Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/752 E. 2022/443 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/752
KARAR NO: 2022/443
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2016/1189 Esas, 2018/1223 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı-karşı davalı vekili, taraflar arasında … otele ait tanıtım katalogların tasarımı hazırlanması renklendirmesi basımı ve ciltlenmesi konusunda karşılıklı görüşlemeler yapıldığını, görüşmeler sonucunda 18/08/2016 günü davacı …’un şirket yetkilisi …’a gönderdiğini sözleşme sözleşme ve bu sözleşme uyarınca davalı şirket tarafından 26/08/2016 tarihinde gönderilen avans ile 1.000 adet kataloğun KDV dahil 209.686. TL bedel ile … tarafından basımı, renklendirilmesi, düzenlenmesi, ciltlenmesi ve kutulanarak hazırlanması konusunda karşılıklı anlaştıklarını, anlaşmaya göre davalı şirketin 85.000,00-TL avans göndermesi ile katalogların hazırlanması işlemine başlandığını, örnek katalogların muhatap firma yetkilisine gösterilirek onay alındığını, sonra isteği üzerine 171 tanesinin tesliminin acil istenildiğini ve 21/10/2016 tarihinde firma görevlisine irsaliye makbuzu karşığı teslim edildiğini, akabinde 829 adet katalog hazırlanarak teslime hazır olduğunun 26/10/2016 tarihli yazı ile davalı şirket yetkilisine bildirildiğini, ancak şirket yetkililerinin siparişin geri kalanını teslim almayacaklarını bildirdiğini, bunun üzerine Kadıköy … Noterliğinin 04/11/2016 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşme uyarınca edimlerini yerine getirdiklerini, malların teslimine hazır olduklarını bildirdiklerini, buna ilişkin 28/10/2016 tarihli 35.856,31 TL’lik fatura ile 02/11/2016 tarihli 173.829,70 TL’lik fatura ve irsaliye kesilerek karşı tarafa gönderdiklerini, ayrıca bu ihtarname ile almış oldukları ön ödeme düşüldükten sonra hak edişleri olan bakiye 124.686,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, davalı şirketin Beyoğlu …Noterliğinin 18/11/2016 gün ve … yevmiye sayılı cevabi ihtarnamesi ile hiç bir belge ve somut neden göstermeksizin sözleşmeyi ve bedeli kabul etmediklerini, 173,829,70 TL’lik faturayı iade ettiğini bildirerek ödeme yapmayacaklarını belirttiğini, müvekkili tarafından sözleşmeye uygun ifada bulunulduğunu belirterek, almış oldukları ön ödeme düşüldükten sonra kalan bakiye 124.686 TL hak edişlerinin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek TCMB avans faizi ile birlikte davalıdan tahisiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, anlaşmanın davacının iddia ettiği gibi 1.000 adet değil 500 adet üzerinden yapıldığını, bunların 171 adetinin teslim edildiğini, ancak yapılan incelemede 35 adedinin kapağında baskı hatası tespit edildiğini, davacının gönderdiği faturalardan 35.856,31 TL olanı kabul edip diğerini iade ettiklerini, akabinde davacıya gönderdikleri 18/11/2016 tarihli ihtarname ile gecikmiş ifadan ve gecikme tazminatından vazgeçerek yapmış oldukları 85.000,00 TL’lik peşin ödemeden alamadıkları 326 adet kataloğa tekabül eden 55.930,00 TL’nin iadesini talep ettiklerini belirterek, asıl davanın reddini talep etmiş, karşı davasında ise; 500 adet katalog için 26/08/2016’da peşin ödenen 85.000,00 TL’den teslim edilmeyen ve bu nedenle ifasından vazgeçilen 329 adet kataloğa tekabül eden 55.930,00 TL ile teslim edilen kataloglardan 35 adedindeki ayıp nedeniyle, katalog başına şimdilik 2,00 TL olmak üzere toplam 70,00 TL’nin (belirsiz alacak davası olarak) davacıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan avans ödemesinin miktarı göz önünde bulundurulduğunda tarafların 1.000 adet katalog için anlaşma yaptıklarını kabul etmek gerektiği, yatırılan bilirkişi incelemesine göre 1.000 adet katalogdan sadece davalının teslim aldığı 171 adedinin bir kısmında “cilt kapağına yapışan bir yapışkan bantta” ayıp bulunduğu, ancak bu ayıbın davacıdan değil, davalının saklama koşullarından kaynaklandığı, bu nedenle davacının eseri yapısız şekilde tamamlayıp teslime hazır bulunmasına rağmen, davalının teslime yanaşmayarak, hem teslim almada hem de bedel ödemede temerrüte düştüğü gerekçesiyle, ana davada davanın kabulüne 124.686,00 TL’nin 26/11/2016 tarihinden itibaren işleycek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, hazırlanan tüm kataloğlarında davalı yana teslim edilmesine, karşı dava yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinafında, ilk derece mahkemesinin 85.000-TL’lik ödemeyi teamüllere göre değerlendirerek müvekkili şirketin iradesinin 1000 katalog olduğuna kesin kanaat getirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, imzasız bir sözleşmenin bu hususta delil olarak kabul edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, 16.07.2018 tarihli Sektör Bilirkişisine ait ayrık görüş raporunda “…karşılıklı imzalanarak hazırlanmış yazılı bir sözleşme veya teklif mevcut değildir. Buna göre siparişin 500 adet mi yoksa 1000 adet mi olduğu tespit edilememiştir” denildiğini, müvekkilinin 500 adet katalog talebi olduğunu ve bu talebin davacı-karşı davalı tarafından zamanında karşılanamadığını, 27.08.2018 tarihli bilirkişi raporunda, ayıplı ürün sayısının 1,5 yıl içinde 35’ten 73’e çıktığını ve bunun saklanma koşullarından ileri geldiğini beyan ettiklerini, Mahkemenin de bu beyanını dikkate alarak hüküm kurduğunu ancak bilirkişilerin, 35 tane katalogdaki ayıbın kaynağının ne olduğu hususunda görüş bildirilmediklerini, bu hususun ayıbın saklama koşullarından kaynaklanmadığının ispatı olduğunu, katalogların, müvekkiline teslim edilmiş haliyle serin ve güneş almayan bir odada saklanmakta olduğunu, bilirkişilerin de bunu gördüklerini ancak bu durumdan raporda bahsedilmediğini, katalogların soğuk bir bölgede değil, İzmir Alaçatı (Çeşme) gibi son derece sıcak bir yerde kullanılmak üzere sipariş edildiğini, daha o bölgeye gitmeden müvekkiline teslim edildiğinde bozulan yapışkanlar ve kataloglar için ayıpsız demenin adaletsiz olduğunu, önceki bilirkişinin, söz konusu ayıpların zaman nedeniyle mi, ciltleme sırasında mı, yoksa depolanma şartları nedeniyle mi meydana geldiğinin tespit edilemeyeceğini belirttiğini, bilirkişiler arasında farklı görüş meydana geldiğini, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyanın başka bir bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiği halde; eksik incelemeyle hüküm tesis edildiğini, davacı-karşı davalı tarafından müvekkiline 171 adet katalog teslimi yapıldığını, geri kalan katalogların tesliminin yapılmadığını, bu durumun tespitine dair sundukları Beyoğlu … Noterliğinin 28/11/2016 tarihli … yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde tespit tutanağından kararda hiçbir şekilde bahsedilmediğini, bu tutanakta, 329 adet kataloğun teslim alınmak üzere 28/11/2016 tarihinde saat 13.30’da gidildiğinin ancak yetkili olduğunu söyleyen …’ın teslimi talep edilen 329 kataloğun teslimini yapamayacağını belirttiğinin yazılı olduğunu belirterek, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Asıl dava, “… Otele ait tanıtım kataloglarının tasarımı, hazırlanması, basımı, renklendirilmesi, ciltlenmesi ve kutulanarak hazırlanmasına” ilişkin 1.000 adetlik eser sözleşmesi kapsamında bakiye 124.686,00 TL’nin iş bedeli alacağını davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Davalı-karşı davacı tarafça, anlaşmanın 1.000 adet değil 500 adet üzerinden yapıldığı, bunların 171 adedinin teslim edildiği ancak bunların da 35 adedinin kapağında baskı hatası tespit edildiği, davacı-karşı davalı 500 adet üzerinden kalan ürünlerin teslimine yanaşmadığından 18/11/2016 tarihli ihtarname ile gecikmiş ifadan vazgeçerek yapmış oldukları 85.000,00 TL peşin ödemeden alamadıkları 326 adet kataloğa tekabül eden 55.930,00 TL’nin iadesini talep ettikleri belirtilerek, asıl davanın reddi talep edilmiş, karşı davasında ise, aynı gerekçe doğrultusunda ifasından vazgeçilen 329 adet kataloğa tekabül eden 55.930,00 TL ile teslim edilen kataloglardan 35 adedindeki ayıp nedeniyle katalog başına şimdilik 2,00 TL olmak üzere toplam 70,00 TL tutarında sementenzili (belirsiz alacak davası olarak) talebinde bulunulmuştur. Buna göre, taraflar arasında katalog yapım ve basımına ilişkin bir eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından davacı-karşı davalı yükleniciye 85.000,00 TL avans bedeli ödendiği ve 171 adet kataloğun davalı-karşı davacıya teslim edildiği hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, kaç adet katalog için anlaşma yapıldığı, tarafların edimini yerine getirip getirmediği, ayrıca basılan ve teslim edilen kataloglarda ayıp bulunup bulunmadığı varsa derecesi ve buna göre iş sahibinin ayıp nedeni ile kullanabileceği yasal haklarının neler olduğu noktasındadır. Davacı-karşı davalı yüklenici tarafından davalı-karşı davacı iş sahibine gönderilen ve bunun üzerine avans ödemesi yapılan sözleşme; 38,5 x27 cm ebatlı 500 adet ve 34 x 22 cm ebatlı 500 adet olmak üzere toplam 1000 adet katalog için düzenlenmiş olup, sözleşme bedeli götürü usule göre 209.686,00 TL (KDV Dahil) olarak belirtilmiştir. Ayrıca yine bu sözleşmede 88.850,00 TL’nin avans olarak ödenmesi talebi de mevcut bulunmaktadır. Taraflar arasında davaya konu kataloglarda yer alacak görsellerin detaylarına ilişkin olarak yapılan yazışmalar da dosya arasında mevcut bulunmaktadır. Bu hususlar, eser sözleşmesinin kurulması için zorunlu bir şekil şartı öngörülmemiş olması, sözleşmede yazan avans bedeli ile yapılan avans ödemesinin örtüşüyor oluşu, taraflar arasında devam eden e-mail yazışması içerikleri, 27/08/2018 tarihli bilirkişi heyeti çoğunluk görüşündeki “yerinde yapılan incelemede elde edilen bulgulara göre davalı-karşı davacının her iki kataloğun hazırlanma aşamasında bilgisi olduğuna” dair tespit ve görüş göz önünde bulundurulduğunda, tarafların 1.000 adet katalog için anlaşma yaptıklarına dair kabulün yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, davalı-karşı davacı iş sahibi tarafından, anlaşmanın 500 adet üzerinden olduğundan hareketle, Beyoğlu … Noterliğinin 28/11/2016 tarihli … yevmiye numaralı düzenlenme şeklinde tespit tutanağı ile sadece geri kalan 329 adet kataloğun tesliminin talep edilmesi haklı bir talep olmadığından, bu tutanak ile davacı-karşı davalının temerrüte düşürüldüğünden bahsedilemeyecektir. Sözleşme 1.000 adet üzerinden yapıldığından, davacı-karşı davalı yüklenici hazırlamış olduğu katalogların tamamının teslim alınmasını istemekte, davalı-karşı davacının sadece 500 adet üzerinden kalan ürünlerin teslimine dair kısmi ifa talebini reddetmekte haklıdır. Davacı-karşı davalı yüklenici tarafından hazırlanan ve yapılan bilirkişi incelemesine göre ayıplı olmadıkları tespit edilen kalan 829 adet kataloğun teslime hazır olduğunun 26/10/2016 tarihli yazı ile davalı-karşı davacı şirket yetkilisine bildirilmesi, bu talebe olumlu cevap alınamaması üzerine Kadıköy …Noterliğinin 04/11/2016 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kalan malların teslimine hazır olduklarını tekrar bildirmesi ve buna ilişkin 28/10/2016 tarihli 35.856,31 TL’lik fatura ile 02/11/2016 tarihli 173.829,70 TL’lik fatura ve irsaliyeyi keserek karşı tarafa göndermesi, basılan katalogların niteliği itibariyle başka bir yerde değerlendirilmelerinin mümkün olmaması karşısında, davacı-karşı davalı yüklenicinin tamamını hazır ettiği ve başka birine satamayacağı kataloglarla ilgili bakiye iş bedelini davalı-karşı davacı iş sahibinden talep edebileceğinin kabulü gerekir. Davalı-karşı davacı iş sahibince karşı davada, 500 adet katalog için peşin ödenen 85.000,00 TL’den teslim edilmeyen ve bu nedenle ifasından vazgeçilen 329 adet kataloğa tekabül eden 55.930,00 TL ile teslim edilen kataloglardan 35 adedindeki ayıp nedeniyle, katalog başına şimdilik 2,00 TL olmak üzere toplam 70,00 TL’nin davacıdan tahsili talep edilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, ifasından vazgeçildiği belirtilen 329 adet kataloğa ilişkin 55.930,00 TL’lik bedel iadesi talebi yerinde bulunmamaktadır. Ayıplı ifa nedeniyle tazminat talebi bakımından ise; Mahkemece, reklamcılık ve tasarım uzmanı, matbaacılık ve basım uzmanı ve hesap uzmanı bilirkişiden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 22/01/2018 tarihli kök raporda, ayıplı olduğu iddia edilen kataloglardan davalı-karşı davacı tarafça dosyaya sunulan 3 adedi üzerinde yapılan inceleme neticesinde 1 tanesinde belirgin ayıp tespit edilmiş, reklamcılık ve tasarım uzmanı ile hesap uzmanı tarafından çoğunluk görüşü olarak sunulan 27(08/2018 tarihli ek raporda ise, davalı-karşı davacıya teslim edilen 171 adet katalogdan kalan 131 adedi üzerinde yapılan inceleme neticesinde, bunların 73 adedinde belirgin ayıp olduğu ancak bu ayıpların teslimden sonra ortaya çıktığı ve zamanla arttığı, davacı-karşı davalının ayıpsız ürün teslim ettiği, söz konusu ayıbın davacı-karşı davalının ayıplı ediminden değil davalı-karşı davacının uygun olmayan saklama koşullarından ileri geldiği, sadece davalı-karşı davacıya teslim edilen ürünlerde cilt kapağı üzerindeki yapışkan bantta ayıp görüldüğü, bu durumun davalı yanın uygun olmayan saklama koşullarından kaynaklandığı belirtilmiştir. Matbaacılık ve basım uzmanı bilirkişi ayrık görüşünde, sonuç olarak ayıbın hangi yanın sorumluluğunda meydana geldiğinin tespitinin yapılamayacağı belirtilmiş ise de, ek rapordaki bu tespit ve görüşler, ek rapordaki ayrıntılı inceleme ve değerlendirmeler doğrultusunda dosya kapsamına göre Dairemizce de yerinde görülmüştür. Buna göre, karşı davadaki ayıplı ifa iddiasıyla tazminat talebi de yerinde bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı-karşı davacı vekillinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarih ve 2016/1189 Esas, 2018/1223 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekillinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Asıl dava yönünden davalı-karşı davacı tarafça yatırılması gereken 8.517,30 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 2.129,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.387,90 TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Karşı dava yönünden davalı-karşı davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL istinaf karar harcının davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 08/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.