Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/607 E. 2019/776 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/607
KARAR NO : 2019/776
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2018
NUMARASI : 2018/613 Esas, 2018/1157 Karar
DAVANIN KONUSU İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 20/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, HMK m. 353 hükmü gereğince duruşmasız olarak dosya üzerinde HMK m. 355 hükmü gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda, sair taleplerinin reddi ile;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Dava, ebru regulatörü ve hes inşaatı işini konu alan 04.01.2011 tarihli yazılı eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında sözleşmenin teminatı olarak taşeron … Ltd. Şti. tarafından yüklenici …. A.Ş ‘ne verilen 14.11.2011 tarihli 1.448.000,00 TL miktarlı ve yine aynı tarihli 586.000,00 TL tutarlı iki adet kesin teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiği iddiasıyla bedelinin iadesi amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olup; mahkemece, sözleşmenin 24.maddesi uyarınca temlik yasağı bulunduğundan bahisle takip alacağının devri için yapılan temlikin geçersiz olduğu belirtilerek davanın akdi husumet – dava şartı yokluğundan reddine dair verilen karar temlik alan davacı … vekili tarafından usulünce istinaf edilmiştir.Dava ve talep konusu sözleşmenin taşeron … Ltd. Şti ile yüklenici … AŞ arasında imzalandığı, … A.Ş ‘nin 09.09.2016 tarihinde davalı … A.Ş ile birleştiği ve sicile tescil ve ilan edildiği, … Ltd. Şti. tarafından sözleşme kapsamında davalıya verilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesi üzerine bu mektup bedellerinin iadesi için İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davalıya karşı 22.02.2018 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, takip alacaklısı … Ltd. Şti tarafından iş bu takip alacağının 23.02.2018 tarihinde Antalya …. Noterliğinde yapılan temlikname ile dosyada davacı olan …’a temlik edildiği, aynı gün temlikname ile birlikte ödeme emrinin takip borçlusuna tebliğe çıkartıldığı ve 01.03.2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ üzerine aynı tarihte borçlu tarafından borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf talep dilekçesinde özetle; yüklenici, … A.Ş ile … A.Ş’nin birleştiğini, … A.Ş’nin tüm aktif ve pasifleriyle … geçtiğini ve sicilden terkin olduğunu, iş bu davanın alacağın devri yani temliki hükmünde olduğunu, sözleşmenin temlik yasağına ilişkin 24.3 maddesinin bu suretle ortadan kalktığını, temlik yasağı geçerli olsa bile davalı temlik işlemini öğrenir öğrenmez temlike karşı koyması gerektiğini, temlikname davalıya tebliğ edildiği halde herhangi bir itirazda bulunmadığını bu nedenle temlik edene karşı sahip olduğu itiraz ve def’ileri ileri süremeyeceğini, borca itiraz dilekçesinde temlik yasağı ve husumet itirazında bulunmayan davalının icra takibine bağlı olan itirazın iptali davasında da bu itiraz sebebine dayanamayacağını, temlik işleminin, teminat mektupları nakde çevrildikten ve icra takibi açıldıktan sonra yapıldığından bağımsız bir borç niteliğinde olduğundan temlik yasağı kapsamında olmadığını dolayısıyla icra takibinden sonra yapılan devir ve temlik işleminin geçerli olduğunu ileri sürerek davalının temlik yasağı ve husumet itirazının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasında ebru regulatürü ve hes inşaatı işini konu alan 04.01.2011 tarihli yazılı eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık dışıdır. Sözleşmeyi taşeron olarak imzalayan … Ltd. Şti, sözleşme kapsamında yüklenici … A.Ş’ne (birleşme ile … A.Ş) verilen iki adet kesin teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiğinden bahisle bedelinin iadesi amacıyla istanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlattığı, takip tarihinden 1 gün sonra takip alacağını Antalya …. Noterliğince düzenlenen 23.02.2018 tarihli temlikname ile davacı …’a devrettiği anlaşılmaktadır. Davadaki esas uyuşmazlık temlik işleminin geçerli olup olmadığı noktasındadır. Mahkemece, sözleşmenin 24. Maddesindeki temlik yasağı düzenlemesi dikkate alınarak geçerli bir temlik işlemi olmadığından bahisle dava husumet yokluğundan reddedilmiştir. Sözleşmenin 24. Maddesinde “… Taşeron, bu sözleşmenin uygulanmasından dolayı müteahhit nezdinde doğmuş ve doğacak olan her nev’i hak, alacak ve istihkakların bir miktarını veya tamamını müteahhitin onayı olmadan hiçbir suretle başkasına devir ve temlik edemez, ederse bu devir veya temlik geçersiz olur ve müteahhiti asla bağlamaz. Kesin teminat üzerine yapılacak bir temlik hiçbir şekilde kabul edilemez …” düzenlemesine yer verilmiştir. Madde içeriğine göre yüklenicinin onayı olmadan sözleşme kapsamındaki her türlü hak ve borçları temlik edilemeyeceği, başka bir ifadeyle temlik yasağı bulunduğu anlaşılmaktadır. Alacağın temliki 6098 sayılı TBK’nın 183 ve devam eden maddelerinde de düzenlenmiş olup; temlik, borç doğuran bir akit olmayıp, temlik sözleşmesi bir tasarruf işlemidir. Bundan dolayıdır ki, temlik işleminin öncesinde veya sonrasında borçluya bildirilmesi zorunluluğu olmadığı gibi borçlunun temlik işlemine katılması da gerekli değildir. Davacı, temlik sözleşmesinin ödeme emriyle birlikte takip borçlusuna tebliğ edildiği halde herhangi bir itirazının olmadığını belirterek bununla işlemi onayladığı iddiasını ileri sürmüştür. Kural olarak, alacağın temlikinin geçerli olabilmesi şartlarından bir diğeri de hukuki bir engelinin bulunmaması gerekir. Bu engel bizzat sözleşmede de düzenlenebilir. Somut olayda, sözleşmenin 24. Maddesi alacağın temlik edilebilmesi, davalı borçlu yüklenicinin onayına bağlı tutulmuştur. Buna göre onay işleminin ayrıca ve açıkça yapılması gerekir. Tebliğ edilen temlik sözleşmesine itiraz edilmemiş olması işleminin zımnen onaylandığı şeklinde yorumlanamaz. Zira, bunun açık bir irade beyanıyla ayrıca onaylanması gerekir. Kaldı ki, icra prosedüründe hangi iş veya işlemlere itiraz edilmemesine nasıl veya neye sonuç bağlandığı kanunda ayrıca belirtilmiş olup, temlik sözleşmesi takip dayanağı sayılan belgelerden olmayıp, tasarruf işlemini belgeler niteliktedir. İtiraz edilmemesi halinde zımnen onaylandığının kabulünü gerektiren hususlar hukuki işlem niteliğinde olup tek taraflı irade beyanıyla karşı tarafa ulaştığında sonuç doğurabilen irade beyanlarıdır ki, temlik bir akid olup, tarafı olmayana tebliğ edilen bir işlemdir. Kural olarak, onaya tabi tutulan bir işlemde de zımni kabul o işlemin onaylandığı anlamına gelmez, bunun için ayrıca ve açıkça onaylandığının belirtilmesi gerekir. Yapılan açıklamalar ve belirtilen ilke ve yasal düzenlemeler ile sözleşmenin ilgili hükmü birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmenin temlik yasağı hükmüne dayanılarak geçerli bir temlik işlemi olmadığından bahisle davacının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın husumetten reddine dair mahkeme gerekçesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2018 tarih ve 2018/613 Esas, 2018/1157 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere 20/06/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.