Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/929 E. 2022/7 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/929
KARAR NO: 2022/7
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2019
NUMARASI: 2016/1167 Esas, 2019/150 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan 3 adet faturaya istinaden bakiye iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında harita ve ölçme işlemlerinin davacı müvekkili yanca yapılması konusunda 02/09/2014 tarihli sözleşme yapıldığını, sözleşmede yapılacak hizmete ilişkin taahhütler ile tarafların yükümlülüklerinin yer aldığını, müvekkili tarafından sözleşme gereğince üstlenilen edimlerin eksiksiz yerine getirildiğini, sözleşme süresince harita mühendisi … ile …’ın sigorta primlerinin davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ayrıca çalışılan süre zarfında ofisten destek verilip, gerek duyulan yerlerde müvekkili tarafından ekstradan personel bulundurulduğunu, müvekkilinin sözleşmenin tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafça herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin sözleşme gereği müvekkiline ödenmesi gereken harita işleri ve ölçme bedelinin ödenmediğini, çalışılan süre içinde davalı yanca müvekkiline sadece 6.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı şirket tarafından müvekkiline başkaca hiç bir ödeme yapılmayacağın bildirildiğini ve sözleşmenin davalı şirket tarafından 14/11/2014 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve yazılı bildirim yapılmaksızın sözlü olarak feshedildiğini, müvekkili tarafından sözleşme gereğince yapılan harita ve ölçme işleri kapsamında düzenlenen 27/10/2014 tarihli, … Nolu, 8.850,00 TL bedelli, 03/11/2014 tarihli, … nolu, 8.850,00 TL bedelli ve 14/11/2014 tarihli, … nolu, 4.130,00 TL bedelli faturaların davalı tarafa Beyoğlu … Noterliği’nin 05/12/2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile birlikte 10/12/2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 02/09/2014 tarihli sözleşmenin müvekkili şirket tarafından Kadıköy …Noterliği’nin 26/11/2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesiyle feshedildiğini, ihtarnamenin davacı şirkete 02/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğini, sözleşmenin 4.Maddesinde, davacı şirket tarafından 2 adet personelin müvekkili şirketin şantiye idaresine bağlı çalışmak üzere hazır bulundurulması gerektiği kararlaştırılmasına rağmen bir personelin 4 iş günü boyunca müvekkil şirket şantiyesine iş başı yapmak üzere gitmediği gibi, mazeret de sunmaması üzerine, bu durumun müvekkili şirketi zarara uğratacağı gerekçesiyle sözleşmenin 15.Maddeye istinaden Kadıköy … Noterliği’nin, 26/11/2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesiyle feshedildiğini, davacı tarafından davaya konu faturaların Beyoğlu … .Noterliği kanalıyla müvekkili şirkete gönderildiği iddia edilmiş ise de, müvekkili tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği tarihten çok sonra bir tarihte gönderilen bu faturaların müvekkili şirketi borç altına sokmasının hukuken mümkün olmadığını, faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerektiğini, somut olayda sözleşmenin feshinden çok sonraki tarihte davacı tarafından Noter kanalıyla gönderildiği iddia olunan faturaların söz konusu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, 02/09/2014 tarihli sözleşmenin ihtilafsız olduğu, her iki tarafın da tacir olduğu, işin harita mühendisliği hizmeti verilmesine ilişkin olması nedeni ile her iki tarafın defterleri üzerinde harita mühendisi ve mali müşavir marifeti ile yapılan incelemede taraf defterlerinin TTK’nın 64 ve devamı maddeleri ile V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun olarak tutulduğu ve HMK’nın 222. maddesi anlamında delil niteliğinde bulunduğu, davacı tarafından 3 adet hizmet faturası kesildiği, 27/10/2014 tarihli olan 8.850,00 TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında da var olduğu, 03/11/2014 tarihli, 8.850,00 TL bedelli ve 14/11/2014 tarihli, 4.130,00 TL bedelli faturaların davacı tarafından davalıya Noter marifeti ile gönderildiği, davacı kayıtlarında olduğu halde davalı kayıtlarına işlenmediği, sektör bilirkişisi tarafından yapılan değerlendirmede; fatura içeriği hizmetin davalıya verildiği ve verilen hizmetin harita genel işleri için verilen hizmet karşılığı kesilen faturaların uygun olduğu ve tarafların davalı tarafından yapılan ödemeler de de mutabık oldukları, davacı tarafından davalıya gönderilen Beyoğlu …Noterliği’nin 05/12/2014 tarihli ihtarname gereğince davalının 17/12/2014 tarihinde temerrüde düştüğü, takip tarihine kadar ödenmeyen miktar için işlemiş faiz miktarının bilirkişi raporunda 188,87 TL olarak hesaplandığı, ve İİK’nın 67/2. maddesi gereğince alacağın likit ve bilinebilir olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 15.830,00 TL asıl alacak ve 161,60 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.018,87 TL üzerinden iptali ile takibin takip talebindeki koşullarla devamına, davalının İİK’nın 67/2 md. gereğince 15.830,00 TL’nin %20 si oranında tazminat ile mahkumiyetine, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasında 02/09/2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin, 26/11/2014 tarihinde gönderilen Kadıköy … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiğini, davacı tarafın, müvekkili ile arasında akdedilen sözleşme kapsamında; “sahada yapılacak her türlü arazi ölçüm işi, sahada yapılacak her türlü aplikasyon işi, sahada yapılacak her türlü kot tahsisi işi, sahaya ilişkin her türlü metraj, hak ediş ve hesap işleri, bir adet harita teknikeri, bir adet harita yardımcı elemanı” taahhüdü altına girdiğini, anılan sözleşmenin 4. maddesinde 2 adet personelin; müvekkili şirket şantiye idaresine bağlı olarak çalışmak üzere davacı tarafından hazır bulundurulacağının kabul edildiğini, ancak personellerden bir tanesinin dört (4) iş günü boyunca müvekkili şirket şantiyesine işbaşı yapmak için gitmediği gibi herhangi bir mazeret de sunmaması üzerine; bu durumun müvekkili şirketin işlerini zarara uğratacağından sebeple ve sözleşmenin “yürürlük” başlıklı 15. maddesi gereğince; iki tarafın tek taraflı memnuniyetsizliğinde dahi sözleşmeyi fesih etme yetkisi bulunmasına istinaden, müvekkili şirket tarafından Kadıköy … Noterliği’nin 26/11/2014 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, sözleşmenin müvekkili şirket tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini bildirir Kadıköy … Noterliği’nin 26/11/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin 02/12/2014 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiğini, her ne kadar davacının dava dilekçesinde; 26/11/2014 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeksizin kalan hizmet bedelinin ödenmeyeceğinin müvekkili şirket tarafından telefon konuşmasında söylendiği ve yine müvekkili şirket tarafından hiçbir gerekçe ve yazılı bildirim yapılmaksızın sözleşmenin feshedildiği iddia edilse de; sözleşmenin feshini bildirir Kadıköy … Noterliği’ nin 26/11/2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesinin 02/12/2014 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, TBK’nın 97. maddesi gereğince somut olayda olduğu gibi; karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerektiğini, aksi halde karşı taraftan talepte bulunamayacağını, davacı tarafın sözleşme gereği üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, sözleşmenin taraflarınca feshedildiğini, dolayısıyla gerekçeli kararda belirtilen fatura içeriği hizmetin davalıya verildiği ve verilen hizmetin harite genel işleri için verilen hizmet karşılığı kesilen faturaların uygun olduğu ve tarafların davalı tarafından yapılan ödemeler de de mutabık oldukları şeklindeki gerekçenin taraflarınca anlaşılamadığını, üzerine düşen edimleri yerine getirmemiş olan davacının, hakkı olmayan bir alacağı tahsil etmeye çalışmasının hukuken himaye görmemesi gerektiğini, davacı tarafından davaya konu faturaların Beyoğlu … Noterliği’nin 05/12/2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili şirkete gönderilmiş olduğu iddia edilse de müvekkili tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedildiği tarihten çok sonra bir tarihte gönderilen işbu faturaların müvekkili şirketi borç altına sokmasının hukuken mümkün olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 21/1 maddesinde; “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun faturada gösterilmesini isteyebilir” denildiğini, madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere; faturanın, onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeni ile düzenlenmiş olması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından akdin tek taraflı feshedildiği tarihten sonraki bir tarihte davacı tarafından noter kanalı ile gönderildiği iddia edilen faturalar söz konusu olduğunu, müvekkili tarafından sözleşmenin tek taraflı feshedilmiş olması dolayısı ile ortada bir hukuki ilişki, bir borç münasebeti olmaksızın düzenlenen, bu dava konusu faturaların müvekkilini bağlayacağının ve borç altına sokacağının kabulünün mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı; yüklenici, davalı ise; iş sahibidir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla, 27/10/2014, 03/11/2014 ve 14/11/2014 tarihli faturalara istinaden 15.830,00 TL asıl alacak ve 188,87 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.018,87 TL alacağın tahsili için 21/01/2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının yasal süresi içinde takibe ve yetkiye itirazı ettiği, davacı alacaklının yetki itirazının kabulü ve talebi doğrultusunda dosyanın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayısını aldığı, davalı takip borçlusu şirkete yeniden ödeme emri gönderildiği, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada bulunan ve mali müşavir … ile harita mühendisi … tarafından tanzim edilen 20/11/2018 tarihli bilirkişi kurul raporunda; davacı yanın, davalı şirket adına toplamda KDV dahil 21.830,00 TL bedelli 3 Adet “Harita İşleri ve Ölçme Hizmetleri” faturası düzenlediği ve gelir olarak ticari (işletme) defterine kaydettiği, bu faturalara ilişkin olarak tarafların kabulünde olduğu üzere davalı şirketten 6.000,00 TL tahsilat aldığı ve bu faturalardan kaynaklanan 15.830,00 TL alacağı kaldığı, davalı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtlarında; ticari defter kayıtlarıyla uyumlu olduğu tespit olunan 2014 yılı muavin hesap ekstrelerinden görüleceği üzere, davalı şirketin takip alacaklısı davacı yana fatura bakiyesinden kaynaklanan 2.250,00 TL borcu bulunduğu, davacı yanın davalı şirket adına düzenlediği ve toplam tutarı KDV dâhil 21.830,00 TL olan 3 adet hizmet faturasından 27/10/2014 tarihli 8.850,00 TL bedelli faturanın davalı şirket ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, davacı yanca davalı şirket adına düzenlenen ve davacı ticari defterine kaydedilen 03/11/2014 tarih, 68502 nolu, KDV dahil 8.850,00 TL bedelli ve 14/11/2014 tarihli, 68503 nolu, KDV dahil 4.130,00 TL bedelli hizmet faturalarının ise noter vasıtasıyla davalı şirkete tebliğ edilmiş olmasına karşın davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, sözleşme incelendiğinde; “genel harita işleri” adı altında fatura kesildiğinin görüldüğü, sözleşmenin 3. Maddesinde yapılması gerekli harita işlerinin ayrıntılı olarak belirtilmek suretiyle faturalandırıldığı,dosyaya sunulan ekler, paftalar incelendiğinde faturalar içeriği hizmetlerin verildiğinin tespit edildiği, gerek Harita Mühendisleri Odası Asgari Ücret Tarifesi, gerekse piyasada emsal işlere uygulanan ücretler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, davaya konu sözleşmede belirlenen ve faturalara dayanak alınan fiyatların uygun olduğu, yapılan harita ölçüm işlerinin piyasa fiyatlarına aykırılık teşkil etmedikleri, sözleşmeye de uygun bir şekilde makul olarak fiyatlandırıldıkları, bu faturaların davalı şirkete borç yükü doğuracağı ve dolayısıyla davacının bu faturalardan hak kazanacağı, taraflar arasında akdedilen sözleşmede; 365 gün geçerli olmak üzere aylık 7.500,00 TL+KDV şeklinde sabit ödemeler kararlaştırıldığını, bu sebeple sözleşme kapsamındaki işler dâhilinde Eylül – Ekim- Kasım 2014 tarihlerinde harita genel işleri adı altında verilen hizmetler için toplam KDV dâhil 21.830,00 TL fatura kesildiği ve bu faturalara istinaden tarafların 6.000,00 TL tahsilât/tediye rakamında mutabık oldukları, davacının 21.830,00 TL fatura alacağından davalının 6.000,00 TL ödemesi mahsup edildiğinde davacının 15.830,00 TL asıl alacak talebinin yerinde olduğu, davacının Beyoğlu ….Noterliği’nden davalıya keşide ettiği, 05/12/2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesiyle davalının 17/12/2014 tarihi itibarıyla temerrüde düşürüldüğü, davacının 15.830,00 TL asıl alacağa 17/12/2014 temerrüt tarihinden 21/01/2015 takip tarihine kadar değişen oranlı ticari avans faizi uygulanmak suretiyle yapılan hesaplamada; davacı şirketin 15.830.00 TL asıl alacak ve takip öncesi islemiş 188.87 TL faiz olmak üzere toplam 16.018,87 TL üzerinden itirazın iptali istemi ile davalı şirket aleyhine ikame ettiği ve harçlandırdığı davada, davacının 15.830.00 TL asıl alacağa ilişkin talebinin yerinde olduğu belirtilmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında mahkemece; denetime elverişli bilirkişi kurulu raporu dayanak alınmak suretiyle, taraflar arasında 02/09/2014 tarihinde imzalanan sözleşmenin, davalı yanca davacıya gönderilen Kadıköy … Noterliği’nin 26/11/2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile feshedildiği, davacı yanca, davalı şirket adına toplam KDV dahil 21.830,00 TL bedelli 3 adet “Harita İşleri ve Ölçme Hizmetleri” faturası düzenlendiği ve gelir olarak ticari deftere kaydedildiği, faturalar içeriği hizmetlerin davacı yanca verildiğinin tespit edildiği, bu faturalara ilişkin olarak tarafların kabulünde olduğu üzere davalı şirket tarafından davacıya 6.000,00 TL ödeme yapıldığı, bu suretle davacı yanın davalıdan 15.830,00 TL alacaklı olduğu, gerek Harita Mühendisleri Odası Asgari Ücret Tarifesi, gerekse piyasada emsal işlere uygulanan ücretler üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda, davaya konu sözleşmede belirlenen ve faturalara dayanak alınan fiyatların uygun olup, yapılan harita ölçüm işlerinin piyasa fiyatlarına aykırılık teşkil etmediği, işin sözleşmeye de uygun bir şekilde makul olarak fiyatlandırıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2019 tarih ve 2016/1167 Esas, 2019/150 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.094,25 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 274,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 819,94 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.