Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/877 E. 2020/1612 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/877
KARAR NO : 2020/1612
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2018
NUMARASI : 2017/523 Esas, 2018/606 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi kapsamında davalıya yapılan avans ödemesinin iadesi ve gecikme tazminatının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 08/05/2010 tarihli “Kontrat 3” başlıklı sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin 5. maddesinde müvekkilinin 1 adet damper için 10/05/2010 tarihinde 7.000,00 TL’si peşin, kalanı ise en geç damperlerin teslim gününde verilecek toplam 18.500,00 TL bedelli sıralı senetlerle ödenmek üzere toplam 25.500,00 TL ödenmesi konusunda anlaşma sağladıklarını, müvekkili tarafından 7.000,00 TL’nin ödendiğini, yine kontrata göre damperlerin en geç 15/05/2010 tarihinde teslim edileceğinin, bu tarihten sonra teslim edilmesi halinde her geciken gün için 250,00 TL tazminat ödeneceğinin kararlaştırıldığını, fakat davalının damperi teslim etmediğini, damperin yapılamaması nedeniyle müvekkilinin her gün 800,00-1.000,00 TL arasında kaybının bulunduğunu, dışarıdan kamyon kiraladığını, günlük 275,00 TL kira ödediğini, müvekkilinin ödenen 7.000,00 TL ile gecikilen her gün için 250,00 TL’nin tahsili için Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen süresinde cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, ibraz edilen 08/04/2018 tarihli dilekçesinde taraflar arasında imzalanan 08/05/2010 tarihli kontrat başlıklı sözleşmenin imha edildiğini, peşinatı ödemeyerek sözleşmeden vazgeçtiğini, davacının müvekkilinin damperde kullanılacak sacı üretip davalıya teslim etmesi gerektiğini, damperin kullanılacağı çekiciyi henüz teslim almadığından davacının talimatıyla atölyede muhafaza edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, talebin 6098 sayılı Yasa’nın 179/2. maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart olup bunun istenebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş olmasının ya da sözleşmede fesih halinde de ceza koşulu istenebileceğine dair hüküm bulunmasının gerektiği, tarafların ifaya eklenen ceza ile asıl borcun zamanında ve belirlenen yerde ifa edilme ihtimalini kuvvetlendirmek istediğinden, cezanın istenebilmesi için alacaklının ifayı talep etmekten vazgeçmemesi gerektiği, davacı tarafça akdin ifası yerine bedelin iadesinin talep edildiğini, bu sebeple sözleşmedeki cezai şartın talep edilemeyeceği, bununla birlikte davacı tarafça davalıya 7.000,00 TL ödendiğinin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının 7.000,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece harca esas değerin incelenmediğini, yatırılan harca göre dava değerinin 80.731,96 TL’ye tekabül ettiğini, bu nedenle harcın tamamlanması için kesin süre verilmesi ve reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti takdir edilirken yatırılan harca göre dava değeri olarak 80.731,96 TL’nin dikkate alınması gerektiğini, olayda aynı zamanda haksız fiil hükümlerinin uygulanabileceğini, davacının edimlerini yerine getirmediği gibi, müvekkili tarafından ödenen bedelin de iade edilmediğini, davalının damperi teslim etmemekle temerrüde düştüğünü, bundan dolayı müvekkilinin haklarından feragat etmediğini, dolayısıyla cezai şart alacağının da istenebileceğini, mahkemenin, avans olarak ödenen bedelin iadesinin istenmesi nedeniyle cezai şart istenemeyeceğine dair gerekçesinin yerinde olmadığını, bu gerekçenin TBK m.179/2’ye aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi; davalı ise yüklenicidir. Davacı ile davalı arasında, davalı tarafından davacıya ait kamyon için damper imali ve montajı için 08/05/2010 tarihinde imzalanan sözleşmede işin bedeli 15/05/2010 tarihi, işin bedeli ise 25.500,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. İşin tesliminde gecikme olması halinde ise gecikilen her gün için 250,00 TL ödeneceği sözleşmede hüküm altına alınmıştır. Davacı, davalıya avans olarak ödediği 7.000,00 TL ile gecikmeden kaynaklı 268.750,00 TL tazminatın tahsili için icra takibi başlatmış, davalının itirazı üzerine duran takibin devamı için ise iş bu davayı açmıştır.492 sayılı Harçlar Kanunu’na göre “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30’uncu madde hükmü uygulanır (16/4. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK 120/1. maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlar Kanunu ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, emredici nitelikte bulunduğundan mahkemelerce ve Yargıtay’ca re’sen nazara alınır. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20/12/2018 tarih ve 2018/1677 esas, 2018/5207 karar sayılı kararı)Somut olayda, davacı tarafından davalıya karşı, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalıya avans olarak ödediği 7.000,00 TL ile gecikmeden kaynaklı 268.750,00 TL tazminat olmak üzere toplam 275.750,00 TL alacak yönünden icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine süresi içinde itirazın iptali talep edilmiştir. Davacı dava dilekçesinin sonuç kısmında, takiple talep edilen alacağın tümü bakımından “itirazın iptaline” karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile reddedilen kısım 268.750,00 TL üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti takdir etmiştir. Oysa, dava açılırken icra müdürlüğüne yatırılan 1.378,70 TL harç dışında yalnızca 29,20 TL peşin harç yatırıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda değinildiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16/4 maddesi uyarınca, eksik yatırılan harçlar yönünden Kanun’un 30. Maddesi gereğince işlem yapılması gerekmektedir. Harçlar Kanunu’nun 30. Maddesine göre, harcın eksik yatırılması halinde yalnız o oturum için yargılamaya devam olunarak, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcının davacı tarafa tamamlattırılması gerekmektedir. Buna rağmen harcın tamamlanmaması halinde ise davaya devam olunmayacaktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır. Mahkemece, eksik harcın tamamlanması için yukarıda değinilen şekilde usuli işlem yapılmaksızın ve harcı tamamlanmadığı halde yargılamaya devamla hüküm kurulması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde harç eksikliği tamamlatıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2018 tarih, 2017/523 Esas, 2018/606 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 30/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.