Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/678 E. 2019/728 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/678
KARAR NO : 2019/728
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2018
NUMARASI : 2018/588 Esas, 2018/1220 Karar,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili, müvekkilinin davalılara ait konut projesinin hafriyat işini üstlendiğini ve davalılardan 139.582,82 TL alacağı bulunduğunu, yapılan icra takibine itiraz ettiğini, ortaklığı oluşturan şirketlerin icra dosyasına vekaletnamelerini sunduklarından taraf teşkilinin sağlandığını belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline, aksi halde davanın alacak davası olarak kabulü ile, dava konusu alacağın 02/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, müvekkili şirketlerin Westside İstanbul isimli konut projesini yapmak üzere bir araya gelerek .. Girişimini oluşturduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliği ve aktif ve pasif dava ehliyeti bulunmadığını, ayrıca alacaklının bu ortak girişimi … olarak yanlış şekilde bildirdiğini, davanın geçerli bir icra takibine dayanmadığından reddi gerektiğini, ayrıca sözleşmenin 48. Maddesine göre davanın İstanbul mahkemelerinde açılması gerektiğini, taraflar arasında 19/11/2014 tarihli “Hafriyat İşleri Sözleşmesi” düzenlendiğini, sözleşmenin 17. Maddesine göre yüklenicinin yükümlülüğünde olan bedellerin hakedişinden kesileceğini, 34. Maddesine göre ise işin ikmalinden sonra yerlerin temizlenmesi gerektiğini, aksi halde %5 fazlasıyla kesinti yapılacağını, SGK asgari işçilik birim farkının müvekkilince ödendiğini, fiyat artışı yapılmaması gerektiği halde ödemelerin zamlı olarak yapıldığını, davacının alacağı bulunmadığını belirterek, davanın husumet, yetki ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafça icra takibi yapıldığı, davacının alacak iddiasının davalıların bir arada oluşturdukları adi ortaklık hakkında başlattıkları, oysa ki yerleşmiş içtihatlar itibariyle icra takibinin adi ortaklığı oluşturan her bir şirket hakkında ayrı ayrı takip yapılması gerektiği, adi ortaklık doğrudan taraf gösterilerek takip yapılamayacağından usulüne uygun icra takibi yapılmamış olması gerekçesiyle itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkemenin eksik ve hatalı inceleme ile davanın reddine karar verdiğini, davalılar arasında joint venture ortaklığı bulunduğunu, bunun adi ortaklığa benzediğini, icra takibinin ortaklığa karşı açıldığını ve ödeme emrinin de ortaklığa tebliğ edildiğini, Yargıtay içtihatlarına göre ortaklığa karşı açılan takiplerde ortak girişimdeki şirketlerin tayin ettiği vekil tarafından her şirket için vekaletname sunularak bu şirketler adına icra takibine itirazda bulunması halinde artık taraf teşkilinin sağlanmış sayılması gerektiğini, bu nedenle taraf teşkili sağlandığından davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, davacı alacaklı şirketçe hafriyat alacağının tahsili istemiyle borçlular … aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibine girişildiği, ortak girişimi oluşturan her üç şirketin de aynı vekile vekaletname vermek suretiyle icra takibine itiraz ettiği, takibin durduğu, davacı şirketçe ortak girişimin ortakları ayrı ayrı davalı gösterilmek suretiyle itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Her birinin tek başına tüzel kişiliği bulunmakla birlikte, bir işin yapımı için bir araya gelen şirketlerin oluşturduğu ortak girişimin bir adi ortaklık olarak tüzel kişiliği bulunmamaktadır. İcra takibinde borçlu olarak ortak girişim gösterilse bile, ortak girişimi oluşturan şirketler tek tek itiraz etmiş olmakla, başlangıçta bulunmayan taraf teşkilinin bu şekilde sağlanmış olduğu açıktır. Eldeki davada da şirketler ayrı ayrı davalı gösterildiğinden taraf teşkili sağlanmıştır. Bu nedenlerle, işin esasına girilip, tarafların iddia, savunma ve delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun icra takibi yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf talebinin kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 bendi gereğince kaldırılarak, dosyanın esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2018 tarih, 2018/588 Esas, 2018/1220 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.