Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/753 E. 2021/2432 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/753
KARAR NO: 2021/2432
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2018
NUMARASI: 2017/945 Esas, 2018/1318 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında Aydın ilinde … alışveriş merkezi inşaat sahası içerisindeki sert zemin işlerinin yapımı konusunda anlaşma imazalandığını, bu sözleşmede davalılar kendi aralarında adi ortaklık kurarak bahse konu işi sözleşme ile davacı şirkete tevdi ettiklerini, bahse konu işin yapılıp tamamlandığını ve teslim edildiğini, herhangi bir itirazı kayıt düşülmeden işin davalılarca teslim alındığını, davacı şirket tarafından düzenlenen son fatura olan 19/12/2008 tarihli 98.260,44 TL bedelli faturanın 61.484,93 TL’lik bölümünün ödenmediğini, ödenmeyen bu alacak için 15/02/2010 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası ile …-… iş ortaklığı aleyhine takibe geçildiğini, bu takip üzerine davalılar işin tesliminden yıllar geçtikten sonra taraklı mozaik imalat hataları bahanesi ile nefaset kesintisi adı altında davacı şirkete 59.892,85 TL fatura kestiklerini, davalı tarafın kestiği bu faturanın davacı şirket tarafından kabul edilmediğini, davalıların yürüttüğü iş ortaklığı aleyhine itirazın iptaline dair İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/73 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve açılan davada yapılan incelemeler sonucunda iş ortaklığının tüzel kişiliği bulunmadığı ve icra takibinde her iki davalı ayrı ayrı borçlu ve taraf gösterilmediği ve buna bağlı olarak dava şartı yokluğu sebebiyle açılan davanın reddine karar verildiğini belirterek, bu nedenle davacı şirketin davalı şirketlerden alacaklı olduğu miktarının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 22.158,00 TL alacağın 19/12/2008 fatura tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. Vekili, taraflar arasındaki asıl ihtilafın, nefasete tabi olan davacı imalatları ile ilgili olup, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/213 Esas sayısı ile yapılan yargılamada talimatla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, davacı imalatlarının hatalı olduğu ve taraflarınca yapılmış nefaset uygulamasının kısmen haklı olduğunun tespit edildiğini, kararın 4. sayfasında bu tutarın 39.260,72 TL olarak belirtildiğini, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın, usul ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili, taraflar arasında 11.04.2008 tarih ve 10.05.2008 tarihli sözleşmelerin bulunduğunu, davacının kendi beyanı ile işe ilişkin son fatura tarihinin de 19.12.2008 olduğundan iş bu davanın ikame edildiği tarih olan 26.10.2017 tarihinde istisna akdinin tabi olduğu zamanaşımı süresi olan 5 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olmakla zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından … – … Adi Ortaklığı aleyhine icra takibi başlattığını, bu takibin itiraz üzerine durduğunu ve devamında İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/73 Esas, 2017/428 Karar sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasında … –… Adi ortaklığı aleyhine açılmış olmasından dolayı dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddedildiğini, davacı taraf tacir olup Ticaret Kanununa göre de tacir olmaya bağlanan hüküm ve sorumluluklara tabi olduğunu, TTK m. 18’e göre her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda olduğunu, tacirin ticari hayatı ile ilgili yaptığı işlerde diğer şahıslardan daha çok özen göstermek zorunda olduğunu, davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile …-… Adi Ortaklığı aleyhine 61.484,93 TL alacaklı olduğu iddiasıyla icra takibi yaptığını, takibin itiraz üzerine durduğunu, ikame ettikleri itirazın iptali davası, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı, adi ortaklık aleyhine icra takibi ve dava açılmayacağı yolundaki itirazlara karşın 22.158,23 TL için kabul gördüğünü belirterek, davanın öncelikle zamanaşımı yönunden usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/73 Esas 2017/428 karar sayılı dosyası getirtilip incelendiğinde; davacı … Ltd. Şti tarafından davalılar … -… Adi Ortaklığı, … Ltd. Şti ve … Ltd. Şti aleyhine 01/04/2010 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 24/05/2017 tarih ve 2017/73 Esas, 2017/428 Karar sayılı kararı ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı ile davalıların oluşturduğu Adi Ortaklık arasında Kadıköy … Noterliğinin … yevmiye nosu ile 27/06/2007 tarihinde …-… Adi Ortaklık Anlaşmasının akdedilmiş olduğu, anlaşmanın konusunun “..Ortaklar, Adi Ortaklık niteliğinde olmak üzere …/… arasında oluşturulan ortaklık olarak … A.Ş.nin … Alışveriş Merkezi İnşaatı yapımı işi..” olduğu, davacı ile Adi Ortaklık arasında 11/04/2008 ve 10/05/2008 tarihli iki adet Uygulama Protokolünün imzalandığı, protokollerin konusunun “… Alışveriş Merkezi İnşaatının saha içerisindeki her türlü Sert Zeminler İşleri ve Bisküvi Tuğla Kaplama İşleri bu protokol hükümleri doğrultusunda yüklenici tarafından yapılması… ” olduğu, Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/131 Talimat sayılı dosyası ile mahallinde keşif yapıldığı ve bilirkişi heyetinin 24.01.2013 tarihli bilirkişi heyeti Raporunda, “Beyaz mermer pirinçli ve beyaz çimentolu düz mozaik döşeme kaplaması yapılması” imalatının ayıplı olması nedeniyle davacı yükleniciden kesilmesi gereken nefaset bedelinin 15.885,32 Euro olduğunu, Türk parası karşılığı geçici kabul tarihi olan 27.10.2008 TCMB döviz kurlarına göre efektif alış = 15.885,32 Euro x2,0945= 33.271,80 TL olduğunu bildirdiği, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/73 Esas, 2017/428 Karar sayılı (Kapatılan İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/213 Esas sayılı) dosyasının yapılan yargılaması sırasında rapora davalı vekilinin itirazı üzerine Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesince alınan 18.06.2013 tarihli ek raporda, nefaset toplam bedelinin KDV dahil 33.271,80×1,18=39.260,72 TL olduğu, sonuç olarak 24.01.2013 tarihli bilirkişi raporlarının aynen geçerli olduğu, KDV ilavesi dışında raporu değiştirecek bir olgunun söz konusu olmadığının bildirildiği, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacı defter ve kayıtları incelenerek takip tarihi itibariyle varsa alacak ve ferilerinin tespiti için mali müşavir bilirkişidan rapor alınması için yazılan talimat gereğince, İzmir 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/31 Talimat sayılı dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde; bilirkişi S.M.Mali Müşavir … tarafından verilen 09.01.2014 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 19.02.2010 icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten 61.418,95 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, mahkeme tüm raporları birlikte incelemek için mali müşavir …, inşaat mühendisi … ve konu uzmanı Yrd. Doç. …’ın oluşan bilirkişi heyeti oluşturarak alınan 30.05.2014 tarihli raporda, Mahallinde yapılan keşif ve inceleme sonucu Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012 – 75 Tal. sayılı dosyasında yapılan tespit ve inceleme sonucu bilirkişi kurulu tarafından düzenlenmiş bulunan 18.06.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda yazıldığı üzere, ayıp ve kusurlar için hesaplanan 15.885,32 Euro (Türk parası karşılığı geçici kabul tarihi olan 27.10.2008 TCMB döviz kurlarına göre efektif alış); 15.885,32 Euro x 2,0945 = 33.271,80 TL tutarındaki bedelin 1. keşif özeti + m2 imalat bedelinin (KDV hariç olduğundan KDV hariç olmak üzere hesap edilmiş olan tutara % 18 KDV ilave edilerek), nefaset bedeli toplamının; 33.271,80 TL x 1,18 = 39.260,72 TL olduğu, bu tutarın da kadri maruf bulunduğu, buna göre, davacının istanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile yapmış olduğu icra takibinin mali inceleme bölümünde davacı alacağı olarak tespit edilen 61.418,95 TL, dikkate alınmak suretiyle; 61.418,95 TL – 33.271,80 TL = 28,147,15 TL üzerinden takibin devam etmesi gerektiğini rapor olarak mahkemeye sunulduğu, dava konusunu 19.12.2008 tarihli 98.260,44 TL bedelli faturadan bakiye alacak oluşturduğu, bu fatura alacağının dayanağının da taraflar arasındaki 27.06.2007 tarihli konusu … AŞ’nin … Alışveriş Merkezi yapım işine ilişkin olduğu, 11.04.2008 tarihinde ve 10.05.2008 tarihinde de iki adet uygulama protokolü imzalandığı, bu protokollerin konusunu … AVM inşaatının saha içerisindeki her türlü sert zeminler işleri ve bisküi tuğla kaplama işlerinin bu protokoldeki yüklenici davacı tarafından yapılmasının kararlaştırıldığı, asıl işveren … AŞ ile yüklenici taşeron …/… adi ortaklığı arasında düzenlenen sözleşme kapsamında taşeron firmanın taahhütünde yapılan iş ve imalatların kesin kabulünün 11.11.2009 tarihinde yapıldığı, kesin kabul tutanağında taşeron firmadan eksik ve hatalı imalatlar nedeniyle 75.000 Euro bedel kesilmesinin kararlaştırıldığı, 75.000 Euro nefaset bedeli kesintisinin 500 Eurosunun … Blok mozaik birleşim yeri taraklanması 24.000 Eurosunun ise Belvedere Meydanında bulunan dökme taraklı mozaik imalat hataları olarak kesilen ayıplı imalatlar ile ilgili olduğu, bu imalatların da …/… adi ortaklığının alt yüklenicisi olarak ayrı bir sözleşme kapsamında davacı şirketin edimine giren imalatlar olduğu, bu hususun alınan teknik talimat raporuyla tespit edildiği, yerin eksik ve kusurlu imalatlı haliyle bugüne kadar kullanıldığı, eserin maksada uygun kullanımına mani bir hal olmadığı, açık ayıp bulunduğu, ayıplı olan imalatın hatalı bölümlerinin karşılığına tekabül eden nefaset kesinti miktarının ise 33.271,80 TL olduğu, buna KDV eklendiğinde 39.260,72 TL alacağı tespit edilmekle birlikte davalı tarafça davacıya tanzim edilen 01.02.2010 tarihli 59.892,85 TL’lik nefaset faturasının İzmir … Noterliği’nin 11.03.2010 tarihli ihtarnamesiyle tebliğ edildiği, ancak İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/73 Esas, 2017/428 Karar sayılı (Kapatılan İstanbul 19 ATM 2011/213 Esas sayılı) dosyasında alınan talimat teknik raporuna göre nefaset tutarının bunun altında kaldığı, teknik bilirkişi heyetinin bu tespitinin gerekçeli ve ayrıntılı olduğu, buna göre davalı tarafça asıl işveren olan … AŞ’nin kesin kabul tarihi olan 11.11.2009 tarihinde ayıplı imalatı ve bu ayıplı imalatın hangi kısmının alt taşeron davacı imalatı olduğunun tespiti ile 01.02.2010 tarihinde TTK 25/4 maddesi kapsamında süresinde nefaset faturası düzenlediği ve noterden tebliğe çıkardığı anlaşılmakla dava ve takip konusu 19.12.2008 tarihli 98.260,44 TL’lik (bizim dava konusu 22.158,00 TL’lik kısmı) faturanın taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ihtilafın 9.892,85 TL’lik nefaset faturasından kaynaklandığı göz önünde bulundurulduğunda, davalının karşı davası olmasa dahi aynı dosyada takas-mahsup talebinde bulunabileceğinden İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/73 Esas, 2017/428 Karar sayılı (Kapatılan İstanbul 19. ATM 2011/213 Esas sayılı) dosyasının yapılan yargılaması sırasında bilirkişi heyetinden alınan raporda hesaplanan kadri maruf bulunan mahkemece de itibar edilen bilirkişi raporu doğrultusunda KDV dahil 39.260,72 TL’nin davacının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/73 Esas, 2017/428 Karar sayılı (Kapatılan İstanbul 19 ATM 2011/213 Esas sayılı) dosyasında dava konusu yapılan 61.484,93 TL davacı alacağından mahsubu sonucu taleple bağlı olarak davacının davalılardan 22.158,00 TL alacaklı olduğu, davacının İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/73 Esas, 2017/428 Karar sayılı (Kapatılan İstanbul 19 ATM 2011/213 Esas sayılı) dosyasına konu icra takip tarihi, dava tarihi, bu dosyadan verilen karar tarihi ve mahkemede açılan davanın dava tarihi ve BK. hükümleri birlikte gözetildiğinde davaya konu alacağın zamanaşımına uğramadığı kanaatine varılmakla; davalılar vekilinin zamanaşamı itirazlarının reddine, davanın kabulüne, 22.158,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme tarafından verilen kararda hataların bulunduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, mahkeme faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak gösterildiğini, oysa alacağın 2008 yılına dayandığını, davanın daha önce açılmış olan icra takibi ve itirazın iptali davasının usuli bir eksiklik sebebiyle reddi sonrasında açıldığını, bu nedenle davaya konu olan alacak bakımından davalıların temerrüde düşmelerinin dava tarihinden çok eski olduğunu, 19.02.2010 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, davalılar vekilinin takibe itiraz etmesi ile takibin durduğunu, 01.04.2010 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığını, açılan itirazın iptali davasında mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, fakat Yargıtay tarafından bozulması sonrasında usulden reddine karar verildiğini, eldeki davanın 19.02.2010 tarihinde başlatılan adli sürecin bir devamı olduğunu, mahkemece dava tarihi olan 24.10.2017 tarihinin faiz başlangıç tarihi kabul edilmesinin 7,5 yıllık bir faiz kaybını ortaya çıkardığını, bu hatanın düzeltilmesi gerektiğini, dava İzmir ilinden muhabere yolu ile 24.10.2017 tarihinde açılmış olmasına rağmen eldeki ilamda dava tarihinin 26.10.2017 olarak yazılmasının düzeltilmesi gereken bir husus olduğunu, davalıların müteselsil sorumluluklarının gözden kaçırıldığını, davalılar aleyhine asıl alacak, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin müteselsilen talep edildiğini, müteselsilen tahsiline karar vermeden sadece davalılardan tahsili kararı verilmesinin yanlış olduğunu, ilamda faiz türü bakımından hata yapıldığını, 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi gereği avans faizine değil ticari faize karar verilmesi gerektiğini, yasada ticari faiz uygulamasında avans faiz türüne atıf yapılmış ise de avans faizi aynen ticari faiz olarak benimsenmediğini, avans faizi ticari faize dönüşürken altışar aylık dilimler halinde yürürlüğe girmesinin yasada benimsendiğini, bu nedenle avans faizi ile ticari faiz arasında oran değişikliklerin yürürlük tarihleri bakımından fark olduğunu, avans faizi ile ticari faizin aynı olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılarak 19.02.2010 icra takibi ile ilk adli başvuru tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen ticari faizi ile birlikte yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında Aydın ilinde bulunan … alışveriş merkezi inşaatının sert zemin işlerinin yapımı konusunda Kadıköy … Noterliğinin 27.06.2007 tarih ve … yevmiye numaralı anlaşması imzalanmıştır. Ayrıca davacı ile davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık arasında 11.04.2008 tarihli ve 10.05.2008 tarihli iki adet uygulama protokolü imzalanmıştır. Davacı sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmesine rağmen davalıların iş bedelini ödemediklerini belirterek davalılardan alacaklı oldukları miktarın tespitine, fazlaya ilişkin taleplerin saklı tutularak 22.158,00 TL alacağın fatura düzenlendiği tarih olan 19.12.2008 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri ayrı ayrı sunmuş oldukları dilekçeler ile davacı imalatlarının hatalı olduğunu davacının alacaklı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkeme tarafından davanın kabulü ile 22.158,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı taraf 19.12.2008 tarih 98.260,44 TL fatura kapsamında bakiye 61.484,93 TL alacağın tahsili için İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında icra takibine başlamış, icra takibine itiraz edilmesi üzerine takip durmuş, davacı tarafça İstanbul 14.Asliye Ticaret mahkemesinin 2017/73 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi tarafından 39.260,72 TL nesafet bedeli düşüldükten sonra bakiye 22.158,00 TL davacı alacaklı olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, davalı olarak gösterilen adi ortaklığın pasif husumet yokluğu sebebiyle, adi ortaklık hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda, tarafların sunmuş oldukları deliller, bilirkişi raporları ve İstanbul 14. Asliye Ticaret mahkemesinin 2017/73 esas ve 2017/428 karar sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece davacının davalılardan 22.158,00 TL alacaklı olduğuna yönelik kararı doğru olmuştur. Davacı tarafça davanın 24.10.2017 tarihinde açılmış olmasına rağmen, mahkemece davanın açılma tarihinin 26.10.2017 olarak yazılması hatalı olmuştur. Davada ticari faiz istenmiş, mahkeme tarafından 22.158,00 TL’nin avans faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan imâl ve inşa işi tarafların ticari faaliyetleri ile ilgili olduğundan, TTK’nın 19. maddesi gereğince ticari iştir. Aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince taraflardan birisi için ticari iş niteliğinde olan hususlar kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/II. maddesi gereğince, davacı yükleniciler avans faizi talep edebileceğinden mahkemece alacağın dava tarihinden avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi yerinde olmuştur. Davalılar birlikte adi ortaklık oluşturarak davacı ile eser sözleşmesi imzalamışlardır. Adi ortaklık ilişkisini oluşturan tüm şirketler sözleşme gereğince bedel ödeme ediminden birlikte sorumludurlar. Bu nedenle, mahkemece, 22.158,00 TL’nin “davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili” yerine yalnızca “davalılardan tahsiline” şeklinde karar verilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2. bendi gereğince kaldırılarak, faiz başlangıç tarihi dikkate alınarak davacının davasının kısmen kabulü ile, 22.158,00 TL’nin dava tarihi olan 24.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A)1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2018 tarih ve 2017/945 Esas, 2018/1318 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 22.158,00 TL’nin dava tarihi olan 24.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
B) İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 1-Alınması gereken 1.513,61 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 378,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.135,20 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 2-Davacı tarafından yapılan 378,41 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 266,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 675,81 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
C) İSTİNAF İNCELEMESİ YÖNÜNDEN 1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde kendisine İADESİNE, 2-Davacı tarafından yapılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a bendi gereğince KESİN olmak üzere 22/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.