Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/803
KARAR NO : 2019/1380
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
NUMARASI : 2013/494 Esas, 2018/1252 Karar
DAVA : Sözleşmeden Kaynaklanan Alacak
DAVA TARİHİ : 04/02/2013
BİRLEŞEN KADIKÖY 1.ATM’NİN 2012/1123 ESAS SAYILI DOSYASI;
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 12/09/2012
KARAR TARİHİ : 15/11/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl dava, yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı eksik ve ayıplı işler bedeli ile davalı adına yapılan bir kısım ödemelerin tahsili; birleşen dava ise, bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin haciz yolu ile yapılan takibe itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, birleşen davanın kısmen kabulüne, davacının alacağı birleşen davada mahsup edilmiş olmakla asıl davanın reddine dair verilen karar davacı/birleşen dosya davalısı şirket vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir.Davacı/birleşen dosya davalısı şirket yüklenici (iş sahibi), davalı/bireleşen dosya davacısı şirket ise taşerondur.Davacı/birleşen dosya davalısı yüklenci (iş sahibi) şirket, davalı taşeronun sözleşme ve ek protokolle üstlendiği işi eksik ve ayıplı olarak ifa ettiğini ve zamanında teslim etmediği belirterek eksik ve ayıplı işler bedeli ile davalı adına yapılan ödemelerin tahsilini talep etmiş; davalı/birleşen dosya davacısı ise; sözleşme ile yükümlendiği edimlerini eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamlayıp teslim ettiğini ileri sürerek bakiye bedel alacağının ödenmediğini belirterek birleşen davada bakiye alacağının tahsili için başlattığı takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi rapor hükümü esas alınarak ek protokol ile kararlaştırılan sözleşme bedelinden geçici kabul tutanağında belirtilen eksik işler bedeli ile kalan işin 3. kişiye tamamlatılması nedeniyle ödenen bedel ile davalı adına yapılan ödemeler ve banka aracılığı ile gerçekleştirilen ödemeler toplamı mahsup edilerek birleşen davada davacı alacağının kısmen kabulüne karar verilmiş, asıl davada ise davacı yüklenici (iş sahibi) alacağına birleşen davada mahsup edilerek hükmedildiğinden bahisle asıl davanın reddine dair verilen karar davacı/birleşen dosya davalısı vekilince istinaf edilmiştir.Davacı/birleşen dosya davalısı yüklenici (iş sahibi) şirket vekili istinaf talebinde özetle, geçici kabul tutanağının sözleşmede kararlaştırılan şekilde düzenlenmediğini kararlaştırılan iş kalemlerinin tamamını kapsamadığını, bu nedenle işin geçici kabulle teslim edildiği şeklide yorumlanamayacağını, davacı yüklenici ile dava dışı asıl iş sahibi arasında imzalanan sözleşme göz ardı edilerek sonuca gidildiğini, davalının işi iş programına uygun olarak zamanında teslim etmediğini ve bu nedenle temerrüde düştüğünü, iş azalması olduğu halde hakedişler esas alınmadan sözleşme bedeli üzerinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, 4 adet hakediş tutarı 656.608,34 USD olduğu halde sözleşme bedeline göre yapılan hesaplamanın doğru olmadığını, davalı tarafından 734.833,08 USD ödeme yapıldığı kabul edildiği halde sadece bankalar üzerinden gerçekleştirilen ödemelerin dikkate alınmasının hatalı olduğunu işlerin tamamlanması için 3. kişiye yapılan ödemenin mahsup edilmediğini, davalı adına yapılan ödemelerin hesaplamaya tam olarak yansıtılmadığını, ıslahla arttırılan tatarın dikkate alınmadığını, asıl davada hükmedilmesi gereken bedelin birleşen davada mahsup işlemine tabi tutulmasının hatalı olduğunu, birleşen dava ispatlanmadığı halde kısmen kabulünün hatalı olduğunu, aslı davada kabul edilip birleşen davada mahsup edilmiş miktar üzerinden vekalet ücretinin hükmedilmesi gerektiğini; birleşen davada reddedilen tutara göre eksik vekalet ücretine hükmedildiğini, faiz yönünden davacı talebin açıldığını belirterek kararın kaldırılarak asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine kara verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki sözleşme götürü bedel usulünde yapılmıştır. Davalı taşeron birleşen davasında bakiye bedel alacağının tahsili için takip başlatmış, davacı/birleşen dosya davalısı yüklenici (iş sahibi) ise işin eksik ve ayıplı yapıldığını belirterek diğer taleplerinin yanında kusurlu ve noksan işler bedelini de talep etmiştir. Mahkemece fiziki oran yöntemine uygun hesaplama yapılmadan taraf taleplerini değerlendirerek sonuca gidilmiştir. Eser sözleşmesinde sözleşme bedelinin götürü olarak kararlaştırılmış olması halinde yüklenicinin talep edebileceği alacak bedeli veya varsa iş sahibinin fazla ödemesinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi için eksik ve ayıplı işler de dikkate alınarak yapılan imalat miktarının usulünce belirlenmesi ve bunun işin tamamına oranlanarak bulunacak sonuç orana kararlaştırılan bedel uygulanarak belirlenen tutardan ihtilafsız ödemeler ile isbatlanan ödemeler düşülerek sonuca gidilmesi gerekir. Ayrıca eser sözleşmesinde işin eksik ve ayıplı olarak yapıldığını iş sahibi isbatla yükümlüdür. Bunun için eseri teslim alır almaz makul süre de gözden geçirip veya tesbit yaptırarak noksan ve kusurlu imalatı belirleyip yine makul sürede bunu yükleniciye bildirmelidir. Aksi halde işi olduğu gibi kabul etmiş sayılır. Eksik ve kusurlu işler ile ayıp ihbarı her türlü delil ile kanıtlanabilir. İş sahibinin tek taraflı tuttuğu tutanak veya itiraza uğrayan delil tesbit raporu isbat açısından yeterli kabul edilemez. Ayrıca mahkemece, asıl davada belirlenen bedel birleşen davada mahsup edilerek asıl davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davalar birleştirilseler dahi veya karşı dava olarak açılsa da her dava müstakiliyetini korur. Taleplerin kendi davalarında karara bağlanmasında hükmün fer’ileri (harç, yargılama gideri, vekalet ücreti, faiz, icra inkar tazminatı…) açısından tarafların menfaatleri vardır. Bu nedenle, bir davadaki taleplerin diğer davalarda takas veya mahsup edilmesi hatalı olmuşturYukarıda yapılan açıklamalara göre, sözleşme ve dava konusu işle ilgili asıl iş sahibinde bulunan bilgi ve belgeler de dikkate alınarak ve gerekirse yerinde inceleme de yapılarak belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılarak bulunacak sonucuna göre yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekir. O halde, davacı/birleşen dosya davalısı yüklenici (iş sahibi) şirket vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile açıklanan gerekçeler nedeniyle kararın kaldırılmasına ve dosyanın gereği için mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2018 tarih, 2013/494 Esas, 2018/1252 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.