Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/820 E. 2022/292 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/820
KARAR NO: 2022/292
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2018
NUMARASI: 2016/182 Esas, 2018/1086 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan hata sebebine dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili ile davalıların ortak olduğu …-… Adi Ortaklığı arasında akdedilen 27.06.2013 tarihli “Boğazköprü–Yenice ve Mersin Toprakkale Sinyalizasyon projesi Bor-Bereket (MS04), Altay-Karalar (MS05) ve Ulukışla –Çiftehan (MS06) Hat Kesimlerindeki kablo yolları menhol montajları sinyal ve haberleşme kablolarının çekimi, eklerinin yapılması ve sonlandırılması işleri” sözleşmesi çerçevesinde, sözleşme konusu işlerin …–…’e bırakıldığını, Sözleşmenin devamı süresince …-…’e müvekkili tarafından muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığını, ancak hakkedişlerde kesintiler yapılırken sehven KDV hesabı yapılarak bu oranın müvekkili üzerinde bırakıldığı, nihai hesaplamada sehven 91.182,67 TL eksik kesinti /fazla ödeme yapıldığını, durumu fark ettikten sonra hakkedişlerde hatalı hesaplanan ve davalı …–…’e fazla ödenen meblağın iade edilmesini talep ettiklerini, …-…’in ise herhangi bir iade yapmayacağını beyan ettiğini ve dava tarihi itibariyle hala yapılan fazla ödemenin iade edilmediğini, bu sebeplerden ötürü fazlaya ilişkin cümle talep ve dava haklarının mahfuz kalmak kaydı ile davalıya yapılan fazla ödemelerin iadesi için bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkilinin 91.182,67-TL alacağının, fazla ödemelerin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesi hususlarını arz ve talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı şirket arasında 27.06.2013 tarihinde dava konusu işleri kapsayan alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını ,Sözleşme gereğince de tarafların 3 adet protokol düzenlediğini, düzenlenen bu 3 protokole istinaden farklı zamanlarda davalı … -… tarafından Davacı Şirkete faturalar kesildiğini , ayrıca tarafların 06.02.2015 tarihinde Mutabakatname imzalayarak, düzenlenen faturaların kayıtlarına uygunluğunu teyid ettiklerini , bu kapsamda Davacı şirket tarafından müvekkili ortaklığa 117.117,60-TL ödeme yapıldığını ve daha sonra ödenen 117.117,60-TL’nin 91.182,67 –TL ‘nın geri talep edilerek müvekkillerinin adeta bedelsiz çalıştırılması gerektiğini iddia ettiğini, davanın borçlar hukukunun temeli olan, sözleşme ve imzanın bağlayıcı ilkesine aykırı olduğunu, Davacı İşveren şirketin, davadan önce Hata iddiası olmaksızın , dava konusu meblağı içeren bir fatura düzenlemiş ise de Müvekkil Davalı ortaklığın faturayı kabul etmeyerek , noterden ihtar ile iade ettiğini, müvekkili ortaklığın, taraflarca kabul ve imza edilmiş protokollere dayalı olarak davacı işveren şirketten nakit teminat kesintilerinden, ilave işler bedelinden ve sözleşme bakiye alacağından dolayı 111.551,32-TL + KDV alacaklı olduğu, bu alacaklı olduğu bedeller kadar 15.01.2016 tarihinde 3 adet faturanın düzenlenmiş olduğunu ve alacak talep haklarının saklı kalması kaydıyla, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesi hususlarını arz ve talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafından iddia edilen ve sehven hatalı kesinti yapıldığını belirten hesapta; toplamda 164.095,77 TL fazla ödeme olduğunu ve bunu da tek taraflı düzenlediği kesin hakkediş sonucu olarak da (-) 91.182,67 TL eksi bakiye çıkararak davalı alt yükleniciden istediği, dosyadan ve sözleşmenin ilgili maddelerinde anlaşıldığı kadarı ile söz konusu kesintiler, alt yüklenicinin şantiyede istihdam edeceği işçilerin SGK primleri, yemek, barınma, servis, v.s ihtiyaçları ile maaşları işveren tarafından ödenecek olup alt yüklenicinin hakkedişinden kesildiği anlaşıldığı, ancak söz konusu kesintilerin neler olduğu, miktarı, detayı, ve hesaplanan kesintilerin nasıl hesap edildiği olmadığı, davacı kesinlerin KDV lerinin ayrılarak kendi üzerlerinde bırakıldığını, bunun sehven yapıldığını, KDV lerin alt yüklenici üzerinde kalması gerektiği ile hakedişinden de kesilmesi gerektiğini belirterek dava ettiği, ancak söz konusu kesintilere ait faturalar ile KDV miktarları açık olmadığı, taraflar arasında toplamda 3 adet protokol imzalandığı, imzalanan protokollerde yapılan iş tutarlarının, uygulanacak kesinti miktarlarının, kesilecek fatura tutarlarının ve ödemenin ne zaman, ne şekilde yapılacağının imza altına alındığı, ve protokol tarihlerinin ve protokollere göre kesilmesi gereken fatura tutarlarının aşağıdaki gibi olduğu, protokol 03.12.2014 tarihli, kesilecek fatura tutarı: 70.216,40-TL +KDV, protokol 21.01.2015 tarihli, kesilecek fatura tutarı: 25.641,90-TL +KDV, protokol 01.04.2015 tarihli, kesilecek fatura tutarı: 19.188,46-TL +KDV , davalı tarafından da kesilen fatura tutarlarının protokollerde belirlenen tutarlar ile aynı olduğu, davacı Şirketin dava konusu alacak tutarı olan 91.182,67-TL için Adana … Noterliği 24.12.2015 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarname ile Davalı ortaklığa 91.182,67-TL’lik fatura bedel ödemesi ihtarı gönderdiği, İhtarname ile göndermiş olduğu fatura bedelinin 30 gün içerisinde Davacı şirkete ödenmesini talep ettiği, fatura bedeli ödenmesi ihtarnamesini alan Davalının Ankara …Noterliği ,30.12.2015 tarih, … yevmiye numaralı Fatura iade ihtarnamesi ile “taraflarına gönderilen fatura bedel ödemesi ihtarını kabul etmedikleri ve kesin hakediş hesabında mutabık olmadıklarını ihtaren bildirdikleri, dosyada sadece 06.02.2015 tarihinde davalı tarafından imzalı olarak davacıya gönderilmiş ve davacı tarafından da imzalanmış olan Ocak 2015 dönemine ait BA-BS formu mutabakatı bulunduğu, dosyada mübrez BA-BS Mutabakat Formu sadece Gelir İdaresi Başkanlığı’na yapılacak olan bildirimin mutabakatı olup; herhangi bir şekilde cari hesap bakiyelerinin mutabakatının yapıldığı bir mutabakatname olmadığı, davacının davalıdan alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlayarak, taraflar arasındaki işin devamı süresince …’e müvekkilce muhtelif tarihlerde ödemeler yapıldığını, ancak nihai hesaplamada sözleşme hükümleri çerçevesinde …’in hak edişlerinden yapılacak ekipman ve masraf kesintilerinin hatalı hesaplandığını, müvekkilce yapılan masraf ödemelerinin tamamının davalı hak edişinden düşülmesi gerekirken sehven KDV hesabı yapılarak bu oranın müvekkil üzerinde bırakıldığını, neticede toplamda 91.182,67 TL’lik eksik kesinti yapıldığını, yani …’e zikredilen meblağ miktarınca fazla ödeme yapıldığının tespit edildiğini, dava konusu işin taraflar arasında yapıldığına, işin ve ödemelerin tamamlandığına ilişkin ihtilaf olmadığını, kesintilerdeki hatanın özü; müvekkil davalıya dava konusu iş sebebiyle masraf ödemesi yaparken, hata ile KDV’nin de hesaplandığını ve masraf ödemelerinin KDV’si kadar tutarı da fazladan ödendiğini, ancak herhangi bir eser sözleşmesi kapsamındaki iş için yapılan masrafların bir KDV’si olmadığından hesaplanamayacağını, bu hususun saptanması gerektiğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi davalı yüklenicidir. Davacı iş sahibi eser sözleşmesine göre ödemeler yapıldığını ancak hak edişlerde kesintiler yapılırken sehven KDV hesabı yapılarak bu oranın davacı üzerine bırakıldığını belirterek , bu bedelin tahsilini talep etmiş, davalı protokol düzenlendiğini, protokole göre ödemelerin yapıldığını, davacının alacağının olmadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiş , mahkemece taraflar arasında düzenlenen protokollere göre kesinti miktarlarının belli olduğu , bu miktarlara göre kesilen faturaların ödendiği, davacının davalıdan bir hak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı, faturaya dayalı olarak talep ettiği alacağını hak edişlerde sehven kesilen KDV miktarlarına dayandırsa da; taraflar arasında eser sözleşmesine göre protokoller düzenlendiği, protokollerde kesinti miktarlarının belli olduğu, bu kesinti miktarları üzerinden faturaların düzenlendiği, ödemelerin yapıldığı, protokollerde tarafların imzalarının bulunduğu ve mutabık olunduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan kesin hak edişin, tek taraflı olarak düzenlendiği ve davalı yüklenicinin imzasının bulunmadığı bu sebeple tarafları bağlamayacağı anlaşıldığından, mahkemece verilen kararda usul yasa ve dosya kapsamına aykırı bir durumu bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2018 tarih ve 2016/182 Esas, 2018/1086 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.