kapılarının imalat ve montajı için yapılan eser sözleşmesi kapsamında ödenmeyen hak ediş bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve inkar tazminatı talebine ilişkindir.Davalı tarafça, davacının işi eksik bırakması ve kötü ifası nedeniyle kalan işlerin başka firmaya tamamlattırıldığı, ayrıca işin ifası sırasında binadaki başkaca imalatlara zarar verildiği belirtilerek, öncelikle eksik ve ayıplı ifa nedeniyle davacının bakiye bir iş bedeli alacağı bulunmadığı, aksi kanaat halinde ise eksik ve kusurlu işler nedeniyle yapılan masrafların bedeli 20.001,00 TL, davacının işin ifası sırasında binadaki başkaca imalatlara verdiği zararlar nedeniyle yapılan masrafların bedeli 2.271,85 TL ve 190,05 TL ile davacıda bulunan 7.183,22 TL iş avansının belirlenecek davacı alacağından mahsubu talep edilmiştir. Davacı vekilince sunulan cevaba cevap dilekçesiyle, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı def’i ileri sürülmüştür. Taraflar arasında “davalının şantiyesindeki binaya otopark bariyer kurulması, garaj giriş otomatik kapısı, bodrum ve zemin kat daire içi yangın kapılarının imalat ve montajına” ilişkin sözlü bir eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, davalı tarafından davacıya avans ödemesi olarak 05/09/2014 tarihinde 15.000,00 TL ödendiği, davacı yüklenici tarafından otopark bariyeri ve garaj giriş otomatik kapısı işleri yapılarak bunlara ilişkin 12/01/2015 tarihli 4.986,11 TL’lik ve 13/02/2015 tarihli 2.830,67 TL’lik olmak üzere toplam 7.816,78 TL’lik iki adet fatura düzenlendiği, davalı tarafça bu faturalara itiraz edilmeyerek ödemiş olduğu 15.000,00 TL avans bedelinden bu fatura bedelleri düşüldükten sonra kalan 7.183,22 TL’nin dava konusu yangın kapılarına ilişkin iş bedeli borcundan mahsubunun istendiği hususlarında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Ayrıca, mahkemece davaya konu yangın kapılarına ilişkin iş bedeli alacağı davacının bu hususta sunmuş olduğu fatura doğrultusunda 56.828,81 TL olarak kabul edilmiş, sonrasında bu bedel üzerinden mahsuplara gidilmiş olmasına rağmen davalı tarafça, yargılama sırasında bu bedele açıkça itirazda bulunulmadığı gibi istinaf başvurusunda da bulunulmayarak yangın kapılarına ilişkin iş bedelini bu meblağ olduğu da kabul edilmiş bulunmaktadır.Taraflar arasındaki anlaşmazlık, davacının yangın kapılarının imalatı ve montajında eksik ve ayıp bulunup bulunmadığı, var ise bunların hangi tarafın kusurundan kaynaklandığı, bu nedenle davacının bunlara ilişkin iş bedeli alacağından ne kadarlık bir kesintiye gidilmesi gerektiği, davalı tarafın buna ilişkin sunduğu 20.001,00 TL’lik masraf belgesinin yerinde olup olmadığı, davacının işin ifası sırasında binadaki başkaca imalatlara zarar verip vermediği, vermiş ise bunların giderilme bedellerinin ne kadar olduğu ve davalı tarafça ödenen avans bedelinden bakiye kalan 7.183,22 TL’nin davacı alacağından mahsubunun gerekip gerekmediği hususlarına ilişkindir. Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, ayıp ihbarı yapılması hukuki bir işlem değil “hukuki işlem benzeri bir fiil” olması nedeniyle süresi içinde ayıp ihbarının yapıldığı tanık da dahil her türlü deliller ispatlanabilecektir.6102 sy TTK’nın 18. Maddesi ayıp ihbarını kapsamadığından tacirler arasındaki ayıp ihbarı bakımından da bu durum aynen geçerlidir. Ayrıca, yine Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, eser sözleşmelerinde TTK’nın 23. maddesinde düzenlenen 2 ve 8 günlük ayıp ihbar süreleri geçerli olmayıp, TBK’nın 474. maddesi gereğince eserin teslimden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz gözden geçirilmesi ve ayıp var ise bunun uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece inşaat mühendisi-işletme uzmanı bilirkişiden alınan kök ve ek raporlardan açıkça anlaşılacağı üzere, davacının yapmış olduğu yangın kapılarında hatalı imalatlar bulunduğu, bunlara ilişkin olarak %20 nefaset kesintisi belirlendiği, dosya kapsamı, davacının yüklenici olarak yerinde ölçüm alarak oluşabilecek hataların önüne geçmesi gerekmesi hususları göz önünde bulundurulduğunda, bilirkişi tarafından takdir edilen bu nefaset bedelinin Dairemizce de yerinde görüldüğü, davalı tarafça davacının ayıp savunmasına ilişkin olarak cevap ve delil bildirme süresinden sonra sunmuş olduğu yazışma ve fotoğrafların delil olarak kabul edilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, ayıp nedeniyle mahsup savunması ve buna ilişkin bilgi ve belgeler yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden ve mahkemece de mahsup itirazı kendiliğinden değerlendirilebileceğinden, sonradan sunulan bu delillerin de bilirkişi incelemesine esas alınmasında bir hukuka aykırılık bulunmadığı, istinaf dilekçesinde ayıp ihbarının süresinde olmadığına dair açık bir istinaf itirazında bulunulmadığı gibi, sunulan yazışmalar, tutanak ve tanık beyanları karşısında, yapılan işin mahiyeti, davacı tarafça teslime dair bir tutanak sunulmamış olması, davalının İstanbul Anadolu Sulh Hukuk Mahkemesi’nden 02/03/2015 tarihinde tespit talebinde bulunması, bu talebin usulden reddedilmesi üzerine kendi görevlileri tarafından tutulan tutanak doğrultusunda davalıya gönderilen 06/03/2015 tarihli noter ihtarıyla ayıp ihbarında bulunulması da göz önünde bulundurulduğunda, davalının yaklaşık 3 hafta içerisinde yapmış olduğu inceleme neticesinde yaptığı ayıp ihbarının süresinde olduğu, istinaf dilekçesinde yangın kapılarına ilişkin iş bedeline bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan kesintilerin miktarına ve hesabına dair açıkça bir itiraz bulunmadığı, sadece avans ödemesi olarak mahsubu yapılan 7.183,22 TL bakımından açıkça bir itirazda bulunulduğu, yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafça otopark bariyeri ve garaj giriş otomatik kapısı işlerine ilişkin olarak sadece 12/01/2015 tarihli 4.986,11 TL’lik ve 13/02/2015 tarihli 2.830,67 TL’lik olmak üzere toplam 7.816,78 TL’lik iki adet fatura düzenlenmiş olması, davalı tarafça ödendiği sabit olan 15.000,00 TL avans bedelinin mahsup edilebileceği başkaca bir fatura veya miktar sunulmadığı, bu nedenle belirtilen iki fatura bedeli düşüldükten sonra kalan 7.183,22 TL’nin dava konusu yangın kapılarına ilişin iş bedeli alacağından mahsubunun da yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarih ve 2015/797 Esas, 2018/809 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.