Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/931 E. 2019/1209 K. 03.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/931
KARAR NO : 2019/1209
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2016
NUMARASI : 2013/368 Esas, 2016/670 Karar,
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit, Senet iptali
KARAR TARİHİ : 03/10/2019
Dairemizce verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nce hükmün bozulmasına karar verilmiş olup, Dairemiz’ce açılan duruşmada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin yüklenici şirket vekili olarak bir kısım diğer arsa sahiplerinin de vekili olan davalı … ile Büyükçekmece .. Noterliği’nin 08/09/2010 tarih … sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediğini, sözleşme gereğince müvekkilinin üzerine düşen edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, sözleşme aşamasında davalı tarafın talebi ve güvence istemesi üzerine müvekkilinin davalıya 200.000,00 TL bedelli bono tanzim ederek verdiğini, yüklenici firma ortaklarından …in de bonoyu kefil olarak imzaladığını, edimler yerine getirilince bononun bedelsiz kaldığını, davalı …’in sözleşme dışında daha fazla taleplerde bulunduğunu, kat irtifakları tapusu çıkınca iade edileceği kararlaştırılan bononun davalı tarafından iade edilmediği gibi İstanbul…. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasına konu edildiğini belirterek, teminat senedinin bedelsiz kalması nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, verilen bononun iptaline, icra takibinin durdurulmasına, davalının %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacı borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazda davaya konu bonodaki imzayı inkar ettiğini, bu davada ise senedin bedelsiz olduğunu ve teminat senedi olduğunu ileri sürdüğünü, bu hususta yazılı delil sunmadığını, senedin teminat senedi olduğu iddiasının yazılı delille ispatı gerektiğini savunarak, davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davacının dava konusu bononun teminat senedi olduğu iddiasını yazılı delil ile ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacının takibe konu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, bononun iptaline ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Yerel mahkemenin kararına karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde; davalı alacaklının, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davaya konu bonoya dayanarak kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla davacı ve dava dışı kefil … hakkında takipte bulunduğu, davacının takip dosyasında borca ve imzaya itiraz ettiği, dava konusu senedin teminat senedi olduğunun ispatı için davacı tarafça sunulan ve 10/10/2012 keşide tarihli 40.000 TL bedelli …bank … Center şubesine ait … nolu çekin altına “İş Sözleşmesi” başlığı ile ” … Ayrıca …e verilen 30/04/2012 Tarihli 200.000 TL lik senet Büyükçekmece … Noterliği’nde …Yevmiye sayılı sözleşmeye istinaden teminat olarak verilmiş olup, kat irtifakı tapuları çıkınca iade edilecektir.” şeklindeki kısmının belgeye sonradan ilave edilip edilmediğinin tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 11/12/2014 tarihli raporda, söz konusu ilavenin farklı fiziki evsafta ikinci bir kalemle yazılmış olduğu, ancak zaman farkı bulunup bulunmadığının tespit edilemeyeceği sonucuna varıldığı, yapılan cezai soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığı anlaşılmış, davacı açıkça yemin deliline dayandığından ve yerel mahkeme tarafından yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılmadığından, Dairemiz’ce istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ve tahkikat açılmasına karar verilmiş, usulüne uygun tebligatla tahkikat için gerekli olan gider avansının duruşma gününe kadar yatırılması gerektiği ihtar edilmesine rağmen istinaf yoluna başvuran davalı tarafından 310,00 TL gider avansının süresinde yatırılmadığı anlaşılmış, bu nedenle HMK 358/son maddesi gereği dosyanın mevcut durumuna göre karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Dairemiz’in 21/09/2017 tarih ve 2017/312 esas, 2017/560 karar sayılı kararı ile; somut davada davacının, takibe konu bononun teminat bonosu olduğunu bilirkişi incelemesine konu imzası inkar edilmeyen ve artık tarafları bağlayıcı yazılı belgeyle ispatladığı, bu belgenin üzerinin davalı alacaklının iradesi dışında doldurulduğunun kesin delil niteliğinde yazılı belgelerle davalı tarafça ispatlanamadığı, kambiyo senedinin bir ödeme aracı ve sebepten mücerret olarak tahsil edilebilirliği olan bir kıymetli evrak olduğu, senet metninden anlaşılmadığı sürece tedavül eden vasfıyla alacak ilişkisini doğuran olaydan bağımsız olarak senedi elinde bulundurana tahsil hakkı vereceği, ancak somut olayda senedin teminat şartına bağlandığı ortaya çıktığından bu bonoya dayanarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılamayacağı sonucuna varılarak, yerel mahkeme kararı bu yönüyle yerinde görülmüş olup, borçlu olunmadığının tespitiyle yetinilmesi gerekirken takibe konu senedin iptaline de karar verilmesinin yasal dayanaktan yoksun bulunduğu, bu halde hükmün düzeltilerek yeniden karar verilmesi gerektiği gerekçeleriyle, davalı vekilinin sair istinaf istemlerinin reddi ile İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15.11.2016 gün, 2013/368 esas, 2016/670 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davacının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasıyla yapılan icra takibinde borçlu olmadığının tespitine, takip konusu asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dairemizce verilen bu karara karşı, davalı vekilince temyiz talebinde bulunulmuştur. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 10/04/2019 tarih ve 2018/837 esas 2019/1648 karar sayılı kararı ile; davacı yüklenicinin edimlerini eksiksiz yerine getirdiğinden teminat olarak verilen bononun bedelsiz kaldığını ileri sürdüğü, takip konusu 10.03.2011 tanzim ve 30.04.2012 vade tarihli 200.000,00 TL’lik bononun veriliş sebebinin “nakden” olarak yazılı olduğu, sözleşmede teminat senedi verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, senet üzerinde de teminat olduğuna dair ibare olmadığı, senedin tanzim ve sözleşme tarihlerinin değerlendirilmesinden de bononun sözleşmenin teminatı olarak verildiği sonucuna ulaşılamadığı, bu durumda davacının iddialarının yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, davacının sunduğu “iş sözleşmesi” başlıklı 10.10.2012 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli …bank … Center şubesine ait … nolu çekin altına yazılan “…Ayrıca …e verilen 30.04.2012 Tarihli 200.000,00 TL’lik senet Büyükçekmece … Noterliği’nde … Yevmiye sayılı sözleşmeye istinaden teminat olarak verilmiş olup, kat irtifakı tapuları çıkınca iade edilecektir.” ibaresine dayandığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 11.12.2014 tarihli raporunda söz konusu ibarenin diğer yazılarla bir zaman farkı bulunup bulunmadığı hususunda tespite gidilemediği, tüm bu delillere göre davacı tarafça davaya konu senedin teminat karşılığı verildiğinin ispat edilemediğinin anlaşıldığı, ancak davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğundan davacıya yemin hakkı hatırlatılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı üzerine dosya yeniden esasa kaydedilerek, taraf vekillerinden bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş, davacı vekili direnilmesini, davalı vekili ise uyulmasını istemiş, Dairemiz’ce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Davacı tarafça hazırlanan yemin teklif metni davalı asıla tebliğ edilmiş, davalı … 03/10/2019 tarihli duruşmadaki yeminli beyanında, dava konusu senedin teminat olarak verilmediğini, borç karşılığı verildiğini, ödenmediğini, “iş Sözleşmesi” üzerinde teminat olarak verildiğine ilişkin ibarenin kendisinin bilgisi dışında yazılmış olduğunu, bu hususun Adli Tıp incelemesinde sabit hale geldiğini belirterek yemin etmiş ve yemininde ve beyanında ısrar ettiğini belirtmiştir. Somut olayda, taraflar arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı yüklenici; davalı ise arsa sahibidir. Davalı tarafça davacı aleyhine 30/04/2012 vadeli 200.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden takibi yapılmış, davacı açtığı dava ile takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, icra takibinin tedbiren durdurulması, bononun iptali ve kötüniyet tazminatının tahsili istenmiştir. Davacı tarafça bononun teminat olarak verildiği ileri sürülmesine rağmen, bono üzerinde teminat ibaresi bulunmadığı, bononun veriliş sebebi olarak “nakden” yazılı olduğu, bononun teminat için verildiğine ilişkin başkaca delil de sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dosyaya sunduğu ve “iş sözleşmesi” başlığını taşıyan 10/10/2012 keşide tarihli 40.000,00 TL bedelli …bank … Center şubesine ait … nolu çek fotokopisi altına “…e verilen söz konusu 200.000,00 TL bononun sözleşmeye istinaden teminat olarak verildiğine” ilişkin ibarelerin Adli Tıp Kurumu’ca yapılan incelemesinde, bu ibarelerin farklı kalemlerle yazıldığı, ancak zaman itibariyle belirleme yapılamadığı belirtilmiş olup, tüm bu delillere göre dava konusu senedin teminat olarak verildiği ispat edilememiştir. Ancak, davacı tarafın dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı anlaşılmaktadır. Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu ilgili tarafa hatırlatmakla yükümlüdür. Bu nedenlerle, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı doğrultusunda, davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davacı vekili yemin teklif edeceklerini bildirerek yemin metnini hazırlayıp dosyaya sunmuş, davalı … duruşmada usulüne uygun olarak yaptırılan yemini tahtında alınan beyanında, söz konusu bononun teminat için verilmeyip, borca karşılık olarak verildiği ve borcun ödenmediğini bildirmiştir. Yemin niteliği itibariyle en son başvurulan ve kesin nitelikteki delillerden olup, davalının yeminli beyanı karşısında davacı davasını ispatlayamadığından, açılan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı tarafça davacının kötüniyetli olduğu ayrıca ve açıkça ispatlanmadığından, kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
A) 1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın yasal şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatının talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.415,50-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 3.371,10-TL harcın kararın kesinleşmesi ve istek halinde davacı tarafa İADESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 107,30-TL tebligat ve posta gideri 85,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 154,30-TL temyiz yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 347,30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17,950,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/10/2019