Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/654 E. 2022/127 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/654
KARAR NO: 2022/127
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2018
NUMARASI: 2016/700 Esas, 2018/982 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap ekstresine dayalı fatura alacağı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili; müvekkil şirket … Şirket tarafından, davalı şirket … Ltd. Şti. Arasında imzalanan “İnternet Sitesi Yazılım ve Bakım Hizmetleri Sözleşmesi” uyarınca E-Ticaret projesi bakım hizmeti ve E-Ticaret projesi barındırma hizmetleri sunulduğunu, bu hizmetlere ilişkin olarak da faturalar kesildiğini, müvekkil şirket tarafından davalı şirkete sunulan hizmetleri karşılığı olarak 2015 yılında 20 adet fatura kesildiğini toplamda 106.903,23-TL tutarında fatura düzenlenip davalı şirkete iletildiğini, davalı şirket tarafından 95.659,97-TL tutarında ödeme yapıldığını ancak 01.10.2015 tarihli … seri nolu 6.383,00-TL ve 01.10.2015 tarihli … seri nolu 3.145,19-TL tutarlı faturalara ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin toplamda 11.243,26-TL tutarındaki cari borcuna ilişkin olarak, davalı şirkete ihtarname gönderildiği, ihtarnameye rağmen söz konusu borç ödenmediği ve ödenmemiş bulunan 01.11.2015 tarihli … seri nolu 7.531,94-TL ve 01.11.2015 tarihli … seri nolu 3.506,44-TL tutarlı faturalar da hesaba katılarak davalı şirketin borcu için icra takibinde bulunulduğunu, davalı şirket tarafından bakiye tutara ve cari borca ilişkin olarak herhangi bir ödeme yapılmadığını ve davalı şirket tarafından fatura içeriklerine dair herhangi bir itiraz da bulunulmadığını, faturaya itiraz edilmemesi konusunda 6102 sayılı TTK’nın 23. Maddesi’nin açık olduğunu, davalı şirketin 11.243,26-TL tutarındaki cari borcuna istinaden, Beşiktaş … Nöterliği aracılığıyla 22 Ekim 2015 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, 11.243,26-TL tutarındaki cari hesap bakiyesinin söz konusu ihtarnemenin davalı şirkete tebliğ edilmesinden itibaren en geç 7 gün içinde ödenmesi talep edildiği ancak davalı şirket tarafından ihtarneme tebliğ alınmasına rağmen faturalara ilişkin ödeme yapılmadığını, bu sebeple faturalar dayalı olarak ödenmeyen borç, ihtarname, masraflar ve faizler için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığnıı, takibe ilişkin ödeme emri davalıya tebliğ edildiğini, davalı şirket tarafından verilen itiraz dilekçesi ile takip durdurulduğunu, itiraz dilekçesinde davalı şirket takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiğini ifade ettiğini, yapılan itirazların ne maddi ne de hukuki dayanağının bulunmadığını, davalı şirketin itirazı haksız olduğunu, davalı şirket itirazında kötü niyetli olduğunu, bu haksız itiraz üzerine takip durduruduğunu, bu nedenle borçulunun itirazının iptali, takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı gereği %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas saylı dosyaya yapılan itirazın iptaline ilişkin huzurdaki dava ikame edildiğini, Davacı tarafın takip yapmakta haksız olduğunu, huzurdaki davasının da bu kapsamda haksız olduğunu ve reddi gerektiğini, davacı taraf ile müvekkili arasında 30/05/2011 tarihinde “İnternet Sitesi Yazılım ve Bakım Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını, bu kapsamda davacı taraf, davalı müvekkil şirketine internet sitesi yazılım programı kuracağını, internet üzerinden satış yapılabilmesi için gerekli kurulumları yapılacağını, sitenin devamlı ve düzgün çalışabilmesi için tüm teknik destek ve çalışmaları yerine getireleceğini, davacı taraf ile müvekkil şirketin birbirine karşı yükümlülükleri sözleşmenin 4 ve 5 nolu maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlendiğini, yapılan bu hizmetlere karşılık müvekkil şirket de, sözleşmenin 6 nolu maddesinde belirlenen ücret ödemelerini gerçekleştireceğini, davacı tarafından müvekkil şirket adına internet sitesi kurulmuş ve hizmet verilmeye başlanıldığını, müvekkil şirketçe de alınan hizmete ilişkin ödemeler eksiksiz olarak yerine getirildiğini, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi devam ederken, davacının kurulumu yaptığı internet sitesinde problemler meydana gelmeye başladığını, tüketicilerin gerek sosyal medya üzerinden gerekse de telefon yoluyla arayarak bildirdikleri şikayetlerin artması, davacı tarafından kalıcı çözüm üretilememesi gibi süreklilik arz eden tutum ve davranışlar nedeniyle taraflar arasında imzalanan sözleşme, müvekkil şirket bakımından çekilmez hal aldığını, sözleşmenin devamı kendisinden beklenemeyecek duruma geldiğini, internet sitesinde yaşanan sıkıntıların çözümlenmesi amacıyla davacı şirkete gönderilen mailler ile yaşanılan sorunlar bildirildiğini, ivedi ve kalıcı çözüm bulunması talep edildiğini, ancak davacı şirket tarafından, sözleşmede taahhüt edilen edimler eksiksiz olarak yerine getirilmediğini, davacı tarafın sözleşme ile yükümlendiği edimlerini yerine getirmediğini gösterdiğini bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, haksız açılan davanın reddini, takibin iptalini, takip miktarının %10’undan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında 30/05/2011 tarihinde akdedilen sözleşmenin süresi ve fesih başlıklı 7. Maddesi gereği 2 yıllık süre bitiminden 1 ay öncesinden noterden onaylı yazılı fesih ihbarında bulunulması gerektiği ; ancak bu şekle uyularak yeni dönemden önce süresinde sözleşmenin iddia edildiği gibi 01.09.2015 tarihinde feshedildiğinin ispatlanamadığı; buna göre sözleşmenin 30/05/2015-29/05/2016 dönemi açısından kendiliğinden yenilendiği, sözleşmenin feshinin davalı tarafından ilk defa 13.11.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile yapıldığı, fesih ihbarı ve e-ticaret web sitesi ile ilgili sorunların giderilememesinin davalı tarafından yazılı olarak söz konusu edilmesinin de, davacı tarafından … ve … seri nolu 01/10/2015 düzenleme tarihli toplamda 11.243,26-TL olan 2 adet faturanın ödenmesi ile ilgili 13/11/2015 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamenin kendisine keşide edildikten sonra davalı tarafça Bakırköy … Noterliğinin 13/11/2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ileri sürüldüğü, itiraz edilen faturaların 07/10/2015 tarihinde davalıya teslim edilmiş olmasına rağmen bu faturalara TTK’un 23. Maddesi hükmü gereğince süresi içinde de itiraz edilmediği, davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olup, lehine delil teşkil ettiği, faturaların davacı cari hesabına işlenmiş olduğu, davalı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olup, lehine delil teşkil ettiği, ticari defter kayıtlarına göre davacıya borçlu bulunmadığı, davalı mutabakat mektuplarında takip konusu yapılan 2 fatura konusunda mutabık olmadıklarını beyan etiği, davalının ayıplı ifa iddiasına ilişkin dosyaya sunduğu elektronik posta yazışmaları ve ticket hesabına ait görüntülerininde sorunların bir çoğunun kullanıcı kaynaklı istem dışı oluşabilecek ve yaşanabilecek sorunlar olduğu, bildirilen bu sorunların giderilmediğine ilişki de delil sunulmadığı, buna göre göre, davacı tarafından davalıya e-ticaret web sitesi ile ilgili ayıplı hizmet verildiğinin ispatlanamadığı, tüm bunlara göre 01/10/2015 tarih … nolu ve … nolu KDV dahil toplam 11.243,26 TL tutarlı iki fatura tutarın ve 9,70 TL işlemiş faizin davalı şirket tarafından davacıya sözleşme gereği verilen hizmet karşılığı ödenmesi gerektiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/8012E.2016/1239 K. sayılı emsal kararı: “Takiple sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davalarında, tarafların haklılık durumları takip tarihi itibariyle belirlenir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere dava konusu …TL alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı, takipten sonra… tarihi itibariyle muaccel olduğu anlaşılmaktadır….” şeklinde olup takip tarihi itibariyle 01.11.2015 tarihli iki fatura alacağının takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı gerekçesiyle, 11.252,96-TL asıl alacak, 9,70-TL işlemiş faiz ile işleyecek faiz oranına itirazın iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, 11.262,66-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının gönderdiği … ile … seri nolu faturalara süresinde itiraz ediliğinı, davacı aynı faturaları tekrar gönderdiğinı, buna da cevap verildiğinin sözleşmenin feshedildiğini ve itiraz edilen faturaların yeniden gönderilmesinin mümkün olmadığının belirttiklerinin mahkemenin süresinde itiraz edilmediği tespitinin hatalı olduğununu, davacının gönderdiği ihtarnamenin keşide tarihinin 22/10/2015 olduğu mahkemece davalı tarafından 07/10/2015 tarihinde tebliğ alındığı gerekçesi hatalı olduğunu, sözleşme 01/09/2015 tarihinde feshedilmiş olduğundan bu tarihten sonra hizmet alınmadığından ücret talep edilmeyeceğini, takibe konu faturalar fesih tarihinden sonra düzenlendiğini, olağanüstü fesih halinde sözleşmede belirtilen 1 aylık fesih ihbar süresinin uygulanmasına gerek olmadığını, süre sebebiyle sona erme halinde 1 aylık süre uygulanır mahkemenin feshin geçersiz olduğu tespitinin hatalı olduğunu, sözleşmenin fesih olduğunu, sözleşme süreye göre yenilenmiş olsa da olağanüstü sebeple sözleşmenin feshedildiğini, ayıpların yeni dönemde de devam ettiğini, bu yönde delil tespitinin yaptırılmasının zorunlu olmadığını, mahkemenin bu hususu yargılamada tespit edebileceğini, fakat bunu yapmayarak uzman raporu almadığını, bu yönde eksik inceleme yapıldığını, alacağın likit olmadığını, icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olduğunu, itiraz edilen faturalara dayanarak takip başlatıldığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici davaya konu takiple faturaya bağlanmış bakiye cari hesap alacağının tahsilini istemiş; davalı taraf ise, faturaları kabul etmeyerek davanın reddini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı tarafça istinaf edilmiştir. Dosya kapsamına göre dava dayanağı sözleşmenin davalı iş sahibi tarafından feshedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Nakit bedel karşılığı düzenlenen eser sözleşmesi taraflardan biri tarafından tek taraflı olarak feshedilebilir. Bu durumda sözleşmenin (aksine bir kararlaştırma yoksa) geriye etkili sonuç doğuracak şeklide sona erdiği kabul edilerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tasfiye yapılması gerekmektedir. Öte yandan eser sözleşmesinde sözleşmenin feshine ilişkin taraflarca kararlaştırılmış bir yol, yöntem ya da bir usul belirlenmiş olması halinde bu hükümlere uyulmaması sözleşme süresini uzatmayacağı gibi, fesih işlemini de kendiliğinden geçersiz kılmaz. Olsa olsa sözleşme şartlarına uyulmaması nedeniyle oluşacak sonuç dairesinde değerlendirme yapılabilir. Ayrıca somut olayda davacı yaptığı takiple bakiye bedel talebinde bulunmuş ise de “çoğun işinde az da vardır” mantık ilkesi uyarınca sözleşme bedeli isteyemez ise de, feshedilen sözleşme nedeniyle şartları da varsa yaptığı imalatın bedelini isteyebilir. Mahkemece, sözleşmenin 7. Maddesine göre fesih ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle feshin ilk defa 13.11.2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile yapılmış olduğuna karar vermiş ise de, fesih iradesinin sonuç olarak davacıya ulaştığı anlaşılmakla, sözleşmenin fesihle sonlandırıldığının kabulü gerekir. Mahkemece, sözleşmenin geriye etkili sonuç doğuracak şekilde feshedilmiş olduğu hususu gözden kaçırılarak sözleşme ayaktaymış gibi inceleme ve değerlendirme yaparak sonuca ulaşmış olmakla verilen karar usul yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğundan kararın kaldırılarak, davacı yüklenicinin yaptığı imalat bedelini ( sözleşme bedeli değil) fesih iradesinin karşı tarafa ulaştığı tarih itibarı ile piyasa rayiçlerine göre belirleyerek varsa kabul edilen ve ispatlanmış ödemeler mahsup edildikten sonra bulunacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/10/2018 tarih, 2016/700 Esas, 2018/982 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.