Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/889 E. 2022/124 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/889
KARAR NO: 2022/124
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2014/1194 Esas, 2019/168 Karar
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2016/150-152 EK SAYILI DOSYASINDA:
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı vekili; taraflar arasında raf yerleşim işine ilişkin teklif mektubunda belirlenen bedel ile 29/08/2013 tarihli sözleşme imzalandığını, işin başlangıç tarihinin 15.09.2013 olarak belirlendiğini, davacı şirketin sözleşme hükümlerine uygun olarak bu tarihte işe başladığını, ancak davalının montaj mahallinde beton ve epoksi kaplaması yapması kurumasının beklenildiğini, davalı tarafından temini yüklenilen “…” iş makinesinin 23.09.2013 tarihinde temin edildiğini, makine temininin işi 11 gün geciktirdiğini, işin montajının 03.10.2013 tarihinde bitirildiğini, davalının raflara malzeme yerleştirilmesine başlandığını, yerleştirmedeki sorunlar nedeniyle proje değişikliğine gidildiğini, 17 ton malzemenin yeniden imalat ve montajının yapıldığını, yapılan imalatlar, sökme ve montaj bedellerinin sözleşme kapsamında davalıya fatura edildiğini, işin süresinin bu nedenle 16 gün uzadığını, davalı tarafından 03.11.2013 tarihinde yeni ilave işlerle ilgili teklif istendiğini, aynı tarihte teklif mektubu hazırlanarak davalıya verildiğini, teklifte, işin kabul edilmesi halinde iş bitim tarihi olarak 24.11.2013 tarihinin belirlendiğini, davacının belirtilen işleri bitirip teslim ettiğini, yapılan işlerin 13.12.2013 tarihinde malzemelerin kusurlu olarak teslimine ilişkin “Mal Teslimi Sayım Tutanağı” ile müştereken imzalandığını, teslimata ilişkin faturaların 03.12.2013-13.12.2013 tarihleri arasında düzenlenerek davalıya gönderildiğini, taraflar arasında ekte sunulan Ba-Bs formları ile hesap mutabakatlarının sağlandığını, davalının bir kısım ödeme yaptıktan sonra bakiye alacaklarını ödemediğini, tahsilatı gerçekleştirmek amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, icra dosyasına itirazda bulunduğunu, davalının itirazının yersiz olduğunu, yapılan işin teslim tutanağı ile teslim edildiğini, kesilen faturalarla ilgili Ba-Bs formları yönüyle de mutabakat sağlandığını, davalının yapılan işe ve fatura içeriğine itiraz etmediğini, ayrıca kendilerinin davalı tarafından düzenlenen fatura içeriğine noter aracılığı ile itiraz ettiklerini, taraflar arasındaki dava ve ihtilafın davalı tarafından müvekkili davacı adına düzenlenen faturalardan kaynaklandığını, davalının toplam fatura bedelinin KDV dahil 129.336,45TL tutarında cezai müeyyide faturası düzenlediğini, aynı tarihte 3 adet fatura düzenleyerek borcunu sıfırlama yoluna gittiğini, düzenlenen fatura içeriğinin sözleşme şartlarına aykırı olduğunu, işin gecikmesinin davalı işlemlerinden kaynaklandığını, ayıplı mal ihbarı yapılmadığını, işin tesliminde 4 ay sonra sonra fatura düzenlenmiş olması nedeniyle davalının düzenlediği faturanın gerçeği yansıtmadığını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının Büyükçekmece … İcra Dairesinde açmış olduğu icra takibinin Büyükçekmece 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/477 Esas sayılı kararı ile haciz işleminin iptali ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verildiğini, kararın davacı tarafından temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediğini, davacı ile depo raf sistemi üretimi, kurulumu demontaj ve montaj işlerinin yapımı konusunda KDV dahil toplam 112.500,00 USD bedelle mutabık kalındığını, anlaşmaya göre yüklenici firmanın 15.09.2013 tarihinde montaja başlayıp en geç 30.09. 2013 tarihinde tüm montajı tamamlamayı üstlendiğini, gecikme cezası ve aykırı malzeme kullanımı ile ilgili hususların taraflarca kabul edildiğini, davacının sözleşme akabinde işe başladığını, ancak belirlenen sürede işin bitirmediğini, kullanılan malzemenin sözleşmeye uygun olmadığını, eksik ve hatalı işler yapıldığını, ince malzeme kullanıldığını, malzemeler nedeniyle istiflenen ürünlerin dökülme tehlikesi gösterdiğini, davacı şirketin hatalarını düzelteceğini bildirdiğini, davacının yeni imalatlar yapmadığını, hatalı ve eksik işlerini tamamladığını, tarafların yetkilileri arasında yapılan telefon görüşmelerinde günlük %1 ceza uygulaması hakkında taraflarca mutabık kalındığını, davacının dava konusu işi eksik ve hatalı yaptığını, uygun sürede teslim etmediği nedeniyle davalı şirketin 2-3 ay gibi gecikme ile taşınabildiğini, taraflar arasında uzlaşma görüşmelerinin sonuçlanamaması nedeniyle davacı adına …-…-… ve … numaralı faturalar düzenlenerek kargo ile ve iadeli taahütlü posta ile davacıya gönderildiğini, davacının faturaları teslim almadığını, teslim alınmayan faturaların ihtarname ekinde noter aracılığı ile davacıya gönderildiğini, davacı tarafından gönderildiği belirtilen ihtarnamenin davalıya ulaşmadığını, davacının sözleşmeye aykırı, hatalı, eksik ve süresinde teslim etmeyerek davalının 2- 3 ay gecikme ile taşınmasına neden olduğunu, bu husustaki haklarını saklı tuttuklarını belirterek, davanın reddine, davacının haksız icra takibi haczi nedeniyle %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, davalının raf sistemleri yapan bir firma olduğunu, davacı iş yerinin depo raf sistemlerinin yapımı , hazırlanması, kurulumu , de montaj ve montaj işleri için 21.08.2013 tarihli sözleşmenin yapıldığını, tarafların KDV dahil 112.500.00 USD bedelde mutabık kaldıklarını, davacı tarafından gerekli malzemelerin temin edilerek yer tesliminin de sağlandığını ancak davalının belirtilen sürede işi yapmadığını, kullanılan malzemenin de sözleşmeye uygun olmadığını, eksik ve hatalı işler yapıldığını, davalı taraf ile yapılan görüşmeler sonucunda gecikme cezası için % 1 oranında mutabık kalındığını, davalının dava konusu işi eksik ve hatalı yapması, sözleşmeye uygun sürede yapmaması nedeniyle zarara uğradığını, kurulamayan raf sistemlerini kendi imkanlarıyla tamamladığını, mutabakat metnine istinaden hizmet bedeli, gecikme, nakliye, hamaliye bedelleri, raf sistemlerinin sözleşmeye aykırı kullanıma uygun olmayan malzeme bedeli ve gecikme cezasının davacı tarafından fatura edildiğini, davalının söz konusu fatura bedellerini ödememesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, ayrıca davalının davacı hakkında Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında haksız olarak icra takibi başlattığını ve söz konusu icra dosyasına istinaden Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1194 Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını belirterek, davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, asıl davada davacının cari hesap alacağını icra takibine konu ettiği, yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda cari hesap alacağının 127.548,88TL olduğu, bu kaydın davalı kayıtları ile de doğrulandığı, her ne kadar kur farkı faturası da kesilmiş ise de net dönemlerin belirlenmemesi nedeniyle kur faturası dayanağının bulunmadığı, birleşen davacı taraf her ne kadar gecikme cezasından ve masraflar yönünden fatura düzenlemiş ve bunu icra takibine konu etmiş ise de, faturaların davacı kayıtlarında bulunmadığı, kabul edilmeyip iade edildiği, yapılan incelemede faturayı doğuran cezai şartın oluşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, asıl dava olan 2014/1194 esas sayılı dosyada davanın kısmen kabulüne, Büyükçekmece … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafın 127.545,88 TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına, 127.331,34TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına, icra inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen dava olan Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/150 esas sayılı dosyası yönünden davanın reddine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı-birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi iddia ve talepleri kapsar nitelikte bilirkişi görevlendirmesi yapılmadığını, cevap dilekçesinde ve birleşen davada ileri sürdükleri beyanlarda davacı tarafın yaptığı işin ayıplı olduğunun belirtildiğini, davacı tarafça yapılan raf sisteminin davalının ihtiyaçlarını karşılamadığının belirtildiğini, eksik görevlendirme ile oluşturulan bilirkişi raporu ile iddialarının gerektiği gibi incelenmemesi sonucu eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, mahkemece bu raporlara itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkemece itiraz ve beyanlarının yeterli incelenmediğini, dosyaya sunulu delillerin değerlendirilmesinde de hataya düşüldüğünü, bilirkişi raporlarında sözleşme ekinde “…” şirketi tarafından çizilen proje olduğunun belirtildiğini, ancak taraflarca mahkemeye sunulan sözleşme ekindeki projede bu firmanın adının bulunmadığını, davalı şirketin raf ihtiyacı için bir çok firmadan teklif aldığını, davacı tarafın daha önce davalıya teklif veren “…” firmasına ait proje çiziminin altında bulunan “…” firma logosu silinerek kendi teklifi gibi sunulduğunu, davacı firma teklifinin ekinde kendileri tarafından hazırlanmayan bir projeyi kendileri hazırlamış gibi sunduğunu, bu hususun daha sonra yapılan araştırma ile tespit edildiğini, söz konusu “…” tarafından çizilen proje de davacının başka bir firmanın projesini taklit ederek iş yaptığı projenin teknik kısımlarına hakim olmadığı ve işi ayıplı yaptığının göstergesi olarak tmahkemeye sunulduğunu, hem yerel mahkemece hem de inceleme yapan bilirkişiler tarafından delilin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğünü, bilirkişi raporlarında yapılan değerlendirmelerde de tarafların “…” tarafından çizilen projeye göre iş yapılacağı hususunda anlaştığı gibi değerlendirildiğini, ancak davacı taraf ise kendi projesini sunmak yerine “…” isimli firmanın projesini kendisi çizmiş gibi teklif ekinde sunduğunu, mahkemece bu husus gözden kaçırılarak söz konusu proje şartname gibi değerlendirildiğini, söz konusu sözleşme şartname olmayıp davacı tarafın teklifinin eki niteliğinde olduğunu, davacının projeye uygun işi tamamladığından bahisle kusursuz olduğunun değerlendirmesinin hatalı olduğunu, zira davacının asli kusurlarından biri de ihtiyaca uygun proje hazırlamamış olması olduğunu, bilirkişi raporlarında ve yerel mahkemece söz konusu projenin niteliğinin hatalı değerlendirilerek hatalı hüküm kurulduğunu, mahkemece gerekçeli kararda davalı şirketin ek taleplerde bulunduğu, davacının işe geç başlamasına da davalının sebebiyet verdiğinden bahsettiğini, bunu hangi gerekçeye dayandırdığını hangi delil ile bu kanıya vardığının belirtilmediğini, mahkemece davacının işi geç teslim etmediği yönündeki kabulünün de hatalı olduğunu, davalı şirketin davacı taraftan ek talepte bulunmayıp davacının yaptığı işteki ayıpların giderilmesini talep ettiğini, davacı tarafın kendi sunduğu projeye dahi uygun iş yapmadığını, söz konusu projede taban raflarının 1,5 mm kalınlığında olması belirlenmişken davacı taraf 1,2 mm kalınlığında malzeme kullandığını, taleplerinin de işin eksik ve ayıplı olarak teslim edilmesi nedeniyle davacının kusurundan kaynaklanan işlerin tamamlattırılması olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporlarında davacının işe 11 gün geç başlamasına sebep olan durumun mahalde yapılan beton ve epoksi kaplamasının kurumasının beklenmesi nedeniyle olduğunun belirtildiğini, sonrasında ise işin 16 günlük gecikmeyle teslim edildiğinin ifade edildiğini, değerlendirmeyi kabul anlamına gelmemek kaydıyla, öncelikle 11 günlük gecikmenin davalıdan kaynaklandığı hususunun hangi delillere göre tespit edildiğinin belirsiz olduğunu, ayrıca durum böyle olsa dahi 11 günlük geç başlanmasına rağmen 16 gün gecikme yaşanmasının her halükarda davacının işi 5 gün geç teslim ettiğini gösterdiğini, geç teslim apaçık ortada iken geç teslimden söz edilemeyeceği değerlendirmesinin akla ve mantığa aykırı olduğunu, birlikte bilirkişi raporlarında ve mahkeme kararının gerekçesinde işin 03.10.2013 tarihinde tamamlandığı montajı tamamlanan raf sisteminin davalı ihtiyacını karşılamadığı, ancak çizimin davacı şirketçe değil de … şirketinin çizdiği sözleşmenin buna göre yapılmış olduğu, davalının ihtiyacını karşılamaması nedeniyle davalı ihtiyaç ve isteklerine göre projede değişiklik ve ilavelere gidildiğini, bu değişikliklerin sonrasında montajın tamamlanması ile 13.12.2013 tarihinde tutanak ile teslim edildiğini ve bu nedenle de sözleşmenin geç teslim edildiğinden bahsedilemeyeceğinin ifade edildiğini, bu değerlendirme ve gerekçenin de açıkça hatalı olduğunu, zira davalı şirketin talepleri ek bir talep niteliğinde olmayıp ayıpların giderilmesine ilişkin olduğunu, dava konusu sözleşme ekinde bulunan projede davalı şirket tarafından değişikliğe gidilerek ek talepte bulunulduğu yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, 17 ton malzemenin sökülmesinin sebebinin projede değişikliğe gidilmesi olmadığını, kurulan raf sistemi, kullanım sırasında raflara konacak malzemenin ağırlığını taşımayacak düşük nitelikte malzeme kullanılması ve özellikle yürüyüş yollarında kullanılan malzemenin niteliğinin tamamen güvenli olmamasından kaynaklandığını, bu durumun ilk kurulum yapıldıktan sonra fark edildiğini, projede değişikliğe gidildiği yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunu, davalının ihtiyacını giderecek raf sistemi kurulmasını istediğini, anahtar teslim olarak anlaşma yapıldığını, davacı şirket ise işe uygun bir proje çizmediği gibi mevcut projeye uyun malzeme de kullanmadığını, bilirkişi raporlarında raf sisteminin davalının ihtiyacını karşılamadığı yerinde bir tespit olmakla, sözleşme ekindeki çizim ve malzeme listesinde mutabık kalındığı tespitinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarında davacı tarafça yapılan raf sisteminin travers aralıklarının 2 metreden 1 metreye düşürüldüğü bunun davalı tarafça ek talep olarak ileri sürüldüğü yönünde değerlendirme yapıldığını, bu değerlendirmenin de hatalı olduğunu, davacı tarafça projelendirilen ve yapılan raf sisteminin davacının ihtiyacını karşılamadığı, travers arlıklarının sözleşme ve projeye aykırı olarak ince malzeme kullanılması nedeniyle kısılması gerektiğinin tespit edildiğini, travers aralıklarının 2 metre olması davacı tarafça belirlenen bir husus olup raf sistemi kurulduktan sonra ürünleri taşımadığı iş güvenliği açısından sorun teşkil ettiğinden bu eksikliğin giderilmesi için talep edildiğini, davacı işi ayıplı yaptığını, davalı şirket yetkilisince davacı şirket yetkilisine gönderilen mail yazışmasında belirtilen hususlar da davacının yaptığı işin ayıplı olduğu ve bu eksikliklerin giderilmesinden ibaret olduğunu, şirket yetkilisi mevcut sistemin ihtiyacı karşılamada eksik olduğunu belirterek talepte bulunduğunu, bu taleplerin ek iş talebi olmadığını, hatalı yapılan işin düzeltilmesine ilişkin olduğunu, sözleşmede ise işin teslim tarihi 30/09/2013 tarihi olarak belirtildiğini, davacı tarafça işin eksik ve hatalı olarak yapılması sonucunda durumun davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirketin hatasını kabul ederek eksiklikler ile hataları gidereceğini beyan ettiğini, bu aşamadan sonra eksik işlerin tamamlanması için verilen süre engeç 30.11.2013 tarihi olup teslim edilmediğini, davacı tarafın işi gecikmiş olarak 13.12.2013 tarihinde teslim ettiğini, geç teslim kabulü mümkün olmadığını, TBK’nın eser sözleşmesine ilişkin düzenlemeleri gereğince işin tamamlanarak süresinde teslim edildiğinin kabul edilemeyeceğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davaya konu yapılan Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde 140.250,24 TL cari hesap alacağının icra takibine konu edildiği … tarafından usulsuz tebligat itirazının olduğu ve borcu faizi ayrıca ve açıkca itiraz edildiği takibin durduğu; birleşen davaya konu yapılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ise 42,523,93 TL asıl alacağın fatura ve cari hesap ekstresine bağlanarak icra takibine konu edildiği, … tarafından cari hesaba itiraz edildiği, cari hesaba konu edilen faturaların kabul edilmediğini, süresi içerisinde alacaklı firmaya iade edildiğini belirterek borcun tamamına ve ferilerine itiraz etiği ve takibin durduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirket defter kayıtları üzerinde yapılan mali bilirkişi incelemesinde, davacı şirketin takip tarihi itibariyle 127.331,34TL cari alacağı olduğu, her ne kadar 140.250,24TL alacak kalemi yönünden icra takibine geçilmiş ise de ödeme tarihlerinin net olarak belirlenmemiş alacağa davacının kur farkı talebiyle fatura düzenlemiş olmasının dayanağı bulunmaması nedeniyle davacı kur farkı faturası olan 14.249,41TL’nin mahsup yapılarak ve yine eksik kayıt nedeniyle 1.330,50TL’nin de eklenmesi suretiyle bu miktarın toplam alacak miktarı olarak belirlendiğini belirtmiştir. Mahkemece mahallinde keşif yapılmış, keşifte hazır olan bilirkişi heyet raporunda, KDV dahil 112.500 USD olarak anlaşma sağlandığı, imzalanan sözleşme ve eklerinde raf sisteminin detaylı çiziminin yapıldığı, tüm cins ve miktarlarının belirlendiği, raf aralıklarının 2 metre olduğu, ancak keşif yerinde yapılan incelemede 1 metre aralıklı rafların bulunduğunun gözlemlendiği, davalı tarafın eksik olarak adlandırdığı hususların kendilerinin uyarısı ile sorunlu kısım ve parçaların düzeltildiğinin söylendiği, (Modüler raf sisteminin raf aralıklarının daha sonra isteği uygun olarak bağlantı elemanlarının sökülüp takılmasıyla değiştirilebileceği,) davacı tarafın sözleşme hükümlerine uygun olarak 15.9.2013 de malzemeleri montaj mahalline indirdiği ancak davalı … şirketinin montaj yapılacak mahalde beton ve epoksi kaplama yapması ve kurumasının beklendiği, davacının 11 gün geç mantoja başlamasının davacı kusurunda bulunmadığı, işin 16 günlük gecikmeyle 03.10.2013 tarihinde tamamlandığı, montojı tamamlanan raf sisteminin davalı ihtiyacını karşılamadığı, davalı ihtiyaç ve isteklerine göre projede değişiklik ve ilavelere gidildiği, bu değişikliklerin sonrasında montajın tamamlanması ile 13.12.2013 tarihinde tutanak ile teslim edildiği, bu nedenle de sözleşmenin geç teslim edildiğinden bahsedilemeyeceği, birleşen dosyanın davacısı asıl davanın davalı tarafı her ne kadar hizmet bedeli, gecikme, nakliye, hamaliye bedeli, gecikme nedeniyle cezai müeyyideye ilişkin gecikme cezası bedeli adı altında fatura düzenlemiş ise de, … nolu fatura (gecikme cezası ), … nolu fatura (uygun olmayan malzeme nedeniyle), … nolu fatura (rafların tamamlanması için yapılan masraflar ve gecikme bedeli) işin gecikmesinde asıl davacıya yüklenecek kusurun bulunmadığı, bu durumda eksik ve kusurlu teslimat ile gecikme cezası adı altında düzenlenen ve davacı tarafından kabul edilmeyerek iade edilen faturalarla ilgili davalı şirketin talebinin yersiz olduğu belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre, davacı taraf sözleşme öncesi davalıya sunmuş olduğu proje kapsamında edimini yerine getirdiği ancak davalı tarafın projede değişikliğe giderek yeni bir proje uygulanmasına karar verildiği, davacı tarafından bilirkişi raporu ve dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu üzere süresi içeresinde 13.12.2013 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, yerel mahkemece asıl dava yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen karar yerinde olmuştur. Birleşen davada davalı taraf her nekadar gecikme cezası ve uygun olmayan malzeme, nakliye, hamaliye yönelik düzenlediği faturalar kapsamında alacak talep etmiş ise de dosya kapsamındaki bilirkişi raporuna göre işin gecikmesinde asıl dava davacısına yüklenecek kusur bulunmadığı, bu durumda eksik ve kusurlu teslimat ile gecikme cezası adı altında düzenlenen ve davacı tarafından kabul edilmeyerek iade edilen faturalarla ilgili davalı şirketin talebinin yersiz olduğu, iş sahibinin eseri teslim alırken ihtirazi kayıt ortaya koymadığı göz önüne alındığında mahkemece birleşen davanın reddine karar verilmesi de doğru olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih ve 2014/1194 Esas, 2019/168 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2- Asıl davada Davacı …’den alınması gereken 80,70 TL istinaf harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 436,00 TL istinaf harcının mahsubu ile fazla yatırılan 355,30 TL harcın bu davacıya iadesine, 3-Asıl davada davalı …’den alınması 8.713,65 TL peşin harçtan davalı tarafından yatırılan 2.178,16 TL nin mahsubu ile bakiye 6.535,49 Tl harcın bu davalıdan alınarak alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4- birleşen davada Davacı …’den alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL istinaf harcının mahsubu ile bakiye 36,30 TL nin bu davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 20/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.