Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/847 E. 2022/3 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/847
KARAR NO: 2022/3
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2019
NUMARASI: 2017/984 Esas, 2019/225 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında davalı şirketin yapımını yüklendiği, İSKİ Genel Müdürlüğü’nün Paşaköy atık su arıtma tesislerindeki … nolu kompresörün yedek parça ve genel revizyonu, Tuzla atık su arıtma tesislerindeki … nolu kompresörün yedek parça ve genel revizyonun müvekkili şirket tarafından yapılması konusunda 29/06/2017 tarihli, 6.370,00 Euro bedelli sözleşme yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşme gereğince üstlendiği tüm işleri eksiksiz yerine getirdiğini, Tuzla’ daki işi 29/05/2017 tarihinde, Paşaköy’deki işi de 09/06/2017 tarihinde çalışır vaziyette teslim ettiğini, davacı yanca müvekkiline yapılan iş karşılığında 07/08/2017 tarih, 31.566,71 TL bedelli bir adet fatura kesildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip yapıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı adına dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edildiği halde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece, davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, takip konusu faturanın davalı şirketin usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraf defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğu, HMK’nın 222. Madde hükmü uyarınca sahibi lehine delil teşkil ettiği, bu nedenle davacı tarafça takip konusu alacağın varlığının ispat edildiğinin kabulünün gerektiği, her iki taraf tacir olup uyuşmazlık ticari işten kaynaklandığından takipten itibaren asıl alacağa ticari avans faiz uygulanması gerektiği, takibe konu alacak faturaya dayalı olup miktarı kesin ve belirli olduğu gibi, davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile; sabit olan 31.566,71 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık % 9,75 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu …icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, hizmetin sunulduğuna dair hiçbir belge veya delil ortada yok iken mahkemenin yalnızca usulüne uygun tutulmayan defter kayıtlarına dayanarak karar vermesinin doğru olmadığını, yalnızca defter kayıtlarında birbirini doğrulayan hususların olması sebebiyle, hizmetin alınmış olduğuna dair iddianın gerçek olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını, davacı tarafından iddia olunan hizmete ilişkin teslim raporlarında müvekkilinin imzasızın bulunmadığının bilirkişi raporuyla da tespit edildiğini, imza bulunmayan bu faturanın teslime ilişkin delil niteliği taşımadığını, ne teyit mektubu, ne de davacı tarafından düzenlenmiş olan faturada müvekkili şirketin imzasının bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir. Davacı yanca delil olarak sunulan 29/06/2017 tarihli teklif mektubunda … kompresör revizyon işi için 4.900,00 Euro ve … Kompresör revizyon için 4.900,00 TL olmak üzere toplam 9.800,00 Euro bedelden 3.430,00 Euro indirim yapılarak iş bedeli toplam 6.370,00 Euro + KDV olarak belirlenmiş olup, teklif mektubu üzerinde davalı şirketin kaşe ve imzasının bulunmadığı görülmektedir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından, 07/08/2017 tarih, 31.566,71 TL bedelli faturaya istinaden 17/08/2017 tarihinde ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bulunan ve mali müşavir … tarafından hazırlanan 24/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı defterinde takip konusu 31.566,71 TL bedelli faturanın davalı şirket adına borç olarak kaydedildiği, fatura içeriğinin Tuzla ve Paşaköy …Kompresör revizyon bedeline ilişkin olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılında başladığı, davalının, davacıdan aldığı 3.540,00 TL lik faturayı ödeyerek 2016 yılı hesabını kapattığı, davalının, 2017 yılında, davacıdan takip konusu 31.566,71 TL bedelli faturayı teslim aldığı ancak ödemesini yapmadığı, bu itibarla davalının, takip tarihi itibariyle davacı şirkete 31.566,71 TL borcunun olduğu, davalının, icra dosyasına yaptığı itirazında, böyle bir borcunun olmadığını ileri sürmüş ise de, takip konusu faturayı, ticari defterlerine kayıt ettiği, süresi içerisinde de davacıya iade faturası tanzim etmediği gibi fatura bedelini de ödemediği, dosyaya sunulan; 29/05/2017 tarihli teknik teslim raporunda, Tuzla turbo işinin çalışır vaziyette bu tarihte ve 09/06/2017 tarihli teknik teslim raporunda da, Paşaköy turbo işinin çalışır vaziyette bu tarihte teslim edildiğinin belirtildiği, her ne kadar teslim raporunda davalı şirketin imzasının olmadığı görülmüş ise de, takip konusu faturayı ticari defterine itirazsız olarak kayıt ettiği, bu durumda mahkemece; davalının, takip konusu fatura içeriği hizmeti aldığı hususunun benimsenmesi halinde davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan 31.566.71 TL alacağının olduğu belirtilmiştir. Yanlar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken ihtilaf; taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır. Karşılıklı edimleri içeren eser sözleşmelerinde yüklenicinin görevi eseri sözleşmesine, amacına ve tekniğine uygun tamamlayarak teslim etmek; iş sahibinin görevi ise, sözleşmede kararlaştırılan yükümlülükler varsa bunların yerine getirilmesiyle eserin bedelini ödemekten ibarettir. Kural olarak eser sözleşmesi ilişkisinin kurulması herhangi bir şekil şartına tabi olmayıp, tarafların “icap” ve “kabul” iradelerinin birleşmesiyle sözleşme ilişkisi kurulur. Şekil şartı, sözleşmenin geçerlilik şartı olmayıp, ispat şartıdır. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesi’nin 25/09/2018 tarih, 2018/3698 Esas, 2018/3394 karar sayılı kararı) 4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Somut olayda, davacı yan, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu ileri sürdüğünden, bu hususu ispat külfeti davacı taraftadır. 6100 sayılı HMK’nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesinde düzenlenen “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. ” hükmü gereğincen davalı taraf, bu iddiasını senetle ispat etmek zorundadır. Bu kapsamda, davacının dosyaya sunduğu delillerin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı şirketin (…com) mail adresinden çalışan … tarafından, davalı şirketin (…com.tr ) mail adresine gönderilen yazışmalardan ve dava konusu faturanın davalı yan defterlerine kayıt edilip, iade faturası kesilmediği hususu hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiğinden mahkemece yanlar arasında eser sözleşmesi kurulduğunun kabulü doğru olmuştur. Taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu kabul edildiğinden sonraki çözümlenmesi gereken husus; iş bedelinin tespitidir. Davalı yanca cevap dilekçesi ibraz edilmeyerek sözleşme inkar edildiğinden ve itiraz dilekçesinde de borca itiraz edildiğinden artık yanlar arasında iş bedelinde ihtilaf olduğu sonucuna varılmaktadır. Yargıtay ve Dairemiz uygulamasında eser sözleşmesi ilişkisinin varlığı kabul edilip sözleşmede bedel yazılı olmaması ya da sözlü sözleşme ilişkisinde tarafların bedelde anlaşamamaları halinde yüklenicinin gerçekleştirdiği imalât bedelinin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 366 ve 6098 sayılı TBK’nın 481. maddesi hükmünce yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplanacağı kabul edilmektedir. Mahalli piyasa rayiçleri içerisinde yüklenici kârı ve KDV olacağından bunlar ayrıca eklenmeyecektir. Bu durumda mahkemece mahallinde uzman bilirkişi refakatinde keşif yapmak suretiyle bilirkişiden; davacı yüklenicinin sözleşme ile davalı iş sahibi için yaptığı işin yapıldığı yıllar itibariyle yüklenici kârı ve KDV bedele dahil olacağından ayrıca bunlar eklenmeksizin mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli ve davacının bu şekilde hesaplanacak imalât bedelinin hesaplattırılması suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken fatura bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/02/2019 tarih, 2017/984 Esas, 2019/225 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.