Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/806 E. 2022/316 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/806
KARAR NO: 2022/316
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2019
NUMARASI: 2015/1236 Esas, 2019/112 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 15/02/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Davalılardan …adına … ile davacı … Ltd. Şti.’nin SGK’lı çalışanı … arasında İstanbul Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı Doğal Kaynaklar Ruhsat ve Tabiat Varlıkları Müdürlüğü tarafından … Teknik Öğretim Olgunlaştırma Enstitüsü’nün davacıya ihale edilen elektrik işi için 08/01/2016 tarihinde bir sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 10. Maddesi gereği tüm faturaların müteahhit firma olan davacı şirkete kesileceği ve karşılık olarak 10.000,00 TL değerinde 20/01/2016 tarihli davalılardan … şirketi adına çek keşide edildiğini, … şirketinin malzeme alması için de malzeme aldığı şirket olan davalı … Elektronik San. Tic. A.Ş. adına 10.000 TL bedelli çekin keşide edilerek her iki çekin davalı …’e teslim edildiğini, sözleşmenin imzalanması sonrasında geçen sürede davalı … şirketinin işe başlamayacağının, çalışan … tarafından davacı şirkete bildirmesi üzerine sözleşmenin iptali ve çeklerin iadesi hususunda 23/10/2015 tarihli sözleşme ile taraflar arasında anlaşma sağlandığını, yapılan sözleşmenin feshedilmiş olması nedeni ile herhangi bir borcun doğmadığını, dolayısıyla … ve … şirketleri emrine keşide edilen çeklerin hukuki dayanağının ortadan kalktığını belirterek davacı şirketin davalılara karşı borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu çeklerin istirdadını talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çeklerin üçüncü şahsın borcuna karşılık ciro yolu ile geçtiğini, müvekkilinin iyiniyetli 3. kişi konumunda olduğunu, davacı taraf ile diğer davalı arasında da sözleşmesel ve ticari ilişki olmadığını, müvekkilinin davacı ile bir ticari ilişkisinin bulunamadığını, dava konusu edilen çeklerin diğer davalının borcu nedeniyle müvekkiline teslim edildiğini, davacının menfi tespit davası açmasının mümkün olmadığını, dava konusu çeklerin dava dışı …’in borcuna karşılık olarak diğer davalıya teslim edildiğini, davacının taraf olmadığını, sözleşme hükümlerine dayanarak hak iddia etmesinin mümkün olmadığını, sözleşme ile çeklerin malzemelerin şantiyeye getirildiğinde verileceğinin hüküm altına alındığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının kambiyo senetlerinden kaynaklanan borcunun bulunmadığına dair dosyaya somut bilgi ve belge sunamadığı, soyut iddiada bulunduğu, davacı ile davalı … arasındaki sözleşme gereği edimlerin varlığı- türü- miktarı- ifası- ifa edilmemesi- çeklerin neden ödenmemesi gerektiğinin davacı tarafından izah edilemediği gibi davacının sözleşme nedeni ile çeklerden dolayı borçlu olmadığını ileri sürmekte ise de davacı anlatımları gereği bunu sadece kanunen senet imzalama safhasındaki sözleşme tarafı lehtara ileri sürebileceği, bu iddiasının da diğer davalıların varlığı karşısında soyut olduğu ve yetersiz kaldığı, kıymetli evrakın illetten mücerret olup çek örneklerinden davalı … şirketi ile … şirketinin lehtarlar olduğu, diğer davalı …’nın çekleri teslim alan olduğunun davacı tarafından iddia edildiği, çeklerin usule, kanuna uygun düzenlenmiş olup sahtelik vb iddia da bulunmadığı, senedin geçersizliğine dair anlatımların ancak davacı ile sözleşme tarafı olan ilk senet imza edilen ( keşideci- lehtar ) arasında ileri sürülebileceği, ihtarname ve telefon mesajlarının dosya içeriğini tam doğrulamadığı gibi davayı ispatta tek başına yeterli olmadığı, yazılı delille ve senetle ispat kuralının geçerli olduğu sonuç olarak davacının borçlu olmadığını ispatlayamadığı gerekçesi ile, Davanın REDDİNE karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; … Teknik Öğretim Olgunlaştırma Enstitüsü’nün elektrik işinin yapılması konusunda imzalanan 08.10.2015 tarihli sözleşme gereği dava konusu çeklerin keşide edilerek …’e teslim edildiğini, ancak sözleşmenin imzalanması sonrasında geçen süreye rağmen …’in işe başlayamayacağını …in bildirmesi üzerine sözleşmenin iptali ile çeklerin iadesi hususunda anlaşma sağlandığını ve 23.10.2015 tarihli Sözleşme İptal Belgesi düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme feshedilmiş ve yapılması karşılığında çek verilmiş olan işler iptal edilerek yapılmamış olduğundan müvekkilin de borcu bulunmadığının ortada olduğunu,mahkemece “Davacı ile davalı … arasındaki sözleşme gereği edimlerin varlığı- türü- miktarı- ifası- ifa edilmemesi- çeklerin neden ödenmemesi gerektiği davacı tarafından izah edilemediği” söylenmişse de aynı açıklamalar tüm dilekçelerinde yapılmış olduğundan mahkemenin bu gerekçesinin kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda davalı …’in defter ve kayıtlarının incelendiği belirtilmişse de mahkemenin 29.03.2017 tarihli ara kararında belirlenen 28.04.2017 tarihli inceleme gününde her iki davalının da ticari defterlerini hazır etmediğine ilişkin tespit ve 28.04.2017 tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanağı ile de sabit olup bu tutanakta açıkça sadece davacı tarafa ait 2015-2016 yılı ticari defterlerinin incelendiğinin açıkça belirtildiğini, davalı …’in defterlerinin ne zaman ve nerede incelenmiş olduğunun taraflarıca bilinmemekte olup söz konusu defterlerin incelendiğinden hareketle aleyhlerine yapılan hiçbir tespiti kabul etmediklerini, zamanında defterlerini ibraz etmeyen veya yerinde inceleme talep etmeyen davalının defterlerinin artık işbu davada delil olması mümkün değilken bilirkişi tarafından davalı defterlerinin incelenmesi üzerinden rapor yazılmasının hatalı olup hatalı raporun hükme esas alınmasının da mümkün olmadığını, davacı müvekkilinin defterlerinin açılış ve kapanış kayıtlarının usulüne uygun yapılmış olduğunun bilirkişi tarafından tespit edilmesine rağmen keşide edilen çeklere ilişkin bir kayıt olmadığından bu konuda defterlerin delil vasfının bulunmadığının belirtildiğini, oysa defterlerde herhangi bir kaydın bulunmamasının iddiaları açısından başlı başına bir delil olduğunu, davalı … beyanında müvekkil şirket ile hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını ve çeklerin diğer davalı …’in borcu sebebiyle davalı …’e teslim edildiğini iddia etmişse de bu beyanının devamında malzemelerin temin edilmiş olması sebebiyle çeklerin teslim edildiği iddiasında da bulunduğunu, bu iddiasında hangi malzemenin kim tarafından ve ne zaman getirildiği de açıklanmamış olup malzemelerin teslim edildiği iddiasının tamamen farazi olduğunu, çeklerin …’in talebi üzerine malzeme gelmeden önce teslim edilmiş olup davalının iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı …’in defter incelemesine göre, müvekkili … şirketi adına bir kaydın ve ticari bir ilişkinin bulunmadığı, davalı …k’in kendi adına aldığı çeki ve davalı … için düzenlenen çeki 22.10.2015 yani sözleşmenin feshinden bir gün önce kayıtlarına aldığı, bir gün önce çeklerin … ve …in kayıtlarına alınmış olduğu bilinmesine rağmen bu hususun müvekkiline bildirilmeyerek 23.10.2017 tarihinde sözleşmenin fesih işleminin yapıldığı ancak akabinde çeklerin müvekkiline iade edilmediği, davalı …’e verilen çekler sonrasında cari hesaplarında …’in artıya geçtiği, yani alacaklı konuma geldiği, dosyaya sunulan ve … adına kesilen faturaların iptal edilen sözleşme kapsamında olmadığı ve bu faturaların bu dava ile ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığının bilirkişi raporunda belirtildiğini, bu tespitlerle, sözleşme feshi yapılmadan önce çeklerin … ve …in kayıtlarına alındığı daha sonra ertesi gün kötü niyetli şekilde sözleşmenin feshedildiği, her ne kadar …’in … yetkilisi olup olmadığı tartışılmış ise de hem …’in hem de …’in …’nun çeklerini teslim alarak kayıtlarına işlemiş olması ile …’in eylemine icazet verdiğini gösterdiğini, dolayısıyla hem sözleşme imzalanması hem de akabinde sözleşmenin feshedilmesinin tüm davalıların bilgisi dahilinde olduğunu, öte yandan taraflar arasındaki sözleşmede davalı …’in kaşesinin kullanıldığını, yani davalı …’in çeki verirken, davalı …’in ise çekleri iktibap ederken iyiniyetli olmadıklarını, çekler ciro edilirken kurulan ticari ilişkinin varlığına dair herhangi bir emare bulunmadığını, ciroların keyfi olarak yapıldığını, zira çekin ciro edildiği kişi ile nasıl bir ticari ilişki olduğunun da kötüniyet açısından incelenmesi gerektiğini, davalı … tarafından diğer davalı … adına kesilmiş olan ve müvekkili şirketi ile ilgisi olmayan faturaların kötü niyetli olarak dava ile ilgili gösterilmeye çalışıldığını, davalı …’in kendi adına keşide edilen çeki teslim almasına rağmen sözleşme gereği yükümlenilen işin gereğini yerine getirme girişiminde dahi bulunmadığını, çünkü sözleşmenin feshedildiğini bildiğini, buna rağmen çekleri danışıklı olarak başkalarına ciro ettiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, menfi tespit davasıdır. Davacı keşidecisi olduğu ve davalılardan … ile … şirketleri lehine keşide ettiği çekleri davalı … adına davalı … ile müvekkili çalışanı … arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında ilgili davalılara verilmek üzere …’e teslim ettiğini, davalı …’in sözleşme edimlerini yerine getirmeyeceğinin davalı … tarafından bildirilmesi üzerine sözleşmenin iptal edildiğini ancak çeklerin iade edilmediğini belirterek bedelsiz kalan çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davaya konu çeklerin keşidecisinin davacı, lehdarının davalılar … A.Ş. ve … Ltd. Şti. olduğu, hamilin çekleri ciro yoluyla iktisap eden dava dışı 3. kişiler olduğu, dayanak tarihsiz “İş sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin … adına … ile dava dışı … arasında imzalandığı, sözleşmenin konusunun … Teknik Öğretim Olgunlaştırma Enstitüsü’nün elektrik işinin davalı … tarafından yapılması olduğu, … imzalı yazıya göre davaya konu çeklerin ilgili lehdarlarına teslim edilmek üzere …’e teslim edildiği, yine dosya içine sunulan ve altında … ve … imzaları bulunan 23/10/2015 tarihli “iş sözleşmesi iptali” başlıklı belgede taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin feshedildiği dosyaya sunulan belge ve çeklerden anlaşılmaktadır. Mahkemece davacı tarafından ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş, davalılardan … A.Ş. hariç diğer davalılar davaya cevap vermeyerek davayı inkar etmiştir. Buna göre ispat külfeti davacıda olup, davacı sözleşme ilişkisini ve davaya konu çekleri sözleşme nedeniyle keşide edip verdiğini, sözleşmenin feshedildiğini, çeklerin bedelsiz kaldığını ispat etmek durumundadır Mahkemece, davalı … Lt. Şti. yetkilisi HMK’nın 169 vd maddeleri gereğince isticvap edilerek davaya konu davacı tarafça sunulan tarihsiz iş sözleşmesi başlıklı sözleşme altında … Ltd. Şti. kaşesi ile atılı bulunan imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığının sorulması, imza inkarı halinde imzanın ait olduğu belirtilen …’in şirket adına sözleşmeyi imzalayıp imzalamadığı sorularak ve gerekmesi halinde imza incelemesi yaptırılarak bu hususun araştırılması sözleşme ilişkisinin ispatlanması halinde sonrasında imzalanan 23/10/2015 tarihli iş sözleşmesinin iptali başlıklı belge ile sözleşmenin feshedildiği anlaşılmakla bu belgedeki kişi ve imzalar da taraflardan sorularak geçerli olduğunun anlaşılması halinde bununla sözleşmenin feshedildiği kabul edilerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tasfiye yapılması, sözleşmenin ayakta olduğunun tespiti halinde tarafların iddia, savunmaları ve sözleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılarak oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/01/2019 tarih, 2015/1236 Esas, 2019/112 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.