Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/851 E. 2022/571 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/851
KARAR NO: 2022/571
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2014/1131 Esas, 2018/1075 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat, Alacak
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili; taraflar arasında 19/12/2012 tarihli “yerel alan ağı pasif üyeleri ve aktif cihazları kurulumu” işine ait sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 8 maddesi gereğince iş bedelinin okul başına 5.500,00 TL olarak kararlaştırıldığını, hakedişin alt yüklenicinin tamamlayacağı ve … tarafından onaylanan okul adedine göre belirleneceğini; müvekkilinin işin ifası için kullanılacak malzeme, demirbaş ve kadroyu tamamladığını; sözleşmenin 11. maddesinde işe başlama ve işin bitiş tarihlerinin proje planında belirtildiği şekilde olacağını, buna göre Hatay, Osmaniye, Şanlıurfa illerinde Şubat 2013 ve mart 2013 aylarında proje imalatının yapılacağını ancak davalının sağladığı malzemelerin ilk partisinin 18/03/2013 tarihinde geç ve eksik olarak ulaştırıldığını; işin zamanında başlamamasından malzemelerin geç gönderilmesi, proje keşif hataları nedeniyle davalı şirketin kusurlu olduğunu; davalı şirketin Ankara … Noterliğinin 27/06/2013 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak ihtarnamenin tebliğ tarihinden geçerli olmak üzere fesih ettiğini, iş sahibinin ve yardımcılarının davranışlarından dolayı sonradan ifa imkansızlığının oluştuğunu, ifa imkansızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurlu ise yüklenicinin BK 485.maddesi gereğince tazminat istemi hakkı olduğunu, ayrıca iş sahibi kusursuz ise yüklenicinin sözleşmenin sona erdiği ana kadar yaptığı işin değerini ve bu değere dahil olmayan masraflarını isteyebileceğini; sözleşme uyarınca Şanlıurfa da 67 okul, Hatay da 58 okul, Elazığ ilinde 43 okul, Osmaniye ilinde ise 28 okulun projesini davacı müvekkili şirketin üsttendiğini, işin yapımına başlandıktan sonra davalı şirket tarafından, Elazığ ilindeki işin yapımının üzerinden alınarak Elazığ iline ilişkin KDV hariç 26 okulun ödemesinin yapıldığını; davacı müvekkili şirketin uhdesinde bulunan Şanlıurfa, Hatay ve Osmaniye ve Hatay daki okul sayısı toplamının 153 olup sözleşme ile belirlenen fiyata göre 153 x 5,500-TL+KDV = 992.970-TL olup davalı şirket tarafından bu illere ilişkin yapılan hakkediş ödemesi 214.500-TL olduğunu; davalı şirketin kusurlu davranışlarınedeniyle müspet zarar dâhilolmak üzere müvekkili şirketin uğradığı zararın 778.470TL olduğunu; davacı müvekkili şirketin Hatay ilinde 35, Urfa ilinde 21, Osmaniye ilinde ise 15 okulu tamamlamış olup yapımına başlanıp, bitirilen toplam 71 okul için 71x 5.500-TL+ KDV = 460.790-TL, bu illere ilişkin yapılan hakkediş ödemesi 214.500-TL olup, müvekkil şirketin yapımını bitirdiği okullardan doğan 246.290-TL alacağı olduğunu; davacı müvekkili şirketin, işin yapılabilmesi için sözleşme tarihinden sonra aldığı 4 adet kamyonet için 24.346,75-TLx4= 97.387-TL ödeme yaptığını; davalı şirket tarafından feshinden sonra 3 tanesinin 56.306-TL’ye satıldığını; halen bir kamyonetin müvekkili şirket tarafından kullanıldığından zarar kalemine dâhil edilmediğini; müvekkili şirket söz konusu araçlardan ötürü 16.734,25-TL zarara uğradığını; sözleşmeye işin yapılması için gerekli olan sarf malzemelerinin dâhil olmadığını; işin bitiminde davacı müvekkil şirkete ödenecek olan sarf malzemesi bedelinin işin feshine kadar 63.286,39-TLolduğunu; davalı şirket tarafından Mayıs-2013’te malzemelerin sevki durdurulduğundan ve 27.06.2013 sözleşmenin feshine kadar davacı müvekkil şirket herhangi bir çalışma olmasa da sahada tuttuğu çalışanların, maaşı ve SSK primleri tahakkuk ettiğinden Osmaniye, Urfa, Hatay illerine ilişkin maaş ve sgk primleri toplamı Mayıs-2013 dönemine ait 94.909,36-TL, Haziran-2013 dönemine ait Hatay ilinde ise 43.776,73-TL olup müvekkili şirketin bu kalemden zararının 138.686,09-TL olduğunu; davalı şirket tarafından sağlanan malzemelerin sözleşmeye aykırı şekilde ve kusurlu olarak davacı müvekkili şirkete ilk partisinin 18.03.2013 tarihinde ulaştığını; ancak sözleşmeyle yüklendiği edim için Şubat-2013 ve 18,03.2013 dönemleri de dahil olmak üzere kadro oluşturarak işçileri için maaş ve SGK olarak Şubat-2013 döneminde 5.708-TL, Mart-2013 döneminde ayın 18.ine kadar olan bölümü için 30.996-TL yapılan ödeme nedeniyle müvekkil şirketini bu kalemden uğradığı zararın 36.704-TL olduğunu; davacı müvekkili şirketin ilgili dönemde işçilerinin yemek masraflarını karşılamak üzere toplam 64.579,25-TL ödeme yaptığını; işçilerin ihtiyaçları için çeşitli mal ve hizmet satın aldığı ihtiyaç kalemleri ile kargo ve nakliye bedelleri toplamının 6.484,20-TL olduğunu; davalı şirkette izafe edilebilecek herhangi bir kusur olmasaydı dahi, davacı müvekkili şirkete sözleşmenin fesih anına kadar tamamlanmış okullardaki işe ilişkin 246.290-TL + 326,474,18-TL (bu değere dâhil olmayan masraflar)= 572.764,18-TL ödemek zorunda olduğunu belirterek sözleşmeden ve kanundan doğan tüm dava ve talep hakları saklı kalmak üzere 778.470,00 TL maddi zarar ve alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili; dava dilekçesinde usuli eksiklikler bulunduğu belirtilerek HMK 121.ve 27.maddeleri gereğince tamamlanmasının zorunlu olduğunu; davacının 19/12/2012 tarihli alt yüklenici sözleşmesi gereğince üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, ayrıca okul kabul komisyonları tarafından yapılan işin kabullerinin yaptırmak ve her ilde en az yetkin bir proje yöneticisi bulundurmak koşullarını tamamlamadığını, Ankara … Noterliğinin 27/06/2013 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesi ile sözleşmenin tek taraflı olarak fesih edildiğini, davacının Mart-Nisan-Mayıs aylarında Hatay’da 31 okulda, Osmaniye’de 13 okulda, Şanlıurfa’da 18 okulda, Elazığ’da 26 okulda eksik ve kusurlu imalarlar yaptığını, avans alabilmek için eksik imalatları gerçekleştirdiğini, imalat ve montajı yapacak teknik eleman bulundurmadığını, malzemelerin davacının illerde görevlendirdiği çalışanlarına imza karşılığı teslim edildiğini, sözleşmenin feshinde davacının kusurlu olduğunu, davacının alacağından çok fazla miktarda avans ve ödeme yapıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini; müvekkili tarafından karşı davacıya işlerin yapılması nedeniyle fazla ödemede bulunulduğunu, SGK primlerinin ödendiğini, davacının taahhütleri kapsamındaki 3 ilde kısmen de olsa çalışma yaptığı 62 okul bulunduğunu; buna göre 62 x 5.500,00 TL = 341.000,00 TL x 1,144 (tevkifatlı KDV) = 390.104,00 TL olduğunu; davacının müvekkilinden sözleşmeye konu edilen 3 ildeki tüm okullardaki bedel olan 962.576,00 TL (KDV dahil) talep hakkı olduğu düşünülse dahi davacının borçlu olduğunu; davacıya davaya konu edilen 3 il için yapılan avans ödemesi olan 224.191,08 TL+davacı karşı davalı parsonelleri için yapılan SGK prim ödemesi olan 117.598,03 TL + davacı karşı davalının okullarda kullanmadığı ve müvekkili şirkete iade etmediği eksik malzeme bedellerinin maliyeti olan 90.667,31 TL (42.731,32 USD x 2,1218) + Hatay, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde davacının hiç yapmadığı okullar ve montajını eksikleriyle birlikte yaptığı işler için yeni alt yüklenicilere ödenen 807.890,04 TL (2/10 tevkifatlı KDV Dahil) bedeller toplamı olan 1.240.346,46 TL mahsup edildiğinde davacının müvekkiline 277.670,46 TL borçlu olduğunu belirterek, 277.670,46 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava etmiştir. Davacı-karşı davalı vekili, karşı davacı şirketin, depolardan geri alınan ürünlerin bedellerini düşmediğini; sözleşme fesh edildikten sonra karşı davacı şirketin yeni taşeronu tarafından sahadan alınan ürünlerin iş bu bedellerden düşmediğini; ilgili malzemelerin örneğin, kabloların fire hesabı yapılmadığını; neticeten müvekkili şirket davalı şirketin gönderdiği tüm ürünleri sahada imal için kullanılmış olup hapis hakkı kullanılan ürünlerin ise davalı şirkete iade edildiğini; karşı davacı şirketin Hatay, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde davacının hiç yapmadığı okullar ve montajını eksikleriyle birlikte yaptığı işler için yeni alt yüklenicilere ödediği bedeli davacı müvekkili şirketten talep hakkı olmadığını, ifa imkânsızlığına uğramasında karşı davacı şirketin kusurlu olup çalışanlarının kusurlu davranışı ve haksız ithamları nedeniyle yapımına başlanmış eserin davacı müvekkili şirket tarafından tamamlanmasına izin verilmediğini; sözleşmenin fesh edilmediği fakat işin devamı için malzeme gönderilen dönemde davacı müvekkili şirket tarafından sahada gerekli personelin bulunması sağlandığından SGK prim ödemesi talebinde bulunamıyacağını; karşı davacının eserin tamamlanmasına izin vermediğinden kusurlu olup, müvekkilinden müspet ve menfi zarar talebinde bulunamayacağını, sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını belirterek, haksız karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; taraflar arasında imzalanan 19/12/2012 tarihli “Alt Yüklenici Yapım İşleri Sözleşmesi”nin karşı davacı iş veren tarafından Ankara … Noterliğinin … yevmiyeli ve 27/06/2013 tarihli ihtarnamesi ile fesih edildiği; sözleşmenin 8.maddesine göre davacı okul başına verilen 5.500,00 TL iş bedelini işin tamamlanması ve … tarafından onaylanması halinde hak edeceği, ancak davacının eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamladığı, kesin kabulü yapılan hiç bir okul işi olmadığı; her iki bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere alt yüklenici davacı işi sözleşmenin 11.maddesinde ön görülen süre içinde tamamlamadığı, yine aynı madde gereğince yeterli teknik eleman temin etmediği, proje yöneticisi bulundurmadığı, temin etmesi gereken malzemeleri eksiksiz olarak temin etmediği ve sonuçta okul kabul komisyonları tarafından işin kabulünü sağlayamadığından karşı davacının sözleşmeyi feshinin haklı olduğu; davacı ancak BK.485 gereğince işin sona erdiği ana kadar yaptığı işin değerini isteyebileceğini; alınan bilirkişi raporlarında karşı davacı iş verenin davacıya verdiği iş avansları ve onun yaptığı SGK ödemeleri sonucunda davacının bir alacağının kalmadığı, aksine hükme esas alınan 12/07/2018 tarihli raporda ayrıntısı ile açıklandığı üzere karşı davacının fazla ödeme nedeniyle 72.993,11 TL alacağı bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulü ile 72.993,11 TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı vekili istinaf dilekçesi ile; taraflar arasında imzalanan 19/12/2012 tarihli sözleşmenin karşı davacı şirket tarafından Ankara … Noterliğinin 27/06/2013 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, mahkemenin karara dayanak aldığı 10/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığının seçenekli olarak mahkemenin takdirine bıraktığını, haklı nedenle feshin kabulünün mümkün olmadığını, Mahkemece müvekkilinin temin etmesi gereken malzemelerin eksiksiz olarak temin etmediği iddiasını ileri sürdüğünü, müvekkilinin sözleşmeye göre montaj işçiliği hizmeti sunduğu ve davalı şirketin göndereceği malzemenin montaj ve kurulumunu yapmakla mükellef olduğunu, sözleşmenin 8.maddesi uyarınca montaj işçiliği sarf malzemesi dışında temin edeceği bir malzemenin söz konusu olmadığı, sözleşme bedelinin içinde malzeme bedeli bulunmadığını, malzemelerin karşı davacı tarafından temin edildiğini, Mahkemenin davacının işi sözleşmenin 11. maddesinde öngörülen süre içinde tamamlamadığı iddiası ileri sürülmüş ise de, bilirkişilerin 19/10/2015 tarihli kök raporda müvekkili şirketi haklı bulduğunu, kök rapora tespit edilen bedel yönünden itirazı üzerine verilen 24/06/2016 tarihli ek raporda sözleşmenin feshinde karşı davacıyı haklı bulduklarını beyan ettiklerini, ancak gerekçesini izah edemediklerini, kök rapordaki görüşlerini ek raporla değiştirdikleri yeni heyetten 18/10/2018 tarihli rapor alındığı, her üç raporda da davacı müvekkiline atfen işi zamanında başlamadığı ve zamanında bitirmediği yönünde bir tespit olmadığını, kaldı ki sözleşmenin 11.maddesi uyarınca proje alanında proje son teslim tarihinin 31/05/2013 olarak belirtildiği ve Hatay, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde Şubat 2013 ve Mart 2013 aylarında proje imali yapılacağının kararlaştırıldığını, davalı şirket tarafından sağlanan malzemelerin müvekkili şirkete ilk partisinin 18/03/2013 tarihinde ulaştığını, neticeten karşı davacı şirketin sözleşmeye aykırı şekilde ve kusurlu olarak müvekkili şirkete malzemeleri geç ve eksik ulaştırdığını, 18/10/2018 tarihli raporda bu hususun gözden kaçtığını, mahkemenin tespit edebileceği gibi uygulama yapacak okulların işe başlama tarihi Şubat 2013 iken karşı davacı şirketin montaj yapılacak ürünleri 18/03/2018 tarihinde ilk kez göndermeye başlamış olmasının karşı davacı şirketin kusurunun gösterdiğini; ayrıca davalı şirketin lojistik planlamasının düzensiz olduğunu, bu sebeple Hatay’a gönderilmesi gereken malzemelerin Malatya ve Kahramanmaraş illerine gönderdiğinin kendi delillerinden anlaşıldığını, davalı şirketin tanzim ettiği sevk irsaliye tarihlerinin davacı tarafından düzenlendiğini, bir kısmında imza olmadığı gibi bazılarının kargo suretiyle tanzim edildiğini, sözleşmenin 11.maddesi gereği teknik eleman temin etmediği, proje yöneticisi bulundurmadığı iddiasının kabul edilemeyeceğini; müvekkili şirketin 19/12/2012 tarihinde sözleşmenin imzalanmasından sonra hazırlıklara başlayarak proje yöneticisini belirlediği ve gerekli personeli istihdam ettiğinin SGK kayıtları ile sabit olduğunu, davalı şirketin malzemeleri geç teslim etmesindeki kusuru örtmek için bu beyanda bulunduğunu, müvekkili şirketin eline hiç malzeme ulaşmadığı dönemde işçi istihdam ettiğinden davalı şirketçe zarara uğratıldığını; davalı şirketin asıl iddiasının proje yöneticisinin değiştirilmesinin istendiği halde müvekkili şirketçe yeni bir proje yöneticinin atanmadığı, bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği iddiası olduğu; oysa davalı şirket tarafından keşide edilen ihtarnamede müvekkili şirket tarafından atanan proje yöneticisini değiştirme talebinin kabul edilmediğine yönelik olduğunu, bu hususun sözleşmenin feshinden önce taraflarca yapılan 19/06/2013 tarihli toplantıda dile getirilerek proje yöneticisinin değiştirilmesinin istendiğini, gerekçe olarak yazılan maillerde büyük harf kullanılmasını gösterdiğini, davacı müvekkili şirket çalışanının hukuka ya da genel ahlaka aykırı bir söz veya fiilinin mevcut olmadığını, büyük harflerle mail yazmasını kendilerine bağırmak olarak niteleyerek projedeki işine son verilmesini talep ettiği, talep kabul görmeyince de sözleşmenin feshi yoluna gittiklerini, mahkemece bu durumun değerlendirilemeyerek, davalı tarafın iddiasının aksine proje yöneticisinin olmadığı sonucuna varılarak sözleşmenin feshinde davalı şirketin haklı bulunmuş olmasının izaha muhtaç olduğunu, eksik ve ayıpsız olarak tamamladığı kesin kabulü yapılan hiçbir okul işi yoktur, sonuçta okul Kabul komisyonları tarafından işin kabulünü sağlayamamıştır gerekçesinin yerinde olmadığını; sözleşmenin işin devamı sırasında geçici kabulden önce davalı şirket tarafından 27/06/2013 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, 24/06/2016 tarihli ek raporda, ilk raporda belirtildiği üzere bitirilen okul sayısının 71 olduğu kanaatinde değişiklik olmadığının belirtildiği, bu şekilde davacı müvekkilinin 71 okulu eksiksiz ve ayıpsız bitirdiği kabul görmüşken mahkemenin gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirket yöneticisinin yeterli malzeme gönderildiğini, davacı müvekkili şirketin malzeme isteme talebinin yerinde olmadığını belirterek, müvekkili şirketin malzeme temin taleplerinin durdurulmasına karar verildiğini, bu hususun cevap dilekçesinin 6.maddesinde belirtildiğini, müvekkili şirket tarafından keşide edilen Kadıköy … Noterliğinin 25/06/2013 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, her iki tarafça belirlenecek bir yetkili ve bir uzman aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak malzeme ve projenin okul bazında tespitinin sağlanması talebinde bulunulduğunu, davalı şirketin talebi kabul etmeyerek 27/06/2013 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, buna rağmen müvekkili şirketin iyi niyetli ve ısrarlı çabaları sonucu tarafların davalının da kabul ettiği gibi 02/07/2013 tarihinde Hatay ilinde bir araya geldiklerini ancak davalı şirketin tarafsız bir uzmanın keşif mahallinde bulunmasını kabul etmediğini, yapılan inceleme sonucu müvekkili şirketin 37 okulu bitirdiğinin öğrenilmesi üzerine, müvekkili şirketin haklı olduğunun ortaya çıkacağını anlayan davalının tüm okullardaki uçların ve dersliklerin sayılarak keşif yapılmasını talep ederek bu yöntemle yapılmayan hiçbir tutanağa imza atmayacağını beyan ettiğini, bu sebeple müvekkili şirket adına sahada olan kişilerin 02/07/2013 tarihli tutanağı tanzim ettiğini, bu durumda davacı müvekkili şirketin beyanlarının doğru olduğu sonucu çıkınca davalı şirketin zararının karşılanacağı önerisini getirdiği, bu durum üzerine müvekkili şirketin üzerine bulunan davalıdan sadır menkul malları Kasım 2013’te teslim ettiğini, davalı şirketin dava tarihine kadar müvekkilini oyaladığını, mahkemece davacı müvekkili şirketin iddiasında belirttiği gibi mahallinde keşif yapılması talebinin haklı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini; davalı şirketin bilirkişi raporuna itirazında, davacı ve diğer şirketler sebebiyle MEB’ye gecikme ceza bedeli ödemek zorunda kaldığını belirttiğini, davalı şirket tarafından proje kapsamında üstlenilen alt yapı işinde davacı dışında birçok alt taşeron yer aldığını, söz konusu tüm alt taşeronun hepsini birden işi geç teslim etmesi ve bundan sorumlu olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu durumun davacı şirketin malzemeleri tam ve zamanında taşeronlarına göndermediğinin kanıtı olduğunu; mahkemenin karara dayanak yaptığı 10/07/2018 tarihli raporun sonuç bölümünde müvekkilinin dava tarihi itibariyle 642.402,48 TL alacağı olduğu sonucuna vardığını, bu kadar alacağı varken sözleşmeyi ihlal etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı ithamlarla sözleşmeyi feshederek bu bedeli ödemekten imtina ettiğini; bilirkişinin raporda 3 il için yapılan avans ödemesini 224.191,08 TL olarak belirtmiş ise de, yapılan ödemenin 214.500,00 TL olduğunu, dava konusu olmayan Elazığ iline ilişkin yapılan avans ödemesini de hesaba sehven aldıklarını, arada 9.691,08 TL fark bulunduğunu, rapora itirazları üzerine bilirkişilerin dosyaya yeni bir belge konulması durumunda değerlendirme yapılacağı beyanında bulunduğu, bu nedenle rapora itiraz ettiklerini davalı şirketten 642.402,48 TL + 9.691,08 TL = 652.093,56 TL alacağı bulunduğunu; sözleşmede işin yapılması için gerekli olan sarf malzemelerinin dahil olmadığı, sarf malzemesi bedelinin davalı tarafından işin bitiminde davacı şirkete ödeneceğini, ancak davalı şirketin sözleşmenin feshinden sonra ödeme yapmadığını, sözleşmedeki işin yapılabilmesi için gerekli olan malzeme için işin feshine kadar 63.286,39 TL harcama yaptığını, bunlara ilişkin faturaların mevcut olduğunu, bu malzemelerin proje kapsamında kullanılabilecek olup olmadığının tespiti için bilirkişi kurulu içinde elektrik elektronik mühendisi olduğu halde bu ürünlerin sarf malzemesi olup olmadığı dikkate alınmadan sözleşme kapsamında kullanılıp kullanılmadığına ilişkin stok hareketlerinin sorgulanmasının kabul edilemeyeceğinin sözleşmenin 4.2.maddesinde de alt yüklenicinin montaj için gerekli tüm malzemeleri temin etmekle sorumlu olduğunun belirlendiği, delil olarak ibraz edilen faturalar irdelendiğinde bu zarar kaleminin ispat edildiğini; bilirkişi raporlarında, davacının, davalı tarafça malzemelerin sevki durdurulduğundan sözleşmenin feshine kadar çalışma olmasa da maaş ve SSK primleri tahakkuku karşılığında 138.686,09 TL zarara uğradığını iddia ettiği, bu iddia karşısında sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedildiğinin benimsenmesi seçeneğinde davacı şirketçe müspet zarar tüm sözleşme bedelinden tahsilatlar düşüldükten sonra kalan tutar talep edildiğinden üretim maliyetleri içinde doğal olarak katlanılacak işçilik maliyetlerinin ayrıca zarar olarak talep edilemeyeceğini; sözleşmenin davalı tarafça haklı olarak feshedildiğinin kabulü seçeneğinde belirtilen dönemlerde sözleşme kapsamındaki iş yerlerinde çalışanların boşa geçen zamanları dahil bulunma süreleri ile ilgili puantajlar ve bu bağlamdaki zaman ve ücret verileri olmakla birlikte dava dosyasında bu belgelere rastlanmadığı, dava dilekçesi ekinde sunulu belgelerin sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin benimsenmesi seçeneğinde bu bedelin zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği görüşünün bildirildiği, sözleşmenin davalı tarafça haklı olarak feshedildiğinin kabulü seçeneğinde bilirkişilerin elinde ücret ve zaman uzvunu gözeterek hesap yapması gerektiğini, bu duruma itiraz ettiklerini; bilirkişilerin 6.484,20 TL tutarında zarar uğrandığı yolundaki iddiaların da aynı kapsamda nihai takdirini mahkemeye bıraktıklarını; mahkemenin karara esas aldığı bilirkişi raporunda … test bedelleri toplamı olarak gösterilen 18.800,00 TL bedel 72.993,11 TL bedelin içinde olduğunu; sözleşmenin 4.2 maddesi gereği müvekkilinin test yapılmasına ilişkin yüklendiği bir edimin olmadığını, test çalışmasına hazır hale getirmekle mükellef olduğunu, bu nedenle 18.800,00 TL bedelin müvekkilinin alacağından düşülmesinin kabul edilemeyeceğini; raporun 11. sayfasında kasım 2013 döneminde davacı tarafın depolarından geri alınan ürünleri ve bedelleri gösterine kapsamlı listenin taraflarca oluşturulmuş olmasının önemli olduğu, dava dosyasında bulunmadığı, bu listenin davacı tarafından talep edilen fire hesabının gerçekçi olarak yapılabilmesi için gerekli olduğunun belirtildiğini; taraflar arasındaki sözleşmede müvekkilinin işinin montaj işçiliği olup, sarf malzemesi dışında temin edeceği bir malzemenin söz konusu olmadığı, sözleşme bedeli 992.970,00 TL’nin içinde bir malzeme bedelinin mevcut olmadığını, okullarda proje gereği uygulanan malzemelerin davalı-karşı davacı tarafça temin edildiğini, o halde müvekkili şirketin davalıya depolarından iade ettiği ürünlerin davalıya ait ürünler olup, davalı şirketten olan alacağından indirilmesinin mümkün olmadığını, biran için aksi düşünülse dahi bilirkişi raporunda belirtildiği gibi kasım 2013 döneminde müvekkili şirket depolarından davalı tarafından geri alınan ürünlerin bedelinin bu bedelden düşülmesi ve geri kalan ürün bedellerinden fire hesabının yapılması gerektiğini, davalı tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedilmiş olsa dahi müvekkili şirketten 72.993,11 TL alacağının söz konusu olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına, mahkeme hükmünün düzeltilerek talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile; karşı davanın reddedilen kısma ilişkin kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu; gerekçeli kararda 12.07.2018 tarihli bilirkişi raporu dışında herhangi bir değerlendirmede bulunmadığını; bilirkişi raporundaki eksiklikler için 13.08.2018 tarihli dilekçede belirttikleri itirazlarının değerlendirilmediğini ve bilirkişiler tarafından eksik tespit olunan hususlar hakkında yeniden hesaplama yapılmadan karar verildiğini; bilirkişiler tarafından yapılan teknik değerlendirmede davaya konu sözleşmenin feshedilmesinden sonra müvekkili şirketin … şirketi ile akdettiği sözleşmeyle Hatay’da 24 ve Osmaniye’de 15 adet okulun işinin tamamen, buna ilaveten Hatay’da 31 Osmaniye’de 8 ve Şanlıurfa’da 11 okulun eksikliklerinin giderilmesi işini yüklendiğinin belirtildiğini; ancak davaya cevap ve karşı dava dilekçesine Ek-16 olarak sunduğu … ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşmede … Hatay’da 31, Şanlıurfa’da 11 ve Osmaniye’de 13 okulun eksiklikleri gidermeyi yüklendiğini; bu sözleşmeden de görüleceği gibi bilirkişilerin …’in Osmaniye’de eksiklikleri gidermeyi yüklendiği okul sayısını eksik hesaplayarak 5 okul eksik hesap yaptığını; davaya cevap ve karşı dava dilekçesine Ek-16 olarak sunmuş olduğu sözleşme bedelleri ile uygunluk göstermediği, mahkemenin itirazı değerlendirmeye almadan karar verdiğini; bilirkişilerin hesaplamış olduğu bedeller toplamı ile sözleşmelerde belirtilen bedeller arasında bariz farklılıklar bulunduğunu, bilirkişilerin yeni okul yapımı için 5.500,00 TL alınması gerektiği kanaatinin hatalı olduğunu; daha önce alınan bilirkişi raporlarında davalı karşı davacı müvekkili şirketin sözleşmeyi feshetmekte haklı olduğunun tespit edildiğini; müvekkili şirketin davacı karşı davalının işi geciktirmesi, sahada çalışmayı durdurması üzerine haklı sebeple sözleşmeyi feshettiğini; davacı ile sözleşmenin imzalandığı tarihin 19.12.2012 olduğu, davacının eksiklerinin tamamlanması ve hiç çalışma yapmadığı okullarla ilgili işlerin yapılması için dava dışı şirketlerle anlaşıldığı tarihin 2013 yılı 7. ayı ve sonrası olduğunu; müvekkili şirketin davacı karşı davalı ile sözleşme imzalandıktan yaklaşık 8-9 ay sonra, yaz mevsiminde çalışacak personel ve firma sıkıntısının hat safhada olduğu bir dönemde, işi zamanında yetiştirebilmek için pazarlık dahi edemeden sözleşmeler imzalamak zorunda kaldığını; kaldı ki taraflar arasında imzalanan 19.12.2012 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin ödeme başlıklı 9/2. maddesinde “ Sözleşmenin … tarafından haklı gerekçeyle feshedilmesi veya kurum ya da … tarafından işin durdurulması ya da alt yüklenicinin işi durdurması, işini hiç yada gereği şekilde yapmaması hallerinde; alt yükleniciye en son yaptığı işlerin hakkedişi ödenmeyecek, bu durumda … kalan işleri başka bir gerçek yada tüzel kişiye verecek ve kalan işleri yaptıracağı kişi ya da kişilere ödeyeceği bedeller düşüldükten sonra kalan bir bedel olur ise; o bedel alt yükleniciye ödenecektir. Herhangi bir bedel kalmaması ve …’in bu nedenle zarara uğraması halinde … bu zararlarını dilerse herhangi bir karar almasına gerek olmaksızın alt yüklenicinin teminatlarından kesecek, bu bedellerin yeterli olmaması halinde ayrıca yasal yollara başvuracaktır” hükmüne yer verildiğini; davacının kendi kusurundan doğan müvekkili şirket zararını ödemek zorunda olduğunu; davacının hiç çalışma yapmadığı 94 okuldaki 5.500,00 TL’yi aşan fark bedelini ödemek yükümlülüğü bulunduğundan müvekkili şirkete 6.500,00-5.500,00=1.000,00 x 94=94.000,00 TL işin gecikmesine ve sözleşmenin feshine sebep olarak zarara uğramasından dolayı ödeme yapmak zorunda olduğunu; bilirkişi raporunun bu durumu gözardı ettiğini; müvekkili şirketin 72.993,11 TL alacak talep edebileceğine dair hesaplamaların eksik ve hakkaniyete aykırı olduğunu; itirazları doğrultusunda hesap yapıldığında; davacının kurulum yaptığı okullar bedeli toplamı: 61 x 5.500 + KDV = 335.500 x1,18= 395.890 TL; karşı davacı şirket tarafından yapılan ödemeler toplamının eksik işler bedeli 140.184,00 TL, SGK prim Ödemesi 117.598.03 TL, Avans Ödemesi 224.191.00, Eksik malzeme bedelleri: 90.667,31 TL, Hiç çalışılmayan okulların fark bedeli: 94.000,00 TL olmak üzere toplam 666.640,34 TL olduğunu; aradaki farkın 666.640,34 TL– 395.890,00TL =270.750,34 TL ve müvekkili şirketin davacıdan bu kadar bedel daha alacaklı olduğunu; müvekkili şirketin işi davacı … A.Ş.’ye yapması için taşere ettiğini; yapımda kullanılacak malzemeyi bedelsiz olarak davacıya irsaliye ile sevk edip teslim ettiğini, davacının bu malzemelerin bir kısmını okullarda kullandığı, bir kısmını iade ettiği bir kısmını ise kullanmadığını ve iade etmediğini; ürünlerin davacıya sevk ve teslim edildiği dosyada mübrez sevk irsaliyesinde yazan ürünlere ve teslimine ilişkin davacının itirazı olmadığını; davacı ile okullarda kullanılan malzeme metrajları hususunda da anlaşmazlık olmadığına göre davacının iade etmediği malzemelerin bedelinin karşı dava ile davacıdan talep edildiğini; iade edilmeyen malzemelerin birim fiyatlarının şirketine piyasadan girdiği şekli ile olduğunu; buna ilişkin piyasadan temin faturaların dosyaya ibraz edildiğini; ayrıca davacının birim fiyatlara itirazda bulunmadığını; iade edilmesi gerekip de iade edilmeyen malzemelerin bedellerinin müvekkili şirkete alacak yazılması gerekmekte iken mahkeme tarafından gözardı edildiğini belirterek karşı davanın kısmen reddine yönelik kısmının kaldırılmasına, karşı davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasında düzenlenen 19/12/2012 tarihli eser sözleşmesinin karşı davacı yüklenici tarafından 27/06/2013 tarihli ihtarname ile feshi nedeniyle davacı taşeron tarafından açılan davada ödenmeyen iş bedelleri ile zararlarının tahsili talep edilmiş; karşı davacı yüklenici tarafından ise sözleşmenin feshinde davacının kusurlu olduğu, davacıya alacağından çok fazla miktarda avans ve ödeme yapıldığı belirtilerek ödeme ve işin eksik ve ayıplı yapılan kısmının davalı dışındaki taşerona yaptırılması nedeniyle ödenen bedellerin tahsili ve zararlarının tahsili talep edilmiştir. Mahkemece sözleşmenin karşı davacı şirket tarafından haklı olarak feshedildiği kabul edilerek 10/07/2018 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmış ve davacının dava tarihi itibarıyla talep edebilecek bir alacağın bulunmadığı, karşı davacı şirketin ise karşı dava tarihi itibarıyla talep edebilecek alacak tutarı 72.993,11 TL nin davacıdan tahsiline karar verilmiş; verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında 19/12/2012 tarihli alt yüklenici sözleşmesinin imzalandığı ihtilafsız olup; sözleşmenin 4.maddesinde karşı davacı …’in MEB dan almış olduğu ihale kapsamında bulunan okullarda, davacı …’in, karşı davacı … tarafından talep ettiği ve istenilen şekilde keşif yapmakla, tüm pasif alt yapı malzemelerinin şartnamelere göre montajını yapmak; montaj için gerekli çelik dubel, cıvata ve somun hariç, tüm malzemeleri eksiksiz temin etmek; … tarafından konfigürasyonları yapılan aktif cihazları kabinete monte etmek, enerji bağlantılarını yapmak, okul kabul komisyonu tarafından kabulleri yaptırmak ve her ilde en az yetkin bir proje yöneticisi bulundurmak; …’in, çalışmaya başlamak için onay vermesini müteakip hemen çalışmalara başlamak ve projeye uygun olarak işi yürütmekle yükümlü olduğu; çalıştırılacak tüm işçilerin temini, özlük haklarının eksiksiz yerine getirilmesi, SGK primlerinin ödenmesi, bildirimlerinin yapılması, İş ve Sosyal Güvenlik mevzuatından kaynaklanan benzeri yükümlülüklerin ifasından … şirketinin sorumlu olduğu; …, proje süresi boyunca sürekli kontrolleri yapacak, işin yavaş gittiğinin tespiti hâlinde veya …’in sözleşme ve hükümlerine uymadığının tespiti hâlinde ya da yapılan işin kalitesinin uygun olmadığının tespiti hâlinde; iş eksiltmesi yapılacağı gibi, … dilerse, herhangi bir ihtara hacet kalmaksızın sözleşmeyi de tek taraflı olarak feshedebileceği; 5.maddesinde ihtilaf halinde … defter kayıtlarının delil olacağı; 8.maddesinde sözleşme, 433 adet okul için yapıldığı, okul başına belirlenmiş olan 5.500 TL bedelin sabit olmakla birlikte, okul işi uç sayısında …’in yazılı onayıyla bir artış ya da azalma olması hâlinde, bu 5.500 TL. bedelde azalma ya da artış olabilecek, bir artış ya da azalma olması hâlinde uç başına esas alınacak bedel, 64,70 TL olacağı; 11. maddesinde davacı … tarafından sağlanacak olan il deposu ile okul arasındaki nakliye ve artan malzemelerin okuldan il deposuna geri nakliyesi ve kurulum bedelleri, toplam fiyata dâhil edilmiş, okul başına belirlenmiş bedelin ödeneceği; ek 5.süre, projenin son teslim tarihinin 31/05/2013 olacağı belirlenmiştir. Dosya kapsamından, taraflar arasında sözleşmenin varlığına, içeriğine, bedeline ve sözleşmenin davalı yüklenici tarafından feshedildiğine ve eksik kalan işlerin davalı yüklenici tarafından başka taşeronlara yaptırıldığı konusunda bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Asıl ve birleşen davalarda uyuşmazlık; sözleşmenin yüklenici tarafından haklı olarak feshedilip edilmediği ve davacı taşeron tarafından işin tamamlanma seviyesinde toplanmaktadır. Davacı … Tic.AŞ tarafından gönderilen Kadıköy … Noterliğinin 25/06/2013 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, şubat ve Mart aylarında proje imalı yapılması planlanan yere ilk malzemenin 18.03.2013 tarihinde geldiği, şirkete geç ve eksik ulaştırıldığı, depo alanlarının sözleşmeye uygun kiralarandığı, korunduğu, Hatay ili için malzeme gönderilmediği, maillerine cevap verilmediği, gerekli işçi sağlanmadığı ve SGK primlerini ödemediği hususlarının mesnetsiz olduğu, …malzemelerin geç gönderilmesi ve proje keşif hatalarından kaynaklanan kusurların müvekkiline atfedilmesinin mümkün olmadığı, tüm zararların tazminini isteme hakkının saklı tutularak gönderilmeyen malzemeler nedeniyle tüm zararlarının tazmini ve gerekli malzemelerin gönderilmesi, her iki tarafça belirlenecek bir yetkili ve bir uzman aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak malzeme ve projenin okul bazında tespitinin sağlanması talebinde bulunulduğu; karşı davacı … şirketi Ankara … Noterliğinin 12.06.2013 tarih … no ile yeterli büyüklükte depo tutulmaması, teslim edilen malzemelerin okul bahçelerinde tutulması, güvenli olmaması, malzemelerin kaybedilmesi, hiçbir okulda istenmediği halde yeniden malzeme istemi, okullardaki keşif çalışmalarının halen tamamlanmaması, yazılı ve sözlü uyarılara rağmen projeyi bitirilebilecek yeterli personel sağlanmaması, personel bilgilerinin verilmemesi, SGK borçlarının ödenmemesi, sözleşmede bir araya gelinerek sözleşme uyarınca kalan 193 adet okulun süresi bittiği halde bitirilemediği, uhdelerinden alınan okullarda ekipmanların iadesi, ayrıca tamamlanamayan okulların başka yüklenicilere verileceği, alacakların kesileceği, kalan kısmı olur ise yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği; davacı şirketinin … … Noterliğinin 25.06.2013 tarih …nolu cevabi ihtarı ile iddiaların haksız, malzemelerin geç gönderdirildiği, proje keşif hatası nedeniyle kusurlu olduğu, malzemelerin gönderilmesi aksi halde fesih yapacağının belirtildiği ve karşı davacı … şirketi tarafından Ankara … Noterliğinin 27/06/2013 tarih … yevmiyeli ihtarnamesi ile yapılan ve tamamlanmayan okullar belirtilerek sürenin dolduğu, işin tamamlanmadığı, tamamlandığı bildirilen okulların yapılan kontroller neticesinde eksikliklerinin tespiti ile cezalar eksik iş ve hatalı iş bedeli düşümü ile kalan tutarın ödeneceği bildirilerek sözleşmenin feshedildiği anlaşılmaktadır.Taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesi, ani edimli sözleşmelerden olup, feshi kural olarak geriye etkili sonuç doğurur. Bu durumda sözleşme hiç yapılmamış gibi taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verirler. Ayrıca sözleşme feshedilmiş olduğuna göre, sözleşmede aksine bir düzenleme bulunmadığı takdirde sözleşmeye dayalı talepte bulunulamaz. Eser sözleşmelerinde sözleşmenin sona ermesi üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında toplanan tüm deliller ve dosya kapsamına göre sözleşmenin davacı iş sahibi tarafından sözleşme uyarınca üstlendiği edimlerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmediğinden sözleşmenin feshinde yüklenicinin kusurlu olduğunun kabul edilmesi isabetli olmuştur. Bu durumda, davacı yüklenici ancak BK.485 gereğince işin sona erdiği ana kadar yaptığı işin değerini isteyebilecektir. Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre iş sahibince hiç yapılmayan ya da eksik yapılan işler için yeni alt yüklenicilere ödenen bedelin 711.304,00 TL, yükleniciye ödenen 224.191,08 TL iş avansları ve yüklenici adına yapılan 117.598,03 TL SGK ödemeleri sonucunda yüklenicinin alacağının kalmadığı, karşı davacı iş sahibinin ise yükleniciden fazla ödeme nedeniyle 72.993,11 TL alacağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu denetime açık ve bilimsel verilere uygun olup, mahkemece rapor esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya, açıklanan gerekçe ve gerektirici sebeplere uygun bulunduğundan, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarih ve 2014/1131 Esas, 2018/1075 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacı-karşı davalıdan asıl ve karşı dava için alınması gereken toplam 5.044,81 TL (asıl dava için 80,70 TL + karşı dava için 4.964,11 TL) istinaf karar harcından peşin alınan toplam 1.285,90 TL’nin (asıl davada 44,40 TL + karşı davada 1.241,50 TL) mahsubu ile bakiye 3.758,91‬ TL istinaf karar harcının davacı- karşı davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı- karşı davacı tarafça yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalı- karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.