Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/789 E. 2019/527 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/789
KARAR NO : 2019/527
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI : 2019/67 Esas
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 30/04/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen ara karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, İstanbul/Başakşehir, . … ada… parseller üzerinde yer alan inşaatın çevre düzenlemesi işi kapsamında kalan elektrik tesisat işlerinin yapılması nedeniyle 04.08.2015 tarihli yazılı eser sözleşmesi ilişkisine dayalı bakiye hakediş alacağı ile geçici kabul sonrası ödenmesi gereken teminat tutarının %40 ve kesin kabul işlemi gerçekleştirilmeyerek ödemekten imtina edilen tutarın %60’ı teminat kesintisinin tahsili ile, kararlaştırılandan fazla tahsil edilen kesintinin iadesi, davacı imalatlarına verilen zararın tazmini talebine ilişkin olup; mahkemece, istinaf incelemesine konu 08.07.2019 tarihli ara kararı ile davalıların malvarlığının dava konusu olmaması ve talebin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle davalıların malvarlığına ve davalı … Ltd. Şti’nin TOKİ’den olan alacağına ve teminatlarına tedbir konulması talebinin reddine dair verilen karar davacı şirket vekilince istinaf edilmiştir. Davacı şirket vekili, istinaf talebinde özetle; şartları bulunduğu halde tedbir talebinin reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taşeron şirket, yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında alacak ve tazminat talebinde bulunmuş; davalı yüklenici ortaklık henüz cevap vermemiştir. Davalı ortak … şirketi Konkordato ilan etmiştir. İhtiyatı tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır. HMK’nın 390/3. maddesine göre, tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Burada sözü edilen ispatın ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kararlarından olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemeli ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Kanun’un öngördüğü ölçüde ispat edilememişse veya yaklaşık da olsa ispatı yargılamayı gerektiriyorsa ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ise hakim, ihtiyati tedbire davanın her aşamasında karar verebilir.
Tüm dosya kapsamına göre, davadaki asıl talep eser sözleşmesi ilişkisi kapsamından iş bedeli ve diğer alacaklarla birlikte tazminat talebine ilişkindir. Talep konusu husus para alacağına yönelik olup, para alacaklarının teminine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemez. İhtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. O halde, davacı taşeron şirket vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2019 tarih ve 2019/67 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 30/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.