Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2019/583 E. 2019/727 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/583
KARAR NO : 2019/727
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2018
NUMARASI : 2014/322 Esas, 2018/249 Karar,
DAVANIN KONUSU: Alacak, Tazminat
KARAR TARİHİ : 11/06/2019
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : Asıl davada davacı ve karşı davada davalı …San.ve Tic.Ltd.Şti vekili, taraflar arasında davalıya ait tankerin boru donatım işinin yapımı hususunda sözleşme imzalandığını, sözleşme konusu işlerin yapıldığını, davalının plan, projeler ve malzemeleri zamanında teslim etmediği gibi ek işler talep ettiğinden işin bitme zamanının davalıdan kaynaklanan sebepler yüzünden uzayacağının anlaşılması üzerine müvekkili tarafından uyarı yazısı düzenlenerek tersane yönetimine verildiğini, tarafların bunun üzerine bir araya gelerek ilk sözleşmenin konusunu oluşturan ana faaliyetleri üçe ayırarak her bir konuda ayrı birer sözleşme yapıldığını, yeni yapılan sözleşmeler sonrasında davalının taahhütlerini 10.06.2009 tarihinde tamamladığını ve iş bitirme belgesi düzenlendiğini, sonrasında bakiye hakediş bedeli, ek iş bedelleri ve gecikme nedeniyle oluşan işçilik bedelleri için 09.07.2009 tarihli 53.834,38 TL bedelli fatura düzenlenip ihtarnameler ekinde gönderilerek ödeme istendiğini, davalının faturayı iade ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 157.306,70 TL alacağın 13.07.2009 tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı ve karşı davada davacı ..San.ve Tic.AŞ vekili, davacının sözleşme ve ek sözleşmelerden dolayı herhangi bir alacağının bulunmadığını, sözleşme gereği fiyatın artırılamayacağını, işin 10/01/2009 tarihinde bitirilmesi gerektiğini, aksi halde günlük 1.500,00 TL gecikme cezası öngörüldüğünü, işlerin devamı sırasında davacının yetersiz işçi çalıştırmasından işlerde gecikmelerin başladığını, müvekkilinin 07/11/2008 tarihli ihtarla davacıyı uyardığını, işin gecikeceğinin anlaşılması üzerine taraflar arasında 01/02/2009 tarihinde 3 adet ek sözleşme imzalandığını, işin 5 ay gecikmeyle 10/06/2009 tarihinde tamamlandığını, davcının … 03 gemisi için ödünç işçilik bedeli, danışmanlık ücreti, ek iş bedeli ve makine ekipman kira bedeli adı altında 09/07/2009 tarihli 53.834,38 TL bedelli fatura düzenlediğini, ancak müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, gecikmenin davacının kusurundan kaynaklandığını, 28/01/2009 tarihli belgenin teslimden 18 gün sonra ve tek taraflı olarak düzenlendiğini, 21/06/2008 tarihli sözleşmenin teknik şartname hükümlerine göre ekipman ve malzemelerin yüklenici tarafından temininin gerektiğini, … 03 projesi için sözleşme kapsamında olan ve 64.841,50 TL tutarındaki işlerin müvekkili firma tarafından başka firmalara ek iş olarak yaptırıldığından davacı tarafından ödenmesi gerektiği için iş bedelinden tenzil edildiğini ve faturalandırılarak davacıya gönderildiğini, davacı faturalarının sözleşmelere aykırı olarak düzenlendiğini belirtmiş, karşı dava olarak da; sözleşmede kararlaştırılan süre içerisinde tankerin teslim edilmemesi nedeniyle günlük 1.500,00 TL cezai şartın davacıdan tahsili gerektiğini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davada gecikmeden doğan zararların tazmini için şimdilik 10.000,00 TL’nin 10/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 600.000,00 TL götürü bedelli olduğu, davacının sözleşme bedeli olan 600.000,00 TL ücreti tümüyle almadığına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı, davacının talep ettiği davâ konusu meblağın sözleşme bedeli dışında kalan ve bu bedeli aşan bir bakiye alacak iddiası olduğu, oysa sözleşmede kesin olarak götürü bedelin ek iş vb. şekilde artırılamayacağının öngörüldüğünü, sonraki sözleşmelerin götürü bedel şartını değiştirir nitelikte olmadığı, bu itibarla davacının huzurdaki asıl davada ileri sürdüğü bakiye alacak iddiasının kabule şayan olmadığı, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye bedel alacağının tahsiline ilişkin bir uyuşmazlıkta eğer sözleşmede bu konuda bir açıklık bulunmuyorsa, Yargıtay kararlarında değinildiği üzere 818 sayılı BK’nın vekaletsız iş görme hükümlerine göre yüklenicinin yaptığı ek işlerin bedelini talep etme hakkı bulunduğu, ancak somut olaydaki durumun, Yargıtay kararına konu olan uyuşmazlıktan farklı olduğu, somut olayda taraflar açık bir sözleşme hükmü ile (3.maddede) işin bedelinin 575.000,00 TL. olduğu, yüklenici tarafından fiyat farkı veya bedel arttırımı talebinde bulunulmayacağı, sözleşme bedeli haricinde yükleniciye işçilik, nakliye ve genel masraflar için ilave ödeme yapılmayacağı, yüklenicinin kendinden kaynaklanan ve bu sözleşme ve ekli belgelerde işin gereği plan ve projeleri mucibince yapılması zorunlu olup da sözleşme içeriğinde veya ekli belgelerinde somut, açık ve münferit olarak tarifi yapılmamış işler dahil hiçbir iş için ilave bir ücret talep edemeyeceğinin öngörüldüğünü, tarafların kararlaştırdıkları bu açık sözleşme hükmüne rağmen BK’nun 410. Maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, davacının bakiye alacak iddiasının kabul edilemeyeceği sonucuna varılarak mahkemece içtihatlar doğrultusunda üç bilirkişi raporu alınmış olup, tarafların birbirlerine talep edecekleri alacak ve tazminatın bulunmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Davacı ve karşı davada davalı …San.ve Tic.Ltd.Şti vekili istinaf dilekçesinde, yeniden üçüncü bir heyetten bir rapor alınması talep edilmesine rağmen mahkemece son rapora göre karar verildiğini, ikinci heyetçe düzenlenen raporun çelişkili olduğunu, bilirkişilerce götürü bedelin ek iş ve benzeri durumlarda dahi artırılamayacağı görüşünün hatalı olduğunu, dava konusu faturanın içeriğinin sözleşme konusu işlere ek işler olmayıp, tamamen sözleşme dışı farklı işler olduğunu, faturalarda yer alan ek işlere ilişkin ek iş formlarının düzenlendiğini, işin uzamasının, plan, proje ve malzemelerin müvekkiline zamanında teslim edilmemesi ve söz konusu ek işlerin yaptırılması olduğunu, bu nedenle ek maliyetlerin oluştuğunu, dava konusu edilen faturanın bu ek işler ve ek maliyetlere ilişkin olduğunu, bu konularda ek raporda her hangi bir değerlendirme yapılmadığını, raporun eksik ve hatalı olduğunu, ayrıca davalı-karşı davacının dava sonrasında 3.kişilere yaptığı ödemelerin bilirkişilerce dikkate alınmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ve karşı davada davacı …San.ve Tic.AŞ vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli olduğunu ve davacı-karşı davalının sözleşme bedelini tahsil ettiğini, başka alacağı bulunmadığından davanın reddinin yerinde olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede bedelin değiştirilmeyeceğinin düzenlendiğini, işin 10/01/2009 tarihine kadar bitirilememesi halinde günlük 1.500,00 TL gecikme cezası ödenmesinin öngörüldüğünü, yapılan bilirkişi incelemesinde götürü bedel şartını ortadan kaldıracak nitelikte ek iş yaptırılmadığının tespit edildiğini, davacı tarafından işin 10/06/2009 tarihinde 5 ay geç bitirildiğini, müvekkilinin 07/11/2018 tarihli ihtarla davacının uyarıldığını, gecikmenin davacının yükümlülüklerini zamanında yerine getirmemesinden kaynaklandığını, mahkemenin gecikme tazminatı talebini ret gerekçesini yazmadığını ve bilirkişi raporunda hesaplatmaya yönelik karar tesis etmeyerek eksik incelemeye sebebiyet verdiğini belirterek, asıl dava yönünden istinaf talebinin reddine, karşı dava yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Somut olayda, asıl davada yüklenici şirket tarafından bakiye hakediş bedeli, ek iş bedelleri ve gecikme nedeniyle oluşan işçilik bedelleri talep edilmiş; karşı davada ise iş sahibi tarafından gecikmeden doğan tazminat ve cezai şart talebinde bulunulmuş, mahkemece asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeler götürü bedelli olup, asıl davada hangi işlerin götürü bedele dahil olduğu, davacı tarafından yapıldığı ileri sürülen işlerin bu kapsam içerisinde kalıp kalmadığı hususunun gerekirse keşif de yapılmak suretiyle tespit edilmesi, sözleşme dışı iş yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, buna göre gecikme olup olmadığı ve gecikme nedeniyle fazla işçilik ücreti oluşup oluşmadığı ve diğer hususların değerlendirilmesi, tüm bunların sonucuna göre sözleşmede gecikme durumu ve cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı hususları değerlendirilerek, tarafların talepleri konusunda varılacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hususlar üzerinde hiç durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf talebinin usul yönünden kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, belirtilen şekilde inceleme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;1-Taraflar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin usul yönünden KABULÜNE,2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2018 tarih, 2014/322 Esas, 2018/249 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.