Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/836 E. 2021/102 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/836
KARAR NO: 2021/102
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2018
NUMARASI: 2014/959 Esas, 2018/1078 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, davalının Formula 1 otomobil yarışlarının Türkiye’de yapıldığı pist olan İstanbul Park ile ilgili bir ihaleyi İstanbul Ticaret Odasından kazandığını ve yüklenici olduğunu, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme ile ise davalı tarafından üstlenilen “İstanbul Park Ana Tribün Çelik Çatısı Boyasının Paspası ve Yeniden Boyanması İşi”nin müvekkiline taşere edildiğini, taraflar arasında gerçekleşen bu ticari ilişkide müvekkilinin sözleşmeyle kendisine yüklenen sorumlulukları kendi ekipmanı ve üçüncü şahıs firmalar vasıtasıyla yerine getirdiğini, davalının talebi üzerine bir kısım yeri kumlama işlemine tabi tutarak boyadığını ve işi tamamen bitirdiğini, davacının gerek kendisinin yaptığı, gerekse üçüncü şahıslara yaptırdığı iş bedellerini faturalandırdığını, davalının kumlama işine ilişkin 22/03/2013 tarihli 20.650.00 TL bedelli son fatura haricindeki diğer faturalara itiraz etmediğini, ödeme alamayan müvekkilinin davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının kötü niyetli ve haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline takibin devamına davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin adresinin Körfez ilçesi olması sebebiyle Körfez mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının işi sözleşmeye aykırı bir şekilde yaptığını ve işi zamanında teslim etmediğini, bu nedenle dava konusu bedeli isteyemeyeceğini, davacı tarafından işin eksik bırakıldığını, eksik bırakılan işlerin müvekkili tarafından başka taşeronlara tamamlattırıldığını, müvekkilinin dava konusu edilen 22/03/2013 tarihli 20.650,00 TL bedelli faturaya itiraz ederek geri iade ettiğini, bu bedelin müvekkilinin cari hesabında bulunmadığını, bu nedenle bu fatura bedelinin istenemeyeceğini, davacıya 14/09/2012 tarihinde 121.200,00 TL, 28/12/2012 tarihinde 70.000,00 TL, 07/12/2012 tarihinde 1.500,00 TL ödeme yapıldığını, işin başladığı dönemde 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafından temin edilmesi gereken 750,00 TL malzeme bedelinin de müvekkili tarafından karşılandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, İstanbul Park ana tribün çelik çatısı boyasının paspası ve yeniden boyanması işlerine dair esasların düzenlendiği sözleşmede dava konusu işin kabulünün … Firması uzmanı tarafından yapılacağına dair hüküm bulunduğu, … Firması uzmanı tarafından yerinde yapılan incelemelerde davacı tarafından yapılan işlerde uygunsuzlukların bulunduğunun tespit ve rapor edildiği, davalı şirketin ana işverene dava konusu işi teslim edebilmek için davacı tarafından yapılan işlerdeki uygunsuzlukları dava dışı üçüncü kişiye düzelttirdiği, davacının davalıdan sözleşme gereği talep edebileceği 253.750,00 TL + KDV bedelden davalının uygunsuzlukları gidertmek için üçüncü kişiye ödemiş olduğu anlaşılan 61.600,00 TL+ KDV tutarın düşülmesi ile bulunan 192.150,00 TL + 34.587,00 TL KDV tutarın davacının davalıdan sözleşme gereği talep edebileceği bedel olduğu, tarafların ticari defterlerinde kayıtlı ve mutabık oldukları ödeme miktarının 192.700,00 TL olduğu, 226.737,00 TL ‘den 192.700,00 TL’nin düşülmesi ile davacının davalıdan 34.037,00 TL alacağı bulunduğu, davacı tarafından davalıya adına düzenlenen 22/03/2013 tarihli 20.650,00 TL tutarlı faturanın davacı taraf ticari defter kayıtlarında kasa tahsilatı ile kapatıldığı, davacı taraf ticari defterlerinde bu faturadan kaynaklanan alacağının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 34.037,00 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 34.037,00 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit olmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin üzerine düşen edimi eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, davalının kendi üstlendiği işi İstanbul Ticaret Odası’na teslim edip hakedişini aldığını, müvekkilinin eksik bıraktığı iddia edilen işlerin tamamlanması için davalı tarafından harcama yapıldığına ilişkin bir delil olmadığını, davalı tarafın ticari defterlerinde de bu yönde bir kanıt bulunmadığını, bilirkişi raporlarının birbirleriyle çelişkili olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen edimi yerine getirdiği gibi bir kısım yeri kumlama işlemine tabi tutarak boyadığını, buna ilişkin düzenlediği 22/03/2013 tarihli 20.650,00 TL fatura bedelinin ödenmediğini, bu işin sözleşme dışı iş olarak yapıldığını, müvekkilinin alacağının gerek faturalarla gerekse belgelerle sabit olduğunu, bu nedenle icra inkar tazminatı koşullarının oluştuğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron; davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında, davalı yüklenicinin ihale ile üstlendiği “İstanbul Park Ana Tribün Çelik Çatısı Boyasının Paspası ve Yeniden Boyanması İşi”nin davacı taşeron tarafından yapılmasına dair 13/08/2012 tarihli taşeronluk sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede işin bedeli KDV hariç 253.750,00 TL (KDV dahil 299.425,00 TL); işin süresi ise sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren üç ay olarak kararlaştırılmış, sözleşmeye konu işin kabulünün ise … isimli firmanın uzmanının da bulunduğu heyet tarafından yapılacağı düzenlenmiştir. Davacı, sözleşme ile üstlendiği işi eksiksiz olarak teslim ettiğini, sözleşme dışında 22/03/2013 tarihli 20.650,00 TL bedelli fatura konusu kumlama işini yaptığını ileri sürerek bakiye 127.375,00 TL alacağının tahsili için icra takibi başlatmış, davalı ise bir kısım işlerin eksik ve ayıplı yapıldığını, 22/03/2013 tarihli faturanın ise iade edildiğini ve kayıtlarda yer almadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, sözleşme kapsamındaki bir kısım işlerin eksik ve ayıplı yapıldığı iddiasıyla ilgili … A.Ş.’den (…) bilgi ve belgeler getirtilmiş, işin %20’sinin eksik ve kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda bu %20 oranın toplam yapılan işe göre 2900 m²’ye tekabül ettiği, dava dışı ikinci taşeron ile düzenlenen sözleşmede belirtilen 2800 m² metraj ile çok yaklaşık olduğu belirtilmektedir. Bilirkişi raporunda … firması uzmanı tarafından düzenlenen belge, yazılar ve fotoğraflar incelenmiş, fotoğraflarda davacı tarafından yapılan boya işindeki uygunsuzlukların gözlenebildiği belirtilmiş ise de, söz konusu uygunsuzlukların miktar ve değerinin … tarafından bildirilen ve üçüncü kişiye yaptırıldığı ileri sürülen miktar ve değerlere uyumlu olup olmadığı, kadri marufunda bulunup bulunmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Yine, 20.650,00 TL tutarlı faturaya konu iş bedelinin davacı defterlerinde kasa tahsilatı açıklamasıyla ödendiği görülmesine rağmen davalı defterlerinde bu ödemeye ilişkin kayda rastlanılmadığı gibi bu hususta ödemeye ilişkin bir delil sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından bu faturanın ödemesine ilişkin makbuz ve delilleri sunması istenip davacı kayıt ve belgelerde defter kaydının dayanaklarının araştırılarak sonuca gidilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/11/2018 tarih, 2014/959 Esas, 2018/1078 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 19/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.