Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/799 E. 2021/2435 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/799
KARAR NO: 2021/2435
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2018
NUMARASI: 2014/1006 Esas, 2018/1107 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali, Tazminat, Alacak
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali; karşı dava ise gecikme cezası ile eksik işler ve üçüncü kişilere ödenen bedelin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı karşı davalı … A.Ş. vekili, dava dışı … A.Ş.’den davalı tarafça ihale ile alınan Büyükçekmece … binasının yapım işini müvekkilinin üstlendiğini, düzenlenen hakediş alacaklarının ödenmediğini, 210.974,77 TL alacağın tahsili için icra takibi yaptıklarını, davalının işin kontrolünü yaptıktan sonra dava dışı iş sahibi adına fatura düzenlediğini, iş sahibinin işi denetleyerek hakedişi onayladığını, sonrasında davalının gönderdiği örneğe göre müvekkilinin hakediş düzenlediğini, iş sahibince ödemelerin yapılmasına rağmen, davalının müvekkiline ödeme yapmadığını ve icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı … Ltd.Şti vekili, davacı taraf ile davalı şirket arasında 19/02/2013 tarihli, İstanbul 1 Büyükçekmece … binası inşaat işine ait taşeron sözleşmesi akdedildiğini, davacının sözleşme gereği üstlendiği sorumluluklarını yerine getirmediğini, sözleşmeye aykırı davranarak işi yarım bırakıp gittiğini, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının belirttiği faturanın davalı şirkete tebliğ edilmediğini, yarım bırakılan işler üzerinde Büyükçekmece 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/34 Değişik iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, yapılan tespitten sonra davalının bu eksik işleri başkasına yaptırarak bedelini ödediğini, davacının bu sözleşme nedeniyle teminatı olmadığından davalının bu işlerin bedeli için davacıya rücu edileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında ise, sözleşmenin 10. Maddesinde 135 gün süre öngörüldüğünü, 90 gün ek süre verilerek 225 güne çıkarıldığını, karşı davalının işe başladığı 24/02/2013 tarihinden işi yarım bıraktığı 10/02/2014 tarihine kadar 351 gün geçtiğini, sözleşmenin 10.2.1 maddesinde gecikme süresinin %20’yi geçmesi halinde sözleşme bedelinin %03’ü oranında günlük ceza kesintisi yapılacağını, buna göre 126 günlük gecikme için 539.028,00 TL gecikme cezası ödenmesi gerektiğini, ayrıca 50.000,00 TL SGK prim borcu biriktiğini, üçüncü kişilere ödemeler yapıldığını, eksik işlerin tamamlatıldığını belirterek, sözleşmeye göre bilirkişilerce hesaplanacak sözleşme gecikme cezasının; müvekkilince karşı davalının alacaklılarına ve eksik bıraktığı işlere ödenen 246.448,00 TL’nin ve SGK’dan sorulmak suretiyle sözleşme gereğince ödenmesi gereken gecikme faiziyle birlikte sigorta primlerinin yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında 19/02/2013 tarihli Büyükçekmece … Binası İnşaat İşine ait taşeronluk sözleşmesi akdedildiği, imalatın davacı – karşı davalı tarafça yapıldığı, iş sahibi …’un ana yüklenici davalıya kestiği herhangi bir ceza faturasının bulunmadığı, işin davacı-karşı davalı tarafça yapılıp teslim edildiği, davacı-karşı davalının hakedişlerinde eksik ödeme bulunduğu, davacı-karşı davalının sözleşmeyi davalının temerrüdü nedeniyle haklı nedenle feshettiği, bilirkişi raporlarında davacının 254.000,00 TL hakedişlerden kaynaklı eksik ödemesinin (alacağının) bulunduğunun tespitine rağmen davacı-karşı davalının ticari defterlerinde 210.000,00 TL alacak kaydının bulunduğu, aleyhe delil niteliği olmakla bu miktara itibar edilmesinin gerektiği, karşı dava yönünden, sözleşme davacı- karşı davalı tarafından davalı- karşı davacının temerrüdü nedeniyle haklı nedene dayalı olarak feshedildiğinden, ayrıca iş sahibi …’un müteahhide kestiği herhangi bir cezai şart faturasının bulunmaması nedeniyle karşı davada sözleşme gecikme cezası talep koşullarının oluşmadığı, yine karşı davacının ana firma … Kontrollük Teşkilatı’nın imalat kontrolü neticesi hakediş onayını verdiği halde yapım esnasında davacı- karşı davalı taşeron … firmasına 254.992,13-TL eksik ödeme yaptığı, dolasıyısıyla eksik iş bedeli talebinde bulunamayacağı, davacı-karşı davalı adına yaptığı 15.200,63 TL SGK ödemesi dışında yaptığını iddia ettiği sair ödemeleri kanıtlayamadığı, karşı davanın 15.200,63 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçeleriyle, asıl davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 210.973,55 TL alcaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren yıllık %11,75 i geçmemek ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davacı yanın %20 icra inkar tazminatı talebinin alacağın yargılama ile belirlenmesi ve likit olmaması sebebiyle yerinde görülmediğinden reddine; karşı davanın kısmen kabulü ile 15.200,63 TL’nin 29/05/2014 karşı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı .. Tic.Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde, sözleşmede iş bitim süresinin 135 gün olduğunu, taşeron firmanın hiçbir süre uzatım isteği olmadığını, işveren … firmasının da süre uzatım yoluna gitmediğini, 13.03.2014 tarihinde … Ltd. Şti. firması tarafından karşı tarafa, işi yarım bıraktığı, eksik kusurlu işlerin bulunduğunu, sözleşme konusu işi tamamlaması gerektiği hususlarında noter kanalı ile ihtarname gönderildiğini, karşı tarafın ise 19.03.2014 tarihli noter kanalı ile gönderdiği ihtarnamede sözleşmede yer almayan sebepler ileri sürerek işyerini terk ettiğini ve sözleşme konusu işi tamamlayamayacağını açıkça beyan ettiğini, bilirkişilerce sözleşme konusu işin bitirildiği şeklinde rapor düzenlendiğini, bilirkişi raporunun yanlış ve taraflı olduğundan kabul edilemeyeceğini, bilirkişiler tarafından firmalardan istenilen iş programı, kabul tutanakları, süre uzatım belgelerinin ibraz edilmediğinin rapor edildiğini, halbuki dava dosyasından açıkça anlaşılacağı gibi taşeron firmaya süre uzatımı verilmediğini, firmanın sözleşme konusu işi yarım bıraktığı için geçici ve kesin kabulün yapılmadığını, sözleşme konusu işin tamamı için kesin süre verildiğinden ayrıca iş programı yapılmadığını, 13.03.2014 tarihli ihtarnamede karşı taraf şirkete işi tamamlaması için ihtarda bulunulup, sözleşme şartlarının uygulanacağı ihtar edilmesine rağmen bilirkişi raporunda işin ileriye dönük olarak feshedildiğinin belirtilmesinin hatalı olduğunu, sözleşmede süre uzatımı ve gecikme cezalarının açıkça yazıldığını, teknik bilirkişilerin raporu beğenmeyip herhangi bir hakediş düzenlemeden alacak tespit etmelerinin anlaşılamadığını, bilirkişinin evrak üzerinde yaptığı incelemede ilave olarak yapılan işlerden sözleşme gereği yapılması gereken kesinti yapılmadığının tespit edildiği belirtilmesine rağmen bu hususun dikkate alınmadığını, sözleşmenin ilgili maddesinde işin toplam bedelinin % 20 fazlasının sözleşme şartlarında yapılacağının açıkça yazıldığını, hakediş raporlarının son halini gönderdiği belirtilen … isimli şahsın davalı şirketin ortağı veya çalışanı olmadığını, ticari defter incelemesinde ise 10.02.2014 tarihli 93.000,00 TL tutarındaki faturanın var olduğunun iddia edildiğini, bu faturanın sonradan davalının bilgisi dışında düzenlendiğini, yapılan işe göre sosyal güvenlik primlerinin yatırılması gerekirken yatırılmadığını, ödeme dekontlarının sunulmasına rağmen dikkate alınmadığını, işin zamanında yapılmadığı ve yarım bırakıldığı sabit iken bu durumun dikkate alınmayıp bilirkişilerce işin tamamlanmış olarak kasul edilmesinin doğru olmadığını, hakediş düzenlenmesinin işin tamamlandığını göstermediğini, kusurlu işlerin üçüncü kişilere yaptırılması ve buna ilişkin ödemeler konusundaki belgelerin incelenmediğini, bilirkişi raporunda SGK primleri için ilk değerlendirmede toplam 44.607,27 TL, ikinci değerlendirmede 15.200,63 TL hesap edildiğini, SGK’dan taşeronun beyan ettiği hak ediş miktarına ne kadar prim düşeceği ve yapılması gereken ödemenin miktarı net olarak öğrenilebilecek iken bu yapılmayıp taşeronun beyan ettiği rakam baz alınarak bilirkişi heyetinin yanlış kanaate vardığını, bilirkişi raporunda karşı tarafın davacı şirketten alacaklı olduğu belirtilmiş ise de bu tespitin doğru olmadığını, karşı tarafın sözleşmeye aykırı davranarak işi süresinde bitirip teslim edemediğini, yarım kalan işin davalı tarafça yaptırıldığını, dolayısıyla karşı tarafın açmış olduğu takip ve davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, işin yarım ve eksik bırakılması hasebiyle davalı firmaca tamamlattırılan ve yapılan işlere ve bu işlerin bedellerine de gerek bilirkişilerce gerekse de mahkemece hiç değinilmediğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacı-karşı davada davalı taşeron; asıl davada davalı-karşı davada davacı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 19/02/2013 tarihli Büyükçekmece … Binası İnşaat İşine ait taşeronluk sözleşmesi imzalanmıştır. Asıl davada davacı taraf sözleşme kapsamında cari hesap alacağı için ilamsız icra takibi başlatmış, icra takibine asıl davada davalının itirazı üzerine açılan dava ile itirazın iptali talep edilmiştir. Karşı davada davacı taraf ise karşı davasında, davalının inşaat alanını terk edip gitmesinden dolayı yarım kalan işleri başkasına yaptırması sebebiyle ödediği bedel, davacı tarafından ödenmeyen sigorta primleri bedeli ve gecikme nedeniyle tazminatın tahsilini istemiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, 210.973,55 TL üzerinden icra dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, karşı davada 15.200,63 TL sigorta için ödenen bedelin tahsiline, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Mahkemece, tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde ve mahallinde keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 30/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda, davalının ibraz edilen ticari defter kayıtlarının noksan usulsüz olduğundan itibar edilmediği, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 210.973,55.-TL alacağı bulunduğunun tespit edildiği belirtilmiştir. Dosya kapsamına göre, davalı yüklenici, dava dışı iş sahibi … AŞ’ne ait binanın inşaat işini 19.02.2013 tarihli taşeron sözleşmesi ile davacı tarafa vermiştir. Davacı taşeron sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmeye başlamış, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere toplam 11 adet hakediş raporu hazırlanmıştır. Hazırlanan hakediş raporları iş sahibi tarafından da onaylanmış ve ödemeleri yüklenici olan davalı tarafa yapılmıştır. Davalı yüklenici taraf davacı taşerona inşaat alanının 10.02.2014 tarihinde terk etmesi sebebiyle Bakırköy …Noterliğinin 13.03.2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile gecikme süresinin 30 günü geçmesi halinde sözleşmenin feshedilebileceğini bildirmiş, davalı yüklenici aynı gün Büyükçekmece 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/34 değişik iş dosyası ile inşaat alanında delil tespiti yaptırmıştır. Davacı taşeron ise Kadıköy … Noterliğinin 19.03.2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kendilerine ödemelerin yapılmadığını, bakiye alacakları için icra takibine başladıklarını belirterek cevabi ihtarname göndermiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre, davacı taşeronun edimlerini tamamlayarak düzenlediği hak ediş raporlarının, davalı yüklenici tarafından dava dışı iş sahibine gönderildiği, iş sahibi tarafından toplam 11 adet hakediş bedelinin davalı yükleniciye ödenmesine rağmen, davalı yüklenici tarafından davacıya 254.992,13 TL eksik ödeme yapılmış olduğu anlaşılmakla, davacı taşeronun davalı yükleniciden takip tarihi itibariyle itirazın iptali davasına konu edilen 210.973,55 TL alacağı bulunduğu tespit edildiğinden, mahkemece asıl davanın bu miktar yönünden kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Karşı davada ise, karşı davacı yüklenici taraf gecikmeden dolayı sözleşmenin 10. Maddesinde düzenlenen tazminat talebinde bulunmuştur. Ancak, taraflar arasındaki sözleşmenin sona erme sebebinin gecikme olmayıp, karşı davacı yüklenicinin hak ediş raporları gereğince sözleşme kapsamında ödemesi gereken bedeli ödemekten imtina etmesi sebebiyle sözleşmenin sona erdiği dikkate alındığında, davalı-karşı davacının sözleşme gereğince gecikmeden dolayı tazminat talep etme hakkı bulunmamaktadır. Mahkemenin bu talebin reddine ilişkin kararı da doğru olmuştur. Bilirkişi raporu ile belirlendiği üzere, davacı-karşı davalı taşerona ait SGK prim borcunun 15.200,63 TL kısmının davalı-karşı davacı yüklenici tarafından ödendiği, aksinin yazılı delil ile ispat edilemediği anlaşılmakla, bu miktar itibariyle davanın kabulüne karar verilmesi de isabetli olmuştur. Davalı-karşı davacı yüklenici, davacı-karşı davalı taşeronun işi bırakarak gitmesinden dolayı kalan işleri başka şirketlere yaptırdığını ileri sürerek, karşı davada bu işler için harcanan 246.448,00 TL’nin tahsilini de talep etmiş olup, taraflar arasındaki sözleşme davalı-karşı davacı yüklenicinin bedel ödeme edimini yerine getirmemesi sebebiyle sona erdiğinden, taşeronun, davalı-karşı davacı yüklenicinin yaptırdığı ek işler ile ilgili bir sorumluluğu kalmamıştır. Bu sebeple mahkemece talebin reddine karar vermesi de yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2018 tarih ve 2014/1006 Esas, 2018/1107 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl dava yönünden alınması gereken 14.411,60 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 3.603,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.808,60 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Karşı dava yönünden alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı-karşı davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 22/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.