Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/731 E. 2021/2367 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/731
KARAR NO: 2021/2367
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2018
NUMARASI: 2015/972 Esas, 2018/245 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirketin, davalının şantiyesinde yapılacak elektrik işlerinin bir kısmı konusunda sözlü anlaşmaya varıldığını, mal ve hizmet ediminin teslim edilerek işçilik dahil faturalandırıldığını, faturalara itiraz edilmediğini, alacağın ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin davacıdan herhangi bir hizmet, ürün veya mal teslim almadığını, müvekkili şirketin muhatabının … olduğunu, müvekkili şirketin sahibi ve yetkilisinin … olduğunu, inşaatın bir kısım elektrik ve trafo işlerinin ve müracaatlarının yapılması için … ile üç adet sözleşme yapılarak, yaptığı iş tutarının makbuz ve banka havalesi ile ödendiğini; yapılan ödemelere karşılık …’in kendi şirketi olduğundan bahisle davacı şirkete ait ve … Elektriğe ait faturalar getirdiğini, müvekkilinin zuhulen bu faturaları ticari defterlerine işlediğini, müvekkilinin … ve … Elektrik ile ticari bir ilişkisi, mal alımı bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı takip alacaklısının davalı takip borçlusu hakkında faturaya dayalı olarak takip başlattığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, davacının ticari defterlerini kabul edilebilir bir mazeret de bildirmeksizin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz etmediği, davalının ise kendi ticari defterlerine göre davacı tarafta borcunun bulunmadığı, davalının ticari defterlere delil olarak dayandığı, tarafların ellerinde bulunan belgeleri ibraz zorunluluğu bulunduğu, bu zorunluluğa ve verilen kesin süreye rağmen davacının ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 220. maddesinde, bir tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, belgeyi ibraz etmesine karar verilen tarafın kendisine verilen sürede ibraz etmemesi halinde mahkemenin, belgenin içeriğine göre diğer tarafın beyanını kabul edebileceği hükmünün yer aldığı, (Yargıtay 11. HD’nin 07/02/2017 tarih ve 2015/12365 E – 2017/648 K sayılı ilam) davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olması nedeni ile davalı lehine delil teşkil edeceği, davacı taraf her ne kadar davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtların fiktif olduğunu ve ödemeye ilişkin herhangi bir belge olmadığını iddia etmiş ise de takibe konu faturadaki mal ve hizmetin teslim ve ifa edildiğinin ispat yükünün davacı tarafta olduğu, davacının ilgili mal ve hizmetin davalıya teslim ve ifa edildiğini ispatlayamadığı, takibin faturaya dayalı olması nedeni ile davacı takip alacaklısının takibinde kötü niyetli olmasından bahsedilemeyeceği, dolayısı ile kötü niyet tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile, davanın reddine, davalı vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirketin, davalı şirkete elektrik tesisatı ve trafo kurulması işlerini, malzeme ve işçilik dahil yaptığı, imalatı tamamlayıp teslim ettiği, bu işe ilişkin düzenlenen 15.08.2013 tarihli, 18.290,00 TL bedelli ve 10.09.2013 tarihli 14.974,20 TL bedelli faturaların davalıya teslim edildiği, fatura bedellerinin davacıya ödenmediğinin tarafların ve bilirkişinin kabulünde olduğunu; davalının itirazının, iş bedellerinin başkasına ödendiği ve bu ödemenin borcun ödenmesine sayılması talebi olduğunu; davacının edimini eksiksiz yerine getirdiğini ispat ettiğini, davalı tarafın ise iş bedelinin ödediğini ispat edemediğini, bu durumda mahkemenin gerçekleşmiş iş bedeli alacağını hüküm altına alması gerekirken, davanın usuli sebeplerle reddine karar vermesinin yerinde olmadığını; mahkemenin davacı defterlerinin sunulmamasını davanın reddine olarak gerekçe gösterdiğini; tarafların, defterini sunmadığında karşı tarafın defterlerini kabul edeceğini mahkemeye bildirmediğini; davaya konu alacağın mevcut olduğunu, davalının kendi defter ve belgelerini teyit ettiğini; davacı tarafın defter ve belgeleri başka bir mahkemede bulunduğundan ibraz edilemediğini, davalı tarafın defterlerinde yazılı olan alacağın hüküm altına alınmasının talep edildiğini; ödemenin ispat yükünün davalı tarafa düştüğünü; bilirkişi raporunda, davalı defterlerinin de sahibi lehine delil niteliği taşımayacağı, sahibi aleyhine delil niteliği taşıyacağını, takip konusu yapılan iki adet toplam 33.264,20-TL fatura davalı defterinde borcu olarak kayıtlı olduğu, hiç bir dayanağı olmadan nakit ve virman kaydı düşülmesinin ödemenin ispatına delil sayılmayacağı değerlendirilerek, davacının davasında haklılığının tespit edildiğini; davalı tarafın kendi defter ve belgelerine göre müvekkiline borçlu olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, inkar tazminatı talebinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf cevap dilekçesi ile; taraflar arasında sözleşme akdedilmediğini; müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını; müvekkilinin ihbar olunan …’den hizmet satın alarak, hizmetin bedelini ödediğini, yapılan ödemelere karşılık … tarafından davacıya ait faturaların gönderildiğini; davacı ile müvekkilinin almış olduğu hizmete karşılık ödeme yaptığı … Elektrik Şirketi arasında organik bağ bulunduğunu; davacı taraf, dava dilekçesinde ticari defterlerini delil olarak göstermesine rağmen, mahkemeye defterlerini sunmayarak incelenmesini engellediğini; tacir olan davacının yargılama aşmasında herhangi bir haklı gerekçe ileri sürmeksizin defterlerini ibraz etmekten kaçınmasının kötü niyetini gösterdiğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile; davacı alacaklı tarafından davalı takip borçlusu hakkında 33.264,20 TL cari hesaba dayalı ilamsız takip başlatıldığı, davalının süresinde borca ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalının şantiyesinde elektrik işlerinin yapılması hususunda anlaşmaya varılıp işler yapılarak fatura düzenlendiği, faturaların bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itiraz edildiği ileri sürülerek itirazın iptaline icra inkar tazminatının tahsili talep edilmiştir. Dosya kapsamına göre; davacı … Ltd.Şti. yetkilisinin … olduğu ve davacı şirketçe düzenlenen faturalar davalı şirket defterlerine kayıtlı olduğundan her iki şirket arasında sözleşme ilişkisinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Dosyaya davalı tarafça … ile davalı … Ltd.Şti. arasında elektrik işinin 15.000,00 TL ile yapılması konusunda yazılı sözleşmenin; şirket yetkilisi olarak … ile … Ltd.Şti. arasında trafo-elektrik işinin yapılması konusunda 17/09/2013 tarihli yazılı sözleşmenin ve … ile iş sahibi … arasında 14.000,00 TL ile işin yapılması konusunda 04/10/2013 tarihli yazılı sözleşmenin ve davalı tarafından …’e yapılan 09/09/2013 tarihinde 5.000,00 TL, 30/09/2013 tarihinde 1.500,00 TL ödemelere ilişkin makbuz ile … Ltd.şti hesabına EFT ile yapılan 01/08/2013 tarihinde 7.500,00 TL, 06/08/2013 de 10.000,00 TL, 18/11/2013’de 2.000,00 TL ödeme makbuzları ile bunlara ilişkin faturaların sunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı ise taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığını ileri sürmüştür. Bu durumda, davalı tarafça ileri sürülen sözleşmeler, faturalar ve ödeme belgelerinde belirtilen işler ile davacının sunduğu icra takibine konu edilen faturalarda belirtilen işlerin aynı işler olup olmadığı, iş bedellerinin ne olduğu ve ödenip ödenmediği, davacının bu işlerden dolayı bir alacağı bulunup bulunmadığı hususlarının konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmak suretiyle tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sadece defter incelemesi ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2018 tarih, 2015/972 Esas, 2018/245 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 14/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.