Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/843 E. 2022/90 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/843
KARAR NO: 2022/90
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2019
NUMARASI: 2017/440 Esas, 2019/132 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili; taraflar arasında fason ayakkabı üretimi alanında ticari ilişki bulunduğunu, çeşitli tarihlerde üretilip davalıya teslim edilen mallar karşılığında müvekkil firmanın davalı firmadan bakiye 30.299,24TL alacağı bulunduğunu, bakiye alacağın ödenmesi için Bakırköy … Noterliğinin 15 Aralık 2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesine rağmen bakiye alacağın ödememesi üzerine davalı borçlu hakkında Küçükçekmece … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine, davalı tarafça itiraz edildiği, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, süresinde yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafın gönderdiği ayıplı malların davacıya ihbar edildiğini, ancak davacı tarafın ürünleri teslim almayı sürekli ve kötüniyetli olarak ertelediğini, en son depo yeniden düzenlenirken ayıplı malların davacı şirkete iade edildiğini, davacının iade faturalarını geri çevrildiğini, müvekkili şirket kayıtlarına göre borçlu olmadığını belirterek davanın reddine, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli takip ve davası nedeniyle kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.Mahkemece; davalı tarafından hazırlanıp gönderilen püsküllü deri parçalarının ayakkabıların ön tarafına davalı firma talebi ile yapıştırıldığının tespit edildiği, bu hali ile ayakkabıların ayıbın ve kusurun imalat hatasından kaynaklanmadığı sonucuna varıldığına dair teknik raporun görüldüğü; defter incelemesi sonucunda davacı cari alacağının 32.721,40 TL olduğu, asıl alacak faturaları toplamının 32.440,25 TL olduğu; davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazda ayıpdan bahsetmediği, her ne kadar davalı şirkette çalışan tanık ayıptan bahsetmiş ise de, ayıbın açık ayıplardan olup, derhal ihbarı ile birlikte iadelerinin yapılması gerekirken belirtildiği gibi ayıpın bir tutanağa bağlanmadığı, tanığın keşif sırasında verdiği ifadede belirttiği gibi açık ayıbın derhal ihbarının yapılması gerekirken 5 güne yayıldığı bu nedenle de ayıbın ihbarı hususunda basiretli iş insanı gibi davranılmadığı, mali incelemede davacı cari alacağının talebin üstünde bulunması nedeniyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, takip dosyasında davalı tarafın 30.299,24TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına, alacağa takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına, 30.299,24TL’sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacı tarafın malların ayıplı olmadığını iddia etmediği, sadece ayıbın süresinde bildirilmediğini iddia ettiğini, bilirkişi raporunda görüldüğü üzere ayıp ihbarının süresinde yapıldığını; davacı tarafın müvekkili şirkete fason üretim yaptığını, ürettiği ürünlerin ayıplı olduğunu; mahkeme kararının 18/06/2018 tarihli duruşma tutanağına aykırı olduğunu; ürünlerin incelenmesi ve bir karara varılması için 5 günün makul olduğunu; alacak ihtilaflı olduğundan inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı yüklenici tarafından davalı iş sahibi hakkında Küçükçekmece …İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile 30.299,24 TL bakiye iş bedelinin tahsili için 16/01/2017 tarihinde başlatılan ilamsız takibe davalı tarafından süresinde borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine eldeki dava açılmıştır. Taraflar arasında 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunmaktadır. Eser sözleşmelerinde TBK’nın 479/1 maddesi gereği iş sahibinin borcu iş bedelini ödemek; yüklenicinin borcu ise, TBK’nın 471/1 maddesi gereği eseri iş sahibinin amacına uygun, menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmektir. Eser sözleşmesinde ayıp, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde, sözleşme ve eklerine, iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunması olarak tanımlanabilir. İmâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklar kullanılabilir. Bu hakkın kullanması doğrudan dava yoluyla veya yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada def’i olarak ileri sürülmek suretiyle de olabilir. Ayıp nedeniyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenlendiği TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde; gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca, ayıp ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirme zorunluluğu vardır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser olduğu gibi kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapıldığını bundan yararlanacak olan iş sahibinin ispatlaması gerekir. (bkz. Yargıtay 15. HD’nin 20/12/2017 tarih ve 2016/2999 esas, 2017/4502 karar sayılı kararı) Somut olayda, mahkemece ayıbın ihbarı hususunda basiretli iş insanı gibi davranılmadığı, mali incelemede davacı cari alacağının talebin üstünde bulunduğu gerekçesi ile taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, maddi vaka olduğundan, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı tanık dahil her türlü delil ile ispatlanabilecektir. Mahkemece, davalının ayıp ihbarı konusunda dinlediği tanık beyanlarına göre ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmelidir. O halde, süresinde yapılan ayıp ihbarı değerlendirilerek, ayıplı olduğu iddia edilen tüm ürünler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınarak, ayıplı imalat bulunup bulunmadığının tespiti, ayıp var ise ayıpların giderilip giderilmeyeceği, giderilmesi halinde bu şekilde piyasadaki satış bedeli belirlenip iş bedelinden düşülmek suretiyle davacı alacağının belirlenmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Kabule göre de, davalının iddiasında belirttiği ayıplı işlerin yargılama ile belirleneceği, alacağın likit olmadığı anlaşılmış olup, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarih, 2017/440 Esas, 2019/132 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.