Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/917 E. 2022/105 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/917
KARAR NO: 2022/105
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2018/737 Esas, 2019/162 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Adada bulunan …, …, …, … ve … parsellerde büyük bir inşaat yapmak üzere arsa maliklerinin bir kısmı ile kat karşılığı inşaat sözleşmeleri imzaladığını, bu parsellerden biri olan … parselin hissedarlarından dava dışı … ile 22/04/2015 tarihli ve dava dışı … ile de 07/05/2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri imzaladığını, henüz diğer parsel sahipleriyle anlaşmalar yapılmadan önce müvekkili şirketin ortaklarından …’nun Twitter hesabının hacklenerek bu hesaptan kendisine ait olmayan paylaşımlar yapıldığı, ailesi ve yakınları ile çalışanlarının ölümle tehdit edildiği, işyerinin yakılacağı, bombalanacağına dair tehditler ve küfürler edildiği, bu yazı ve resimlerin bir çok internet sitesine dağıldığından suç duyurusunda bulunulduğunu ve sitelere erişimin engellenmesine karar verildiğini, bu sırada davalı şirketin ortağı …’in yayınlardan korkmaması ve işin bozulmaması için … parsel yönünden yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin davalı şirkete devri gerektiğini söylemesi üzerine, projeye konu parsellerle ilgili inşaat işinin müvekkiline verilmesi için devrede olan ve müvekkili şirketin ortaklarının küçük de olsa hissedarı olduğu davalı şirketin kurulmasında aktif rol oynayan …’in endişeli hali ve kendilerini zorlamasıyla, kendisine o vakit güven de duyduklarından Beşiktaş … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … – … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri gereği … nolu parselin müteahhitliğinin bedelsiz olarak davalı şirkete devredildiğini, devir sözleşmesinde bir bedel belirlenmediğini, müvekkilinin sorumluluğunun devam ettiğinin yazılı olduğunu, sonrasında müvekkilinin diğer parsellerle ilgili sözleşmeleri imzaladığını ve tapuya şerh ettirdiğini, bunun üzerine davalının 21/03/2018 tarihli ihtarname ile diğer sözleşmelerin de kendisine devrini istediğini, bunun üzerine söz konusu diğer sözleşmelerin devredileceğine ilişkin bir mutabakat bulunmadığını, … ve … nolu devir sözleşmelerinin de o tarihlerde müvekkilinin zor durumdu bulunmasından davalının yararlanma kastından kaynaklandığını, BK’nın 27. Maddesi gereğince sözleşmelerin mutlak butlanla batıl olduğunu, diğer parsellere ilişkin sözleşmeleri devretmeyeceklerini davalıya bildirdiklerini, buna rağmen davalı şirketin müvekkili tarafından tapuya konulan şerhleri kendi adına devrettirdiğini, davalının … ve … dışındaki arsa sahiplerinin sözleşmelerin feshi için müvekkiline ihtarname göndermelerini sağladığını, bu kişilere feshi kabul etmediklerini bildirdiklerini, arsa maliki …’nun çifte devirden bahsettiğini, ancak 164 parsele ilişkin iki sözleşmenin devredildiği … A.Ş’nin müvekkili şirketin bağlı şirketi olup, kurucularının aynı olduğunu, bu projenin gerçekleştirilmesini birlikte sağlayacaklarını davalı şirketin bildiğini, bu iki şirketin imar durumunun iyileştirilmesi çalışmasının sonuna geldiklerini, aralarında işbölümü çalışması bulunduğunu, arsa sahipleriyle toplantı çağrısı yapıldığını, ancak bir kısım arsa sahiplerince müvekkiline kendilerinin başka şirketle sözleşme yapacaklarını bildirdiklerini, karşılıklı edimleri içermeyen devir sözleşmelerinin açıklanan nedenlerle BK’nın 27 vd.maddelerinde yazılı olduğu üzere mutlak butlanla batıl/kesin hükümsüz/yok hükmünde olduğunu, davacı şirketin bu sözleşmelere bağlı olmadığını, sözleşmelerin doğduğu andan itibaren hiçbir hukuki değeri bulunmadığını, sözleşme metinlerinde Borçlar Kanununa aykırı hükümler olduğunu ileri sürerek, Beşiktaş … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … – … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri’nin BK’nın 27. Maddesi gereğince mutlak butlanla batıl/kesin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu uyuşmazlığa neden olan İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Ada, … parselin her iki hissedarı ile 07/05/2015 ve 22/04/2015 tarihlerinde imzalanan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin, Beşiktaş … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … – … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile davalıya devredildiğini, ayrıca davacının davalıya devrettiği sözleşmeleri 01/06/2018 tarihinde dava dışı … A.Ş.’ye de devrettiğini, iki kez farklı şirketlere devredilen sözleşmeler yönünden davacının işbu davada taraf sıfatının bulunmadığını, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını ispatlaması gerektiğini, davalının devir sözleşmeleri ile arsa sahiplerine karşı sorumluluğu üstlenerek ağır bir yükün altına girdiğini, davacının da arsa sahiplerine olan sorumluluğu nedeniyle işbu sözleşmeleri davalıya devrettiğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Ada, … parselde kayıtlı gayrimenkulün dava dışı iki hissedarı ile davacı arasında imzalanan 07/05/2015 ve 22/04/2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinden doğan hakların, Beşiktaş … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … – … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile bedelsiz olarak davalıya devredildiği; yine davacı ile dava dışı hisse sahipleri arasında imzalanan sözleşmelerden doğmuş ve doğacak hakların tamamının tüm hukuki ve vecibeleri ile birlikte davalı tarafça devir ve temlik alındığı, sözleşmede yazılı şartlar dahilinde kat karşılığı inşaat yapılacağının kabul ve taahhüt edildiğinin tarafların kabulünde olduğu, sözleşmelerin varlığı konusunda taraflar arasında herhangi bir çekişme bulunmadığı, taraflar arasında yapılmış Beşiktaş … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … – … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmelerinin bedelsiz olarak davalıya devri nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitini istemiş ise de; tacir olan taraflar arasındaki iş ticari nitelikte olduğundan, düzenlenen sözleşmelerde davacının TTK’nın 18.maddesi gereğince basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi, özgür iradesiyle imzaladığı her iki sözleşmenin sonuçlarını öngörmesi ve buna göre işlem yapmasının zorunlu olduğu, dava konusu devir sözleşmelerine göre, davacının, dava dışı hissedarlar ile yaptığı sözleşmelerden doğmuş ve doğacak haklarının tamamını tüm hukuk ve vecibeleri ile birlikte davalıya devir ve temlik ettiği, bu haliyle davacının kendi iradesi ile düzenlenen sözleşmelerden kaynaklı ileri sürdüğü hükümsüzlük nedenlerinin samimi ve inandırıcı olmadığı, bu konulardaki iddialarını destekler somut herhangi bir kanıtın bulunmadığı, her iki sözleşmenin de sözleşme serbestisi sınırları içinde yasaya uygun şekilde yapıldığı, Yasaca özel bir şekle bağlı kılınmadığı, kaldı ki ileri sürülen nedenlerin TBK’nın 27.maddesinde sayılan hükümsüzlük hallerine girmediği, dolasıyla davacı tarafça ileri sürülen nedenlere dayalı taraflar arasındaki devir sözleşmelerinin TBK’nın 27.maddesinde düzenlenen kanuna, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı olmadığı ve geçerli oldukları, gayrimenkulün dava dışı hissedarları ile yapılan Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri kapsamında işin yapımını üstlenen davacının hisse sahiplerine karşı sorumluluğunun, dava konusu Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile davalıya devir ve temlik edildiği, davacının, sorumluluğunu üstlendiği işe ilişkin tüm hak ve borçlarını davalıya devrederek bir bakıma sorumluluktan kurtulduğu, taraflar arasında yapılmış devir sözleşmelerine konu inşaat sözleşmelerinin (bir bakıma devir sözleşmelerinin) karşılıklı edimleri içerdiği, bir hakkın karşılıksız devrini engelleyici bir yasa hükmü bulunmadığı gibi; hakkın karşılıksız devrinin, sözleşmeyi hükümsüz kılmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin deliller toplanmadan karar verdiğini, taraflar arasındaki müteahhitliğin devrine ilişkin noterden yapılan sözleşmelerin yok hükmünde olduğunu ve hükümsüz olduğunu, milyonlarca para kazanacağı bir işten hiç bir bedel almadan vazgeçmesinin doğru olamayacağını, devir sözleşmeleri incelendiğinde davacının halen sorumluluğunun bulunduğunu, davacı şirketin İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … mahallesi, … ada, …, …, …, …, … numaralı parseller hissedarları ile noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ile tüm parselleri kapsayacak şekilde büyük proje ile inşaat işi aldığını, hissedarların sayısının fazla olması sebebiyle sözleşmelerin tamamlanmasının 2 yıl sürdüğünü, özellikle 3.743,00 m2 ile en büyük parsel olan … nolu parselin iki hissedarı olduğunu, %60 hissesi …’e %40 hisse …na ait olduğunu ve her iki hissedarla da kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin 22 nisan ve 07 mayıs 2015 tarihlerinde imzalandığını, 03.03.2016 tarihinde davacı şirketin ortaklarından olan …’nun Twitter hesabının hacklendiğini, bu hesap üzerinden defalarca paylaşılıp, ailesinin, çalışanlarının ölümle tehdit edildiğini, işyerinin yakılacağı, bombalanacağı gibi açık tehditler ile sinkaflı küfürler edildiğini, yazı ve resimlerin onlarca internet sitesine de dağıtıldığını, suç duyurusunda bulunulduğunu, Büyükçekmece Cumhururiyet Başsavcılığı’na 2016/8492 soruşturma numarası ile şikayet yapıldığını, talep üzerine birçok internet sitesi linkinin erişime engellenmesi kararı verildiğini, davalı şirketin büyük ortağı ve müdürü olan …’in davacı şirkete başvurarak arsa sahiplerinin internet medyasındaki bu yayınlardan ürkmemesini ve işin bozulmamasını temin etmek istediğini belirterek ortalığın yatışmasına kadar geçici bir süre için … parselle ilgili olarak arsa sahipleri ile yapılan iki adet kat karşılığı inşaat sözleşmesinin devirinin zorunlu olduğunu söylediğini, …’in endişeli hali ve zorlamasıyla problemin zorlayıcı etkisi nedeniyle ortalık yatışana kadar davalı şirkete 25.03.2016 Beşiktaş … Noterliğinin … ve … yevmiye numaralı iki adet düzenleme şeklinde müteahhitlik devir sözleşmesi ile gerçekte bağlayıcılığı olmayan kanunun aradığı şartları dahi taşımayan, geçerli bir devir olmayan, hatta bedeli bile olmayan … sayılı parselin müteahhitliğe devir edildiğini, hiçbir bedel almadan yapılan devir sözleşmesi yapıldığını, hiçbir hukuki değeri bulunmayan bir sözleşme olduğunu, sözleşmenin niteliği gereği karşılıklı yükümlülükler içermesi gerektiğini, devir sözleşmesi ile müteahhitlik devir edilmiş olsa da hukuki sorumluluğun devam ettiğini, bilahare …, …, … ve … nolu parsellerin malikleriyle de müvekkili şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediğini ve tapuya şerh ettirdiğini, bu durumdan rahatsız olan davalı Beşiktaş … Noterliğinin 21 Mart 2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, ihtarname ile parseller üzerinde yapılan sözleşmelerin kendilerine devir edilmesini ve tapu üzerindeki şerhlerin kaldırılmasını talep edildiğini, ihtarnameye Büyükçekmece … Noterliği 28 Mart 2018 tarihinde davacı şirket ile davalı arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında devir edildiğine ilişkin sözleşme veya mutabakat bulunmadığını, mutabakat olmadığından muhataba karşı bir yükümlülüklerinin olmadığını belirtir cevap verildiğini, davacı şirketin zor durumda kalmasından davalının yararlanma kastından kaynaklandığını, iki devir sözleşmesinin BK 27 ve devamı maddelerinde yazılı olduğu üzere mutlak butlanla batıl olduğunu, kesin hükümsüz yok hükmünde olduğundan davacı şirketin bağlı olmadığını, diğer hisselere ait sözleşmeleri devir etmiyeceklerini bildirdiklerini, davalı şirketin kötüniyetli davranarak kat katşılığı inşaat sözleşmelerini devraldıklarını tapuya şerh ettirdiğini, davalı şirket diğer parsel malikleri olan … ve … haricindeki diğer hissedarları kışkırtarak tek taraflı olarak sözleşmeleri fesih ettiklerini, … İnşaat ile … AŞ.’nin bağlı şirketler olduğunu, her iki şirketin kurucuları aynı olduğunu, … nolu parsel malikleri ile iki ayrı şirket üzerinden sözleşme yapılmasının engel olmadığını, her iki şirketin arsanın imar durumunun iyileştirilmesi için birlikte çalıştıklarını, çalışmalarının sonuna geldiğini, davalı şirketin yok hükmündeki iki adet devir sözleşmesi BK 27 ve devamı maddeleri gereğince mutlak butlanla batıl olduğunu belirterek, mahkeme tarafından verilen davanın reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mahallesi, … Pafta, … Ada, … parselde kayıtlı gayrimenkulün %40 oranındaki hissedarı dava dışı … ile imzalanan 22/04/2015 tarihli ve yine aynı gayrimenkulün %60 oranındaki hissedarı dava dışı … ile imzalanan 07/05/2015 tarihli Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin, Beşiktaş … Noterliği’nin 25/03/2016 tarih ve … – … yevmiye numaralı iki adet Düzenleme Şeklinde Müteahhitlik Devir Sözleşmeleri ile bedelsiz olarak davalıya devredildiğini, bedelsiz olarak yapılan devirlerin TBK’nın 27. maddesi gereğince mutlak butlanla batıl, hükümsüz olduğunu belirterek devir sözleşmelerinin mutlak butlanla batıl ve kesin hükümsüz olduğunun tespitini talep etmiştir. Davalı taraf yapılan devirlerin hukuka uygun olduğunu, sözleşmeleri devir almakla kendilerinin yükümlülük altına girdiğini, hükümsüzlük sebeplerinin bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iddiaları itibariyle TBK 27 maddesi kapsamına girmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. 6098 sayılı TBK’nun 27. Maddesinde “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı vekili … nolu parsel malikleri ile ayrı ayrı yapmış olduğu Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerini davalı şirkete herhangi bir bedel almadan noter huzurunda 25.03.2016 tarihinde devir etmiştir. Davacı taraf devir sebebi olarak 03.03.2016 tarihinde şirket ortaklarından …’nun twiter hesabının hacklenmesi ve sonrasında 3. Kişiler tarafından kullanılması sebebiyle ailesi ve çalışanlarının ölüm tehditleri sebebiyle davalı şirket ortağı ve müdürü olan …’in endişeli hali ve kendilerini zorlaması sebebiyle güvendiklerinden bahisle devir yaptığını beyan etmiştir. Davacının belirttiği twiter hesabının hacklenmesi ile ilgili olarak Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, talep üzerine Sulh Ceza Mahkemesi tarafından bu konu ile ilgili tüm internet yayınlarının durdurulması için tedbir kararı verilmiştir. Davacı taraf … nolu parsel çevresinde bulunan ve tevhid edilerek kat karşılığı inşaat yapılacak aynı yer …, …, …, ve … nolu parsel malikleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamış, akabinde dava konusu olan davalı tarafa devir edilen … nolu parsel de içerisinde olmak üzere, yapmış olduğu …, …, …, … nolu parseller ile ilgili kat karşılığı inşaat sözleşmelerini Tekirdağ … Noterliği’nin 01.06.2018 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde müteahhitlik devir sözleşmesi ile dava dışı olup davacı şirketin iştiraki olduğu belirtilen … Anonim Şirketine devretmiştir. Davalının iki sözleşmenin kendisine devrine ilişkin devir sözleşmesinden yaklaşık 2 yıl sonra Beşiktaş …Noterliğinin 21.03.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, … nolu parsel dışında kalan parseller için yapılan 14 adet kat karşılığı inşaat sözleşmesinin de kendisine devredilmesini talep etmesi sonrasında, davacı tarafça … nolu parsel için yapılan devir sözleşmelerinin iptali için dava açılmıştır. Davacı tarafın dayanağını oluşturan TBK’nın 27. maddesi gereğince devir sözleşmesinin kesin hükümsüz olduğunun kabul edilebilmesi için, dava konusu sözleşmelerin kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız sözleşmeler olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı tarafça dosyaya sunulan deliller, TBK’nın 27. Maddesindeki kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırılık hallerini veya sözleşmenin konusunun imkansız olduğunu ispatlayıcı nitelikte değildir. Dava konusu 164 nolu parsele ilişkin yapılan devir sözleşmelerinde, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinden doğmuş ve doğacak hakların tamamının tüm hukuki vecibeleriyle birlikte bedelsiz olarak devir ve temlik edildiği, sözleşmelerin devrinden dolayı davalıdan kanunen ve hukuken bir alacağın kalmadığı taraflarca noter huzurunda kabul ve beyan edilmiştir. Davacı bir ticaret şirketi olup, basiretli bir tacir olduğu ve üçüncü şahıslarla girdiği ticari ilişkilerde ve düzenlediği sözleşmelerde basiretli tacir olmanın gereği olarak gerekli özen ve dikkati gösterdiğinin kabul edilmesi gerekmektedir. Davacı şirket tarafından sözleşmelerin davalı şirkete bedelsiz devrine engel teşkil edecek yasal bir düzenleme bulunmadığı gibi, sözleşmelerin bedel karşılığı devredildiği de iddia edilmemiştir. Yapılan devir işleminde TBK’nın 27.maddesi kapsamında kesin hükümsüzlük sebeplerinin bulunduğu ispatlanamadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2019 tarih ve 2018/737 Esas, 2019/162 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.